14 Ekim 2018 Pazar

'Reyiz' sözünün arkasında..- MURAT İDE

Dedi ki:
-Bir gün zengin olduğumu duyarsanız, bilin ki haram yemişimdir..
Sözünün arkasında durdu.. Hayatında hiçbir değişiklik yok..
Bilmem neli ejder meyvesi içilen, 1100 odalı bir sarayda, sıradan bir vatandaş gibi yaşıyor..
Ancak 500 milyon dolarlık hediye verebilen bir sosyal sınıfta, emeklinin imkanlarıyla yaşıyor..

                                                                          **
Dedi ki;
-Demokrasi amaç değil, araçtır..
Sözünün arkasında durdu.. Şimdi o aracı tek başına kullanıyor..
Meclis'ten yargıya, emniyetten orduya, sendikalardan STK'lara, partilerden medyaya kadar, kimsenin yorulmasına izin vermiyor..
Hiç birimiz yorulmayalım diye, her şeyi 'Tek Adam' olarak düşünüyor, taşınıyor, karar veriyor, uyguluyor..
                                                                          **
İki lafın biri dedi ki;
-Cennet anaların ayakları altındadır.. Onların ayaklarının altını öpün.. Cennet kokar..
Sözünde durdu.. Derdini anlatmaya çalışan çiftçiye, "Ananı da al git" dedi..
Herkes yanlış anladı.. Oysa o "Cennete git" anlamında söylemişti.. Hâlâ sözünde yani..

                                                                          **
Dedi ki;
-Biz kimsesizlerin kimsesiyiz.. Mazlumların sesi olacağız..
Sözünde durdu..
Gitti, o mazlumların belini büken, emeğini sömüren, geleceğine çöken Büyük Ortadoğu Projesi'ne "AJAN" olarak sızdı.. Büyük risk alıp, BOP Eşbaşkanı oldu..
Her ne kadar eşbaşkanı olduğu proje, Türkiye de dahil her yerde, tüm planlarını çatır çatır hayata geçiriyorsa da, olsun, içeride mazlumların sesi olan bir 'AJAN'ımız olduğu için içimiz rahat..

                                                                         **
Ajan demişken, dedi ki;
-Bu Deniz Yücel denen gazeteci, bir gazeteci değil, bir AJAN, bir terörist.. Ben görevde olduğum sürece bırakılmayacak..
Sözünde durdu.. Ajan-terörist Deniz Yücel bırakılmadı..
Dünyanın en geri kalmış, en fakir, en çileli ülkesi Almanya'ya sürgüne gönderildi..

                                                                          **
Dedi ki;
-Ajan papaz, bu garip burada olduğu sürece çıkamayacak..
Bakmayın siz ajan papazın dün Amerika'da Trump reyize sarılarak poz verdiğine..
O fotağraftaki aslında papaz Brunson değil..
Bir daha Bakanlık beklemesin diye, Burhan Kuzu'ya yüz ameliyatı yaptırıp, onu gönderdiler..
Yoksa bizim papaz hala burada ve içerde..
Üstelik yerine gönderilen de, Türkiye adına ABD'de casusluk yapacak..

                                                                          **
Daha onlarca madde vardı sırada.. Ama bazı sesler duyar oldum;
-Ne kadar saçma bir yazı.. Hiç tutar yanı yok..
Niye?
16 yıllık tecrübeye ve her defasında kafayı taşa çakmamıza rağmen, 24 Haziran seçimlerinde yine başımıza gelirse, çooook zengin olacağımıza inanıp oy verdiniz de, şurada bana iki taklayı mı çok görüyorsunuz?
Reyiz gerçekten haklı.. Ortalık sizin gibi ajan-provokatörlerden geçilmiyor ha..

                                                                          ***
Kızım o soruyu sormasın diye..
Şöyle bir yoklayın son 16 yılımızı..
Sıcak paranın bolluğundan faydalanıp, borç parayla sefa sürmeyi maharet saymazsanız, bugün elimizde ne var?
Stratejik açıdan, ekonomik açıdan, sosyolojik açıdan..
Hakikaten, elimizde ne var?
Strateji desen, öyle bir duvara tosladık ki, Suriye'den Irak'a, İran'dan Yunanistan'a, Rusya'dan Amerika'ya, küçük ya da büyük, tüm aktörler, "Ne istedilerse aldılar, almaya devam ediyorlar.."
Ekonomi desen, ben ne anlatırsam anlatayım, önümüzdeki ay başından sonra gerçeği dibine kadar yaşayarak anlayacağız..
Son olarak, Türkiye Kömür İşletmeleri'nin arazilerini satıp, medyasına da "21 milyar tasarruf edeceğiz" diye pazarlayan algı operasyonuna bakmayın siz.. Elde avuçta kalmadı..
Sosyoloji desen.. Sokakta bir evladımız rahatsız edilse dünyayı ayağa kaldıran bir milletten, çocuklarımızın taciz edildiği tarikat yurtlarını hala matah bir şey zanneden bir millete dönüştük.. Daha ne olsun..
Ege'deki adalara bak, altımızdan vatan toprağı, elimizden Cumhuriyet gidiyor, kusura bakmayın, biz salınan trenle ilgiliyiz..
                                                                           **
Niye girdim bu konuya?
İki gün önce, sosyal medyadaki bir paylaşımımın altına bir yorum yapıldı..
Diyordu ki "milliyetçi"(!) vatandaş;
-Murat bey, siz de hep yanlış yerde duruyorsunuz.. Kalsaydınız o televizyonun başında, bugün ne imkanlarınız vardı..
Yorum aynen böyle..
"Belki de haklısınız" dedim.. Çünkü gelenlerin hayat standardındaki değişikliği görüyorum..:)
Ama mesele Türk Milliyetçiliği ve fıtrat.. Susamazsın.. Ülken yenilip bitirilirken, yan gelip yatamazsın..
Ve o fıtrat, kızının "Baba, ülke bu noktaya gelirken sen hiçbir şey yapmamışsın" demesinden ve başı öne eğmekten çok korkuyor..
Bütün mesele bu..
Siz şahitsiniz.. Kızım şahit.. Allah şahit..
Başımın dik kalması, ıskaladığım bütün imkanların üstünde..


Murat İde / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder