Fotoğrafta, karşılıklı heyetlerin oturduğu, keza masanın üzerinde Irak bayrağının yanısıra Bahçeli'nin ifadesiyle sözde “Kürdistan bayrağının” da olduğu görülüyor.
“Kürdistan” görünümlü “Büyük İsrail” projesinin baş aktörü Mesut Barzani, bir vakitler sadece en alt rütbedeki askerlerimizle muhatap olabildiği için AKP'li eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, onun hakkında “Postal yalayıcısı” tanımını yapmıştı.
Sonraki yıllarda AKP iktidarının, Barzani ile muhabbetini anlatmaya gerek yok, ama şimdi Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Mesut Barzani hakkındaki şu görüşlerini hatırlatalım:
“PKK’nın hamisi, lojistik destekçisidir. Türkiye’ye meydan okumuştur. Dışişleri Bakanı’nın utanmadan sıkılmadan ‘Mesud abi’ diyerek ailesine dahil ettiği Mehmetçik katili zalimin kartviziti bunlardır. Hükümetin düştüğü çukurun derinliğini herkese göstermektedir. Erdoğan sonunda muhatabına kavuşmuş ve layığını bulmuştur. Denize düşmüş yılana sarılmıştır.”
2017'de Barzani'nin Türkiye'ye gelişinde, havaalanı ve kaldığı konukevine “Barzanistan” bezi asıldığında da Bahçeli şöyle tepki göstermişti:
“Atatürk Havalimanı'nda sözde Kürdistan bayrağı asılmıştır. Skandaldır, aymazlıktır, rezalettir. İstanbul'da bu sözde bayrağın dalgalamasına kim izin vermiştir? Önü arkası düşünülmüş bir komplonun mu parçasıdır? Cumhurbaşkanı bundan haberdar mıdır? Başbakan bunu sormuş mudur? Barzani'nin bayrağını vatan semalarında görmeye tahammülümüz yoktur. Bu şahıs önce PKK'ya desteğinin hesabını vermelidir, Türkiye'ye kurduğu tuzakların bedelini ödemelidir.”
BARZANİ'NİN “TOP SECRET MAN” OĞLU
Konumuz Mesut Barzani değil, en büyük oğlu Mesrur Barzani.
Yıllardır “Barzanistan”ın “Güvenlik servisi veya asayiş ajansı”, kısacası “İstihbarat” başkanlığını yürüttüğü biliniyor.
Bölgede, “Esrarengiz adam” ya da “Top secret man” olarak adlandırılan Mesrur Barzani, ilkokuldan beri peşmerge içinde faaliyet göstermiş, ABD'de uluslararası hukuk, siyasal bilgiler ve diplomasi öğrenimi görmüş biri.
Şimdi biraz da bu Barzani'nin PKK-YPG, “Çözüm süreci”, “Barzanistan'ın bağımsızlığı”, Irak ve Suriye ile ilgili görüşlerini anlatalım.
2014 sonunda Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, “PKK'yı hiçbir zaman terörist bir örgüt olarak görmediklerini” belirtip, “Türkiye’deki çözüm sürecini destekliyoruz. Sorunun barışçıl şekilde çözülmesi ve sürecin herhangi bir olaydan etkilenmemesi gerekiyor” dedi.
Aynı konuşmasında, Türkiye'ye IŞİD'le mücadelede “Kürt bölgesiyle el ele çalışma” çağrısında bulunurken, Esad'a karşı “Ilımlı Suriye muhalefetinin” desteklenmesini istedi.
Haziran 2016'da federal Irak Devleti'nin artık işlevsiz olduğunu, bu nedenle “Kürtler, Şiiler ve Sünniler arasında bölünmüş konfederal bir sistemin kurulması” gerektiğini savundu.
ABD'DE KİMLERLE NEYİ GÖRÜŞTÜ?
Mesrur Barzani 14 Mayıs 2017'de “Resmi temaslarda” bulunmak üzere Washington'a gittiğinde ise Başkan Trump'ın Yahudi olan Başdanışmanı ve damadı Jared Kushner başkanlığındaki ABD Ulusal Güvenlik Konseyi üyeleriyle bir dizi görüşme yaptı. Bu görüşmelerde, Erbil-Washington ilişkilerinin yanısıra “Türkiye'deki çözüm süreci ve Türkiye'nin, YPG ile sorunlarının” da gündeme geldiği bildirildi.
Barzani'ye yakın kaynaklar, Mesrur Barzani’nin ABD'li yetkililere, “Türkiye’nin PKK ile başlatacağı yeni çözüm sürecini desteklemeye ve Türkiye ile YPG arasında arabuluculuk yapmaya hazırız” dediğini açıkladı.
Son olarak Mesrur Barzani'nin 25 Eylül 2017'de yapılan “Barzanistan'ın bağımsızlık referandumu” ile ilgili görüşlerini aktaralım. Referandumun hemen öncesinde şöyle konuştu:
“Bağımsızlık referandumu için en doğru zaman. Kürt yönetimi, bağımsızlık referandumunu zamanında yapmakta kararlı. Eğer Kürdistan bağımsızlığını ilân ederse, Kürdistan devletini tanıyacak birçok ülke var.”
Daha 2013 yılında bu ismin Başbakanlığının konuşulduğunu, nitekim referandumdan sonra Neçirvan Barzani'nin Mesut Barzani'nin yerine geçmesinin ardından şimdi Mesrur Barzani'nin Başbakanlığa aday olduğunu belirtip, konumuza geçelim.
MÜNİH KONFERANSI'NDA NE OLDU?
15-17 Şubat tarihlerinde 55'inci Münih Güvenlik Konferansı toplantısı vardı.
Toplantının başlığı, “Büyük Bulmaca: Parçaları Kim Toplayacak?” idi ve buna ilişkin olarak hazırlanan raporun görselinde de “puzzel” şeklinde bir harita kullanıldı.
Münih Güvenlik Koferansı'nın Danışma Konseyi üyelerinden birisinin ünlü spekülatör George Soros olduğunu, konferansı destekleyen sivil toplum örgütleri arasında ise PKK-YPG, “açılım” raporları hazırlayan Atlantik Konsey, Rand Corporation, Wilson Center'ın, keza ülkemizin yeni ekonomi politikaları için anlaşma yapılan, ancak tepkiler üzerine geri gönderilen McKinsey Şirketi'nin bulunduğunu kaydedelim.
İşte bu toplantıda Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar temsil etti. Akar, burada ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile senatörlerin yanısıra diğer bazı ülke yetkilileriyle de görüştü.
Akar'ın ABD'lilerden önce görüştüğü birisi daha vardı; Mesrur Barzani!..
Çok da dikkat çekmeyen bu görüşmeyi medyamız satır arasında sadece, “Akar, IKBY Güvenlik Konseyi Başkanı Mesrur Barzani'yi kabul etti” diye aktardı.
Şimdi bu görüşmenin Barzani'nin medyası Rudaw'da nasıl verildiğine bakalım.
“Mesrur Barzani ile Hulusi Akar görüştü” başlıklı haberde, Barzani'nin unvanı olarak, “Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarı” ifadesi kullanıldı ve şunlar anlatıldı:
“Mesrur Barzani, zirve kapsamında Hulusi Akar ve beraberindeki heyet ile görüştü. Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarlığı’nda görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göre, Mesrur Barzani Münih Güvenlik Konferansı’nın ikinci gününde Hulusi Akar ile bir araya geldi. Görüşmede, Hulusi Akar, Mesrur Barzani’yi Kürdistan Bölgesi Başbakanlığı’na adaylığından dolayı kutlayarak, görevinde başarı diledi. Kürdistan, Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine işaret edilen görüşmede, başta ticaret olmak üzere tüm alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi vurgulandı. Görüşmenin bir bölümünde de bölgedeki son gelişmeler ve mevcut sorunlar değerlendirildi.”
Rudaw'daki haberde, görüşmeden bir kare fotoğrafa da yer verildi. Fotoğrafta, karşılıklı heyetlerin oturduğu, keza masanın üzerinde Irak bayrağının yanısıra Bahçeli'nin ifadesiyle sözde “Kürdistan bayrağının” da olduğu görülüyor.
Hulusi Akar'ın konumu malûm; Artık siyasi bir kimlik, ama aynı zamanda TSK'nın en tepesindeki isim.
Akar-Mesrur Barzani görüşmesinden sonraki bazı kritik temaslar ve gelişmeleri sonraya bırakıp, şimdilik sadece şunları sormakla yetinelim:
“TSK açısından daha önce bu ağırlıkta bir isim, değil Irak'ın kuzeyindeki yapının İstihbarat Müsteşarı veya Başbakanı, Mesut Barzani ile görüştü mü? Ve bugüne kadar muvazzaf veya eski bir komutanın bulunduğu ortamda, o sözde bayrak hiç kullanıldı mı?”
Müyesser Yıldız / ODATV
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder