Türkiye ağır ekonomik, siyasal, sosyal sorunlarla 2019 yılına girdi...
Sorunlar büyük ancak çözümsüz değil... Türkiye'nin kuruluş felsefesi, kurtuluş ve kuruluş destanı yaklaşık bir insan ömrü mesafeden bize yol gösteriyor...
Hatırlayalım;
Sömürgeci "yenilmez" ülkelerin vatanımızı işgaline karşı bir avuç cesur yürek, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk Kurtuluş Savaşı'nın ateşini 100 yıl önce yakmıştı.
Eşi olmayan bir mücadele ile cephelerde kazanılan zaferi büyük Atatürk, Cumhuriyet ile taçlandırmış, çağının ötesinde bir ulus ve ülke inşa etmeyi başarmıştı.
Atatürk'ün tek bir devrimi bile bir insanın ölümsüz olması, tarihe geçmesi için yeterliydi...
Destansı cephe savaşları ve ardından gelen cehaletle savaş...
*
Lütfen gözlerinizi kapatıp düşünün... Sadece 19 yılda Atatürk ne yapmış?
* Çöken bir İmparatorluğun en geri bırakılmış, en yoksul vatan evlatları ile verilen kurtuluş mücadelesini kazanmış,
* memleketin dört bir yanında dünyanın süper gücü olan devletlerin ordularına tek tek boyun eğdirmiş,
* Türk devletlerinin sonu anlamına gelen, Türk Milleti'ni tarih sahnesinden silen Sevr anlaşmasını emperyalist devletlere yedirmiş ve yerine son Türk devletinin tapusu olan Lozan'ı imzalatmış,
* ülkeyi düşman postallarından temizlerken çağdaş uygar toplumun ve devletin temellerini atmış, cephede savaşırken TBMM'yi kurmuş,
* barışın ardından, ikinci büyük savaşı olan cehaletle mücadeleye başlamış; iğne ile oya örer gibi, çelikten ilmiklerle; eğitimde, sağlıkta, ekonomide, sosyal yaşamda her biri dünyada eşi olmayan devrimleri gerçekleştirmiş,
* sıfırdan bir ülke kurmamış; dağılmış bir imparatorluğun tüm borçlarını, sorunlarını, geri kalmışlık yükünü de omuzlayarak, her alanda kangren olmuş bir çöküntüyü tedavi ederek ilerlemiş...
Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aydınlanma savaşçılarını, yazmaya, anlatmaya sayfalar yetmez... Ben süreye dikkatinizi çekmek istiyorum. Sadece 19 yıl...
*
100 yıl önce memlekette lise okuyabilen kız öğrenci sayısı 230'du mesela!
100 yıl önce işçi sayısı 10'dan fazla olan yerli işyeri sayısı 15 bile değildi!
Ticaret, finans, sanayi, fabrikalar, madenler, demiryolları, limanlar... yabancılara aitti...
Atatürk bu topraklara ait olması gereken her şeyi millîleştirmiş, milletin emrine, hizmetine, işletmesine sunmuştur...
Sadece 19 yılda... Nazım'ın dizelerindeki gibi; "soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen" kadınlarımız özgürleşmiş; Cumhuriyet kadınları sanatta, sporda, bilimde çığır açmıştır...
*
Millî mücadelenin 100. yılına girdik... 2019'u bu derin anlamı ile karşılamalı, yaşamalı ve ona göre hareket etmeliyiz...
Atatürk'ün mucizevi uygarlık savaşı ve ekonomik devrimleri "mirasyedi" iktidarlar tarafından her geçen yıl aşındırıldı...
İleri gitmek; cesaret, azim, kararlılık gerektirir... Siyasetçiler kolay olanı tercih ettiler! Dış destekli karşı devrimin kölesi oldular...
Seçim kazanmanın, sandıktan çıkmanın "gericileşmekle", "lümpenleşmekle" mümkün olduğuna kendilerini inandırdılar...
Lümpen kadrolar, cahil cesareti ile siyasi makamları; belediyelerden, bakanlıklara kadar ele geçirdiler... Bu ülkenin aydınlık insanları yalnızca izlemekle yetindi... Siyaset bataklıktı ve çamura bulaşmak istemediler!
Oysa kötülüğün zaferi; iyilerin yalnızca seyirci kalması ile mümkün olabilir...
Ekonomik ve askerî darbeler aydınlanmacı kadroları dağıttı. Sömürgeciler; sağcı-solcu, ulusalcı-milliyetçi, Alevi-Sünni diyerek toplumu mikronlarına ayırdı.
AKP iktidarı bu ülkenin en büyük harcı olan Atatürk sevgisi ve kurucu felsefenin üzerine beton dökmeye kalktı! Cemaatler hortladı... En öne çıkanı darbe ile memleketi ele geçirmeye çalıştı.
*
AKP 16 yıldır kesintisiz şekilde iktidarda... CHP'de genel başkanlık ortalama süresi de 10 yıldan başlıyor...
Bu uzun sürelerde neler yapılabilirdi? Atatürk Türkiyesi'ni yaşatmak ve daha ileriye taşımak görevini üstlenen siyasi kadrolar görevlerini ne derece yerine getirebildi?
Önlerine çıkan engeller nelerdi? Neden başarısız oldular?
Atatürk'ün 19 yılda yaptıklarına bakıldığında 10 yıllık, 15 yıllık süreler bu ülkenin yoksul, yoksun çocukları için büyük kayıp yılları değil mi?
Halk sadece güvenmek istiyor... liderin ne namaz kılması, ne şarap içmesi... sadece güven...
2019'da bu güveni verecek kadrolar öne çıkmalı, Atatürk gibi düşünüp, Atatürk gibi mücadele etmeli...
Kıskaca alınmış Türkiye BOP'a sürüklenirken, hiçbir bahane başarının yerini tutmayacak...
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU / YENİÇAĞ
Sorunlar büyük ancak çözümsüz değil... Türkiye'nin kuruluş felsefesi, kurtuluş ve kuruluş destanı yaklaşık bir insan ömrü mesafeden bize yol gösteriyor...
Hatırlayalım;
Sömürgeci "yenilmez" ülkelerin vatanımızı işgaline karşı bir avuç cesur yürek, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk Kurtuluş Savaşı'nın ateşini 100 yıl önce yakmıştı.
Eşi olmayan bir mücadele ile cephelerde kazanılan zaferi büyük Atatürk, Cumhuriyet ile taçlandırmış, çağının ötesinde bir ulus ve ülke inşa etmeyi başarmıştı.
Atatürk'ün tek bir devrimi bile bir insanın ölümsüz olması, tarihe geçmesi için yeterliydi...
Destansı cephe savaşları ve ardından gelen cehaletle savaş...
*
Lütfen gözlerinizi kapatıp düşünün... Sadece 19 yılda Atatürk ne yapmış?
* Çöken bir İmparatorluğun en geri bırakılmış, en yoksul vatan evlatları ile verilen kurtuluş mücadelesini kazanmış,
* memleketin dört bir yanında dünyanın süper gücü olan devletlerin ordularına tek tek boyun eğdirmiş,
* Türk devletlerinin sonu anlamına gelen, Türk Milleti'ni tarih sahnesinden silen Sevr anlaşmasını emperyalist devletlere yedirmiş ve yerine son Türk devletinin tapusu olan Lozan'ı imzalatmış,
* ülkeyi düşman postallarından temizlerken çağdaş uygar toplumun ve devletin temellerini atmış, cephede savaşırken TBMM'yi kurmuş,
* barışın ardından, ikinci büyük savaşı olan cehaletle mücadeleye başlamış; iğne ile oya örer gibi, çelikten ilmiklerle; eğitimde, sağlıkta, ekonomide, sosyal yaşamda her biri dünyada eşi olmayan devrimleri gerçekleştirmiş,
* sıfırdan bir ülke kurmamış; dağılmış bir imparatorluğun tüm borçlarını, sorunlarını, geri kalmışlık yükünü de omuzlayarak, her alanda kangren olmuş bir çöküntüyü tedavi ederek ilerlemiş...
Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve aydınlanma savaşçılarını, yazmaya, anlatmaya sayfalar yetmez... Ben süreye dikkatinizi çekmek istiyorum. Sadece 19 yıl...
*
100 yıl önce memlekette lise okuyabilen kız öğrenci sayısı 230'du mesela!
100 yıl önce işçi sayısı 10'dan fazla olan yerli işyeri sayısı 15 bile değildi!
Ticaret, finans, sanayi, fabrikalar, madenler, demiryolları, limanlar... yabancılara aitti...
Atatürk bu topraklara ait olması gereken her şeyi millîleştirmiş, milletin emrine, hizmetine, işletmesine sunmuştur...
Sadece 19 yılda... Nazım'ın dizelerindeki gibi; "soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen" kadınlarımız özgürleşmiş; Cumhuriyet kadınları sanatta, sporda, bilimde çığır açmıştır...
*
Millî mücadelenin 100. yılına girdik... 2019'u bu derin anlamı ile karşılamalı, yaşamalı ve ona göre hareket etmeliyiz...
Atatürk'ün mucizevi uygarlık savaşı ve ekonomik devrimleri "mirasyedi" iktidarlar tarafından her geçen yıl aşındırıldı...
İleri gitmek; cesaret, azim, kararlılık gerektirir... Siyasetçiler kolay olanı tercih ettiler! Dış destekli karşı devrimin kölesi oldular...
Seçim kazanmanın, sandıktan çıkmanın "gericileşmekle", "lümpenleşmekle" mümkün olduğuna kendilerini inandırdılar...
Lümpen kadrolar, cahil cesareti ile siyasi makamları; belediyelerden, bakanlıklara kadar ele geçirdiler... Bu ülkenin aydınlık insanları yalnızca izlemekle yetindi... Siyaset bataklıktı ve çamura bulaşmak istemediler!
Oysa kötülüğün zaferi; iyilerin yalnızca seyirci kalması ile mümkün olabilir...
Ekonomik ve askerî darbeler aydınlanmacı kadroları dağıttı. Sömürgeciler; sağcı-solcu, ulusalcı-milliyetçi, Alevi-Sünni diyerek toplumu mikronlarına ayırdı.
AKP iktidarı bu ülkenin en büyük harcı olan Atatürk sevgisi ve kurucu felsefenin üzerine beton dökmeye kalktı! Cemaatler hortladı... En öne çıkanı darbe ile memleketi ele geçirmeye çalıştı.
*
AKP 16 yıldır kesintisiz şekilde iktidarda... CHP'de genel başkanlık ortalama süresi de 10 yıldan başlıyor...
Bu uzun sürelerde neler yapılabilirdi? Atatürk Türkiyesi'ni yaşatmak ve daha ileriye taşımak görevini üstlenen siyasi kadrolar görevlerini ne derece yerine getirebildi?
Önlerine çıkan engeller nelerdi? Neden başarısız oldular?
Atatürk'ün 19 yılda yaptıklarına bakıldığında 10 yıllık, 15 yıllık süreler bu ülkenin yoksul, yoksun çocukları için büyük kayıp yılları değil mi?
Halk sadece güvenmek istiyor... liderin ne namaz kılması, ne şarap içmesi... sadece güven...
2019'da bu güveni verecek kadrolar öne çıkmalı, Atatürk gibi düşünüp, Atatürk gibi mücadele etmeli...
Kıskaca alınmış Türkiye BOP'a sürüklenirken, hiçbir bahane başarının yerini tutmayacak...
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU / YENİÇAĞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder