Anne-baba 4 çocuk... Türkiye'nin çekirdek ailesi...
Anne ev hanımı, baba asgari ücret mahkûmu...
Günde 3 öğün çay simit tüketseler aylık gelir yetmiyor!
Sabah çay simit ile güne başlayıp akşam çay simit ile bitirseler yani!
Hesabı yapan CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi; "günde 58 TL'den ayda 1753 lira yapıyor" diyor... "Çay simit hesabı ekonominin halini yansıtıyor..."
*
Sovyetler Birliği dağılmış, dünya, süper gücün çöküşünün ardından yaşanan yoksulluğu anlata anlata bitirememişti...
O zaman bile Rusya'da devlet memurları 200-250 dolar aylık alıyorlardı... Yani Türkiye'de şu anki asgari ücrete denk neredeyse!
90'ların çökmüş Rusya'sından beter milletin hali...
*
Bu yılın başında asgari ücret ile 353 Euro alınabiliyordu. Krizin ateşi yağ gibi eritti paramızı... Aynı asgari ücret şimdi 200 Euro etmiyor!
Ankara kulislerinde dolaşıyor; şirketlerin iflas açıklaması ikinci bir emre kadar yasaklanmış... Adam batmış, battığını söyleyemiyor...
TÜİK, ilk kez enflasyonu doğru açıkladı, arkadaş ertesi günü görevinden alındı...
İşsizlik ve yoksulluk intiharları durmak bilmiyor... İntihar eden biçare hayatta kalsa; "yaptığı eylem nedeniyle ekonomik kriz varmış gibi göstermek sureti ile hükümetimizi zor durumda bırakmaktan ve dış güçlerin ajanı olmaktan..." diye başlayan afili cümlelerle yargılanacak neredeyse!
Çocuğuna simit parası veremeyen, okul önlüğü, kitabı, defteri alamayan milyonların ahı, hiçbir halının altına sığmaz...
Hiçbir örtü; yolsuzlukları, yoksulluğu ve siyasetten zengin olanların yaşadığı şatafatı örtemez...
*
Baktım kolundaki çanta Hermes... Trabzon'da, Adana'da, İzmir'de bir daire fiyatı...
Yaşadıkları "evin" günlük harcaması 1 trilyon 800 milyar TL... Yeni para ile 1.8 milyon... Günlük harcama!
Sabahı edemeyen babaları düşündüm... Çocuğunu aç yatıran anneleri...
Çay-Simit'in lüks olduğu insanların ülkesinde, uçan saraylar ve Hermes-Chanell çantalarla yapılan seyahatleri...
Utandım, utandım, utandım...
***
İnönü'den mandacı olur mu?!
Daha önce "iki ayyaş" demişti...
Şimdi birini mandacı yaptı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsmet İnönü'nün elinde ABD Bayrağı olan fotoğrafını göstererek; "Bunların hepsi Amerikancı (...) bunu niye elinde taşıyor, bu bir teşekkürname. Dün neydiler ki bugün ne olacak?" dedi...
*
Bırakın elinde ABD Bayrağı taşımasını, İnönü, ABD Bayrağını giymiş olsa ne olacak?!
İnönü, İnönülüğünden ne kaybedecek?!
Hakkında idam hükmü verilmişken cephelerde canı pahasına savaşıp bu toprakları vatan yapanlardan biri değil mi İsmet İnönü?
Siz bugün çok partili hayatta siyaset yapıyor, özgürlüğün kendisini yok etme pahasına her türlü nimetinden yararlanıyorsanız; bunu İnönü'nün ülkeyi demokrasiye geçirmesine borçlu değil misiniz?
Kaldı ki elinde tuttuğu bayrak bir törene ait... Diğer elinde de Türk Bayrağı var...
İnönü'ye ait bir sözdür; "Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır."
*
Hepimiz Atatürk ve silah arkadaşlarının kurmuş olduğu ülkenin yurttaşlarıyız...
İster Cumhurbaşkanı olun, ister Meclis Başkanı... İster hâkim, gazeteci, polis, öğretmen... Ne olursanız olun; yıkılmış ve teslim olmuş Osmanlı'dan, esaretin beyaz bayrağını gönderine çekmiş saraydan; kanlarını dökerek bağımsız bir ülke ve Meclis yaratan kurucu kahramanlarımıza söz söylemek en hafif deyimle "ayıptır"...
Dünyada, varlığını borçlu oldukları kurucu önderlerine bizdeki kadar vefasız ve nankör yaklaşan siyasetçiler görülmemiştir... Örneği yoktur...
*
İki Mustafa'ydı onlar...
Mustafa Kemal Atatürk ve Mustafa İsmet İnönü...
Sarayların teslim olduğu şartlarda bağımsızlık için savaşmış onurlu, yürekli, yiğit kahramanlar...
Tuncay Mollaveisoğlu / YENİÇAĞ
Anne ev hanımı, baba asgari ücret mahkûmu...
Günde 3 öğün çay simit tüketseler aylık gelir yetmiyor!
Sabah çay simit ile güne başlayıp akşam çay simit ile bitirseler yani!
Hesabı yapan CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi; "günde 58 TL'den ayda 1753 lira yapıyor" diyor... "Çay simit hesabı ekonominin halini yansıtıyor..."
*
Sovyetler Birliği dağılmış, dünya, süper gücün çöküşünün ardından yaşanan yoksulluğu anlata anlata bitirememişti...
O zaman bile Rusya'da devlet memurları 200-250 dolar aylık alıyorlardı... Yani Türkiye'de şu anki asgari ücrete denk neredeyse!
90'ların çökmüş Rusya'sından beter milletin hali...
*
Bu yılın başında asgari ücret ile 353 Euro alınabiliyordu. Krizin ateşi yağ gibi eritti paramızı... Aynı asgari ücret şimdi 200 Euro etmiyor!
Ankara kulislerinde dolaşıyor; şirketlerin iflas açıklaması ikinci bir emre kadar yasaklanmış... Adam batmış, battığını söyleyemiyor...
TÜİK, ilk kez enflasyonu doğru açıkladı, arkadaş ertesi günü görevinden alındı...
İşsizlik ve yoksulluk intiharları durmak bilmiyor... İntihar eden biçare hayatta kalsa; "yaptığı eylem nedeniyle ekonomik kriz varmış gibi göstermek sureti ile hükümetimizi zor durumda bırakmaktan ve dış güçlerin ajanı olmaktan..." diye başlayan afili cümlelerle yargılanacak neredeyse!
Çocuğuna simit parası veremeyen, okul önlüğü, kitabı, defteri alamayan milyonların ahı, hiçbir halının altına sığmaz...
Hiçbir örtü; yolsuzlukları, yoksulluğu ve siyasetten zengin olanların yaşadığı şatafatı örtemez...
*
Baktım kolundaki çanta Hermes... Trabzon'da, Adana'da, İzmir'de bir daire fiyatı...
Yaşadıkları "evin" günlük harcaması 1 trilyon 800 milyar TL... Yeni para ile 1.8 milyon... Günlük harcama!
Sabahı edemeyen babaları düşündüm... Çocuğunu aç yatıran anneleri...
Çay-Simit'in lüks olduğu insanların ülkesinde, uçan saraylar ve Hermes-Chanell çantalarla yapılan seyahatleri...
Utandım, utandım, utandım...
***
İnönü'den mandacı olur mu?!
Daha önce "iki ayyaş" demişti...
Şimdi birini mandacı yaptı...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsmet İnönü'nün elinde ABD Bayrağı olan fotoğrafını göstererek; "Bunların hepsi Amerikancı (...) bunu niye elinde taşıyor, bu bir teşekkürname. Dün neydiler ki bugün ne olacak?" dedi...
*
Bırakın elinde ABD Bayrağı taşımasını, İnönü, ABD Bayrağını giymiş olsa ne olacak?!
İnönü, İnönülüğünden ne kaybedecek?!
Hakkında idam hükmü verilmişken cephelerde canı pahasına savaşıp bu toprakları vatan yapanlardan biri değil mi İsmet İnönü?
Siz bugün çok partili hayatta siyaset yapıyor, özgürlüğün kendisini yok etme pahasına her türlü nimetinden yararlanıyorsanız; bunu İnönü'nün ülkeyi demokrasiye geçirmesine borçlu değil misiniz?
Kaldı ki elinde tuttuğu bayrak bir törene ait... Diğer elinde de Türk Bayrağı var...
İnönü'ye ait bir sözdür; "Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır."
*
Hepimiz Atatürk ve silah arkadaşlarının kurmuş olduğu ülkenin yurttaşlarıyız...
İster Cumhurbaşkanı olun, ister Meclis Başkanı... İster hâkim, gazeteci, polis, öğretmen... Ne olursanız olun; yıkılmış ve teslim olmuş Osmanlı'dan, esaretin beyaz bayrağını gönderine çekmiş saraydan; kanlarını dökerek bağımsız bir ülke ve Meclis yaratan kurucu kahramanlarımıza söz söylemek en hafif deyimle "ayıptır"...
Dünyada, varlığını borçlu oldukları kurucu önderlerine bizdeki kadar vefasız ve nankör yaklaşan siyasetçiler görülmemiştir... Örneği yoktur...
*
İki Mustafa'ydı onlar...
Mustafa Kemal Atatürk ve Mustafa İsmet İnönü...
Sarayların teslim olduğu şartlarda bağımsızlık için savaşmış onurlu, yürekli, yiğit kahramanlar...
Tuncay Mollaveisoğlu / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder