8 Mart 2019 Cuma

Bir Burhan Kuzu bombası da benden - Murat AĞIREL

Geçtiğimiz günden bu yana gündem, Burhan Kuzu'nun Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan fotoğrafı oldu.
Fotoğrafta Burhan Kuzu'nun bulunduğu yemek masasında İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti de yer alıyordu.

Orada dikkat çekmeyen çok önemli bir ayrıntı daha var aslında...
Ama gelin önce olayın başlangıcını anlatayım.
Zindaşti, bir dizi suçtan aranırken İstanbul'da yakalandı. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimi C.Ö. tarafından hemen tahliye edildi. O zamanlar bu jet tahliyeyi kimse anlayamadı.
Tahliyenin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı derhal tahliyeye itiraz edip tutuklama kararı çıkarttırdıysa da Zindaşti kayıplara karıştı.
HSK bu rezalet üzerine hemen soruşturma açtı. Ve skandal daha da büyüdü.
Hakim ifadesinde şöyle diyordu:
"İktidar partisinden eski milletvekili beni sürekli arayarak bu şahsın mutlaka tahliye edilmesi gerektiği yönünde telkinde ve baskıda bulundu. Devletin bu konuda bir duyarlılığı olduğunu belirtti."

Habertürk yazarı Fatih Altaylı ise hakimin ifadesinde bahsettiği "eski milletvekili"nin Burhan Kuzu olduğunu işaret etti. Altaylı'ya yanıt veren Burhan Kuzu, "Ben ne o İranlıyı tanırım ne de o hâkimle görüşmem oldu. Hele hele duygusallık dediğin para işleri benim asla yapmayacağım işler. Bu bilgiyi kim verdi size bilmem" dedi.

Tam bunlar konuşulurken...

Burhan Kuzu ve Zindaşti ilişkisini kanıtlayan fotoğrafı Cumhuriyet gazetesi yayımladı. Konu ile ilgili Cumhuriyet gazetesinden Zehra Özdilek, Burhan Kuzu ile konuşmuş ve iddiaları sormuş.
"Şahsı asla tanımam ve olayla da hiçbir ilgim yoktur" açıklaması yapan Burhan Kuzu, fotoğraflarının ortaya çıkmasının ardından Zindaşti ile yemek yediğini kabul ederek "2011 veya 2014... Vatandaşlık için yardım istedi. Vatandaşlık Genel Müdürlüğü'ne müracaat etti. Ben de genel müdürü aradım yardımcı olmalarını istedim. Müdür bir ay sonra bana döndü, 'hocam bu adamın sıkıntıları falan var' dedi. Ben de sıkıntı varsa kalsın dedim. Bir daha da görmedim adamı, ilk ve son görüşümdü" cevabını vermiş.

Buraya kadar okuduğunuz bilgiler daha önce yayınlandı.
Ben ise size o fotoğrafın siyasi yansımasını değil üzerinde durulmayan, konuşulmayan ve gizlenen yönünü açıklayacağım.
Hem de ilk defa...
Ne mi bu açıklayacağım bilgiler?
Anlatayım:

***

Tarih: 29 Mart 2016
İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti, emniyette verdiği ifadesinde öyle iddialarda bulunuyor ki ayrıntıları dudak uçuklatan cinsten.

Zindaşti, arkadaşlarıyla alem yapmak için kadın bulması için birini arıyor. Aradığı kişi kendisini Aliye Uzun'a yönlendiriyor ve numarasını veriyor. Kadınlar geliyor... Zindaşti polise verdiği ifadesinde Aliye Uzun'un kendisine, "AK Parti Beşiktaş Kadın kollarında görevliyim, benim Ak Parti'de çevrem var" dediğini aktarıyor.
"Sana vatandaşlık alabilirim" dediğini, kendisinin de ona "Vatandaşlık alırsan sana Range Rover cip hediye edeceğim" dediğini söylüyor. Aliye Uzun'un ise cip istemediğini 500 bin lira karşılığında Türk vatandaşı yapacağını söylediğini aktaran Zindaşti, Uzun'un işlemleri başlatmak için 150 bin lira para istemesi üzerine kabul ettiğini belirtiyor.

Zindaşti ifadesinde "Aliye ile ilişkisinin devam ettiğini, bir dergi basımı konusunda kendisine 50 bin lira vererek yardım ettiğini, dergi işleri için toplamda 100 bin lira para harcadığını..." anlatıyor. Savunmadaki bu kısmı özetleyerek yazıyorum.

Aliye Uzun ile iş yapmaya devam eden Zindaşti, bir yat almak istediğini Uzun'a bildiriyor. Aliye Uzun da kendisinin Ömer Erdal Akkartal isimli bir arkadaşı olduğunu ve onun da yatını sattığını söylüyor. Yatı almak için 1 Milyon 300 bin euroya anlaşıyorlar. Fakat Zindaşti şüpheleniyor araştırma yapıyor ve şahsın kendisini dolandırmak istediğine kanaat getiriyor. Zindaşti bu olaylardan sonra Erdal ve Aliye ile arayı açıyor. Aliye Uzun sonraki zaman içerisinde vatandaşlık başvurusu ile ilgili gelişme var bahanesi ile Zindaşti'ye ulaşmaya çalışınca Ekrem Öztunç isimli yeğeni görüşüyor. Zindaşti'nin uygunsuz resimlerini paylaşmak ile tehdit ediyor ve fotoğraf gönderiyor. Derginin vergisini ödemesini istiyor. Zindaşti ödemeyince devreye Erdal Akkartal giriyor. Restleşmeden sonra Zindaşti ve 3 adamı Erdal Akkartal'ın verdiği adrese gidiyor ve çatışma yaşanıyor. Zindaşti'nin bir adamı vuruluyor ve olay yerinden kaçıyorlar. Zindaşti polise gitmiyor doğal olarak Erdal Akkartal da "Benim aranmam var polise gitmedim kapatalım" diye olayı kapatıyorlar.

***

Peki, bu kadar olayı niye anlatıyorum?
Başa dönelim...
Burhan Kuzu'nun Cumhuriyet'te yayımlanan fotoğrafında dikkat çekmeyen ayrıntıyı kastediyorum.
İşte tüm bu savunmada geçen iddialarda bahsedilen Aliye Uzun, Cumhuriyet gazetesinin yayınladığı fotoğrafta Burhan Kuzu'nun yanında oturan kişinin ta kendisiydi.
Aliye Uzun kim mi?
Mecidiyeköy'deki Trump Towers'a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın posterini astıran bir isim. AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Av. Şeyma Döğücü ve Başkan yardımcılarının ziyaret ettiği Ahmet Hakan'ın Hürriyet'teki köşesinde "kahraman" diye bahsettiği bir isim.

Sosyal medya hesabında paylaştığı fotoğraflarda ise Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'a yakın olduğu izlenimi veriyor. Cumhurbaşkanı ve eşi Emine Hanım ile birlikte fotoğrafları bulunuyor. Cumhurbaşkanı ile gittiği yurt dışı ziyaretleri kapsamında, Saray'da, Cumhurbaşkanı danışmanları ile hatta Binali Yıldırım ve eşi ile çekilmiş onlarca fotoğrafı var.

Ha bu arada...

Zindaşti'nin ifadesinde bahsi geçen dergiyi araştırdım. Aliye Uzun ile bağlantılı olan iki dergiye ulaştım.
İlk derginin isimi ALİYES.
2014 yılı Mart ayında çıkan sayısında karşıma kim çıktı dersiniz?
Burhan Kuzu!
Burhan Kuzu ile röportajın kamera arkası görüntülerine ait videoyu da Aliye Uzun derginin Instagram adresinde yayınlamış. İsteyen girip bakabilir. Silinmezse tabi...
İkinci dergi de aynı yayın konsepti ile "Business Woman" adı ile devam ediyor. Bu dergi 2017 yılında yayın hayatına başlamış. Ne tesadüf Aliye Uzun adı ile 2017 yılında 1000 lira sermayeli bir şirket Uzun Yayıncılık adını almış.

AKP'nin ve Cumhurbaşkanı'nın en üst kademesinde bulunan kişiler ile gezdiği açık ortada olan hatta kendini resmi görevliymiş lanse ederek gezen bu kişi için neden bir soruşturma başlatılmamış?

Sayın Burhan Kuzu'nun bilgisi var mı?

Sadece bir fotoğraf ve benim ulaşabildiklerim bunlar. Neresinden bakarsanız bakın iddialar rezalet. İlişkiler rezalet.
Bu kişiler bu noktalara nasıl ulaşıyorlar?
Bu paranın kaynağı ne?
Bu kişilerin siyasi bağlantıları kimler?
Bu iddiaların tamamı aydınlatılmalı ve kamuoyu bilgi sahibi yapılmalıdır.

NOT: Aliye Uzun'a, cevap hakkını kullanması için tüm iletişim kanallarından ulaşmaya çalıştım ama başaramadım. İsterse bu köşede gazetecilik ilkeleri gereği açıklamasına yer verebilirim.


Murat AĞIREL / YENİÇAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder