8 Ocak 2021 Cuma

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Güvenpark'ı yok edecek Kızılay'a cami projesini savundu - SOL

 Ankara Büyükşehir Belediyesi, Güvenpark'ı yok edecek Kızılay'a cami projesini savundu(1)

İmamoğlu'ndan cami açılışı: Kurtuluş Savaşı'nı camilerden çıkarak kazandık (2)


Ankara Büyükşehir Belediyesi, Güvenpark'ı yok edecek Kızılay'a cami projesini savundu(1)

Büyükşehir Belediyesi, Kızılay’da cami yapılmasına ilişkin davada, Diyanet Vakfı ile protokolünü sundu.  Belediye, Güvenpark’ın altını oyacak imar planını dayanak gösterdi.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, tescilli kültür varlığı özelliği kazanmasına rağmen hukuksuzca yıkılan Kumrular İkamet Sitesi yerine cami yapılmasına ilişkin açtığı davada, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara 1. İdare Mahkemesi Başkanlığı’na savunmasını sundu.

Savunmanın ekinde Diyanet Vakfı ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Kızılay’daki cami yapımına ilişkin protokolü sunuldu.

Protokolün iptali davasında, verilen savunmada,  Ankara Büyükşehir Belediyesi Güvenpark’ı yok edecek imar planı değişikliğine atıfta bulunarak,  “Dolmuş duraklarının 20 yıl süresince caminin altının kullanılması karşılığında cami ve külliyesi yapımını içeren protokol imzalandığı, alanın cami alanı olduğu aşikardır” denildi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Birinci derece doğal SİT alanı olan Güvenpark’ı betonlaştıracak ve altını oyacak imar planına meslek odaları olarak dava açtık ve iptal ettirdik. Ulaşım ana planından yoksun şekilde Kumrular ve Necatibey Caddesi'nin köşesinde cami altında, 20 yıl boyunca minibüs garajı ve otopark yapılması, ulaşım altyapısını kitleyecektir. Çevrede 400 metre mesafede 4 adet camii olmasına rağmen, kamu kaynaklarının bu imar planıyla bütüncül bir planlamadan yoksun şekilde heba edilmesi ve bu planın dayanak gösterilmesi şaşkınlık verici bir durumdur” dedi.

“UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girme potansiyeli olan, Güvenpark, Saraçoğlu Mahallesi ve hükümet kartiyesinden bulunan bakanlıklar bölgesi bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu bölgenin parçacıl bakış açısıyla yapılan müdahaleler nedeniyle, dünya miras listesine girme potansiyeli ortadan kaldırılıyor. Ankara bunu hak etmiyor. Defalarca kez plan değişikliklerine dava açılmış, iptalleri olan ve çok stratejik bir noktada bulunan Kızılay’a cami yapma yaklaşımının gündeme getirilmesi kabul edilmezdir” diyen Candan sözlerine şöyle devam etti:

“Ankara’da Gökçek döneminde yapılan planlama süreçlerine ilişkin devam eden bini aşkın davamız var.  Bu davalar yerin tartışmalı olduğunu gösterir. Birçok kez de bu alanlarda yargı kararlarıyla iptal verilmiştir.  Meslek  odalarının ve kentlilerin katılımı olmadan, planlama  hiyerarşisine aykırı şekilde planlar yapılmıştır. Var olan potansiyelleri yok edecek ve yeni ulaşım sorunları oluşturulacak bir alanda ısrar etmek bilimsel değildir. Cami yapımının gerekçesinin,  Güvenpark dolmuşlarının depolanması olarak ifade edilmesinin, bilimsel planlama ilkeleri ile bağdaşır yanı yoktur.  Bu protokol tarihsel olarak unutulmayacak bir protokoldür.”

Candan “Önce Cumhuriyetin temsil yapılarından ve tanık mekanlarından olan Kumrular İkamet Sitesi hukuksuzca yıkıldı, ardından ihtiyaç olmadığı halde şimdide alanda cami yapımı için plan değişikliği yapıldı. Bunun tamamen ideolojik ve bilimsel planlama ilkelerinden yoksun olduğu ortadadır.  

UNESCO Dünya Miras Listesine girme potansiyeli olan Cumhuriyet değerlerinin yoğun olduğu bu alana,  bütüncül değil de parçacıl bakılması Ankara’nın en büyük sorunlarından biridir” dedi.

                                                          ***

İmamoğlu'ndan cami açılışı: Kurtuluş Savaşı'nı camilerden çıkarak kazandık (2)

İBB Başkanı İmamoğlu, cami açılışı yaptı, 'Kadına saygıyı, çocuklara iyi ahlak öğretmeyi anlatır camilerimiz. Biz, milli dayanışmayı da bu camilerde yaşattık ve yaşadık' dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü İbrahim Cevahir Camii’nin açılışına katıldı.

Camilerin insanların buluşma noktaları olduğunu belirten İmamoğlu, “Hayata dair güzel nasihatler verir, uyarılarda bulunur, insanları birleştirir. Kadına saygıyı, çocuklara iyi ahlak öğretmeyi anlatır camilerimiz. Bu birleşmenin ve buluşmanın odağıdır. Biz, milli dayanışmayı da bu camilerde yaşattık ve yaşadık. Biz, milli Kurtuluş Savaşı'nı da camilerde hararetlenerek, yollara çıkarak, yollara dökülerek kazandık. Yani buralar, bizim en üst seviyede duygularımızın merkezidir. Maneviyat içerir. İçine hiçbir duygu giremez. Siyaset; hele hele siyaset, şu kapıdan içeri hiç giremez. Allah esirgesin, Allah korusun. Buranın sahibi yoktur. Sahibi, Yüce Allah. Burada Allah'la baş başa kalırız, kul Allah'la baş başa kalır. O bakımdan buranın birleşme ve buluşma ruhuna herkesin uyum içerisinde saygı duyarak saygı göstererek hareket etmesi lazım" dedi.

İlçe müftüsünün davetli olduğu halde ilk ibadete gelmediği söyleyen İmamoğlu, “Bu benim ilk yaşadığım şey değil. Cami yaparken nasıl engellediğimiz, taziye evi yaparken nasıl engellediğimiz… Müftülük yaparken nasıl engellendiğimizi Yüce Allah biliyor, ben biliyorum kullar da biliyor. Bak bu 7 senedir yaşadıklarım; yeni değil. Ya ben, ‘Allah akıl versin’ diye dua ediyorum onlar için. Dediğim tek şey de budur, başka hiçbir şey demem. Allah'ım onlara gani gani akıl versin, rahmet yağdırsın onlara. ‘Amin’ deyin; ihtiyaçları var. Benim inancımı temsil eden herkesin, hiç kimsenin siyaset ile zerre ilgisi olamaz. Ben çünkü, onun önünde önümü iliklerim, duamı ederim. Ona duyduğum saygıyı tarif edemem. Ben, o ocaklarda yetiştim. Bir imama, bir müftüye saygıyı bilirim. Ben sokağı bilirim, mahalleyi bilirim, camiyi bilirim, Kur’an kursunu bilirim” diye konuştu.

(SOL)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder