19 Mart 2023 Pazar

Ayfer Feray: Unutulmaz, farklı ve etkileyici - Mesut Kara / EVRENSEL

 


Tiyatroda da Yeşilçam’ın yıldız sisteminde de yıldız olmayan bir yıldızdı Ayfer Feray. Gözleri, buğulu bakışları, güçlü oyunculuğuyla her zaman farklı, her rolüyle etkileyici…

                                   İzzet Günay ve Ayfer Feray (Sevgilime Göz Kulak Ol oyunundan bir sahne)

Tiyatro sahnesinde izleme olanağı bulamadığım için üzüldüğüm oyunculardandı. Oyunlarını izleyenler sahnede de büyük bir yıldız olduğunu anlatırlar, yazarlar.

Son yıllarında hastalığıyla boğuştuğu günlerde ziyaretine giden Gazeteci-Yazar Zeynep Oral şunları yazar: “Nice başlar döndüren gözleri hiç değişmemişti: Kocaman, çekik, buğulu, çevresine ilgiyle bakan, okşarmış gibi bakan… (…) Onu en çok ‘Şahane Züğürtler’deki Tatiana rolüyle görüyorum. Yoksullukla zenginlik arasında gidip gelişini, görkemiyle sahneyi dolduruşunu… Başında tacı, kulaklarında uzun küpeleri, dekolte ‘emperyal’ elbisesi, uzun eldivenleri, çıkık elmacık kemiklerinin daha da vurguladığı ceylan gözleri, boyu posuyla tek sözcükle görkemliydi.”(1)

27 Mayıs 1928’de İzmir, Bornova’da doğan Ayfer Adsay oyunculuğa başladıktan sonra adını hecelere bölüp son heceyi başa alarak soyadını Feray olarak değiştirir.

Katıldığı bir güzellik yarışmasında ikinci seçilir. Güzellik kraliçesi seçildikten sonra Ekmel Hürol’un yönettiği 1951 yapımı “O Adam Kim filminde oynayarak sinemaya geçer.

1952 yılında Metin Erksan’ın çektiği ve devletin, sansürün gazabına uğrayan ilk filmi “Karanlık Dünya”nın oyuncuları arasında Ayfer Feray da vardır. Filmin adı sansür komisyonunca “Âşık Veysel’in Hayatı” olarak değiştirilir. Filmin çekimlerinin bitmesine çok az bir zaman kala filmin oyuncu kadrosundan Ayfer Feray, Ajlan Sayılgan ve Kemal Bekir’in de aralarında bulunduğu bir grup “komünist tevkifatından gözaltına alınır, Aclan Sayılgan ve Kemal Bekir’in Komünist Parti kurma suçundan tutuklanmasıyla 7. maddenin 5. fırkası gereğince tümden reddedilir. Daha sonra tekrar komisyona giren film şartlı olarak izin alabilir.

Ayfer Feray 1953’te I. Türk Film Festivalinde verilen “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü Lale Oraloğlu ve Nedret Güvenç’le paylaşır.

Belleklerde iz bırakan ve daha da tanınır hale geldiği, ünlendiği rolü 1968’de, Türkan Şoray ve İzzet Günay’la birlikte oynadığı, Lütfi Ömer Akad’ın yönettiği “Vesikalı Yarim” filmindeki Müjgan karakteridir. Yeni kuşaklar onu daha çok Natuk Baytan’ın yönettiği 1977 yapımı “Sakar Şakir” filmindeki Sevda rolüyle anımsar. 1978’de, Orhan Aksoy’un yönettiği “Tatlı Nigâr” filminde Türkan Şoray, Bulut Aras, Erol Taş, Aliye Rona ve Baki Tamer’le beraber oynar.

Sinema hayatında genellikle yardımcı roller üstlenen sanatçı 1965 yılında aralarında “Bitmeyen Yol”, “Haremde Dört Kadın”, “Sevmek Seni”, “Son Kuşlar”, “Murtaza” gibi önemli filmlerin de olduğu 15 filmde oynar. 1966’da Alp Zeki Heper’in yasaklı tabu filmi “Soluk Gecelerin Aşk Hikayeleri”nde yer alır. Aynı yıl Nuri Akıncı’nın yönettiği “Çingene” adlı filmin çekimlerinde çıkan yangında yüzü ve boynu ağır biçimde yanar. Tedavi için gittiği Londra’da uzun süre tedavi gören Ayfer Feray yapılan estetik ameliyatlarla hayatı da oyunculuğu da kaldığı yerden sürdürür. “Vesikalı Yarim” gibi önemli bir filmle döndüğü sinemada toplam 80 filmde oynar.

Ayfer Feray’ın sinemamızdaki yerinin, değerinin yeterince bilinmemiş olmasını

Murathan Mungan şu cümlelerle anlatır: “Ayfer Feray Fransız olsaydı şimdiye ikondu, Seda Sevinç ikondu, Sezer Sezin Amerika’da olsaydı ikondu; günümüze gelelim, Hülya Avşar’ın çok iyi bir oyuncu olduğunu ama ne yazık ki kumaşının kalitesini gösteremediğini düşünürüm, başka bir macerayı seçti o.(2)

TİYATRO SAHNESİNE BİR YILDIZ

Ayfer Feray sinema oyunculuğunun henüz başındayken tanınmaya, adından söz edilmeye başladığı günlerde Haldun Dormen’le tanıştırılır. Yılmaz Köksal, İzzet Günay, Hadi Çaman, Kemal Uzun ve daha birçok oyuncuyu tiyatro ve sinemaya kazandıran oyuncu yaratan, yetiştiren bir okul olan Haldun Dormen ve tiyatrosunun ilk kadrosunda Nisa Serezli, Metin Serezli, Erol Keskin vardır. Ayfer Feray ve Erol Günaydın aynı oyunla katılır topluluğa ve yıldızlaşırlar…

Haldun Dormen Ayfer Feray ve Erol Günaydın’ın çıkışını anılarında şöyle anlatır: “İlk andan açık sözlü ve dürüst bir kız olduğunu anladım ve aradan geçen uzun yıllara rağmen Ayfer beni bu konuda hiç yanıltmadı. ‘Sizin yanınızda çalışmasını isterim dedi nişanlısı içtenlikle. Deniz kenarında çay içiyorduk. Günaydın, Sevim ve Hamit de vardı.”(3)

Ayfer Feray “Ama ben hiç sahneye çıkmadım. Bilmem becerebilecek miyim?” der. “Ben size yardım ederim, başaracağınıza eminim” diyerek onu rahatlatmaya çalışan Haldun Dormen şöyle sürdürür anlatımını: “Birden bu kızın her şeyi çok kolaylıkla yapacağına inanmıştım. Neden bilmiyorum ama ilk andan itibaren Ayfer’le olumlu bir kontak kurmuştum. O da inanmıştı, güvenmişti bana. Dostça bakıyordu, ‘Sahneye çıksam çıksam sizinle çıkarım’ demek ister gibiydi. Ama korkuyordu gene de. ‘Ya rezil olursam’ diyordu ikide bir. (…) Yetenekli, rahat, zeki bir oyuncuydu. İlk kez sahneye çıktığına inanmak güçtü biraz. Üç dört gün sonra Ayfer Feray’ın kişiliğinde Türk tiyatrosunun yeni bir yıldız kazandığına kuşkumuz kalmamıştı. ‘Papaz Kaçtı’yla Ayfer Feray ve Erol Günaydın gibi iki yeni yıldız çıkaracaktım ortaya.” (H. Dormen, a.g.y.)

Tiyatroya Haldun Dormen Tiyatrosunda başlayan Ayfer Feray “Sevgilime Göz Kulak ol” oyununda da efsane bir kadroyla çıkar sahneye; Haldun Dormen, Altan Erbulak, Turgut Boralı, Erol Günaydın, Lale Belkıs, Erol Keskin, Füsun Erbulak, Metin Serezli ve İzzet Günay’la paylaşır sahneyi.

Daha sonra ayrılarak sırasıyla Ayfer Feray-Nisa Serezli Topluluğunu, Çevre Tiyatrosunu, A Film Yapımevini, ardından da kendi adını taşıyan Ayfer Feray Tiyatrosunu kurar. Bu tiyatronun oyuncuları arasında Osman Alyanak, Ferhan Şensoy, Şevket Altuğ, Kemal Sunal, Hadi Çaman gibi önemli isimler vardır.

Gazeteci Samim Tara’yla evlenir, bu evliliğinden sonradan tanınmış başarılı reklamcı olan oğlu Ali Tara ve Süeda Tara adlı çocukları olur.

İzmir Bornova’daki Büyükpark’ın içinde bulunan açık hava tiyatrosuna “Ayfer Feray Açıkhava Tiyatrosu” adı verilir.

Ayfer Feray ’80’li yıllarda yerleştiği Bodrum’da hastalığına yenik düşerek 13 Temmuz 1994’te aramızdan ayrılır.

Mesut Kara / EVRENSEL

(1) Zeynep Oral, “Ayfer Feray’dan kalan unutulmaz roller.” Milliyet Sanat, 15.08.1994
(2) Söyleşi: Fırat Yücel, Berke Göl, Zümrüt Burul, Altyazı Temmuz-Ağustos 2007
(3) Haldun Dormen, Sürç-ü Lisan Ettikse, Gelişim Yayınları 1977, Yeni baskılar Yapı Kredi Yayınları 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder