15 Ekim 2018 Pazartesi

Bahtsız bir kent hazinesi - DİDEM DUYUM

Sirkeci'de bulunan, aslan ve gül motifleriyle bezeli ihtişamlı bir tarih, Vlora Han... Çoğumuzun şimdilerde bakımsızlıktan fark edemediği ama fark ettiği anda da bir binadaki asalete şaşırmadan geçemediği büyülü bir güzellik bu han. Vlora Han'ın pencere ve korkuluklarındaki çiçek süslemelerine bakmaktan kendinizi alamazsınız. Şimdilerde ise bakımsızlıktan neredeyse yıkılmak üzere olan han 'özel mülk' olduğu için 'bizim' olmaktan çıkmış ve terk edilmiş. Altı kattan oluşan ve süslemeleri ile ünlü hanın, bugünkü hali ise içler acısı. Kir içinde ve yavaş yavaş çürüyor... Tabii ki herkes görmemezlikten gelmemiş, kısa süre önce sosyal medyada bir kampanya yapılmış ama özel mülk olmasından dolayı bir şey yapılamamış. Neden bu girişimler yarım kaldı? Neden hâlâ geleceğimize, mirasımıza sahip çıkılmıyor?  Ve biz bu yok oluşu an ve an izlemeye ne kadar daha devam edeceğiz? En önemlisi biz buna nasıl dayanacağız?

Bu güzellikleri görmek için başımızı kaldırmamız yeterli iken neden başka ülkelerde benzerlerini görmeye çalışalım? Bu eşi olmayan yapılar artık hak ettiği değeri bulsun. Vlora'nın pencerelerindeki güller bize yeniden gülümsesin. Onu bu kadere terk eden sorumsuzlara inat, binanın tepesindeki iki muhteşem aslan yine bizi selamlasın tüm görkemleri ile...

                                                                          ***

Belki de 15 yıl sonra yolum düştü Anafartalar Çarşısı'na... Ankara'nın ilk tarihi merkezi. Alış veriş merkezlerinde gezmeyi etkinlik saydığımız devirde, kültürel belleğimiz olmasının yanında bir sanat eseriydi bu efsane çarşı. Bugün gördüklerimi göreceğimi bilseydim daha çok anı biriktirirdim hafızama.

1960'lı yılların başında, açılan bir yarışma ile başlar Anafartalar Çarşısı'nın hikâyesi. Yarışmayı Ferzan Baydar, Affan Kırımlı, Tayfur Şahbaz'ın projesi kazanmış ve çarşının dekorasyonunu Mimar Ruşen Dora yapmış. İçinde sanat da barındıran çarşı, önemli seramik sanatçılarının ve ressamların eserlerine ev sahipliği yapar. İç duvarlarda Füreya Koral'ın ve Seniye Fenmen'in onlarca seramik panosuna rastlamak mümkündü. Sanat, kültür ve hatta teknolojiyi ilk orada görmüştük. Yürüyen merdiven mesela...

Geçtiğimiz aylarda kentin kültürel mirasının kaderi de diğerleri gibi olmuştu. Anafartalar Çarşısı'nın, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından planlanan "Ulus Tarihi Kent Meydanı" projesi kapsamında 100. Yıl Çarşısı ve Ulus Çarşısı ile birlikte yıkılması gündeme gelmişti. Acaba böyle bir kent mimarisi başka bir ülkede olsaydı yıkım kararı çıktıktan sonra neler olurdu? Toplumsal ve kentsel hafızadan haberiniz var mı?


Didem Duyum / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder