Geçen cumartesi günü Tel Aviv’de İsrailli Arapların, Yahudilerin, az sayıda Dürzi’nin de katılımıyla ortak düzenlenen bir protesto gösterisi oldu. İki hafta önce İsrail Parlamentosu’ndan geçen, ülkeyi “ulus devlet” olarak tanımlayan, Yahudilerin dışında kalan İsraillilere ciddi ayrımcılık içeren ırkçı yasaya karşı iki ulustan da binlerce insan ayağa kalktı.
Bu gösteri sekiz gün içinde gerçekleştirilen ikinci büyük protestoydu. Katılımın 100 binden fazla olduğu belirtiliyor. Gösteride hem İsrail hem Filistin bayraklarının açılmış olması, hem de Araplarla Yahudi katılımcıların “hepimiz kardeşiz, biz Araplar ve Yahudiler bölünmeyi reddediyoruz” sloganını atmaları bence çok önemli. Filistin bayraklarının varlığı, Filistin Davası’na desteğin ifadesi. Çünkü bayrakları taşıyan sadece Araplar değildi gösteride. İsrail sınırları dışında durum farklı da olsa İsrail halkını oluşturan Araplarla,Yahudilerin ortak yaşama iradeleri ilk kez bu kadar net ortaya konmuş oldu.
Protestoları, İsrail Komünist Partisi, Irkçılığa Karşı Koalisyon ve Koah La’Ovdim İşçileri Birliği’nin desteğiyle Arap İzleme Komitesi düzenledi. Protestolara katılmak için Tel Aviv’e, Hayfa ve Nazareth’in de aralarında bulunduğu birçok kentten 300 otobüs dolusu İsrailli Arap geldi.
Ortadoğu’nun “tek demokratik” ülkesi olarak tanınan İsrail’in söz konusu yasayla bu “Ünvanı”nı artık kaybettiği ortada. Devleti “tek bir ulusun devleti” haline getirmenin İsrail’e kazandıracağı hiçbir şey olmayacağı zamanla anlaşılacak. Son dönemlerde özellikle Etyopya’dan gelen Yahudilere ırkçılık yapıldığı iddiaları ile zaten “demokratik, eşitlikçi devlet” iddiası zedelenmiş olan İsrail’in bu son yasadan ne çıkarı olacağını anlamak zor. Ülke içindeki Yahudi olmayan toplulukların varlığı bölgede her şeye karşın birlikte yaşanabildiğini göstermesi açısından çok iyi bir örnek çünkü. Şimdi Yahudi olmayan İsrail vatandaşlarını “ikinci sınıf” vatandaş olarak gören bir İsrail var artık. Üstelik bu tutumunu yasalaştırmış bir İsrail.
Defalarca yazdım, bu ülkede çok ama çok güçlü bir barış hareketi var. İsrail halkının büyük bir çoğunluğu Filistin sorununun her iki halk yararına çözülmesinden yana. Buna rağmen sürekli ya da sık sık sağcı partilerin iktidar olması çelişik gelebilir, ama seçmeni sağa iten başta ekonomik vaatler olmak üzere birçok farklı neden var. Unutmamak lazım ki ülkede çok da güçlü bir komünist parti mevcut: İsrail Komünist Partisi-Hadash.
İsrail Komünist Partisi Sözcüsü Muhammed Barakeh’in protestoda yaptığı konuşmadaki “Hepimiz biliyoruzki şu anda burada bulunan Araplar da Yahudiler de tamamen aynı şeyi düşünüyor değiller. Ama hepimiz protesto için birlikteyiz. Bir Nakba daha olmayacak. Bunun üstesinden geleceğiz” ‘sözlerine itiraz eden de olmadı. İsrail’in bağımsızlığını ilan ettiği güne Nakba (Büyük Felaket) diyor Filistinliler. Alanda toplananlar Nakba sonrası yaşanan gelişmelerden ötürü bir Nakba daha istemeyeceklerini belirttiler.
Yeni çıkan yasa sadece İsrailli Yahudilere tam hak tanıyor bilindiği gibi. Yasaya göre İbranice tek resmi dil olarak kabul ediliyor, Arapça’ya “özel statü” veriliyor. Bu, İsrail’de yaşayan Araplara tanınan birçok hakkın geri alınması demek.
İsrail Komünist Partisi Merkez Komitesi Üyesi, eski parlamenter Issam Makhoul da protestoda bir konuşma yaptı. Makhoul, gösterinin çok ama çok önemli olduğunu belirterek “Bu protestomuz, İsrail’de Arap dünyasını yok sayan her iki ulus için de tehlikeli olan mevcut düşünce tarzına bir alternatif talep ediyor” dedi, ki çok doğru.
Makhoul’un bana göre konuşmasındaki en çarpıcı taraf “Biz bu ülkenin bir parçasıyız. Vatandaşlığımız anavatanımıza ait olma duygusundan kaynaklanıyor, medeni ya da milli statümüzden değil, kimsenin statümüze zarar vermesine izin vermeyeceğiz” sözleri oluşturuyor.
Çoğumuz görmüyoruz ya da görmek istemiyoruz ama İsrail’de barış yanlısı Yahudiler ile Araplarda bu duygu çok gelişmiş durumda.
Artık anlamak lazım, İsrail Netanyahulardan ibaret değil.
Orada komünistler var.
İyi ki var.
MUSTAFA K. ERDEMOL / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder