Sanıyor musunuz ki;
Gözünü cehennem gibi bir hayata açan aklıselim sahibi çocuklarınız, anadillerini öğrenirken aynı zamanda nasıl bir yerde büyüdüklerini de öğrenmiyorlar?
Bu ülkede çocuk olmak, kadın olmak, farklı olmak, azınlık olmak, zayıf olmak ne anlama geliyor, hiç bilmiyorlar?
Tercihleri ya da hayalleri yüzünden ileride başlarına gelebilecekleri şimdiden sezmiyorlar?
Sanıyor musunuz ki...
Büyüdüklerinde yaşayacakları ülkenin onların cehennemi olacağını en baştan görmüyorlar?
Şu anda yaşadığınız bu ülkede...
Sadece kadının değil, çocuğun da adı yok.
Eğitim hakkı isteyen başörtülü kız çocuklarının başına basa basa tırmandığı koltuğuna oturduktan sonra kadına biçtiği rolün öncelikle annelik olduğunu göğsünü gere gere söyleyerek oy kazanmayı beceren;
Politik tutumuyla, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının dine ve geleneklere bir küfür olduğuna kalabalıkları ikna etmeye çalışan;
Kadının iffetiyle paralel gördüğü kılık kıyafetini, memleket meselesi haline getirmekten hiç gocunmayan bu iktidarın egemenliğinde büyüttüğünüz o çocuklar...
Artık bal gibi biliyorlar ki bu ülkede;
Kadın cinayetleri büyük bir kesimin gözünde neredeyse aile geleneği olarak algılanıyor.
Hukuk öncelikli olarak hâlâ “ölenyaralanan- tecavüze uğrayan kadının” kusuru üzerine odaklanılıyor.
O yüzden her gün bir başka kadının vurulmuş, parçalanmış, boğulmuş, tecavüze uğramış, kendisini asmış cesedi ayaklarınızın dibine düşüyor.
Siz, o cesetlerin üzerlerinden atlayarak hayata devam ediyorsunuz.
Ve vahşetini nüfus cüzdanı gibi cebinde taşıyan...
Namus cinayeti madalyasını göğsüne asması an meselesi olan potansiyel katillerle aynı havayı soluyorsunuz.
Gazeteyi her açtığınızda, televizyona her baktığınızda, pencerenizin önünde, kapınızın ardında... bitmek bilmeyen çocuk tecavüzü haberleri.
Evde, sokakta, inşaatta, parkta, öğrenci yurtlarında, Kuran kurslarında dolanıyor tecavüze uğramış çocukların diri ya da ölü hayaletleri.
Dahası mütemadiyen küstahça konuşuyor birileri:
“Bir çocuk kaç yaşında evlenebilir?”
“Bir kız kaç yaşında artık dinen erişkindir?”
Ve “Aile içinde kimin kime ne gözle bakması caizdir?”
Gözünü cehennem gibi bir hayata açan aklıselim sahibi çocuklarınız, anadillerini öğrenirken aynı zamanda nasıl bir yerde büyüdüklerini de öğrenmiyorlar?
Bu ülkede çocuk olmak, kadın olmak, farklı olmak, azınlık olmak, zayıf olmak ne anlama geliyor, hiç bilmiyorlar?
Tercihleri ya da hayalleri yüzünden ileride başlarına gelebilecekleri şimdiden sezmiyorlar?
Sanıyor musunuz ki...
Büyüdüklerinde yaşayacakları ülkenin onların cehennemi olacağını en baştan görmüyorlar?
Şu anda yaşadığınız bu ülkede...
Sadece kadının değil, çocuğun da adı yok.
Eğitim hakkı isteyen başörtülü kız çocuklarının başına basa basa tırmandığı koltuğuna oturduktan sonra kadına biçtiği rolün öncelikle annelik olduğunu göğsünü gere gere söyleyerek oy kazanmayı beceren;
Politik tutumuyla, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının dine ve geleneklere bir küfür olduğuna kalabalıkları ikna etmeye çalışan;
Kadının iffetiyle paralel gördüğü kılık kıyafetini, memleket meselesi haline getirmekten hiç gocunmayan bu iktidarın egemenliğinde büyüttüğünüz o çocuklar...
Artık bal gibi biliyorlar ki bu ülkede;
Kadın cinayetleri büyük bir kesimin gözünde neredeyse aile geleneği olarak algılanıyor.
Hukuk öncelikli olarak hâlâ “ölenyaralanan- tecavüze uğrayan kadının” kusuru üzerine odaklanılıyor.
O yüzden her gün bir başka kadının vurulmuş, parçalanmış, boğulmuş, tecavüze uğramış, kendisini asmış cesedi ayaklarınızın dibine düşüyor.
Siz, o cesetlerin üzerlerinden atlayarak hayata devam ediyorsunuz.
Ve vahşetini nüfus cüzdanı gibi cebinde taşıyan...
Namus cinayeti madalyasını göğsüne asması an meselesi olan potansiyel katillerle aynı havayı soluyorsunuz.
Gazeteyi her açtığınızda, televizyona her baktığınızda, pencerenizin önünde, kapınızın ardında... bitmek bilmeyen çocuk tecavüzü haberleri.
Evde, sokakta, inşaatta, parkta, öğrenci yurtlarında, Kuran kurslarında dolanıyor tecavüze uğramış çocukların diri ya da ölü hayaletleri.
Dahası mütemadiyen küstahça konuşuyor birileri:
“Bir çocuk kaç yaşında evlenebilir?”
“Bir kız kaç yaşında artık dinen erişkindir?”
Ve “Aile içinde kimin kime ne gözle bakması caizdir?”
***
Çocuklarınızdan bu ülke gerçeklerini ne yaparsanız yapın gizleyemezsiniz.
Daha da fenası, çocuklarınızı bu gerçeklerin tehlikelerinden koruyamazsınız.
Yapabileceğiniz tek şey...
Ülke gerçeklerini bir an önce değiştirmektir.
Tüm bunları görerek ve anlayarak büyüyen aklı başında her çocuk, kendi geleceğiyle ilgili hayallerini bu ülkede asla gerçekleştiremeyeceğini sizden de önce kendisi görür.
Hayallerini gerçekleştirmek için başka bir ülkede yaşamak...
Hatta başka bir ülkenin vatandaşı olmak gerektiğini bilen çocuğa bu korkunç bilgiyi erkenden veren bu ülkenin bizzat kendi yerel cehennemidir.
Gitmek isteyene küfür...
Kalana da taciz ya da tecavüz...
Bu, ülkenin ne kendinizden ne de çocuklarınızdan saklayamayacağınız en ağır gerçeğidir.
Daha da fenası, çocuklarınızı bu gerçeklerin tehlikelerinden koruyamazsınız.
Yapabileceğiniz tek şey...
Ülke gerçeklerini bir an önce değiştirmektir.
Tüm bunları görerek ve anlayarak büyüyen aklı başında her çocuk, kendi geleceğiyle ilgili hayallerini bu ülkede asla gerçekleştiremeyeceğini sizden de önce kendisi görür.
Hayallerini gerçekleştirmek için başka bir ülkede yaşamak...
Hatta başka bir ülkenin vatandaşı olmak gerektiğini bilen çocuğa bu korkunç bilgiyi erkenden veren bu ülkenin bizzat kendi yerel cehennemidir.
Gitmek isteyene küfür...
Kalana da taciz ya da tecavüz...
Bu, ülkenin ne kendinizden ne de çocuklarınızdan saklayamayacağınız en ağır gerçeğidir.
Mine Söğüt / CUMHURİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder