13 Nisan 2021 Salı

Aten şehrini kuran III. Amenhotep 40 yıl hiç savaşmamıştı - Ercan KARAKAYA / EVRENSEL

 

Mısır’da 3 bin yıldır kumun altında gömülü kayıp altın şehir “Aten”in gün yüzüne çıktığı haberi arkeolojiye az çok meraklı herkeste heyecan yarattı. Kent III. Amenhotep'la en refah dönemini yaşadı.

Mısır’da 3 bin yıldır kumun altında gömülü olan kayıp altın şehir “Aten” gün yüzüne çıktı. Ajanslara geçtiğimiz hafta düşen haber arkeolojiye az çok meraklı herkeste heyecan yarattı. Varlığı bilinen üzerine birçok şey yazılıp çizilen Aten şehri bilinmeyen merak edilen bazı sorulara ışık tutacak mutlaka.

Mısır’ın Krallar Vadisi’nin yer aldığı Luksor kentindeki Aten’in bulunması için uzun süredir çalışmalar yapılıyordu. Kentin, MÖ 1391’den 1353’e kadar Mısır’ı yöneten III. Amenhotep (Bazı kaynaklarda Amenofis olarak geçer) tarafından kurulduğu düşünülüyor.

Şehrin yeni ortaya çıkması Mısır’a dair bilinmeyen ve merak edilen şeyler için biraz daha beklememizi gerektiriyor. Ancak arkeologlar, kentin keşfinin Mısır arkeolojisi için Kral Tutankhamun’un mezarının ortaya çıkmasından sonraki en önemli keşif olduğunda hemfikir. İlk kazılarda kentin yerleşim yerlerinin sağlam olduğu görüldü. Odalarda da günlük yaşamda kullanılan araç gereçler bulundu.

SAVAŞMAYAN KRAL

Arkeolojide her yeni keşif geçmişe dair bilinmeyenlere ışık tutar, bazı bilgilerin ise değişmesine neden olur. Aten’in bulunmasının neleri değiştireceğini yakın bir gelecekte göreceğiz. Ancak Aten şehrinin kurulduğu döneme dair bilinenler hem o döneme hem de bugüne dair birkaç şey söylememizi zorunlu kılıyor. Kenti kurduğu düşünülen III. Amenhotep çocuk yaşta tahta çıktı ve 40 yıla yakın Mısır’ı yönetti. Bu 40 yıl aynı zamanda Mısır’ın en refah ve en güçlü dönemi olarak biliniyor. Sanatsal olarak en iyi dönemini yaşayan Mısır aynı zamanda uluslararası siyasi gücünü de en yükseğe çıkarmayı başardı. III. Amenhotep’un bunları yaparken hiç sefere çıkmadığını belirtelim. Sadece krallığının beşinci yılında Nübye’de çıkan bir isyanı bastırmak için sefere çıkmıştır. Savaş olmayınca kalkınmaya, sanata ve kültüre daha çok yatırım yapan Mısır’da halk o dönem bölgede yaşayan diğer halklara göre daha refah ve mutlu bir 40 yıl yaşadı.

SAVAŞMADAN DA OLUR

Amenhotep’in 40 yıla yakın sefere çıkmamasına dair birçok neden söylenebilir. Ancak sadece Mısır için değil geçmişten bugüne Anadolu’yu da içine katarak savaşın, gücü elinde bulundurmanın ilk koşullarından olduğunu söyleyebiliriz. Amenhotep’ten çok önceleri de ondan sonra da savaş ve beraberinde getirdiği yıkımlar bölge halklarının vazgeçilmezi durumunda. Amenhotep’in savaşmadan diplomasi yoluyla sorunları çözmesi bugün ağzından savaşı düşürmeyen yönetenlerin suratına vurulması gereken bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

EN ÇOK HEYKELİ OLAN KRAL

III. Amenhotep Mısır firavunları arasında en çok kendi heykeli olan firavun olarak biliniyor. Kesin olarak bu firavuna ait olduğu belgelenmiş 250’den fazla heykeli bulunuyor. Heykeller hükümdarlık hayatının tümünü kapsadığı için yaşı ilerledikçe şahsi görünümünün değişmesi bu heykellerden izlenebiliyor. III. Amenhotep döneminden diğer önemli kalıntılar ise Suriye’de “Ras Şamra” arkeoloji sitinden Sudan Nübye’de “Soleb” arkeoloji sitine kadar geniş bir alandaki sitlerinde ortaya çıkartılan, toplamı 200’ü aşkın sayıda, üzerleri Mısır’da önemli olaylar hakkında hiyografik yazılar kazılmış büyük taş böcek heykelleridir. Bunlardan büyük bir kısmı III. Amenhotep’in 1. yılından 10. yılına kadar yaptığı sürek avlarının ve bu avlarda kendi eliyle okla öldürdüğü aslanların anısınadır. Bu yazılı böcek heykellerin 5 tanesi ise firavunun eş olarak evlendiği yabancı prensesler anısınadır. Bu prenses eşlerden ilki olan Mitanni Kralı II. Şutarna’nın kızı Kiluçepa’nın Mısır’a gelişinde yanında 320 tane hizmetkar kadın bulunduğu bu böcek heykellerin birinde anılmaktadır. Yazılı büyük böcek heykellerinden 11 tanesi ise III. Amenhotep’in 11. yılında, eşi Tiya için, büyük insan gücü kullanılarak kazdırıp suyla doldurttuğu yapay göl anısınadır.

Ercan KARAKAYA / EVRENSEL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder