İktidar ekonomi dengeleniyor dese de yurttaşın algısı 2018 sonundan daha kötü. Artık yemeğin yanında içecek tüketmeyen, ekonomi 2020’de daha kötü olacak diyen, indirim marketlerinden alışveriş yapan ve borçlu bir tüketici grubu var.
Merkezi Paris’te bulunan uluslararası pazar araştırma ve danışmanlık şirketi İpsos “2020’ye başlarken Türkiye” başlıklı bir rapor yayımladı. Halkın tüketim alışkanlıklarının sadece 2 yıl gibi kısa bir sürede nasıl değiştiğini gösteren rapor ekonomik darboğazın etkilerini de ortaya koyuyor. Rapora göre 2 yıl önce yurttaşların yüzde 47’si Türkiye’nin yanlış yolda ilerlediğini düşünürken bu oran 2019’un Aralık ayında yüzde 67’ye yükselmiş durumda. En önemli sorun açık ara farkla ekonomi. Üstelik beklentiler de hiç iyi değil. İpsos’un yaptığı anketlerden çıkan sonuca göre halkın sadece yüzde 10’u 2020’de Türkiye ekonomisinin daha iyi olacağını düşünüyor. İşte çalışmadan öne çıkanlar…
En önemli sorun açık ara farkla ekonomi
2018’in yaz aylarında yaşanan döviz kuru şokunun etkileri 2020’ye girilmesine rağmen geçmedi. Bu uzun süreli bunalım halkın beklentilerini de etkiliyor. Ülke Ortadoğu bataklığına girmesine rağmen ekonomi giderek artan önemde halkın en önemli sorunu haline geliyor. “Sizce Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna 2017’nin Aralık ayında yurttaşların sadece yüzde 21’i ekonomi cevabını verirken bu oran 2018 Aralık ayında yüzde 51’e yükseldi. Bu yükselmede döviz kurundaki sert yükselişin ve enflasyonun payı bulunuyor. Ancak ekonominin yakıcılığı 2019’da azalmak bir yana artıyor. 2019 Aralık ayına gelindiğinde yurttaşların yüzde 58’ine göre Türkiye’nin en önemli sorunu ekonomi. Terör ise yüzde 18 ile ekonomiyi ikinci sırada takip ediyor.
Yurttaşın sorun algısı Tablo 1’deki gibi.
İpsos’un çalışmasına göre 2018’in Aralık ayında kendi yaşam standardımdan memnun değilim veya hiç memnun değilim diyenler yüzde 47’yi oluşturuyordu. 2019 boyunca döviz kuru bir biçimde baskılandı ancak işsizliğin ve borçluluğun artmasıyla yaşam standardından memnun olmayanların oranı arttı. 2018 Aralık’ta yüzde 47 olan memnuniyetsizlik oranı 2019 Aralık’ta yüzde 55’e yükseldi. İpsos anketinde “Alınan borçların tümünü göz önünde bulundurursanız şu anda hanenizin herhangi bir borcu var mı” sorusuna yurttaşların yüzde 50’si “evet var” cevabını verdi. Üstelik borçluluk geçen yıla göre artıyor. 2018 Aralık ayında çalışanların yüzde 40’ı borçluyken, 2019 Aralık ayında bu oran yüzde 48’e çıktı. Çalışmayanların daha yüksek oranda borçlu olması ise dikkat çekiyor. Çalışmayanların yüzde 56’sı borçlu olduğu ifade ediyor.
Son aylarda sepet sayısı ilk kez azalmaya başladı
İpsos raporundaki en dikkat çekici kısım halkın enflasyona karşı verdiği mücadele. 2018 yılının sonbaharıyla başlayan çift haneli enflasyona karşı tüketim harcamaları artmak zorunda kalsa da sepet sayısında yılın ilk yarısında bir düşüş yaşanmadı. Ancak son aylarda artık temel ihtiyaçların bulunduğu sepet sayısı dahi azalmaya başladı. Sepette geçen yıla göre azalan ürünlerin başında “alkollü içkiler” geliyor. Bu durum 2019’da içkilere gelen zamlar ve ev yapımı içki tüketiminin artmasıyla açıklanabilse de alkolsüz içecekler de artık daha az tüketilmeye başladı.
Son aylarda sepet sayısı ilk kez azalmaya başladı
İpsos raporundaki en dikkat çekici kısım halkın enflasyona karşı verdiği mücadele. 2018 yılının sonbaharıyla başlayan çift haneli enflasyona karşı tüketim harcamaları artmak zorunda kalsa da sepet sayısında yılın ilk yarısında bir düşüş yaşanmadı. Ancak son aylarda artık temel ihtiyaçların bulunduğu sepet sayısı dahi azalmaya başladı. Sepette geçen yıla göre azalan ürünlerin başında “alkollü içkiler” geliyor. Bu durum 2019’da içkilere gelen zamlar ve ev yapımı içki tüketiminin artmasıyla açıklanabilse de alkolsüz içecekler de artık daha az tüketilmeye başladı.
Yemeklerin yanında içecek tüketimi azalıyor
Alım gücünün düşmesiyle beraber zorunlu ihtiyaçların hanenin bütçesi içindeki payı artıyor. Öte yandan yemeğin yanında tüketilen içecekler gibi zorunlu olmayan harcamalardan mümkün mertebe tasarruf edilmeye başlanıyor. Yemeğin yanında içecek tüketenlerin oranı tablo 3’teki gibi.
Ekonomik bunalımla beraber harcamalar bakliyat, yumurta, makarna, salça gibi ürünlerde yoğunlaşırken, harcama sepetinden kısılabilen meyve suyu, dondurma, kolonya, parfüm gibi ürünler çıkarılıyor. (TABLO 4) Öte yandan zincir marketler içinde rekabete ucuz fiyatlarla dahil olan indirim marketlerine ilgi artıyor. Üst gelir grubuna hedef alan Migros, Carrefour gibi marketlerin pazar payı değişmezken BİM, A101 ve Şok gibi indirim marketlerinin pazar payı giderek artıyor. Her köşe başına açılan indirim marketlerine karşılık mahalle bakkalları ise direnemiyor. Oranlar Tablo 5’teki gibi.
Alım gücünün düşmesiyle beraber zorunlu ihtiyaçların hanenin bütçesi içindeki payı artıyor. Öte yandan yemeğin yanında tüketilen içecekler gibi zorunlu olmayan harcamalardan mümkün mertebe tasarruf edilmeye başlanıyor. Yemeğin yanında içecek tüketenlerin oranı tablo 3’teki gibi.
Ekonomik bunalımla beraber harcamalar bakliyat, yumurta, makarna, salça gibi ürünlerde yoğunlaşırken, harcama sepetinden kısılabilen meyve suyu, dondurma, kolonya, parfüm gibi ürünler çıkarılıyor. (TABLO 4) Öte yandan zincir marketler içinde rekabete ucuz fiyatlarla dahil olan indirim marketlerine ilgi artıyor. Üst gelir grubuna hedef alan Migros, Carrefour gibi marketlerin pazar payı değişmezken BİM, A101 ve Şok gibi indirim marketlerinin pazar payı giderek artıyor. Her köşe başına açılan indirim marketlerine karşılık mahalle bakkalları ise direnemiyor. Oranlar Tablo 5’teki gibi.
Ozan Gündoğdu / BİRGÜN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder