İngiltere Prensi William, Londra’daki Ukrayna Kültür Merkezi’ni ziyaret ederek gazetecilere beyanat vermiş:
“Herkes gördüklerinden dehşete düşmüş durumda. Her gün akıl sır ermeyecek haberler geliyor. Bunu Avrupa’da görmek bizim kuşağımıza yabancı. Hepimiz arkanızdayız. Sizi düşünüyoruz. Kendimizi çok işe yaramaz hissediyoruz.”
Ziyareti izleyen deneyimli kraliyet muhabiri Richard Palmer, bu konuşmayı haberleştirirken Prens William’ın “Savaşı Afrika ve Asya’da görmek normal ama Avrupa’da değil” dediğini de belirterek aktarınca, adeta kıyamet koptu. Prens “ırkçılık” eleştirisiyle karşılaşınca Palmer, yaklaşık 15 saat sonra, “Ortamda kaos olunca konuşmaları net duyamadığını” söyleyerek özür diledi...
Birçok kişi bu açıklamaya inanmadı. Çünkü Palmer, Birleşik Krallık ve İrlanda’nın ulusal haber ajansı PA Media adına ziyareti izleyip medya havuzuna haber geçmekle görevli tek gazeteci olarak orada bulunuyormuş ve ajansa ilettiği orijinal haber metninde şu ifade var:
“Prens, İngilizlerin Afrika ve Asya’da çatışma görmeye alışkın olduğunu söyledi. ‘Bunu Avrupa’da görmek bize yabancı’ dedi.”
Bunun üzerine ITV Televizyonu’nun kraliyet haberleri prodüktörü Lizzie Robinson, Prens’in ziyaret sırasındaki konuşmasını içeren kısa bir video paylaştı. Konuşmada Afrika ve Asya adı geçmiyordu ama videonun kesilip biçilmediğini nereden bileceksiniz... Sonuçta yayımlanan orijinal video değil, görüntü kalitesi epeyce bozulmuş kısa bir videoydu.
Olayın bu kısmı, Saray ya da iktidar mensupları hakkındaki haberlerin basın özgürlüğünün olduğu sanılan ülkelerde de nasıl manipüle edilebileceğine, gerçeğe ulaşmanın nasıl engellenebileceğine dair bir fikir veriyor.
NEREDE OLURSA OLSUN SAVAŞA ALIŞMAYIN!
Prens William’ın konuşmasında Afrika ve Asya belirtildiği şekilde yer aldıysa, bu ırkçı bir ifade ama onları çıkarsanız bile, sözleri yine de kibirli ve cahilce... Afrika ve Asya’yı yüzyıllardır sömüren İngiliz emperyalizminin kraliyet temsilcisinden beklenebilecek bir açıklama.
Amerika ile el ele vererek, Afrika ve Asya’da düşmanlıkları kışkırtıp insanların birbirini öldürmesini izleyen Avrupa için adeta bir itiraf gibi. Tipik beyaz üstünlükçü sömürgeci ideolojinin itirafı...
İngiltere Prensi, içine doğduğu ayrıcalıklı ülkesinde, kendisine doğduğu andan itibaren empoze edilen sözde “uygarlık” iddialarını benimsemiş, vârisi olduğu tahtın sözcülüğünü yapıyor. Sanki Balkanlar’da, Yugoslavya’da, Kosova’da, Gürcistan’da kıyımlar hiç olmamış, sanki Bosna Savaşı’nda Sırplar Boşnakları katletmemiş gibi konuşuyor.
Afrika, Ortadoğu, Latin Amerika ve Asya’da “Böl ve Yönet” politikası ile her yeri kana bulayan emperyalistlerin, savaşın korkunçluğunu ancak kendi yanı başlarına gelince fark etmesi ve dünyanın her yerine silah satmayı sürdürmesi, insanın midesini bulandırıyor.
HEM ‘BARIŞ ELÇİSİ’ HEM DE SİLAH TÜCCARI
Somali ve Nijerya’daki savaşlar, Ruanda’daki soykırım, Etiyopya-Eritre Savaşı, II. Kongo Savaşı, Yemen, Suriye, Afganistan ve Irak’taki savaşlar... Anlaşılıyor ki bunları görmeye alışmış, bu bölgelere karşı duyarsızlaşmışlar.
Niye dersiniz?
Bu ülkelerin semalarında uçan jetler ve çatışmalarda kullanılan silahlar, dünya barışını sağlama iddiasındaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ülkelerine (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin) ait şirketler tarafından tedarik edildiği için olmasın?
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yayımladığı 2021 Uluslararası Güvenlik Raporu’nda, küresel ihracattaki paylarına göre 2020’de en fazla silah ihraç eden beş ülke ABD (yüzde 37), Rusya (yüzde 20), Fransa (yüzde 8.2), Almanya (yüzde 5.5) ve Çin (yüzde 5.2) olarak sıralanıyor.
Şu cümlenin altını çiziyorum:
Küresel barışın sağlanmasından sorumlu olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi, aynı zamanda dünyadaki silah ticaretini elinde bulunduran ilk beş ülkedir.
Emperyalizmin hegemonya savaşları tüm zalimliği ile devam ediyor.
Zülal Kalkandelen / Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder