Türkiye Cumhuriyeti Devleti için, 16 Nisan 2017'de dikilen "yeni rejim"in yürürlüğe girip girmeyeceğini belirlemek gibi bir tarihi önemi olan 24 Haziran 2018 seçimlerinin, ilan edilen sonuçlarını o dakika, sorgulama lüzumu dahi hissetmeden, üstelik sorgulamaya hazır bekleyenlerin de önünü keserek sineye çekişinin üzerinden üç hafta geçti. Hâlâ "Sanıyorlar ki, böyle baskı kurdukça, milletvekillerini hapse attıkça, tazminat davaları verdikçe, ağır para cezaları verdikçe geri adım atacağım. Sizin feriştahınız gelse geri adım atmayacağım" diyor!
Yanılıyor.
Çünkü artık kimse bir şey "sanmıyor"; herkes "biliyor".
Biliyor ki, "feriştah" mı yoksa başka bir şey geldiği için mi orası hâlâ flu ama son tahlilde hep geri adım attınız, yine atarsınız!
***
Hâlâ "12 Eylül" diyor, "12 Mart" diyor, "Pinochet" diyor, "Hitler" diyor, "Mussolini" diyor...
"Majestelerinin Sadık Muhalefeti" gibisin be kardeşim; ülkeyi dediğin gibi bir "Hitler" yönetiyor ise; Goebbels'inden çok senin payın var seçilmesinde!
***
Hâlâ "Bunları her yerde anlatacağız" diyor;
Çünkü büyüklere masallar!
Hadi bir anlat bakalım, "En çok anlatman, en çok konuşman gereken gece neden sustun" diye bağırmayacak mı kalabalığın arasından bir "masum";
A-aa "kral çıplak"!
***
Hâlâ...
"Seçimlere lekeli bir demokrasiyle gittik" diyor;
"Hodri meydan" diyeceğine "aklan da gel" deseydin o zaman!
"Bu seçimler gayrimeşrudur" diyor hâlâ...
Tanımasaydın ya!
Niye koşa koşa gidip yemin ettin; TBMM'ye "gayri meşru bir seçimle" girdiğin halde!
***
Bana en çok koyanı...
Zeytinyağı gibi üste çıkıp "millet"i suçlaması.
Yavuz hırsız misali "Sen yaptın kardeşim bunları sen yaptın" diye bağırıp çağırıyor, "Sen uyanmadıysan ne yapayım" diyor...
Uyandırsaydın!
Ki...
Çarpıtmayalım lütfen, 24 Haziran gecesi herkes uyanıktı, uyumakla suçladığın herkes teyakkuzdaydı, herkes ağzının içine bakıyordu, bir işaretine...
Ya sen?
Uyuyakaldın zahir, her seçimde izlediğin aynı "film"in bilmem kaçıncı tekrarını izlerken "koltuğunda".
Dolayısıyla...
Orada bir duracaksın efendi!
Yok efendim Mustafa Kemal de sarayın idam fermanlarına rağmen yola çıkmış da, yok efendim şimdi de sarayın talimatlarına rağmen Kuvayı Milliye zamanıymış da;
Zamanı-ydı!
"O gece", Şahin Bey'leri, Demirci Mehmet Efe'leri, Sütçü İmam'ları, Şerife Bacı'ları, Halime Çavuş'ları, Kartal Bey'leri, İslam Bey'leri, Hasan Tahsin'leri, Yahya Kaptan'ları kuşatmanın ortasına kadar çekip, tam ateş hattının göbeğinde yalnız bıraktın sen; Kuvvacı Kuvvacıyı sırtından hançerler mi?
***
NOT:
Ben bu yazıyı, önceki günkü CHP Grup Toplantısından sonra yazdım ama Kemal Bey üzerine alınmasın; parti ve aday ayrımı yapmaksızın umutlarımızı 24 Haziran 2018 gecesine gömen bütün kişi ve kurumlar üzerine alınsın!
***
Özrü kabahatinden büyük
Muhalefet partilerinin oylarımıza sahip çıkmak üzere oluşturdukları Adil Seçim Platformu artık sussa ve uzun bir süre hiç konuşmasa keşke!
Bir rapor hazırlamışlar, hazırladıkları raporda -özetle- diyorlar ki; "kullanacağımız uygulamayı seçimden önce denemediğimiz ve simülasyon çalışması yapmadığımız için muhtemel aksaklıkları önceden telafi edemedik".
Aferin!
Bu beceriksizlik, bu gevşeklik, bu pişkinlikle milyonlarca insana "iyi ki biz de sizi denemedik" dedirttiniz sonunda!
***
Ne "çıkış"mış
Bir hanım hanımcık milletvekili TBMM'de "çocuk istismarı çıkışı" yapmış; haberi böyle veriyor meslektaşlarımız.
Epey okudum; kime "çıkış"mış belli değil!
'Öyle de yapmak lazım, böyle de yapmamak lazım'lar geçidi...
Kim yapacak? Yapmayan kim?
Muhatabı yok... Çünkü muhataba laf etmek "cıss"!
Dostlar işte görsün.
***
SORU-YORUM
Velev ki Muharrem İnce gerekli imzaya ulaştı, kurultayı toplamayı başardı, kurultayı kazanmayı da başardı, yapılacak ilk seçimde muazzam bir seçim kampanyası yaptı, şimdi olmadığına pişman olduğu vitamin iğnelerinden oldu filan... Seçim gecesi, sandıklar açıldıktan sonra kayıplara karışmayacağına, belki de sandıkta kazandığı seçimi bilgisayar ekranlarında kaybetmeyi "izlemeyeceğine" nasıl inanlım?
Selcan Taşçı Hamşioğlu / YENİÇAĞ
Yanılıyor.
Çünkü artık kimse bir şey "sanmıyor"; herkes "biliyor".
Biliyor ki, "feriştah" mı yoksa başka bir şey geldiği için mi orası hâlâ flu ama son tahlilde hep geri adım attınız, yine atarsınız!
***
Hâlâ "12 Eylül" diyor, "12 Mart" diyor, "Pinochet" diyor, "Hitler" diyor, "Mussolini" diyor...
"Majestelerinin Sadık Muhalefeti" gibisin be kardeşim; ülkeyi dediğin gibi bir "Hitler" yönetiyor ise; Goebbels'inden çok senin payın var seçilmesinde!
***
Hâlâ "Bunları her yerde anlatacağız" diyor;
Çünkü büyüklere masallar!
Hadi bir anlat bakalım, "En çok anlatman, en çok konuşman gereken gece neden sustun" diye bağırmayacak mı kalabalığın arasından bir "masum";
A-aa "kral çıplak"!
***
Hâlâ...
"Seçimlere lekeli bir demokrasiyle gittik" diyor;
"Hodri meydan" diyeceğine "aklan da gel" deseydin o zaman!
"Bu seçimler gayrimeşrudur" diyor hâlâ...
Tanımasaydın ya!
Niye koşa koşa gidip yemin ettin; TBMM'ye "gayri meşru bir seçimle" girdiğin halde!
***
Bana en çok koyanı...
Zeytinyağı gibi üste çıkıp "millet"i suçlaması.
Yavuz hırsız misali "Sen yaptın kardeşim bunları sen yaptın" diye bağırıp çağırıyor, "Sen uyanmadıysan ne yapayım" diyor...
Uyandırsaydın!
Ki...
Çarpıtmayalım lütfen, 24 Haziran gecesi herkes uyanıktı, uyumakla suçladığın herkes teyakkuzdaydı, herkes ağzının içine bakıyordu, bir işaretine...
Ya sen?
Uyuyakaldın zahir, her seçimde izlediğin aynı "film"in bilmem kaçıncı tekrarını izlerken "koltuğunda".
Dolayısıyla...
Orada bir duracaksın efendi!
Yok efendim Mustafa Kemal de sarayın idam fermanlarına rağmen yola çıkmış da, yok efendim şimdi de sarayın talimatlarına rağmen Kuvayı Milliye zamanıymış da;
Zamanı-ydı!
"O gece", Şahin Bey'leri, Demirci Mehmet Efe'leri, Sütçü İmam'ları, Şerife Bacı'ları, Halime Çavuş'ları, Kartal Bey'leri, İslam Bey'leri, Hasan Tahsin'leri, Yahya Kaptan'ları kuşatmanın ortasına kadar çekip, tam ateş hattının göbeğinde yalnız bıraktın sen; Kuvvacı Kuvvacıyı sırtından hançerler mi?
***
NOT:
Ben bu yazıyı, önceki günkü CHP Grup Toplantısından sonra yazdım ama Kemal Bey üzerine alınmasın; parti ve aday ayrımı yapmaksızın umutlarımızı 24 Haziran 2018 gecesine gömen bütün kişi ve kurumlar üzerine alınsın!
***
Özrü kabahatinden büyük
Muhalefet partilerinin oylarımıza sahip çıkmak üzere oluşturdukları Adil Seçim Platformu artık sussa ve uzun bir süre hiç konuşmasa keşke!
Bir rapor hazırlamışlar, hazırladıkları raporda -özetle- diyorlar ki; "kullanacağımız uygulamayı seçimden önce denemediğimiz ve simülasyon çalışması yapmadığımız için muhtemel aksaklıkları önceden telafi edemedik".
Aferin!
Bu beceriksizlik, bu gevşeklik, bu pişkinlikle milyonlarca insana "iyi ki biz de sizi denemedik" dedirttiniz sonunda!
***
Ne "çıkış"mış
Bir hanım hanımcık milletvekili TBMM'de "çocuk istismarı çıkışı" yapmış; haberi böyle veriyor meslektaşlarımız.
Epey okudum; kime "çıkış"mış belli değil!
'Öyle de yapmak lazım, böyle de yapmamak lazım'lar geçidi...
Kim yapacak? Yapmayan kim?
Muhatabı yok... Çünkü muhataba laf etmek "cıss"!
Dostlar işte görsün.
***
SORU-YORUM
Velev ki Muharrem İnce gerekli imzaya ulaştı, kurultayı toplamayı başardı, kurultayı kazanmayı da başardı, yapılacak ilk seçimde muazzam bir seçim kampanyası yaptı, şimdi olmadığına pişman olduğu vitamin iğnelerinden oldu filan... Seçim gecesi, sandıklar açıldıktan sonra kayıplara karışmayacağına, belki de sandıkta kazandığı seçimi bilgisayar ekranlarında kaybetmeyi "izlemeyeceğine" nasıl inanlım?
Selcan Taşçı Hamşioğlu / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder