Ülkelerin eski halleriyle; yenilenmiş, değişmiş, gelişmiş, serilmiş, serpilmiş vaziyetleri arasında kıyaslamalar yapılır.
Doğal olarak “yeni haller” öne çıkar. Çünkü işin ucunda iktidar bulunduğundan, o güce ortak olmak ya da öyle görüntü vermek önemlidir.
Eski bir fıkrada güç karşısında esneklik gösterebilmenin meziyetleri gayet güzel özetlenir:
Orta boylu, orta yapılı, yaşadığı coğrafyaya tam uyumlu orta zekalı adam meyhanenin orta kapısından içeri girip narayı patlatmış:
-Heeeyyyttt, var mı ulan bana yan bakan?
Arkadaki masalardan birinden ayağa kalkan, boylu-postlu, iri yapılı kara yağız genç, ortalama adamın yanına kadar gelip durmuş. Yani evet var demek istiyor. Diğeri başını kaldırıp rakibini tepeden tırnağa süzdükten sonra, beline sarılıp bir daha meydan okumuş:
-Heeeyt, var mı abimle ikimize yan bakan?
•••
İktidarların çevresinde at sineği samimiyetiyle vızıldayan pek çok aklı evvel olur. Geçmişte böyleydi, gelecekte de böyle olacağından kimsenin kuşkusu bulunmuyor.
Sadece bu klasik çizginin yaratıcılıktan yoksun elemanları zaman tünelinde donup kalmış görüntüsü veriyorlar o kadar… Hani biraz kendilerinden bir şeyler katabilseler ne kadar güzel olur değil mi?
Bu alanın gelmiş geçmiş en ünlüleri, her dönemde aynı şevkle yazıp çizebilmiş olmaları kötü örnek teşkil ediyor. Onları taklit etmek istiyorlar.
Bu çok zor bir seçim yeniler açısından. Bir kere eskilerin bir ilkesi var:
“Her dönemde iktidarın yanında olmak!”
Onlar sadece iktidarda olanları desteklemekle mükelleftirler. İktidarın her yaptığını destekleyerek iktidara akıl vermenin onurunu yaşarlar içten içe… Hatta bir adım da ileri giderek “yönetiyoruz” havası da yayalar.
Bu türün seçkin bireylerine şapka çıkarmak gerekir.
•••
Bu alanın yenileri ise kendi yollarını çizmelidirler. Büyüklerin arkasından giderek sadece nal toplayabilirler. İktidarların yanında düzenli vızıldayarak uçmak için sadece alkışlamak yetmez.
Yaratıcı öneriler bulunmak da lazım.
Eskiden böyleleri vardı. İktidarlara “yüzde 100’lere yaklaşan enflasyonu bir an önce aşağı çekmek zorundasınız” diye akıllar verirlerdi.
Bizim de içinde bulunduğumuz demokrasi düzeyi çok yüksek ülkelerde iktidarları aktif biçimde destekleyecek olan kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, reklamcılar, işadamları, işkadınları, araştırma şirketleri sahipleri ve benzeri gibi pozisyonlara sahip kitle için yaygın bir eğitim sürecine ihtiyaç bulunuyor.
Kısa vadede uygulanmış örnekleri olan bir yöntem söz konusu olabilir. Daha çok sanat kültür dallarında var olan atölyeler örnek alınarak tatil beldelerinde, beş yıldızlı otellerde ya da yurt dışında egzotik ülkelerin gizemli şehirlerinde çalışma grupları toplanabilir.
Organizasyonun adı da hazır başlıkta duruyor:“Yaratıcı Yalakalık Atölyesi!”
Nazım Alpman / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder