18 Mart 2023 Cumartesi

18 Mart’ın anlamı + Atatürk öncülüğünde milli bilincin ve uyanışın 'önsözü' 108 yıl önce Çanakkale'de yazıldı: Tarihi değiştiren zafer (CUMHURİYET)

 


18 Mart’ın anlamı (Ahmet Yavuz-Cumhuriyet)

Bugün genelde Çanakkale Zaferi anması kutlanıyor ama gerçekte zaferi sağlayan günlerin başlangıcıdır 18 Mart 1015 ve esasen Deniz Zaferi’dir. Çünkü bugün Çanakkale Boğazı’nı donanma gücüyle geçebileceği varsayımına dayalı bir planın başarısızlığa uğradığı gündür. Çağının en güçlü donanmasını durduran Osmanlı ordusu için de zaferin adıdır.

İngiliz Savaş Konseyi, Batı cephesinde Alman ordusunun Fransız ordusunca durdurulması ve karşılıklı siperlerde birbirlerini hareket edemez kıldığı koşullarda yeni bir cephe açma arayışına girmişti. Bu esnada Rusya’dan gelen bir yardım talebi dikkatleri Çanakkale’ye yöneltti.

RUSLARIN YARDIM İSTEĞİ

Batı cephesinde Tanenberg’de Alman ordusu tarafından ağır bir yenilgiye uğrayan Rus ordusunun Kafkas cephesinde de Osmanlı ordusu tarafından baskı altına alınması ve Türk Boğazlarının kapalı olması nedeniyle ihraç edemediği tahıl stoklarının elde kalması Rusya’yı müttefiki İngiltere’den yardım istemeye mecbur etmişti.

Enver Paşa’nın başarısızlıkla biten Sarıkamış Harekâtı Rusları rahatlatmıştı ama değişen bu durumu ne İngiltere ne de Rusya dikkate alabildi! Çanakkale’de yeni cephe açılması fikri de bir daha akıldan çıkmadı. Oysa Churchill daha 1914 Kasım’ında Çanakkale’ye saldırıda bulunmayı önermiş, Savaş Bakanı Kitchener’in kuvvet tahsis edemeyeceğini bildirmesi üzerine fikrinde ısrar etmemişti.

BATI CEPHESİNDEKİ DURUMA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Churchill daha sonra Batı cephesindeki siper savaşına dönüşen ve durağan hale gelen durumu değiştirebilmek için Avrupa’nın kuzeybatısında, Almanya’nın Baltık denizi kıyıları açığında bir adadan (Danimarka bölgesinden, AY) çıkarma yapılmasını önerdi. Ancak bu teklif benimsenmedi. Kabul gören öneri ise konsey üyesi Maurice Hankey’den geldi: İstanbul işgal edilecek Almanya’nın iki müttefiki Osmanlı ve Avusturya-Macaristan yenilgiye uğratılacak, Rusya ile birleşme sağlanacaktı. Ona göre, İngiltere Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya’yı da yanına alarak üç İngiliz kolordusunu Çanakkale’ye sürmeliydi. (David Fromkin, Barışa Son Veren Barış, Sabah Kitapları, s. 117)

Böylece savaş da erkenden bitirilmiş olacaktı!

BÜYÜK HATA

Ancak bu öneri revize edilerek hayata geçirildi zira Rusya Yunanistan’ın İstanbul’u ele geçirmesini istemedi. Churchill Yunanistan’ın plana dâhil edilmesini çok istedi ama başaramadı. Kitchener’in Çanakkale’ye müdahaleyi benimsemesi ancak bu maksatla kara kuvveti vermeyeceğini bildirmesi üzerine sadece donanmayla seferin başlatılmasına karar verildi.

Bu karar, felakete gidişin başlangıcı oldu.

ÇANAKKALE BOĞAZI’NDA SAVUNMA DÜZENİ

Boğaz’da İtilaf donanmasına karşı Türk savunması, Boğaz’ın girişindeki tabyalara ve derinlikte tertiplenmiş topçularla Boğaz’a döşenen mayınlara dayandırılmıştı. Boğaz merkezden savunulacaktı. Merkezde bulunan 10 mayın hattına (383 mayın) ek olarak 8 Mart gecesi Nusret mayın gemisi tarafından Erenköy Koyu’nda ve kıyıya paralel olarak 26 mayın daha döşendi. Toplam 403 mayın döşenmiş oldu. (Gürsel Göncü-Şahin Aldoğan, Çanakkale Savaşı, Siperin Ardı Vatan, Kırmızı Kedi, s. 19, 20)

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

İtilaf donanması Çanakkale Boğazı’nı zorlayarak geçmek için 18 Mart günü denemede bulundu. Ancak ağır zayiat vererek geri çekilmek zorunda kaldı. Bu zayiata yol açan, Nusret mayın gemisinin Erenköy koyuna döşediği mayınlar ve kıyıda mevzilenmiş topçuydu. Topçu atışları hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkili oldu. Bu atışlardan kaçınmak isteyen İtilaf donanmasına ait gemiler Anadolu kıyısına doğru manevra yapmak zorunda kalmış ve mayınlarla temas etmeleri kaçınılmaz olmuştu. Bunun sonucunda üç savaş gemisi (Bouvet, Ocean, İrresistible) batırıldı; diğer dördü (İnflexible, Gaulois, Suffren, Agamemnon) savaş dışı bırakıldı.

Çanakkale geçilemedi!

Donanmaya karşı kara gücünün savaşı başarıyla tamamlandı. İtilaf devletleri için kara harekâtı zorunlu hale geldi. Baştan yapılması gereken, büyük zayiattan sonra yapılacak, üstelik Türk ordusuna savunmasını tertiplemek için oldukça zaman kazandırılmış olacaktı…

İKİ BÜYÜK DERS

Asker-siyaset ilişkilerine ışık tutması açısından iki ders ortada duruyor:

Birincisi, siyaset kurumunun askeri işlerde uzman görüşüne itibar etmemesidir. Yenilgiye neden olmuştur. Hata bütünüyle İngiliz Savaş Konseyi üyesi siyasetçilere aittir.

İkincisi, düşmanını hafife almak olmuştur. Balkan Savaşı’ndaki Türk ordusunun zayıf haline kanıp hatalı değerlendirme yapmışlardır. Hem siyasi ve hem de askeri kanadın ortak hatasıdır.

Ancak bu hatalardan büyük ders çıkarmaları sayesinde II. Dünya Savaşı’nda Normandiya çıkarmasında başarılı olmuşlardır. (Ahmet Yavuz, Başkomutan, Kırmızı Kedi, s. 110.)

ÜÇ BÜYÜK KAZANÇ

Türk ordusu adına üç büyük kazançtan bahsedebiliriz:

İlki zaferin sağladığı büyük moral güçtür. Öyle ki müteakip kara muharebeleri üzerinde de etkisi olmuştur.

İkincisi, İtilaf çıkarmasına karşı yapılacak savunma hazırlıkları için gerekli zamanın kazanılmasıdır.

Üçüncüsü ve en önemlisi, Osmanlı başkentinin erken bir işgalle karşı karşıya kalmamış olmasıdır.

SONUÇ

18 Mart Deniz Zaferi, takip eden aylarda yapılan başarılı kara ve deniz muharebeleriyle birlikte Çanakkale Zaferi’nin temel taşlarından birincisidir. Çanakkale Savaşı ise yeni Türkiye’nin önsözünün yazıldığı; vatan bilincinin Mehmetçik kanıyla yüceltildiği ve Mustafa Kemal’in millete önder olarak armağan edildiği mukaddes mücadelenin tarihsel izdüşümüdür...

Zafere emek verenlere saygı, minnet ve duayla…

AHMET YAVUZ-Cumhuriyet

                                                             /././


Atatürk öncülüğünde milli bilincin ve uyanışın 'önsözü' 108 yıl önce Çanakkale'de yazıldı: Tarihi değiştiren zafer (Cumhuriyet)

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başkumandanlığında Türk ordusunun zaferle taçlandırdığı kahramanlık destanının 108. yılı kutlanıyor. 18 Mart Çanakkale Zaferi, Atatürk’ün askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” dediği unutulmaz zaferdir. Türk Kurtuluş Savaşı’nın ve modern Cumhuriyetin “önsözü” olarak nitelendirilen Çanakkale Zaferi tarihin seyrini değiştirdi. Destansı mücadele mazlum milletlere ilham oldu. Zaferden sonra ulu önder Atatürk, tam bağımsız ve çağdaş bir Cumhuriyeti kurmayı başardı.

Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 108. yılı. Destansı mücadelenin yazıldığı gün. Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul’a girmek isteyen işgal güçlerinin en güçlü savunmayla karşı karşıya kaldığı Çanakkale cephesi, Türk ulusu için de bir kırılma noktasını oluşturdu. Verilen destansı mücadele, daha sonra emperyalistler tarafından Anadolu’dan atılmak istenen Türklerin verdiği Kurtuluş Savaşı için bir yandan özgüven kaynağı bir yandan da bağımsızlık mücadelesinin ön izlemesi haline geldi.  

Mustafa Kemal Paşa’nın burada söylediği “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” sözleri de Türk ulusunun bağımsızlık isteğinin sloganı oldu. Prof. Dr. Hakkı Uyar ve Doç. Dr. Halil Özcan, bağımsızlığın ilk kıvılcımının ateşlendiği 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin tarihin seyrini değiştirdiğini vurguladı.

"KURTULUŞ SAVAŞI’NIN ÖNCÜSÜ"

Çanakkale Zaferi’nin Rus Çarlığı’nın çöküşünü hızlandıran ve Birinci Dünya Savaşı’nın uzamasına yol açan savaş olduğuna işaret eden Uyar, bu zaferin İngiltere’de travma yarattığını aktararak, “Bizde ise Çanakkale, Türklerin tarih sahnesine yeniden çıkacaklarının sembolüdür. Kurtuluş Savaşı’nın öncüsüdür. Birinci Dünya Savaşı’nda ve Çanakkale’deki kadrolar ödenen ağır bedele rağmen orada kazanılan deneyimle Kurtuluş Savaşı’nı başarabildiler. Çanakkale kan dökülerek ve can verilerek kazanılmış tarihin ender büyük destanlarındandır” dedi. Çanakkale Savaşı’nda Atatürk’ün rolüne de değinen Uyar, şunları kaydetti:

“Çanakkale, birilerinin görmezden gelmesine rağmen Mustafa Kemal Atatürk’ün yıldızının parladığı yerdir. Çanakkale’deki başarısı, askeri ve siyasi zekâsı onun bir lider olarak ortaya çıkışına imkân sağladı. Cesareti, yeteneği Atatürk’ü, Çanakkale’nin kaderini değiştiren isim yaptı. Bu da onun Kurtuluş Savaşı’nın liderliğine taşıyan nedenlerin başında gelmektedir.”

"VATAN SAVUNMASI"

Çanakkale hakkında kimi çevrelerce uydurulan “Evliyalar savaştı, melekler yardım etti” hurafelerine değinen Uyar, “Hiç şüphesiz savaşanlar dini ve milli duygularla savaştılar. Ancak evliyaların ya da meleklerin savaşa katıldığı hurafesi, Atatürk’ün ve diğer büyük komutanların başarısını küçültmeye yöneliktir” dedi. Doç. Dr. Özcan ise Çanakkale Boğazı’nın işgal kuvvetleri tarafından geçilmesiyle “Türklerin teslim olmaya zorlanmak istendiğini, ardından Anadolu’nun ele geçirilerek Türkler’in Anadolu’dan çıkarılmasının hedeflendiğini” söyledi. 

Çanakkale’de Atatürk ve askerlerin vatan savunması yaptığını vurgulayan Özcan, “Çanakkale, Mustafa Kemal’in aklıyla, cesaretiyle ve inisiyatif kullanmasıyla tarih sahnesine çıktığı yerdir. Mustafa Kemal’in Mehmetçik ile yaptığı vatan savunmasıydı” dedi. Çanakkale Zaferi’nin ezilen diğer halklara umut olduğunu ve başka ülkelerde bağımsızlık savaşlarının başlamasına kaynaklık ettiğini belirten Özcan, “İngiltere’nin yenilebileceği görüldü. İngiltere’yi Çanakkale’de durduran Atatürk, mazlum milletlere ilham kaynağı olmaya başladı. Çanakkale Atatürk’ün doğduğu, Türklerin vatan bilincini kanlarıyla toprağa yazdığı yerdir” diye konuştu. 

"MİLLİ KURTARICININ DOĞDUĞU YERDİR"

Doç. Dr. Halil Özcan, Atatürk’e güven duyulmasında Çanakkale’deki başarının etkili olduğunu söyledi. Halil Özcan, Türk dirilişinin başlangıcının Çanakkale olduğuna işaret ederek “Çanakkale’de Mustafa Kemal Paşa’yı tanıyan ve ona güvenen kendisinden rütbeli komutanlar da Milli Mücadele’de onun emrinde çalışmayı kabul etti. Çanakkale’de başlayan ve Milli Mücadele’de zirveye ulaşan kahramanlığı sayesinde zaferden sonra ulu önder Atatürk, tam bağımsız ve çağdaş bir Cumhuriyeti kurmayı başardı” diye konuştu.

Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder