25 Haziran 2021 Cuma

İki Saray’ın arka kapısında dönenler - Ozan Gündoğdu / BİRGÜN

 

Trump’ın ve Erdoğan’ın arka kapı diplomasisini aktif olarak kullandığı biliniyor. Lev Parnas adındaki lobicinin itirafları iki Saray arasındaki isimleri ve düzenin şifrelerini ortaya döküyor.

ABD siyasi tarihinin en büyük siyasi skandalı 

Watergate’i deşifre eden kıdemli gazeteci Carl 

Bernstein “Trump, devlet başkanları içinde en 

çok, Beyaz Saray’ı bazen haftada ikiden fazla 

kez arayan ve doğrudan Trump’la irtibat kuran 

Erdoğan ile görüşüyordu” diyor.

Trump ile Erdoğan’ın arasındaki yakın ilişki 

bugünlerde ABD basınının üzerine en çok

kafa yorduğu konulardan biri. İki liderin de

kurumlar yerine kişiler üzerindenderinleştirdiği 

ilişkiler, bir lobicinin itiraflarıyla etrafa saçılmaya başladı. 

Lev Parnas adındaki bu kişi, ABD ile 

Türkiye’deki iki Saray’ın arka kapısından 

kurulan ilişkilerin tam ortasında duruyor. 

Parnas’ın telefon defterinde Mansimov’dan 

Ekim Alptekin’e, SBK’nin finansörü Levon 

Thermendzyan’a kadar uzun bir listenin 

olduğu kendisinin itiraflarından anlaşılıyor. 

Parnas şu an ABD’de yasadışı lobicilik 

faaliyetleri nedeniyle hapiste tutuluyor.

2 Kasım 2016 tarihinde Sabah Gazetesi’nde “Adına Yakışır Düğün” başlığıyla yayımlanan haber ise ABD’den Türkiye’nin “derinlerine” uzanan bir yolculuğu teşhir ediyor. Sezgin Baran Korkmaz’ın sağ kolu olarak bilinen Bereket

Öner’in düğününde kimler yok ki? 

Mubariz Mansimov, Levon Thermendzhyan, Sezgin Baran Korkmaz gelin ve damadın sağında yan yana fotoğraf çektiriyor. Bu isimlerin hepsi lobici Parnas ile bağlantılı. Aynı fotoğraf karesinde Mehmet Ağar da SBK’nin yanında poz veriyor. Bu isimlerin arasındaki bağlantılar, Trump ile Erdoğan arasındaki arka kapı diplomasisinin de çerçevesini oluşturuyor. ABD’nin Biden dönemiyle birlikte bu ilişkileri tasfiyeye girişmesi ise Türkiye’nin başını daha çok ağrıtacak gelişmelere gebe.

İşte lobici Parnas’ın itirafları ve Mansimov’dan Sezgin Baran Korkmaz’a uzanan ilişkiler ağı...

                                                                           ***


Lev Parnas:

Rus oligark Igor Fruman ve eski ABD Başkanı Donald Trump’ın şahsi avukatı Rudy Giulliani’nin elemanı. Lobicilik ve Rus oligarklar ile ABD’li milyarderler arasında arabuluculuk yapıyor. Parnas, 2016’da tanıştığı Trump’ın yanında, eski ABD Başkanı’nın kirli işlerini yürütüyor. Şu an hapiste olan Parnas’ın itirafları ABD ve Türkiye’deki iki Saray arasındaki ilişkilerin ipuçlarını veriyor.

Aubrey Belford ve Adam Klasfeld’in Courthouse News Service adlı haber-analiz sitesinde yazdıklarına göre Mevlüt Çavuşoğlu ve Trump’ın en yakınındaki milyarder olarak bilinen Brain Ballard ABD-Türkiye ilişkilerini konuşmak için Trump başkanlık koltuğuna oturmadan hemen önce bir araya geldi. Parnas’ın ABD mahkemelerindeki iddiasına göre toplantıya kendisiyle birlikte Mubariz Mansimov da eşlik etti. Mansimov burada Ballard’ı “Trump’ın Washington’daki en güçlü lobicisi” olarak tanıttı. Azerbaycanlı milyarder yıllar sonra FETÖ’den suçlanarak Türkiye’deki mal varlıklarına el konulacağını henüz bilmiyordu. Türkiye ile ABD arasındaki en gergin başlıklardan biri de HalkBank davasıydı. Parnas, Ballard’ın HalkBank’ı temsil etmesi için de arabuluculuk yaptı. Bankayı Trump’ın en yakınındaki isim olan Ballard’ın temsil etmesinin Türkiye’nin lehine olacağı yönünde lobi yaptı. Anlaşmaları ayarlaması için kendisine 45 bin dolar ödeme yapıldığını itiraf etti.

Lev Parnas, ABD’de Trump’ın başını çokça ağrıtan Zelensky davası yüzünden hapiste tutuluyor. Mahkemedeki itirafları ise ABD ile Karadeniz coğrafyası arasındaki ilişkiler ağını ortaya döküyor. Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’da bir enerji firmasının ortağı. İddianameye göre Trump, ABD Başkanı olduğu dönemde Ukrayna Başkanı Zelensky’ye baskı yaparak Biden’ın oğlu Hunter Biden hakkında soruşturma başlatmasını ve Hunter Biden adını lekelemesini istiyor. Parnas ise Zelensky ile Trump arasındaki çantacılardan biri olduğu için 9 Ekim 2019’da ABD’de yakalandı ve tutuklandı.

                                                                           ***

Rudi Giulliani:

Trump’ın şahsi avukatlarından. Aynı zamanda Giulliani Partners adlı lobi şirketinin de sahibi. Lev Parnas da bu şirketin elemanlarından yalnızca biri. Giulliani’yi Türkiye kamuoyu aynı zamanda Reza Zarrab’ın avukatı olması nedeniyle de tanıyor. 1944 doğumlu aynı zamanda 11 Eylül Saldırı sırasında New York Belediye Başkanlığı koltuğunda oturuyordu.

                                          ***

Brain Ballard:

Trump kampanyasının en büyük bağışçılarından, ABD’li milyarder iş insanı. Bu nedenle ABD’de iş yapmak isteyen milyarderlerin kapısını çaldığı isimlerin başında geliyor. Eski başkan Trump’a yakınlığı sayesinde ilişkiler ağını genişleten Ballard, Trump’ın arka kapı diplomasisi için kullandığı kritik isimlerden bir diğeri. Parnas, Azerbaycanlı oligarklar Mansimov ve Ahmedov ile Ballard arasında arabuluculuk yapıyor.

                                                                         ***

Levon Thermendzhyan:

Sezgin Baran Korkmaz’ın finansörü. Ermeni asıllı ABD’li milyarder ve çete lideri. ABD maliyesini 511 milyon dolar dolandırdıktan sonra Türkiye’ye kaçmaya çalışırken yakalanan Amerikalı Jacop ve Isiah Kingston kardeşlerle aynı soruşturma kapsamında tutuklandı ve 125 yıl hapse mahkum edildi. Türkiye’de Mubariz Mansimov’la da ticari ilişkileri var. Mansimov ve Thermendzhyan 2 Kasım 2016 tarihinde SBK’nin sağ kolu olarak bilinen Bereket Öner’in düğününde objektiflere yan yana poz veriyor.

                                                                            ***

Mubariz Mansimov:

Sedat Peker’in ifşaatlarının ardından adından sıkça bahsedilen Mansimov Azerbaycanlı bir milyarder. Sahibi olduğu Palmali Holding’in bir çok sektörde girişimleri olsa da asıl işi gemicilik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesiyle de gemicilik üzerinden ticari ilişkileri olan Mansimov aynı zamanda Levon Thermendzhyan’ın da ortağı. Azerbaycanlı oligark Farkhad Ahmedov’un ise yakın arkadaşı.

                                                                              ***

Farkhad Ahmedov:

1954 doğumlu, Azerbaycanlı Rus oligark. Bilinen servetinin büyüklüğü 1,5 milyar dolar. Mubariz Mansimov’un yakın arkadaşı. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da ilişki içinde. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 8 Ekim 2016’da Sputnik’e verdiği röportaja göre Ahmedov, Rus uçağının düşürülmesinin ardından Putin ile Erdoğan arasındaki arabuluculardan biri.

                                  ***

Ekim Alptekin:

Sezgin Baran Korkmaz’ın ortağı ve Türkiye ABD İş Konseyi’nin (TAİK) eski başkanı. Alptekin’in ismi ilk olarak ABD’de Türkiye adına Fethullah Gülen’in iadesi için komplo kurmak ve kayıtsız biçimde lobi yapmaktan suçlanmasıyla öne çıktı. ABD’de savcı, Alptekin için 35 yıl hapis cezası istiyor. CIA eski direktörü James Woolsey’in iddiasına göre Alptekin, Türkiye adına Trump’un ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn’e 500 bin dolar verdi ve Türkiye adına lobi yapmasını istedi. Alptekin ile Flynn’i yan yana getiren ise lobici Lev Parnas’tı.

                                                             ***

Sezgin Baran Korkmaz:

ABD Hazinesini yarım milyar dolar dolandırdığı için yüzlerce yıl hapse mahkum edilen Kingston Çetesi ve Levon Thermenzyan şebekesinin Türkiye ayağını oluşturmakla suçlanıyor. SBK’nin bir yandan da Türkiye’de yargı, siyaset ve medyada parayla tuttuğu isimler aracılığıyla yükseldiği iddia ediliyor.

                                                                      ***

Alçı, Kütahyalı, Mansimov ve Ahmedov...

Azerbaycanlı milyarder Mubariz Mansimov bilindiği üzere Bordum Yalıkavak’taki lüks marinanın işletmecisiydi. Ancak 2016 yılında Marina’yı Anar Alizade’ye satmıştı. Bu satış işlemi mahkemelik olurken, Mansimov Marina’ya mafyatik ilişkiler kullanılarak “çöküldüğünü” iddia etti. Sedat Peker de ilk videolarında bu iddiadan hareketle işin içinde eski içişleri bakanı Mehmet Ağar’ın olduğunu ifade etti. Zaten Marina’nın da yönetim kurulu başkanı Mehmet Ağar olarak görünüyordu.

Öte yandan Yalıkavak Marina, ilk kez Peker’in iddialarının ardından gündem olmamıştı. Bundan 7 yıl önce Marina’nın sahibi henüz Mubariz Mansimov iken Farkhad Ahmedov dünyanın en lüksü olarak bilinen 115 metrelik yatıyla Marina’ya yanaşmış ve lüks yatını Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı çiftine gezdirmişti. 10 Ağustos 2014 tarihinde Milliyet Gazetesi’nde “Dünyanın en güzel yatında 2 saat” başlıklı yazısında Nagehan Alçı hem Ahmedov’u hem Mansimov’u anlatıyor ve bu büyük Marina’nın kurulmasında emeği geçen Tayyip Erdoğan’ı övüyor. Alçı Mansimov ve Ahmedov’la beraber oldukları akşam yemeğini şöyle anlatıyor; “ Tüm bu isimleri esasen Yalıkavak Marina gibi Bodrum’un değerini katbekat artıran bir eseri Türkiye’ye kazandıran Mübariz Mansimov getiriyor. Bu insanlar bir yandan tatil yapıyor, diğer yandan da Türkiye’de yatırım olanaklarını araştırıyor. Mesela Ahmedov alternatif enerji üzerine düşünüyor. Beraber yemek yediğimiz gece biz de Türkiye’ye yatırım yapması için Ahmedov’u teşvik ettik. Bu ülkedeki yatırım iklimini anlattık. Mansimov’un Ahmedov’u ben ve eşim Rasim Ozan’la tanıştırma amacı da buydu. Çünkü görüştükleri eski Türkiye elitleri Ahmedov’ları Türkiye’ye yatırım yapmaktan sürekli vazgeçirmeye çalışıyordu. (…) Önümde dünya markalarını bir araya getiren benzersiz Yalıkavak Marina. Bu büyük yatırımın önünü açan, hatta bizzat Mansimov’u teşvik eden Tayyip Erdoğan...”

Ozan Gündoğdu / BİRGÜN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder