Geride bıraktığımız “9 Aralık”, “Dünya Yolsuzlukla Mücadele Günü”ydü; ülkemizde pek üstünde durulmadı; basın olarak, gazetemiz Cumhuriyet’te genişçe yer aldı; yine de bu konuya şöyle bir değinsek diyorum; ama önce Meclis’te başlayan -12 gün sürecek olan-“2019 bütçe” görüşmesinin birinci gününe, izninizle, kısaca dokunayım.
Yeni rejim gereği, ilk kez Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bütçe, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından sunuldu. (10 Aralık)
Ardından da, Ana Muhalefet Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bütçe ile ilgili görüşlerini bildirdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında, Bakan Albayrak, sağında solunda oturanlarla konuştu; yetmedi, arka sıradakilere de uzandı; bu tutumunu -zaman zaman olsa da-sürdürdü; sanırım, kendisinin konuşmasına da ciddi eleştiriler yapan Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini pek “dikkate almadığını”, kendince ortaya koymak istedi...
“9 Aralık” gününün, dolayısiyle “yolsuzluk” konusunun, ülkemiz bağlamında, hiç de böyle oyalamalarla geçiştirilecek gibi olmadığını,“CHP Milletvekili Özgür Özel” ortaya koydu; Avrupa Konseyi’nin bir kurulu olan, “Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu” nun, (GRECO) “22 tavsiye kararından 20’sine, Türkiye’nin uymadığının” açıklandığını bildirdi. (Cumhuriyet, 10 Aralık 2018)
Değerli dostlar, daha önce de Türkiye’nin, yine yolsuzlukla ilgili olarak, Avrupa Parlamentosu’nun bir oturumunda İngiliz Parlamenter A. Duff, AKP Milletvekilleri’ne baka baka dile getirmiş, yolsuzluk dolaysiyle, Türkiye’de “devletin bölümlerindeki çürümeden” söz etmişti. (2009)
Dahası Türkiye’nin, “AB”ye girmek için her yıl verdiği, “AB İlerleme Raporu”nda, Türkiye’ye özgü olarak, “Yolsuzluklar” başlığıyla yeni bir bölüm açılmıştı...
Bu durum, bu tutum bir yana, AB üyesi Almanya’da yargıçlar -ülkemizle de yer yer bağlantısı olan-“Deniz Feneri Yolsuzluğu” adlı davayı karara bağlarken, Türkiye’nin Başbakanı’nın adını pek çok kez anmak zounda kalmalarına şaşırdıklarını dile getirmişlerdi.
Günümüzde de, yine “yolsuzluk” konusunun yer aldığı, “Man Adası Davası”nda da Erdoğan’ın adının anılması dikkate alındığında, insan, Alman yargıçların şaşkınlığını anlayabiliyor...
Öte yanda, bu “yolsuzluk” konusu, ülke güdeminden sanki hiç düşmüyor; “2019 bütçesi”nin görüşmelerinde de türlü bağlamlarla -örtülü olarak da olsa- yine ortalardaydı.
Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe konuşmasında, CHP GenelBaşkanı Kılıçdaroğlu,bir ara: “Bir ülke düşünün, yapılan sarayların, köprülerin maliyetini bırakın halkı, o ülkenin parlamentosu da bilmiyor!” dedikten sonra AKP’nin milletvekillerine dönerek: “Siz biliyor musunuz?” diye sordu; yanıtı da kendi verdi: “Bilemezsiniz!” diyerek, hemen ardından can alıcı o soruyu sordu: “O zaman neden ‘evet’ diyorsunuz?”
Ekranda görülen AKP milletvekilleri, bir an için öylece bakakaldılar...
Kılıçdaroğlu sorduğu soruya yanıtı, “korku” olarak dile getirip, yine kendi verdi: “Bir ülke düşünün, yaşanan ekonomik krize rağmen, işadamları ‘korkudan’ konuşamıyor!..”
Çünkü örnekler ortada, Kılıçdaroğlu da dile getirdi: “Barış istediler diye, yüzlerce akademisyen üniversitelerden atılıyor; pasaportlarına el konuluyor, yurtdışına çıkışları yasaklanıyor!”
Dahası da var, Kılıçdaroğlu şöyle sürdürüyor: “Siyasal gücü olanlarla, parasal gücü olanlar yargılanmıyor. Garibanlar yargılanıyor!..”
Kuşkusuz bu kısa alıntılar bile, Özgür Özel’in dediği gibi: “AKP iktidarının, yolsuzlukla mücadele etme niyeti olmadığının açıkça göstergesi...”
Bilmem ki anımsanır mı değerli dostlar, Anadolu’da halkın pek sevdiği bir atasözü vardır, sıkça kullanırlar, “Balık baştan kokar!” diye...
Yürek burkan, hızlı tren kazasında ölenlerin ailelerine başsağlığı diler, yaralılarında bir an önce iyileşmelerini dilerim.
Meriç Velidedeoğlu / CUMHURİYET
Yeni rejim gereği, ilk kez Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bütçe, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından sunuldu. (10 Aralık)
Ardından da, Ana Muhalefet Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bütçe ile ilgili görüşlerini bildirdi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında, Bakan Albayrak, sağında solunda oturanlarla konuştu; yetmedi, arka sıradakilere de uzandı; bu tutumunu -zaman zaman olsa da-sürdürdü; sanırım, kendisinin konuşmasına da ciddi eleştiriler yapan Kılıçdaroğlu’nun söylediklerini pek “dikkate almadığını”, kendince ortaya koymak istedi...
“9 Aralık” gününün, dolayısiyle “yolsuzluk” konusunun, ülkemiz bağlamında, hiç de böyle oyalamalarla geçiştirilecek gibi olmadığını,“CHP Milletvekili Özgür Özel” ortaya koydu; Avrupa Konseyi’nin bir kurulu olan, “Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu” nun, (GRECO) “22 tavsiye kararından 20’sine, Türkiye’nin uymadığının” açıklandığını bildirdi. (Cumhuriyet, 10 Aralık 2018)
Değerli dostlar, daha önce de Türkiye’nin, yine yolsuzlukla ilgili olarak, Avrupa Parlamentosu’nun bir oturumunda İngiliz Parlamenter A. Duff, AKP Milletvekilleri’ne baka baka dile getirmiş, yolsuzluk dolaysiyle, Türkiye’de “devletin bölümlerindeki çürümeden” söz etmişti. (2009)
Dahası Türkiye’nin, “AB”ye girmek için her yıl verdiği, “AB İlerleme Raporu”nda, Türkiye’ye özgü olarak, “Yolsuzluklar” başlığıyla yeni bir bölüm açılmıştı...
Bu durum, bu tutum bir yana, AB üyesi Almanya’da yargıçlar -ülkemizle de yer yer bağlantısı olan-“Deniz Feneri Yolsuzluğu” adlı davayı karara bağlarken, Türkiye’nin Başbakanı’nın adını pek çok kez anmak zounda kalmalarına şaşırdıklarını dile getirmişlerdi.
Günümüzde de, yine “yolsuzluk” konusunun yer aldığı, “Man Adası Davası”nda da Erdoğan’ın adının anılması dikkate alındığında, insan, Alman yargıçların şaşkınlığını anlayabiliyor...
Öte yanda, bu “yolsuzluk” konusu, ülke güdeminden sanki hiç düşmüyor; “2019 bütçesi”nin görüşmelerinde de türlü bağlamlarla -örtülü olarak da olsa- yine ortalardaydı.
Meclis Genel Kurulu’ndaki bütçe konuşmasında, CHP GenelBaşkanı Kılıçdaroğlu,bir ara: “Bir ülke düşünün, yapılan sarayların, köprülerin maliyetini bırakın halkı, o ülkenin parlamentosu da bilmiyor!” dedikten sonra AKP’nin milletvekillerine dönerek: “Siz biliyor musunuz?” diye sordu; yanıtı da kendi verdi: “Bilemezsiniz!” diyerek, hemen ardından can alıcı o soruyu sordu: “O zaman neden ‘evet’ diyorsunuz?”
Ekranda görülen AKP milletvekilleri, bir an için öylece bakakaldılar...
Kılıçdaroğlu sorduğu soruya yanıtı, “korku” olarak dile getirip, yine kendi verdi: “Bir ülke düşünün, yaşanan ekonomik krize rağmen, işadamları ‘korkudan’ konuşamıyor!..”
Çünkü örnekler ortada, Kılıçdaroğlu da dile getirdi: “Barış istediler diye, yüzlerce akademisyen üniversitelerden atılıyor; pasaportlarına el konuluyor, yurtdışına çıkışları yasaklanıyor!”
Dahası da var, Kılıçdaroğlu şöyle sürdürüyor: “Siyasal gücü olanlarla, parasal gücü olanlar yargılanmıyor. Garibanlar yargılanıyor!..”
Kuşkusuz bu kısa alıntılar bile, Özgür Özel’in dediği gibi: “AKP iktidarının, yolsuzlukla mücadele etme niyeti olmadığının açıkça göstergesi...”
Bilmem ki anımsanır mı değerli dostlar, Anadolu’da halkın pek sevdiği bir atasözü vardır, sıkça kullanırlar, “Balık baştan kokar!” diye...
Yürek burkan, hızlı tren kazasında ölenlerin ailelerine başsağlığı diler, yaralılarında bir an önce iyileşmelerini dilerim.
Meriç Velidedeoğlu / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder