28 Aralık 2021 Salı

Soylu rahatsız olmuştu-Barış Pehlivan / Cumhuriyet

 İçişleri Bakanlığı’nın İBB’ye dair açıklamasında şu suçlama da yer aldı:

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne Din Âlimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) referansıyla PKK terör örgütü irtibatlı ve iltisaklı kişilerin yerleştirildiğine yönelik iddianame var.”

Keza, Süleyman Soylu da bu soruşturmaya atıf yaparak ekledi:

“Bir incelemeden rahatsız olmaya gerek yok. Devlette böyle biri çıkınca biz rahatsız oluyor muyuz?”

Bakan Soylu’nun sorusuna yanıt vereyim: Evet, iddia o ki rahatsız oluyorsunuz!

Zira “referans” ve “terör” kelimesi bana başka bir olayı da hatırlatıyor. Yazayım…

Bir zamanlar, Tokat Başsavcısı  Erdoğan Bayrakdar FETÖ’nün mülki idare yapılanmasına dair çok ciddi bir soruşturmayı yürütüyordu. Gün geldi, FETÖ şüphelisi kaymakamların referansını İçişleri Bakanlığı’na sordu.

İşte ne zaman ki bunu yaptı, Başsavcı Bayrakdar, Bakan Soylu’dan “Haddini bildiririm” telefonu aldı. 

Sonrası ise malum... Başsavcı Bayrakdar jet hızıyla Yargıtay’a sürüldü. Soruşturmanın seyri değişti. Süleyman Soylu’nun rahatsızlığı kelle almıştı.

GÜL’ÜN LEKESİ

İBB’de çalışanların terör örgütleriyle bağlantısı olduğuna dair İçişleri Bakanlığı açıklaması yakın gelecekte yaşanabileceklere dair önemli veriler içeriyor. 

Her şey bir yana, belediyenin “86 bin İBB çalışanımız zan altında bırakılmıştır” sözü Adalet Bakanı’nı da yakından ilgilendiriyor. 

Öyle ya, daha kısa süre önce Meclis’te şu sözler Bakan Abdulhamit Gül’ün ağzından çıkmıştı: 

“2017 yılında Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yaptığımız lekelenmeme hakkına ilişkin değişiklik, insan onurunu el üstünde tutmamızın en etkili araçlarından biridir. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği 25 Ağustos 2017 tarihinden bugüne kadar 482 bin ihbar hiç işleme konulmadı. Ve bundan bu vatandaşlarımızın kendilerinin bile haberi olmadı. Yani 482 bin vatandaşımızın evine, işyerine, devlet memuru ise dairesine, işçiyse fabrikasına kolluk gitmedi, bu insanlar gereksiz yere savcının huzuruna çıkmadı. Biz bu düzenlemeyi getirmeseydik, binlerce vatandaşımız haksız ve mesnetsiz isnada maruz kalacak, yargı da şahsi husumetlere ya da kişisel çekişmelere alet edilecekti.” 

Yaşanan son gelişmeler Bakan Gül’ün bu dediklerini de lekeledi.

KRİPTO SORULAR

Yüzlerce gün geçti.

Yüz binlerce insan dolandırıldı. 

Yüz milyonlarca dolar kayıp. 

Kripto para borsası Thodex vurgununda bir garip süreç yaşanıyor. Arnavutluk’ta olduğu söylenen şirketin sahibi Faruk Fatih Özer hakkında “izini kaybettirdi” haberinin çıkması şüpheleri büyütüyor. Soruşturma dosyasındaki gizlilik kararı kalkarsa şu sorular yanıt bulacak mı, merak ediyorum: 

1- Faruk Fatih Özer’in çaldığı “kasa” olarak bilinen soğuk cüzdandaki paranın akıbeti ne oldu? 

2- Özer’in ortak iş yaptığı MHP milletvekili Saffet Sancaklı’nın oğlunun adı soruşturma dosyasında geçiyor mu? Özer’in kardeşlerinin ifadeleri alınırken Mert Sancaklı da soruldu mu? 

3- Sedat Peker, İçişleri Bakanı Soylu’nun oğlunun, Faruk Fatih Özer’in kaçırdığı paralardan pay aldığı iddiasında bulunmuş ve ayrıntıları açıklayacağını söylemişti. Hemen sonrasında videoları kesintiye uğradı. Acaba Peker bu iddiasını neye dayandırıyordu? 

4- TRT Haber, mayısta üst düzey Emniyet kaynaklarına dayandırarak “Thodex operasyonunda sona gelindi” başlığıyla bir haber yayımladı. İddiaya göre, Özer’in Arnavutluk’tan Türkiye’ye iadesi 48 saat içinde gerçekleşecekti. O haber neden birkaç saat sonra yayından kaldırıldı? 

5- İddianamenin hazırlanması için MASAK’tan bir rapor beklendiği ileri sürülüyor. Daha soruşturma bile başlamadan önce Thodex’ten bilgi aldığı iddia edilen MASAK’ın sekiz aydır rapor hazırlayamaması normal mi? 

Barış Pehlivan / Cumhuriyet  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder