Kamhiler 49 yıllığına kiralıyor. Akdeniz foklarının limanı Yalıkavak'ın Yalıkavak Marina olmasının hikayesi böyle başlıyor. Devamı Malta'daki şirketle, Müdür koltuğundaki Ağarlarla geliyor.
Yalıkavak Marina kimin malı?
Önce bu sorunun yanıtını verelim. Yalıkavak Marina dediğimiz bir yat limanı. Büyükçe bir tesis. Bu tesis Yalıkavak Limanı üzerinde kurulu. Liman alanının “sahibi” Milli Emlak Genel Müdürlüğü. Bir devlet kuruluşu olan Milli Emlak, “hazineye ait taşınmazların yönetimi” amacıyla faaliyet gösteriyor.
Bugün üzerinde konuşulan Yalıkavak Marina da Milli Emlak tarafından yönetilen hazineye ait Bodrum Yalıkavak Limanı üzerine kurulmuş tesislerin işletmesini ifade ediyor. 1995 yılında Kamhi’ler ihaleyle 49 yıllığına Yalıkavak Liman alanını Milli Emlak’tan kiralıyor. Bütün hikaye de bu kiralamayı yapan şirketin hikayesi.
Kiralamayla birlikte iş bitiyor mu? Bitmiyor. Kamhiler kiraladıkları liman alanına bir yat limanı inşa etmek için kolları sıvadıklarında olaylar başlıyor. Olaylar dediğimiz o bildiğiniz olaylar değil.
'Halk istemiyorsa olmaz'
Yalıkavak Marina 400 yat kapasiteli bir yat limanı olarak inşa edilirken kiralanan alanda denizin doldurulması gerekiyor. Burada tepkiler ortaya çıkıyor. 27 Aralık 1998’de Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan Özcan Özgür imzalı bir haber “Yalıkavak’ta fok alanları kurtuldu” başlığını taşıyor. Haberde “Milletvekili Cefi Kamhi’nin Bodrum Yalıkavak’ta 49 yıllığına kiraladığı alanda denizi doldurarak yapmayı planladığı 400 yat kapasiteli liman projesi, çevrecilerin karşı çıkmasıyla engellendi” deniliyor. Ulaştırma Bakanlığı 6. Bölge Müdürlüğü 1997 Ağustos’unda liman projesini onaylamış. Yalıkavak Belediye Meclisi de limana olur veren bir meclis kararı almış. Belediye Başkanı Mehmet Bayzıt, işte bu kararı iptal edeceklerini söylüyor ve “yurttaşlar istemiyor” diyor.
Bayzıt, “İşin bu noktaya geleceğini sanmıyorduk. Halkın onaylamadığı bir şeyi elbette yapamayız. Belediye olarak onayımızı geri alacağım. Halk istemiyorsa olmaz” diye konuşuyor.
30 Aralık günü aynı habercinin hazırladığı haberin başlığı şöyle: Yalıkavak kurtuldu, sıra Karaada’da. Haberde Bodrum Gönüllüleri Derneği Genel Sekreteri Saynur Gelendost’un şu sözlerine yer veriliyor: “Akdeniz fokları Yalıkavak kıyılarına geldikleri gibi Karaada’nın güneyinde de yaşıyorlar. Geçen günlerde bu adada Muğla Üniversitesi’nin rekreasyon projesi uygulaması için protokol yapıldı. Şimdi de belediye fokların girip çıktığı mağaraların önünde 19 metre genişliğinde 60 metre uzunluğunda bir rıhtım yapmak istiyor.”
'Bölgenin vizyonunu geliştiren marina'
Sonrası... Sonrasını yine Cumhuriyet Gazetesi’nden ama bu sefer 21 Haziran 2006 tarihli Gezi ekinden takip edelim. Şöyle: “Bölge yat turizmi açısından da ön plana çıkmış durumda. Port Bodrum Yalıkavak Marina, bölgenin vizyonunu geliştirdiği gibi uluslararası sularda dolaşan yüzlerce yata ev sahipliği yapıyor. Marina’da ayrıca dalış ve yelken okulu da meraklıları için hazır bekliyor. Dalış okullarında alınan eğitimin ardından denizdeki ilk adres Çimentepe mevkiinde bulunan 52 metre derinde duran Roma batığı oluyor.”
Gezi eki şunu da eklemeyi ihmal etmiyor:
“Diyelim ki rüzgar sörfü yapıyorsunuz ya da yelkenliyle açıldınız bilin ki bir Akdeniz foku size eşlik edebilir.”
Ağarların “çöktüğü” Marina’nın ilk yıllarında Akdeniz foklarının limanına çöken “zavallı” Kamhiler var.
Sonrasını şirketlerin tarihinden izleyelim.
Ne çok şirket var!
Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları Anonim Şirketi, 13 Ağustos 1996 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ediliyor. Kuruluş sermayesi 5 milyar TL. Bunun 4,950 milyarlık kısmı Cefi Jozef Kamhi adına, küçük ortaklar da Mehmet İsmail Merdol Gerçin, Altan Karla, Hıdır Mete Gökdemir ve Nurcan Esmer. Kuruluşla birlikte Yönetim Kurulu yine bu isimlerden oluşturuluyor. Başkan Kamhi ve başkan vekili Gerçin’le olmak koşuluyla yönetim kurulundan herhangi iki ismin müşterek imza yetkisi kuruluşla birlikte karar altına alınıyor.
2009 yılında yine Ticaret Sicil Gazetesi’nde kuruluşu ilan edilen bir başka şirket var: Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm Limited Şirketi. Bu şirketin iki kurucusu var. Birincisi Palmali Gemi Hizmetleri ve Acentelik A.Ş, Akatlar İstanbul adresinde mukim, diğeriyse RSR Holding PTE LTD, 163 Penang Road, Singapur adresinde. (Uzatmayalım Palmali Otel İşletmeleri'nin iki ortağından birisi olan Palmali Gemi Hizmetleri A.Ş.'nin iki ortağından biri 1998 yılında Mubariz Mansimov tarafından kurulmuş olan Palmali Gemi Hizmetleri, diğeriyse RSE) Kuruluşla birlikte ilk üç yıl için iki müdür tayin ediliyor: Nuray Nurcihan Perker ve “yabancı kimlik nolu” Marif Mansimov. İki müdür de münferiden yetkili. Yani ikisi de tek başlarına şirketle ilgili tam yetkiye sahipler. Marif Mansimov, Mubariz Gurbanoğlu’nun kardeşi.
Palmali’nin kuruluşu tam da Kamhilerin şirketi hakkında iflas kararı başvurularının yapıldığı bir zamana denk geliyor.
Marina’da dönüşüm Mayıs 2011’de gerçekleşiyor. 20 Mayıs tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen 4 Mayıs tarihli yönetim kurulu kararına göre Fatma Yasemin Kamhi’nin istifası kabul ediliyor ve yapılacak ilk Genel Kurul’da onaylanmak üzere Mubariz Gurbanoğlu Yönetim Kurulu’na alınıyor.
2009’da “yabancı kimlik numarasıyla” Palmali Limited’i kuran Marif Mansimov’un kardeşi TC Kimlik nolu Mubariz Gurbanoğlu artık Bodrum Yalıkavak Turizm’in yönetim kurulundadır.
18 Haziran 2011: Mansimov başkan
17 Haziran tarihli genel kuruldaysa artık Mübariz Gurbanoğlu Yönetim Kurulu Başkanıdır. İmza yetkileriyse, münferiden Mansimov-Gurbanoğlu, Nuray Nurcihan Perker ve Alaattin Aykaç’ta... Bu imza yetkileri mevzuna döneceğiz. İlginç olan şirketteki üç kişinin her birinin artık bireysel (ferdi) imzalarıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmış olması.
Ve 11 Nisan 2012 tarihli Yönetim Kurulu kararı pek hoş.
Kararda imzası olan kişilerden birisi Mubariz Gurbanoğlu. Gurbanoğlu’nun da imza attığı kararla şirkete müdür atanıyor. Bilin bakalım kim? Yabancı kimlik nolu Marif Mansimov! Artık Türk vatandaşı olan Gurbanoğlu – Mansimov kardeşi Marif’e şahsi imzasıyla şirketi “her konuda temsil ve ilzam etme” yetkisi veriyor.
9 Nisan 2014: Tolga Ağar yönetimde
11 Ocak 2013 tarihinde Mubariz Gurbanoğlu Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ediyor ve Mehmet Sertaç Şevki yönetim kurulu üyesi oluyor. 9 Nisan 2014 tarihinde “Yönetim Kurulu Üyeliği’nden istifa etmiş olan Altın Mimir’in yerine şirket ortağı olmayan Zülfü Tolga Ağar” alınıyor. “Ağar’ların marinaya çökmesi” denilen olay, (Mansimov-Gurbanoğlu ile birlikte çökmelerinin hikayesini bir yana bırakırsak) bu.Yönetim değişiklikleri bir yana şirketin ortaklık yapısına ne oluyor denilirse... 15 Ağustos 2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre “Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları ve Ticaret Anonim Şirketi”nin yüzde 100 hisseyle tek ortağı Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm Limited Şirketi.
2009 yılında Mansimov’un kurduğu limited şirket olarak karşımıza çıkan Palmali’nin 4 Ocak 2021 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde çıkan ilanına göre tek hisse sahibi YALIKAVAK HOLDING LIMITED. Adına aldanmayın, Türk ticaret sicilinde kayıtlı bir şirket değil bu. C73935 kayıt numarasıyla Malta’da kayıtlı bir şirket. Maltalı şirketin 2018’den önce adının Palmarina Holding Ltd. olduğunu da söyleyelim.
Toparlayalım, Kamhilerin Akdeniz foklarından çaldıkları limana çöken şirket, 2011 Mayıs’ında Mubariz Gurbanov Mansimoğlu’nun (pardon Mansimov Gurbanoğlu’nun) kardeşinin kurduğu Palmali. Onun da tek ortağı var Malta’da kayıtlı YALIKAVAK HOLDING LIMITED. 2021 itibariyle “sahiplik, ortaklık” durumu bu.
Ağarlar nerede duruyor denilirse: Yönetim Kurulu’nda, yönetim kurulu başkanlığında ve imza yetkili şirket müdürlüğünde.
Uzamasın diye aradaki detayları atlayarak söyleyelim: Tolga Zülfü Ağar’ın YK üyeliği ve müdürlüğü ile temsil edilen çökme, 9 Ağustos 2018 tarihinde alınan kararla Mehmet (Kemal) Ağar’a geçiyor. Mehmet Ağar o tarihte şirketin yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkanı oluyor.
İmza yetkilerinin, müdürlüklerin enteresan olduğuna dikkat çekmiştik.
Aslında Yalıkavak Marina’nın sahibi ve dolayısıyla kazancına ortak olan önce Singapur sonra da Malta yerleşimli iki şirket. Ağar’lar şirket ortağı bile değiller! Yani Müdür olarak “bal tutan parmağını yalar” yöntemiyle elde edebilecekleri avantalar ve müdürlük gelirleri bir yana Marinanın asıl kazancına ortak sayılmazlar.
Peker’in iddialarına inanacak olursak, Marina’nın legal kazancına dememiz gerekir. Müdür çökmesinin yarattığı başka kazançları henüz kimse bilmiyor.
Mehmet Kuzulugil / SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder