CHP artık “Entelektüel, akademik ve elitist bariyerleri aşarak, sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle” konuşacakmış. Böyle bir zırvayı ancak “Dil” ile düşünce ve duygunun kopmaz bağını bilmeyenler yumurtlayabilir. Ses taklidi sadece kuş avında işe yarar ve müzmin cehalet insanı soytarıya çevirir.
***
CHP yönetimi Abant’ta düzenlenen çalışma toplantılarında milletvekillerine, “Yerel Seçimler 2019 Stratejisi Yöntem,Hedefler, Öncelikler ve Öneriler” başlıklı bir rapor sunmuş. Üçüncü öneri olan “Entelektüel, akademik ve elitist bariyerleri aşıp, sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle konuşmak” dışında kalan 6 öneri tam anlamıyla boş laf makamında olduğu için atlıyorum. Bu zırva sonuca varmak için Abant’ta kamp yapmanın ne gereği vardı? Ayrıca adı kötüye çıkmış Abant’tan başka bir yer mi yoktu? Uğursuzluk Abant’la başlıyor!
***
CHP’nin 6 Ok’tan başka bir Toplum Sözleşmesi’ne gereksinimi yoktur. Attığın her adım, ağzından çıkan her söz, yazdığın her sözcük için 6 Ok’tan hiza ve istikamete bakman yeter. 6 Ok, parti anayasası olmadan da vardı. Devlet kurulurken, Cumhuriyet karanlığın diline karşı 6 Ok’un aydınlık diliyle konuşmuştu. Şimdi, CHP yöneticileri o yapışkan karanlığın diliyle konuşuyorlar.
***
Beni iyi dinleyin: Sanılanın tersine, bir parti asla halka gitmez; halk bilinçlenip sana gelmezse iktidarı rüyanda görürsün. Beyin bilinç salgılamaz, bir akü gibi deneyimlerimizi depolar. Hilafet getireceğini ilan et, harf devrimini kaldırmak için yasa öner, sana oy vermeyen geçirimsiz (imperméable) sağ yığışımdan bir tek oy alamazsın. Komünist ya da sosyalist parti olamayacağın gibi İslamcı bir parti de olamazsın. Bu nedenle, kendi parselini tapulamış, üzerine şatosunu dikmiş partilerle “aç aç” yarışına sakın girme. Kıtlıktan çıkmış gibi iktidar sofrasına saldırma. Kendi 6 Ok tarlanı işle, sofranı kur! Bilinç tifo aşısı değildir. Kişisel üretilir, bulaşıcıdır.
***
Ama ilkin unuttuğun özel tarihini öğreneceksin: Kahırdan öldürdüğün Mahmut Esat Bozkurt, Dr. Reşit Galip, Şükrü Saracoğlu ve Hasan Âli Yücel’den özür dileyip itibarlarını iade edeceksin! 1945’ten bu yana Sağ’a özendiğin için o trajik 7. Büyük Kurultay’ı (1947) tamamen unuttun. (5 Ekim yazısında A. Sirmen de değindi.) O kurultayda, Abant bildirisini kaleme alanların ataları olan Rize delegesi Dr. Fahri Kurtuluş ve Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi Parti içi karşı devrimciler utanç verici konuşmalar yapmışlar, Cumhuriyet’in devrim ve uygulamalarını neredeyse komünistlikle suçlamışlardı. Bu kurultaydan sonra imam hatip okullarının kapısı açıldı ve Köy Enstitülerinin kazanı kaynamaya başladı. Ama şair Behçet Kemal Çağlar’ın o Kurultay’da yaptığı konuşma ve kurultayın tutanaklarından günümüz CHP’sinin alacağı dersler var. B. K. Çağlar konuşuyor:
“Bir kere şurasını açıkça belirtmeliyiz: Memlekette böyle temayüller farzı mahal ekseriyete hâkimse, Parti’nin bugünkü durumunu kurtarmaktansa memleketin yarınını kurtarmak için bu kurtarıcı prensiplerimize sımsıkı sarılmalıyız. Ahdine sadık ve şerefli, ekalliyette (azınlıkta) kalmak hepimizin tereddütsüz tercih edeceği tek yoldur. Taassup, şehirlerin Sünnî ve Hanefî mahdut kalabalıklarında varsa vardır. Veyl o gafillere ki kendi batıl zanlarını çok anlayışlı, çok görgülü bir milletin mutlak arzusu zan etmektedirler: Biz hepimiz Atatürk’ün çocuklarıyız. Kurtarıcı devrimleri beklemek için yaşıyoruz. Hayatımızın başka bir hikmeti yoktur.”
“Bir kere şurasını açıkça belirtmeliyiz: Memlekette böyle temayüller farzı mahal ekseriyete hâkimse, Parti’nin bugünkü durumunu kurtarmaktansa memleketin yarınını kurtarmak için bu kurtarıcı prensiplerimize sımsıkı sarılmalıyız. Ahdine sadık ve şerefli, ekalliyette (azınlıkta) kalmak hepimizin tereddütsüz tercih edeceği tek yoldur. Taassup, şehirlerin Sünnî ve Hanefî mahdut kalabalıklarında varsa vardır. Veyl o gafillere ki kendi batıl zanlarını çok anlayışlı, çok görgülü bir milletin mutlak arzusu zan etmektedirler: Biz hepimiz Atatürk’ün çocuklarıyız. Kurtarıcı devrimleri beklemek için yaşıyoruz. Hayatımızın başka bir hikmeti yoktur.”
Cumhuriyet ve Atatürk, İslâmcı sağın faşist diliyle mi konuşmuştu? “Söylev” hangi dille konuşuyor?
Özdemir İnce / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder