Üniversite toplantı, seminer ve derslerinde dinselleşme adımı - Işık Kansu
Bir öğretim görevlisi camide “kadınlara özel” fıkıh semineri vermeye başladı. Hukuk fakültesinde İslam hukuku ana bilim dalı kuruldu. Akademide İslami sigorta uygulamaları da ele alındı.
Devlet üniversitelerinde hukukun çeşitli alanlarının dinselleşmesine yönelik toplantı, seminer ve çalışmalar yürütülüyor. Cumhuriyet’in yaptığı araştırmalara göre, Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi İslam Hukuku anabilim dalı öğretim üyelerinden Dr. Semra Peker, Yalova Merkez Camisi’nde 17 Haziran’dan başlayarak her cuma namazı sonrası kadınlara özel “Kur’an-ı Kerim’in Fıkhî (İslam hukuku) Tefsiri” başlıklı seminer vermeye başladı. Seminerin, öğrencilerin yanı sıra halka da açık olacağı duyuruldu. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde İslam Hukuku Özel Hukuk Anabilim Dalı kuruldu.SEÇİMLİ DERS OLDU
Fakültede, İslam hukuku dersi seçimli ders olarak okutuluyor. Yine aynı fakültede, İslam hukuku “Islamic Law” adı altında İngilizce olarak Mecelle’nin ele alındığı Türk Özel Hukuk Tarihi dersi de seçimli olarak ders programına girmiş bulunuyor. Aynı üniversitenin hukuk fakültesi araştırma görevlisi Mustafa Aktürk, geçen ay “İslam Aile Hukukunda Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları” adlı bir seminer verdi. Aktürk, seminerdeki sunumunda, resmi TÜİK verilerine dayanarak artan boşanma sayılarına dikkat çekti, bu alanda Türk pozitif hukukunda hayata geçirilmesi tasarlanan aile içi uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarına İslam hukukunun yaklaşımını ele aldı. Güncel olarak Malezya’da uygulanan aile arabuluculuğu yöntemlerine dikkat çekerek konuya ilişkin İslam hukukunun bakış açısını değerlendirdi.
Geçtiğimiz yıllarda Malatya İnönü Üniversitesi’nde de, “İslam Aile Hukuku” semineri adı altında bir toplantı yapılmıştı. Türkiye’nin çeşitli fakültelerinden gelen akademisyenlerin katıldığı seminerde, “mazisi olmayanın atisi olmaz ilkesinden hareketle İslam Aile Hukuku ile ilgili fıkhi mirasın ve birikimin güncellenerek günümüze aktarılması” hedeflenmişti.
İSLAMİ SİGORTA
Marmara Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Enstitüsü de İslam hukuku alanında seminerler dizisi düzenliyor. En son “İslam Hukuku Açısından Sigorta ve Günümüz Uygulamaları” adlı seminerde, konvansiyel ve katılım sigortacılığı gündeme alındı.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ise bu yıl içinde “İslam Hukuku Araştırmalarına Zemin Oluşturması Açısından Yapay Zekâ” başlıklı bir uluslararası sempozyum düzenledi.
***
Spor Bakanlığı’nın gençlik kampı öğrencileri rahatsız etti, aileler ise endişe içinde - Sena Yaşar
Kırşehir’deki kampa KKTC’den de 46 genç katıldı. Öğrencilere, programa dahil olmamasına karşın mevlit dinletildi, zorunlu maneviyat dersi verildi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, “Ulusal Gençlik Kampları” programı kapsamında Kırşehir’de düzenlediği Ahi Evran Doğa Gençlik Kampı’na katılan öğrencilere, önceden verilen programda yer almamasına karşın mevlit dinletildiği, maneviyat dersleri verildiği ortaya çıktı. Kampa, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan Mali İşbirliği Protokolü gereği KKTC’den de 46 kız öğrenci katıldı. Kampa giriş yaptıktan sonra ailelerine ulaşan öğrenciler, programa dahil olmayan faaliyetlere katılmak zorunda bırakıldıklarını belirtip ayrılmak istedi.
"DÖNMEK İSTİYORLAR"
Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan KKTC Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Devrim Barçın, ailelerin kendisine ulaştığını belirterek, “Öğrenciler, program dışında ilk gece tek faaliyetin mevlit dinletmek olduğunu söylüyor. Ertesi gün aynı maneviyat hocaları ile zorunlu dersler olacağı söylenmiş. Kampta öğrencilere dağıtılan program, ailelere verilenden farklı. Çocuklar zorunlu maneviyat dersinden rahatsız. Aileler endişe duyuyor, çocuklar dönmek istiyor. Bu konuya acilen müdahale edilmeli ve antilaik bu organizasyonlara gençlerimiz gönderilmemeli” ifadelerini kullandı.
"HUZURSUZLUK YARATTI"
Barçın, öğrencilerin önceki kamplarda da bu tür serzenişlerde bulunduklarını vurgulayarak “Önceden bilgi verilmeden bu tür programların zorunlu tutulması Kıbrıs’ta ciddi huzursuzluk yaratıyor. Çocukların bilerek gitmesi başka, kişilerin buna mecburi tutulması başka. Bu bir dayatmadır ve asla kabul edilemez” diye konuştu.
İKİ FARKLI PROGRAM
Ailelere kamp öncesinde verilen programda kano, bisiklet, okçuluk, halk oyunları, tiyatro, masa tenisi gibi etkinlikler yer alırken; öğrencilere verilen 1. gün programında “maneviyat 1 ve 2” dersleri verildiği görülüyor. Derslerin kadın öğretmenler tarafından mescitte yapılacağı belirtiliyor.
***
Son dönemde sayıları artan medreseler yeniden ülkenin gündeminde - Sefa Uyar
Son dönemde “medrese” adı altındaki kurumların sayısı arttı. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve hukukçu Celal Ülgen Öğretim Birliği Yasası’na işaret ederek medreselerin yasalara aykırı olduğunu vurgulayıp “Cumhuriyet’e ve Atatürk Devrimlerine meydan okuma” dedi.
3 Mart 1924’teki devrim yasalarının ardından mahalle mektepleri ve medreseler kapatıldı. Ancak “medrese” adını kullanan yapılar varlığını sürdürüyor. Son olarak Diyarbakır’da Alimler ve Medreseler Birliği’nce “Şeyh Ahmed Şorşibi Külliyesi” adıyla medrese açıldı. İslami İlimler Merkezi’nin “Sultanahmet Medresesi” adını verdiği merkez ise “e-medrese” ile çevrimiçi program yürütüyor. Bu gelişmeler, medreselerin hukuki durumunu yeniden gündeme getirdi. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bu yapılanmaların, Cumhuriyet ile birlikte oluşturulan temellerin zayıflatılmasına yönelik çabalar olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"YASAYA AYKIRIDIR"
“Tevhidi Tedrisat Yasası’na aykırı, eğitim anlayışımızı başından sonuna kadar değiştirecek bir çaba olarak görüyorum. Asıl hedefin, bazı kitlelerin konsolide edilmesine yönelik seçim çabaları olduğu kanaatindeyim. Türkiye’nin özellikle laik yapısının değiştirilmesi konusundaki özel çabalardan biri. Anayasada yazılı laik devlet ilkesine aykırı bir yapılanma olduğu kanaatindeyim.”
Hukukçu Celal Ülgen ise Türkiye’nin, Atatürk’ün aydınlanma devrimleri ile çağdaşlaşma yoluna adım attığını, bunun en önemli adımlarından birinin ise Öğretim Birliği Yasası’nın kabul edilmesi olduğunu vurguladı. “Laik eğitime geçiş önemli ölçüde sağlanmış oldu. Medreselerin kapatılmasıyla bütün okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı” diyen Ülgen, söz konusu yasanın, anayasanın 174. maddesiyle “devrim yasaları” kapsamında korunduğunu anımsattı. Ülgen, “Medreselerin yeniden açılması, Cumhuriyet Aydınlanmasına ve Atatürk devrimlerine meydan okumadır. Müspet bilimler yerine ilim adı verdikleri bir Arap felsefesine ağırlık vermeleri üzüntü vericidir. Bu durum İslam’ın değil siyasal İslam’ın yayılmacı politikasının kendisidir” diye konuştu.
Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder