16 Ocak 2023 Pazartesi

Bahçeli’nin yanındaki savaş suçlusu - Barış Terkoğlu / Cumhuriyet

 

Nerede, nerede diye arıyorsun. Kitapların arasında, vazoların içinde, halıların altında bile bulamıyorsun. Sonunda cebinden çıkıyor. Meğerse kendin bile bulama diye kendine saklamışsın!

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na sövdü. Generaller alkışladı. Muhalefet eleştirdi. AKP sözcüsü, “komuta kademesine saldırı” dedi. Oysa sadece 1.5 yıl önce, üzerinde üniforma olmayan, emekli olmuş amiraller, Montrö’yü savunan duyuruları nedeniyle, sabaha karşı gözaltına alındı. Mahkemelerde yargılandı. Lojmanlarından atıldı. Korumaları alınarak terörün insafına terk edildi. Sonunda beraat ettiler. Ama olay, tarihin ikiyüzlü sayfalarına yazıldı.

İşte hikâye tam da burada başlıyor. Meğer mesele o kadarla kalmamış. İşin Sinan Ateş cinayetine uzanan bir tarafı varmış.

O amirallerden Türker Ertürk’ü biliyorsunuz. 2010 yılında, Deniz Harp Okulu komutanı iken, TSK içerisindeki FETÖ kumpaslarına isyan ederek istifa etmişti. Sonrasında Pensilvanya’ya, Gülen’in çiftliğinin önüne kadar giderek örgütü protesto etti. Montrö’ye sahip çıkan duyuruya imza atınca, gözaltına alınıp yargılandı.

TEHDİT EDEN SAVAŞ SUÇLUSU

İşte o günlerde, 4 Nisan 2021’de, Türker Ertürk’e bir tehdit geldi. Öyle imalı filan değil. Açık açık... Aynen şu yazıyordu: “Bu terörist sevici Mihraç Ural itinin yoldaşı amiral Türker Ertürk mü darbe yapmayı düşünüyormuş, sıkarız kafasına bir daha düşünemezler...”

“Sıkarız kafasına” sözü açık da... Ya tehdit eden?

Adı Alparslan Çelik.

Hatırlamayanlar için sizi yedi yıl önceye götüreyim...

 Putin ile Erdoğan’ın bugünkü kadar yakın olmadığı günler. Suriye’de cihatçı teröristlere operasyon yapan bir Rus Su-24 uçağı, 24 Kasım 2015 günü, TSK’nin tespitine göre sınır ihlali yaptı. Bunun üzerine bir F-16 tarafından vuruldu. Uçaktan atlayan Rus pilot Oleg Peşkov, paraşütüyle havada süzülüyordu. Ancak yerde onu öldürmeyi bekleyenler vardı. Kendisini, Suriye’de 2. Sahil Tümeni olarak tanıtan birliğin başındaki Alparslan Çelik, emrindeki militanlarla pilotu hedef almıştı. Peşkov’a tam dört kurşun isabet etti. Yere düştüğünde hayatını kaybetmişti. TSK, kendisine yakışan bir şekilde, ölen pilotu, Suriye’den Türkiye’ye getirerek askeri törenle Rus ordusuna teslim etti.

Ancak cinayet aslında bir savaş suçuydu. Zira can çekişen silahsız bir askeri öldürmek, uluslararası hukuka aykırıydı.

SAHTE PARADAN DOLANDIRICILIĞA

O günlerde Alparslan Çelik’e bir şey olmadı. Zira olayın ardından, Rus istihbaratının hedefine girdiğini görüp Türkiye’ye gelmişti. Çelik hakkında, Türkiye’deki savcılık takipsizlik kararı verdi. Kararda, Rus pilot için, “uçaktan ayrıldığı sırada başını, üstündeki camlı bölüme çarpmasından dolayı kafatasında kırıkların oluşmuş olabileceği” yazıyordu.

Yıllar geçti. Türkiye ile Suriye yakınlaştı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu AKP’den koptu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, hadise FETÖ’ye bağlandı. Bu kez, Türkiye ile Rusya’yı savaşa sürüklemek için, örgütün bu olayı tertiplediği iddia ediliyordu.  

Peki Alparslan Çelik? Huylu huyundan vazgeçer mi? Elbette bir kafeye girip garsonluk yapmadı. Türkiye’de mafyacılık işlerine karışması sanırım sizin için de sürpriz olmamıştır.

Hazırsanız anlatayım...

31 Mart 2016’da, polise bir ihbar gitti. İzmir’in Karabağlar ilçesindeki bir lokantada, silahlı kişiler vardı. Olay yerine giden güvenlik görevlileri, 17 kişiyi gözaltına aldı. Tahmin ettiğiniz gibi, birisi Alparslan Çelik’ten başkası değildi. Aramada, şüphelilerde, 5 makineli tüfek, 4 tabanca ve 2 telsiz ele geçirildi. Çelik ve arkadaşları, “Ateşli Silahlar Kanunu’na Muhalefet” ve “Harp silahı bulundurmak” suçlamasıyla tutuklandı.

Yakalananlar tam bir suç ordusuydu. Hayır siyasi mesele sanmayın. Örneğin Rus pilotu öldüren Alparslan Çelik’in, “sahte para” suçundan kesinleşmiş 2.5 yıl hapis cezası olduğu fark edildi. Ayrıca “hükümlünün kaçmasına yardım” ve “dolandırıcılık” suçlarından da Elazığ Emniyet Müdürlüğü’nce arandığı anlaşıldı.

17 kişiyi tek tek yazsam buraya sığmaz. Sadece birini söyleyeyim. İzmir’de FETÖ borsasından AKP İzmir il başkanının öldürülmesine kadar çeşitli suçlara karışan ve Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı Serkan Kurtuluş da bunlardan biriydi.

HAPİSTEN ÇIKTI TEHDİT ETTİ

Bir parantez açayım...

Daha sonra yapılan operasyonlar sırasında, gruptaki kişilerin, Suriye ile İzmir arasında derin bir köprü kurdukları, bu vesileyle çeşitli suçlara karıştıkları tespit edildi. Merak ettiğim, İzmir’de HDP binasını basan ve Deniz Poyraz isimli çay ocağı çalışanını öldüren Onur Gencer’in, bu çeteyle ilişkileri neden soruşturulmadı?

Neyse konumuza geri dönelim...

“Birileri” tarafından kollanan grup, hafif cezalarla kurtuldu. Alparslan Çelik de 5 yıl hapis yattıktan sonra 2 yıl önce serbest bırakıldı. Çıktığı gibi, ayağının tozuyla, Türker Ertürk’ü “kafasına sıkarız” diye tehdit etmişti. Gerçekten, daha önce “kafaya sıkma deneyimi” olan Çelik’in yazdığına bakılırsa, tehdit ciddiydi.

Elbette Türker Ertürk de ciddiye aldı. Avukatı Ayhan Yıldızel aracılığıyla, 6 Nisan 2021’de, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Hani şu, İmamoğlu’nu “ahmak” ifadesinden dolayı siyasi yasaklı yapan savcılık!

Savcılık ne mi yaptı?

Uzun süre dosyayı nedense sümen altında tuttu. Sonunda da Savcı M.Ç., Çelik’e ulaşılamadığı gerekçesiyle, geçen yılın temmuz ayında faili meçhul birimine sevk etti.

MHP’DEN ÇIKTI

Faili meçhul kalmasın, hatta yeni faili meçhuller olmasın diye, Türker Ertürk ve avukatı harekete geçti.

Bir de ne görsünler!

Bunca suça karışmış, Rus pilotu öldürerek Türkiye’yi savaşın eşiğine getirmiş, çeşitli çetelerle içli dışlı olmuş, birçok suçtan hüküm giyerek hapis yatmış Alparslan Çelik, MHP Genel Merkezi’nde. Hatta Devlet Bahçeli’nin hemen ardında durup fedailiğini yapıyor. Haliyle savcı “bulamıyor” değil, bulmak istemiyor!

Bunun üzerine 4 Ekim’de savcılığa bir dilekçe daha verdiler: “Ek fotoğraflarda da görüldüğü üzere şüpheli, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Erzurum ziyareti sırasında genel başkan ile beraber bulunmuş, ayrıca bu toplantının fotoğraflarını 25 Eylül 2022 tarihinde MHP Elazığ İl Başkanlığı’nın tweet’ini kendi Twitter hesabından paylaşmıştır.”

Bu kez yerini de vermişlerdi. Dosya, bunun üzerine, mecburen, faili meçhul biriminden alınıp, Savcı M.Ç’ye tekrar gönderildi. Ancak Savcı M.Ç., aylarca bekleyip, yine aynı şeyi yaptı. Geçen hafta bir kez daha “Alparslan Çelik bulunamıyor” diyerek dosyayı faili meçhule gönderdi.

SİNAN ATEŞ MESAJLARI

Türker Ertürk’ün avukatı bu kez Başsavcı İsmail Uçar’a bir dilekçe yazdı. Çelik’in durumunu anlattı. Bir de ekleme yaptı: “Şüpheli halen Twitter paylaşımlarına devam etmekte ve özellikle son dönemde gündeme gelen Sinan Ateş suikastı ile ilgili aktif paylaşımlar yapmaktadır.”

Gerçekten de Alparslan Çelik, bu yazı yazıldığı sırada, MHP Genel Merkezi’nden, Bahçeli’nin en yakınından fotoğraf paylaşmaya devam ediyor. Sinan Ateş cinayeti sonrası attığı mesajlara bakılırsa, en çok da Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter’le anlaşıyor gibi görünüyor! Bahçeli’nin “Tek bir ülküdaşımı ezdirmeyeceğim” sözünü duyan savcılar ise ellerindeki dosyaları faili meçhule sevk etmeye devam ediyor!

Her yeri kaldırdım da yine de bulamadım sandın. Oysa sen hiç aramadın. Korkunu yendiğin gün, her şeyin yerini elinle koymuş gibi bileceksin.

Barış Terkoğlu / Cumhuriyet






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder