10 Ekim 2022 Pazartesi

İftiracıları unutma - Timur Soykan / BİRGÜN



3,5 yıl önce İstanbul seçimlerini iptal ettirebilmek için sandık kurulu başkanları ve üyelerine ‘FETÖ’cü’ iftirası attılar. Yıllar süren yargılamadan sonra bu insanlar beraat etti. Peki, iftiracılar ne olacak? Sakın unutma.


AKP, iktidar dönemine o kadar çok kötülük, insan hakları ihlali, yolsuzluk, skandal, antidemokratik uygulamalar sığdırdı ki toplumun hafızası bitap düştü. Sonu gelmeyen haksızlıklar ve adaletsizlik, duyarlılıkları köreltti, kamuoyu komaya girdi. Neredeyse hiç tepki vermeyen bu hastalıklı halde, inşa edilen korku imparatorluğu ve iktidar kontrolündeki karanlık medyanın da payı büyük.

Ve artık utanma duygusu olmayanların en büyük güvencesi yaptıklarının unutulup gideceği düşüncesi…

Ancak…

Yeni sansür yasasıyla bağımsız medya ve sosyal medyayı boğmayı hedefleseler de, her gün onlarca habere erişim engeli de getirseler, gazetecilerin soru sormasından köşe bucak kaçsalar da arşiv var. Bu kronik unutkanlık hali de geçici.

Elbette ne suçlar ne de suçlular ülkenin hafızasından tamamen silinecek. Bir gün bağımsız mahkemeler önünde sabırla, tek tek yargılanacaklar.

Şimdilik gazetecilerin bir görevi de hafızayı diri tutmak, hatırlatmak.

Değerli meslektaşım Mustafa Hoş’un dediği gibi: NeoTürkiye’nin panzehiri hafızadır.

3,5 yıl öncesine gidelim.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul’u CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu kazanmış ve bu seçimi iptal ettirmek için AKP dört koldan saldırı başlatmıştı.

Seçim gecesi Anadolu Ajansı, Ekrem İmamoğlu öne geçeceği için veri akışını kesmişti. AKP adayı Binali Yıldırım, AKP İstanbul İl Başkanlığı’nda kameralar karşısına geçti, “Ben kazandım” diyerek atı alıp Üsküdar’ı geçmeye kalkıştı. İstanbul’daki yüzlerce billboarda Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın fotoğraflarıyla ‘Gönül belediyeciliği kazandı, teşekkürler İstanbul’ yazılı afişler astılar.

Tayyip Erdoğan, İstanbul seçimi için “Neredeyse bütünü usulsüz” diyor, Devlet Bahçeli “İstanbul’daki seçimlere şaibe karışmıştır, derin ve delilli usulsüzlükler hakimdir” diye konuşuyordu.

AKP Genel Başkan Yardımcı Ali İhsan Yavuz, her gün kameralar karşısına geçip dayanaksız iddialarda bulunuyordu. “Hiçbir şey olmaza bile kesinlikle bir şeyler oldu” sözüyle tarihe geçti.

Binali Yıldırım ve AKP’li Mevlüt Uysal ise ‘AKP’ye oy verenlerin soy isimlerinden anlaşılıp oy kullandırılmadığını’ söyleyecek kadar zıvanadan çıktı.

Oylar tekrar tekrar sayılırken insanlar günlerce oy çuvallarının üzerinde yatarak halkın iradesini korumaya çalıştı.

Ekrem İmamoğlu’na kazandığı seçimin mazbatası verilmezken polisler, kameralar eşliğinde kapı kapı gezdirilip sahte seçmen aratılıyordu.

Yetmedi. AKP’nin adayı Binali Yıldırım“Tabii ki çaldılar” kampanyası başlattı. Cep telefonuyla “Tabii ki çaldılar” dedikleri videolar çeken AKP’liler sosyal medya hesaplarından paylaşıyordu.

Haftalarca seçimde şaibe algısını oluşturmak için TV programları yaptılar, gazete manşetlerinde aynı yalanlar vardı.

*3 Nisan 2019 - Akit Gazetesi’nin manşeti: “Hırsızlık belgelendi, CHP panikte”

*3 Nisan 2019 - Star Gazetesi’nin manşeti: “Sandıkta darbeyi kim örgütledi”

*13 Nisan 2019 - Star Gazetesi’nin manşeti: “Milli iradeye CHP sabotajı”

*16 Nisan 2019 - Yeni Şafak Gazetesi’nin manşeti: “Oylar sandıkta iç edildi”

*19 Nisan 2019 - Sabah Gazetesi’nin manşeti: “CHP lehine tezgah kuruldu”

Saymakla bitmez. Hiçbir delil olmadan, haftalarca, aylarca bu manşetler atıldı.

Seçimden yaklaşık bir ay sonra acımasız iftiralardan birine daha başladılar.

Sandık kurulu başkanları ve üyelerini ‘FETÖ’cü olmak’la suçladılar.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şöyle diyordu:

“Sandık başkanları ile ilgili çok net veriler var. Ortalama 700 civarında birinci ve ikinci dereceden yakını, FETÖ ile iltisaklı olan var. Bylock var.”

Geçmişi Türkçe olimpiyatları ve FETÖ okullarını ziyaretlerle dolu olan AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ise “FETÖ’den ihraç edilen 12 kişi sandık başında görev almıştır” diye konuştu.

                                  Ali İhsan Yavuz açıklamalarıyla uzun süre konuşulmuştu.

İstanbul Başsavcılığı ise soruşturma haberini Anadolu Ajansı’na servis etti. 5 Mayıs 2019 tarihli haberde “43 şüphelinin FETÖ ile irtibatı tespit edildi. 41’inin Bank Asya’ya para yatırdığı, 2 şüphelinin Bylock kullanıcısı olduğu belirlendi” diyordu.

Şimdi o günlerin gazete manşetleri de arşivde duruyor.

*6 Mayıs 2019 - Akşam Gazetesi’nin manşeti: “Sandık Kurulunda Bylock”

*6 Mayıs 2019 - Türkiye Gazetesi’nin manşeti: “Seçim sandığı teröriste teslim edilmiş: FETÖ çıktı”

*6 Mayıs 2019 - Sabah Gazetesi’nin manşeti: “İstanbul seçiminde FETÖ parmağı”

*14 Mayıs 2019 - Yeni Şafak Gazetesi’nin manşeti: “Sandıkta FETÖ tescillendi”

Yine saymakla bitmez, FETÖ’cü iftiraları haber detaylarıyla süslenip haftalarca gündemde tutuldu ve İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri Yüksek Seçim Kurulu’nun halkın iradesini gasp ettiği bir kararla iptal edildi. Üstelik sadece bir zarftaki oy pusulaları iptal edilirken iktidarın lehine sonuç içeren diğer üç pusula iptal edilmedi. Bu sayede İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki AKP ve MHP üstünlüğü korundu, ilçe belediyeleri AKP’de kaldı.

FETÖ’cülükle suçlanan 43 sandık kurulu başkanı ve üyesi sadece bir sayı değil. Hepsi ailesi, çocukları, iş hayatı, arkadaşları olan insanlar. Sırf iktidarın İstanbul’u kaybetmeme hesabıyla bu insanlar karalandı, hayatları karartıldı.

Aradan 3,5 yıl geçti. Haklarında soruşturma açılan sandık kurulu başkan ve üyelerinden bir kısmı daha önce beraat etmişti. Bu ayın başında İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 17 sanık, ‘görevi kötüye kullanmak’ ve ‘görevi ihmal’ suçlarından 10’uncu kez hâkim karşısına çıktı. Hepsi beraat etti. Şimdi yargılama masrafları da iradesi gasp edilen halkın vergilerinden ödenecek.

Peki, siyasi hesapları için bu iftiraları atanlar ne olacak?

Canan Kaftancıoğlu bu kararı Twitter hesabından duyurduktan sonra şöyle yazdı: 

“Herkese olmadık iftiralar atarlarken 43 sandık görevlisi hakkında da FETÖ soruşturması başlatmışlardı. O gün bangır bangır konuşan siyasetçiler ve bataklık medyasına gelsin karar… Devamında iftiracıların yargılanacağı günler çok yakında.”

Elbette yüzleri bile kızarmıyor, kızarmayacak. Ama bir gün bu kumpasları organize edenler ve bu karanlık organizasyona hizmet edenler bağımsız yargının karşısına çıkarılacak.

Yeter ki unutmayalım…

Timur Soykan / BİRGÜN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder