29 Kasım 2018 Perşembe

Kılıçdaroğlu Almanya'dan ne bekliyor? - ANALİZ / Tevfik Taş

28/30 Kasım tarihleri arasında Berlin ve Viyana'yı ziyaret edeceği açıklanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için Alman sosyal demokratlarının emek piyasası açısından kısa bir tanıtımında yarar var.

Kılıçdaroğlu'nun ziyaret edeceği Almanya Sosyal Demokrat Partisi'ni tanıyalım
Federal İstatistik Dairesi'nin son verileri ışığında Almanya'da yoksullaşan nüfusun gizlenemeyen artışı, emek piyasasını düzenleyen en temel uygulamanın yeniden düzenlenmesi tartışmalarına yol açtı.  ''Hartz 4'' adı verilen bu yasa, bizzat yaratıcıları tarafından değiştirilmek isteniyor. 

Alman Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre, Almanya'da her beş kişiden biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Göçmenler arasında bu oran yüzde 36,2'ye kadar yükseliyor. (*)

2016 yılında  yüzde 19,7 olan yoksul nüfus, yani yaklaşık 16 milyon insan, 2017'de daha da arttı. Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kalan bölgedeyse yoksullaşma oranı yüzde 67'yi bulurken, batı eyaletlerinde bu oran yüzde 52,9'un altında değil. 

Çöp kutularında depozitolu şişe arayan emekliler artık Almanya'nın asla inkâr edemeyeceği bir görüntü olarak her gün gözlenebiliyor. Sözde istihdamın en yüksek olduğu koşullarda, zengin Almanya'nın yoksulları artıyor.

İşsizliği minimize edip, yoksullaşmanın önünü açan emek piyasası düzenlemelerinin temelleri, sosyal demokrat SPD ve sözde sol tandanslı Yeşiller hükümetlerinde atılmıştı. Şimdi bu iki odak bir ağızdan yeni düzenlemeden söz ediyorlar.

'HARTZ 4' DÜZENLEMELERİNE MAKYAJ DENEMESİ
2003 yılından beri Alman emek piyasasını düzenleyen ''Hartz 4'' yasaları, dönemin SPD'li başbakanı Gerhard Schröder ve ortağı Yeşiller Partisi tarafından hayata geçirilmişti. Hartz 4 düzenlemelerinden 15 yıl sonra Alman toplumunda zengin daha zengin, yoksul daha yoksul hale geldi. Bizzat bu yasaları çıkartanların bugün artık kabul etmek zorunda kaldığı bu gerçek, makyajlanmak isteniyor.

Mevcut koalisyon hükümetinin sosyal demokrat bileşeni SPD'nin Genel Başkanı Andrea Nahles geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmad Hartz 4 yasalarının değiştirilmesini talep eden sözler sarf etti. Hartz 4 düzenlemesi yerine, kısmi bir değişiklik ile, ''Yurttaşlık Parası'' adı verilen uygulamaya geçilmesi gerektiğini söyledi. 

Koalisyon hükümetinin bileşeni olmamanın avantajı ile SPD'nin boşalttığı yere yerleşmeye çalışan militan liberalizmin partisi Yeşiller'den de bir ad değişikliği önerisi geldi. Yeşiller Eş Genel Başkanı Robert Habeck, ''Temel Güvence Parası'' adı altında bir isimlendirme ile Hartz 4 yasalarını cilalamaya kalktı. 

SPD ve Yeşiller bu sıralar Alman bit pazarına nur yağdırmaya devam ediyorlar. Eskilerin deyimiyle, zarf yeni ama mazruf bildik...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Alman mevkidaşı Andera Nahles'in uzun süre Çalışma ve Sosyal Bakanı olarak görev yaptığını bir kenara bırakalım, bu önerinin Bavyera ve Hessen eyalet seçimlerinde yüzde 10'luk oy kaybına tekabül eden günlerde ifade edilmiş olması, meselenin ne oranda sahtecilik koktuğunu anlamaya yeter. Ayrıca halen Çalışma ve Sosyal Bakanlığı SPD'li Hubertus Heil'dadır ve bugüne dek emekçilerden yana parmaklarını oynattıklarına şahit olunmamıştır.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyaret ettiği ideolojik akraba SPD, Alman yakın tarihinin en emekçi düşmanı partisi olarak nam yapmış bir partidir. Taşeron işçiliği olağanlaştırıp, düşük ücret ve zorunlu iş dayatmalarının partisidir SPD. Bir yıl işsiz kalan bir emekçiyi, Hartz 4 adı verilen yoksulluk sarmalına sokan da SPD'dir. Almanya'da artık her emekçi, ''Hartz 4 travması'' ile yaşamak zorundadır. 

ÇALIŞARAK YOKSULLAŞMA SİSTEMİ
Çalışarak yoksullaşma sistemi olarak okunabilecek olan Alman emek piyasası, sosyal demokratların sermayeye yaptıkları eşsiz katkının bir ürünüdür. Zaten sermayeye rağmen bu düzenlemeyi yapmış olsalardı, bugün sağ partiler bu yasayı gözleri gibi korumaya kalkmazlardı. 

Merkel'in yardımcısı, SPD'nin ilk kadın şefi ve eski Çalışma ve Sosyal Bakanı Anderas Nahles'in Hartz 4'ü küçük rötuşlarla makyajlayıp yeniden satma hamlesine, Hristiyan Birlik partilerinden ve liberal FDP'den şiddetli direnç geldi.
CDU'lu Federal Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, Hartz 4'ün kaldırılması işsizliğin artmasına yol açar gerekçesiyle yasanın değiştirilmesine kesin kes karşı olduğunu açıklamakta gecikmedi. ''Küçük Merkel'' olarak hitap edilen, CDU'nun muhtemel yeni başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer da değişiklik önerisine karşı olduğunu açıkladı.

Sözde sol partilerin yaptığını sağ partiler kıskançlıkla sahiplenip, değiştirilmesini istemiyor. İşte düzen merkezinin solu sağı arasındaki farksızlık böyle durumlarda ortaya çıkıyor.

'HARTZ 4' ADI NEREDEN GELİYOR?
Hartz 4 düzenlemelerinin adı Peter Hartz'dan geliyor. Kendisi SPD ve ülkenin en büyük sendikası IG Metall üyesidir. Volkswagen işletmelerinin personel şefi olarak büyük rüşvet ve vurgunlara imza attığı biliniyor.

Kendisine 2002'de ülkenin en prestijli nişanı olan ''Federal Almanya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı'' takdim edilmiştir. Reel sosyalizmin çözülmesi sonrasında kapitalist Almanya'da yaşanan büyük emek düşmanı dönüşümün kod adı olan ''Ajanda 2010'''un SPD'li kurmay ekibindendir Peter Hartz. Gerhard Schröder'li yıllarda büyük süksesi olan ve yerleşik düzenin ayrımsız bütün kurum ve kuruluşlarından büyük övgü alan bu yıkım projesi, Peter Hartz'ın büyük gayretleri ile ete kemiğe bürünmüştü. 

O kadar büyük övgü ve ilgiye mazhar olmuştur ki Peter Hartz, Kültür Bakanlığı'na bağlı çalışan bir dil kuruluşu Peter Hartz'ın soyadı ile özdeşleşen düzenlemeyi (''Hartz 4'') 2004 yılında ''Yılın Sözcüğü'' seçmiştir...

Yalanın bacağı kısadır diye bir deyim var Almancada. Peter Hartz'ın bacağı da uzun değilmiş: Peter Hartz ve şürekası 8 Temmuz 2005'de VW ve ona bağlı Skoda'nın hesabından Klaus Volkert ve Helmut Schuster gibi biri sendika ağası, diğeri personel şefi kişilere rüşvet, lüks yurt dışı tatili ve fuhuş partileri için ''ödenek'' ayırdığı ortaya çıkınca, kendisine verilen nişanı onlar geri istemeden iade etti!

25 Ocak 2007 yılında 576 bin avro para cezası ve şartlı tahliye ile cezalandırıldı. Bu davaya ilişkin Die Zeit gazetesinin, ''olağan dışı hafif ceza'' nitelemesinde bulunduğunu kaydetmekte yarar var.

Evet, Alman emek piyasasını düzenleyen kişi tam bir kriminaldir. Sermaye severdir. Sendika ağası dostudur. Ve sosyal demokrattır.

Kılıçdaroğlu'nun kulağı çınlasın: İdeolojidaşını söyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana!

Tevfik Taş / SOL


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder