31 Mayıs 2023 Çarşamba

BİRGÜN - 31 MAYIS 2023 -

 


"Enflasyon hesaplamasında 'sıfır fiyat' uygulaması memur ve emeklinin maaşını düşürecek"
1 aylık ücretsiz doğalgaz uygulamasına ilişkin açıklama yapan CHP'li Akın, mayıs ayı enflasyonun doğalgaz için "sıfır fiyat" yöntemine göre hesaplanması durumunda memur ve emeklilere 6 ay boyunca ödenecek ücretin de düşeceğini söyledi.(https://www.birgun.net/haber/enflasyon-hesaplamasinda-sifir-fiyat-uygulamasi-memur-ve-emeklinin-maasini-dusurecek-441448)

                                                                        /././

Erdoğan adına vakıf kuruldu

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan adına vakıf kuruldu. Kurucular arasında Erdoğan’ın çocukları Bilal Erdoğan, Esra Albayrak, Sümeyye Erdoğan Bayraktar da yer aldı.

Görev süresi devam ederken müzesinin açılması gündemde olan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan adına vakıf kuruldu.

Vakfın kurucuları arasında, Bilal Erdoğan, Esra Albayrak, Sümeyye Erdoğan Bayraktar, Vedat Demiröz, Tevfik Göksu, Hüseyin Aydın, Ahmet Özel ve Nuri Aksu yer aldı. Vakfın amacının Erdoğan'ın şahsi eşyalarıyla görevi sırasında kendisine hediye edilen eşyaların sergileneceği bir "Recep Tayyip Erdoğan Müzesi" ve toplumun eğitim ve kültür seviyesinin yükseltilmesi amacıyla "Recep Tayyip Erdoğan Kütüphanesi" kurmak olduğu belirtildi.

NTV'de yer alan habere göre; vakfın ayrıca bilimsel, kültürel ve sanatsal programlarla sergiler de düzenleyeceği belirtildi.

Gazeteci Murat Sabuncu, 11 Ocak'ta kaleme aldığı yazısında Erdoğan için Kasımpaşa'da seçim öncesine yetiştirilmeye çalışılan bir müze hazırlandığını belirtmiş ve müzeye ait sunum fotoğraflarını paylaşmıştı.

                                                                 /././

Kasımpaşa’da 'Recep Tayyip Erdoğan Müzesi' kuruluyor: 'Seçime yetiştirilecek'


Gazeteci Murat Sabuncu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Kasımpaşa'da hazırlandığı belirtilen müzenin sunumundan fotoğraflar paylaştı. Müze, seçim öncesine yetiştirilmeye çalışılıyor.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Kasımpaşa'da seçim öncesine yetiştirilmeye çalışılan bir müze hazırlanıyor. Müzede Erdoğan'ın çocukluğundan futbolculuk yaşamına siyaset öncesi ile özellikle siyasi hayatı boyunca yaşadıkları, öne çıkan sözleri yer alıyor.

T24 yazarı Murat Sabuncu, 'İşte projeden fotoğraflar ve detaylar; 'Tayyip Erdoğan Müzesi' kuruluyor, hedef seçim öncesinde açmak' başlıklı yazısında fotoğraflar paylaştı. Sabuncu, "Teyit edemediğim bilgiye göre, müze uzun süredir yapımı süren Tersane İstanbul içinde olacak" ifadelerini kullandı.

Müzede, başta eşi Emine Erdoğan olmak üzere aile fertlerine de yer veriliyor.

Müzede fotoğraflar, videolar, duvarlara ve binanın dışına yansıtılacak özel efektlerle, projeksiyon ve hologram tekniklerinin de kullanıldığı bir hazırlık yapılıyor.

Erdoğan'ın onay verdiği sunuma göre, ortaya çıkan taslakta şu ayrıntılar yer alıyor:

Müze binası Selçuklu-Osmanlı mimarisi özelliklerinde. Birkaç katlı binanın geniş bir bahçesi var ve su kenarında.

Sabuncu, müzenin kurulacağı alanla ilgili de şu bilgileri paylaştı: "Haliç kıyısındaki alanda konuttan konferans merkezine pek çok yapı inşa ediliyor ve buranın sahibi Fettah Tamince. Kendisinin Fethullah Gülen ile yakın ilişkisi var. 2004 yılında "Gülen idolüm" demiş, 17-25 Aralık süreci sonrası Zaman gazetesine ortak olmuş, Bank Asya'ya para yatırmış, bu konuların ayrı ayrı her biri sıradan insanlar için tutuklama ve yıllarca ceza konusu olmuşken o beraat etmiş bir isim. Hakkında açılan soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10 Mayıs 2018'de verdiği takipsizlik kararıyla kapandı. Kovuşturmaya gerek yoktur, diyen savcı İsmet Bozkurt ilerleyen günlerde davalarda kurduğu 'etik dışı ilişkiler' nedeniyle HSK tarafından meslekten men edildi.

Kaynaklara göre müzenin yer alması muhtemel alanın tarihi önemi şöyle: 1455'te bu alanda Tersane-i Amire (İmparatorluk Tersanesi) kuruldu. Her gelen padişah yeni kızaklar ile savaş gemisi yapımında kullanılan havuzlar inşa ettirdi, Osmanlı donanması geliştirildi.

Cumhuriyet döneminde de faal olmuş bu bölgede özellikle Camialtı ve Taşkızak tersaneleri 2001'de şehrin dışına taşındı. Son dönemde Fettah Tamince'nin kurucusu olduğu Tersane Bölgesi Haliç Altın Boynuz Marina Turizm Gayrimenkul tarafından alındı. Kısa bir süre evvel eski AKP Rize Milletvekili Abdülkadir Kart projeye ortak oldu.

Erdoğan Müzesi'nin Kasımpaşa'da olmasının en önemli nedeni, hayatının, özellikle ilk gençliğinin büyük bölümünün burada geçmiş olması.

Yine onay alınan taslaktan anlaşıldığına göre, projede Erdoğan'ın Milli Görüş, Refah Partisi yılları ve Necmettin Erbakan ile olan birlikteliğine de yer veriliyor.

Özellikle 1990'lı yılların başında çekilmiş simge bir fotoğrafın burada yer alması planlanıyor. Küçük bir kamyonetin arkasında seçim çalışması için bir arada olan Erdoğan ve Erbakan kalabalıkta zor ayakta duruyor.

Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" ya da "One minute" gibi konuşma-tartışmaları da video wall'larda gösterilmek üzere hazırlanıyor.

Ayasofya'nın camiye çevrilişi ise, müze projesinde ayrı bir alanda temsil ediliyor.

Bir duvara 10 Temmuz 2020 tarihli ve 31181 sayılı Resmi Gazete'deki 'Ayasofya Müzesi'nin camiye çevrilmesi ile ilgili' kararın yansıtılması hedefleniyor. Caminin hologramının da ayrı bir şekilde salonda yer alacağı şekilde çalışma yapılıyor.

Erdoğan'ı eşi Emine Hanım'ın da Başbakan ve Cumhurbaşkanı eşi olduğu dönemlerde yaptığı ziyaretler, etkinlikler ayrı bir şekilde gösteriliyor. Çalışmada ayrıca, tüm aileyi gösteren bir aile ağacı ve yaşadıkları evleri simgeleyen fotoğraf ve hologramlara da yer verilmesi için çalışılıyor.

Erdoğan'ın futbolculuk günlerinden Pınarhisar Cezaevi'ne, belediye başkanlığından, başbakanlığa ve cumhurbaşkanlığına hayatının değişik dönemlerinin farklı odalarda gösterilmesi yönünde hazırlık yapılıyor.

Gelelim işi hangi şirketin yapacağına. Şirketin adı Outdoor Factory (Açıkhava Fabrikası). İktidara yakın bir şirket. 2010 yılında kurulmuş. Tema park sektöründe faaliyet gösteriyor. Türkiye'de Vialand ve Devlet Bahçeli'nin açılışına da katıldığı memleketi Osmaniye'deki Masal Park için çalıştı. Beştepe içinde de yaptığı işler oldu. Kullanılamaz hâle gelen Anka Park'ta da 2017 yılında 56,6 milyon liralık 'açık oyuncak alanı tema işi'ni aldı. (Anka Park işini Murat Ağırel'in Parsel Parsel kitabından öğrendim).

Şirket Katar'da ve Orta Doğu'da işler yaptı. Şirketin kurucuları Toygar Yedigöz, Suphi Aydıner ve Sinan Cihan. Yedigöz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden ödül de aldı. Toygar Yedigöz'ün organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ile de fotoğrafı var. 4 Ağustos 2020 tarihinde Çakıcı'nın hesabından atılan tweet'te "Sn. Çakıcı çok yakın dostları Toygar Yedigöz, Emre Veri, Vahit Kayracı, yakın akrabası Selahattin Yılmaz, yeğeni kadar yakın olan Şafak Mahmutyazıcıoğlu, 30 yıllık yakın arkadaşı ve hemşerisi Menderes Saruhan, manevi oğlu Yunus Emre Uçar ile akşam yemeğindeler" denilerek fotoğraf paylaşılmıştı."

                                                                   /././

Bakanlık'tan bir çocuğun masada oynatıldığı görüntülere ilişkin açıklama: 1 kişi gözaltına alındı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kayseri'de bir kız çocuğunun masa üzerinde oynatıldığına dair görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasının ardından başlatılan soruşturma kapsamında 1 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.(https://www.birgun.net/haber/bakanlik-tan-bir-cocugun-masada-oynatildigi-goruntulere-iliskin-aciklama-1-kisi-gozaltina-alindi-441506)

                                                                               /././

Şirketler keyfi puanlanmış!(Nurcan Gökdemir)


Kanal İstanbul’a ilişkin Halkalı-Ispartakule arasındaki demiryolu inşaatı ile ilgili danışmanlık ihalesi yapıldı. “Şirketler keyfi puanlandı” iddialarında bulunulan ihale ile ilgili KİK ‘düzeltici işlem’ yapılması kararı aldı.
AKP iktidarının Katar’la bağlantılı büyük rant projelerinden biri olarak tartışılan Kanal İstanbul’un ihale süreçleri devam ediyor. Halkalı-Ispartakule arasındaki demiryolunun Kanal İstanbul geçişi ile ilgili ‘belli istekliler arasında’ yöntemiyle yapılan danışmanlık ihalesi tamamlandı. İhale komisyonunun şirketleri keyfi olarak puanladığı, bir şirketin teklifinin yaklaşık maliyet ile kuruşu kuruşuna aynı olduğu iddia edildi. Kamu İhale Kurumu (KİK) puanlama ile ilgili itirazı yerinde buldu. 

Halkalı-Ispartakule arasındaki demiryolu inşaatının yapım sürecine ilişkin gizli ihaleler, iki ihale arasında maliyet ikiye katlanarak tamamlanırken projenin kontrollük, danışmanlık ve mühendislik hizmetleri ile ilgili hizmet alımı ihalesi de 19 Aralık 2022’de yapıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ihalesi, Türkiye’nin yanı sıra ABD başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde inşaat projeleri üstlenen Dillingham Construction ile özellikle kamu kurumlarının ihalelerinde öne çıkan Altaş Altyapı ve Apco Teknik’in oluşturduğu konsorsiyuma verildi.

KEYFİLİK İDDİASI

Ancak diğer istekli Altınok Müşavirlik–TCDD Teknik ortaklığı 23 Şubat’ta ihalenin verildiği şirkete ilişkin puanlamayla ilgili şikâyette bulundu. 7 Mart’ta başvurunun reddedilmesi üzerine itiraz yoluna gidildi. Grup, şikâyet dilekçesinde, tekliflerinin daha uygun olduğunu bildirdi. Buna karşın hangi kriterle yeterli bulunmadıklarının, aradaki puan farkının açıklanmadığı belirtildi. Ayrıca, ihale üzerine bırakılan Dillingham Construction firmasının ihalede 100 teknik puan aldığı, katıldığı benzer dört ihaleden ise yaklaşık 88 teknik puan aldığı, aslında aynı ihale komisyonu üyeleri tarafından verilen puanların birbirine yakın olması gerektiği kaydedildi.

KURUŞU KURUŞUNA AYNI

İsteklilerden Tecnosistem S.P.A.-Ras. Grup Mühendislik Ortaklığı’nın teklifinin yaklaşık bedelin kuruşuna kadar aynı olması nedeniyle elenmesi gerektiği de iddia edildi. Dilekçede, “Yaklaşık maliyetin kuruşuna kadar aynısının tahmin edilmesinin neredeyse imkansız olduğu, bu nedenle teklif veren isteklinin sorgulanması ve söz konusu ihale dahil Ulaştırma Bakanlığı Alt Yapı Genel Müdürlüğü’nün katıldığı tüm ihalelerinden elenmesi gerektiği” de ifade edildi. Dillingham Construction firmasının yapım müteahhidi bir firma olduğu ve danışmanlık bu ihalelerine katılmasının mevzuata aykırı olduğu da öne sürüldü.

Kurul iddialarla ilgili yaptığı inceleme sonucunda, ihale komisyonu üyelerinin gerçekleştirdikleri değerlendirmeler ile puanlamaların somut ve anlaşılır olmadığına hükmetti. Kurul Dillingham’ın belgelerinin mevzuata aykırı olduğu iddiasıyla ilgili olarak da kurumun ihale komisyonlarının yerine geçip, resen inceleme sonucunu doğuracak şekilde işlemleri baştan sona yeniden inceleme yetkisi bulunmadığı yanıtı verildi.

“Maliyet ile teklifin aynı olması”nın da aralarında bulunduğu diğer iddialarla ilgili itiraz süresinin geçmesi nedeniyle işlem yapılmadı. Yapım şirketlerinin danışmanlık ihalelerine giremeyeceği yönündeki itiraz da haklı bulunmadı. Kurul ihale ile ilgili komisyonun mevzuata uygun olarak yeniden puanlama yapması yönünde düzeltici işlem yapılması kararı aldı.

                                                                 /././

Dış güçler Erdoğan’dan neden memnun? (İbrahim Varlı)

Ülke tarihinin en baskıcı, anti demokratik, hileli seçimi geride kaldı. Kendi bekasını ülkenin bekasıyla eşitleyen Erdoğan’ın olmadık manipülasyonlara başvurarak “dış güçler” heyulası üzerinden oy devşirmesi aldatmasın. Seçim süresince dillere pelesenk edilen “dış güçler” Erdoğan’dan, Erdoğan da “dış güçler”den memnun

Bu durum emirlerin, şeyhlerin, otokratlarınBatılı liberal liderlerin birbirleriyle yarışan kutlama mesajlarından da pekala anlaşılabilir. Biden’den “darbeci Sisi”ye, Orban’dan Macron ve Aliyev’e yağan tebrikler “şahsın” seçimine dair tutumu net biçimde gösteriyor. Pek çoğu “seçimi kazananla çalışma” pragmatistliğine sığınarak açıkça memnuniyetini dile getirmekten bir beis görmedi. 

Zaten “dış güçler” açısından Erdoğan’ın seçiminden rahatsız olunacak bir durumdan da bahsedilemez. Ortadoğu monarşileri, Asya’daki otokratlar ve liberal Batı için ‘tek adam rejimi’ oldukça kullanışlı. Dönemsel rahatsızlıklar genel memnuniyeti perdeleyemiyor.

İlhan Uzgel hoca seçimden önceki yazısında “Erdoğan’ın dış politikadaki muhatapları açısından doğrudan ve mutlak olarak ondan memnun veya onun gitmesini istiyorlar diyebileceğimiz bir durum yok” diyerek Erdoğan’ın durum, yer ve konuya göre dış güçlerle aynı and a farklı roller üstlenebildiğini yazarak bu duruma dikkat çekmişti. 

→Erdoğan en rahat pazarlık yapılan liderlerden 

NATO’culukta yarışan, mülteciler için arka bahçe yapılan, silah pazarının karlı müşterilerinden Türkiye’nin “işlevsel” yanı yabana atılamaz. Erdoğan da "bu güçler" için en rahat pazarlık yapılabilen liderlerden birisi. Mülteciler, enerji krizi, AB, S400, F16’lar ve pek çok konuda bu pazarlıkları alenen gördük.

***

İngiliz The Daily Telegraph’ın “Erdoğan iktidarda kalınca Avrupa liderleri rahat bir nefes aldı. Kabul etmeseler de Avrupa’daki liderlerin çoğu, Türkiye AB’den uzak durduğunda kendilerini daha rahat hissediyor” analizi durumu net bir biçimde özetliyor.

2010’lardan bu yana AB üyeliği konusunda gösterilen ilgisizlik, neredeyse on yıldır bir tek fasılın açılmaması Brüksel’i çok rahatlattı, Türkiye’yi oyalamak için fazladan enerji harcamak zorunda bırakmadı. İlhan hocadan alıntılarsak, “Yarattığı bütün sıkıntılara rağmen Erdoğan bir bütün olarak Avrupa sisteminin hayati çıkarlarına gayet güzel hizmet etti.”

Yaratılan algıya rağmen dış güçler Erdoğan’dan, Erdoğan dış güçlerden memnun. 

***

→Dış politikada nasıl bir yol izlenecek? 

Tartışmalı seçimden sonra en çok merak edilen konularından birisi de “şahsın” dış politikada nasıl bir yol izleneceğine dair. Rejimin yarattığı dış politik enkaz ve seçim sürecindeki dış güçler manipülasyonunun yanında küresel jeopolitik gelişmeler de bu merakın nedeni.

Dış politikada yeni bir sayfa açmak için koşullar oldukça elverişli, önemli fırsat ve imkânlar var. Ancak Saray rejiminin kendisine seçim kazandıran etmenlerin başında gelen “dış politika”da gözle görülür bir değişime gitmesi olası gözükmüyor. 

Rusya ile Batı arasında “tahterevalli diplomasisi”, Ortadoğu’da başlayan “diplomasi trafiği” olağan akışında devam edecek. AKP NATO’culuktan vazgeçmeyecek, Rusya ile ilişkilerde de bir sapma yaşanmayacak. “Denge” adı verilen ancak bir bağımlılıktan bir diğer bağımlılığa kulaç atılan politika aynen sürdürülecek.

***

→Suriye’den çekilir mi?

Merak edilen konuların başında gelen sığınmacılar ve Suriye meselesinde de mevcut pozisyonun değişmesi zor. Seçim öncesi hızlandırılan Esad ile görüşme planı yeniden ağırdan alınacak. Olağanüstü bir gelişme olmadığı müddetçe belki de bu plan askıya alınacaktır. 

TSK’nin Suriye’den çekilmesi Esad ile görüşülse dahi yakın dönemde oldukça zor. Pek çok parametrenin olduğu Suriye sahasında Şam ile görüşülse de TSK’nin çekilmesi kısa vadede ufukta görünmüyor. “Sığınmacılar” meselesine bu yaklaşımla çözüm bulunması ise imkansız. Sığınmacıların bir kısmı Kuzey Suriye’deki kontrol altındaki bölgelere gönderilse de İdlib ve diğer bölgelerdeki çatışma ve istikrasızlık nedeniyle yeni mülteci akını kaçınılmaz.

→Tüm otokratlar birbirine benzer

Kendi yarattığı enkazın başına oturan Erdoğan’ın içeride ve dışarıda bundan sonra yoluna nasıl devam edeceği sır değil. Dünyadaki tüm otokratlar ne yaptıysa burada da aynısı olacak. Kutuplaştırma, ötekileştirme, baskı ve dayatmalar tüm hızla sürecek. 

Nefret diliyle toplumu bölerek konsolide ettiği kitlesi üzerinde dilediğince sörf yapacak, ‘teokratik’ rejim inşası kesintisiz sürecek. İhtiyaç halinde duruma göre “beka” sorunları inşa edilecek, “rıza” imalatı için çeşitli askeri maceralara girişmekten sakınılmayacak. Tüm bunların faturasını da ülke ödeyecek.

                                                              /././

Umut, adalet ve insanlık: Toni, Coni ve Herkel (Kaan Sezyum)

Demokrasi; özgürlük, eşitlik ve adalet kavramları üzerine inşa edilmiş bir yönetim biçimidir. Ancak bazen demokrasinin bu ideal hedeflere ulaşmasında zorluklarla karşılaşılır ve halkın umudu sarsılabilir. Bir ülkede muhalefet, bu kritik seçimlerde kaybetse bile, demokrasiye olan inanç ve umudun önemini vurgular. Çünkü demokrasi, herkesin daha iyi bir yaşama sahip olması gerektiğine dair güçlü bir mesaj taşır. Ha mesaj alınır mı alınmaz mı orasına halk karar veriyor. Halk da olmak kolay. Ya sınırdan koşa koşa içeri giriyorsun, ya da parasını verip vatandaşlık alıyorsun. Sorgu sual yok. En güzel vatandaşlık bizim vatandaşlığımız.

Demokrasi, insan haklarına, özgürlüklere ve adaletin sağlanmasına dayanır. Ancak bu ideallerin tam anlamıyla gerçekleşmediği durumlarda umut zedelenebilir. Sanki sonsuza dek kaybedilecekmiş gibi görünen seçimlere rağmen, demokratik değerleri canlı tutarak, umut yeniden alevlendirilebilir. Umut, insanların daha iyi bir geleceğe olan inancıdır. Umut en çorak zihinde, en sağlıksız bünyede bile yetişebilir, yeşerebilir. Hayat varsa umut da vardır, hatta bazen hayat yoksa bile umut toprağın altında bir tohumda yaşıyordur.

***

Herkesin daha iyi bir yaşama sahip olması gerektiği fikri, demokrasinin merkezinde yer alır. Demokrasi kavramı, teoride toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde, her bireye eşit fırsatlar sunar. Ancak bazen siyasi iktidarlar, güçlerini kötüye kullanarak küçük sevimli adaletsizliklere neden olabilir. Hatta iktidar bir noktada gemi azıya alıp komple adaletsizlik içinde de yaşamak isteyebilir. Sonuçta sonsuz bir suç ve rant sarmalının içinde yıllarca kalınca ister istemez sarmaldan çıkmak olmuyor. Bu da iktidarların makus kaderi. Yolsuzluklardan ellerini çekemiyorlar. Aman da mağduriyet yükleniyor. Aman aman… Muhalefet, adaletin sağlanması için mücadele ederek, demokrasinin gerçek anlamını hatırlatır. Adalet, insanların haklarının korunduğu, yasaların herkes için geçerli olduğu bir toplumu şekillendirir. Matematik formülü gibi okunsa da adalet herkese gerekli. Peki ya adalet yoksa onun yerine ne yiyeceğiz?

Demokrasi, insanlık değerleri üzerine inşa edilmiştir. İnsanlık, tüm insanların ortak paydasıdır ve bu payda etrafında birleşmek demokrasinin en önemli özelliklerinden biridir. Muhalefet, toplumun tüm kesimlerini kucaklayarak, insanların farklılıklarını bir zenginlik olarak görmesi gerektiğini hatırlatabilir. İnsanlık, insanların birbirine saygı duyduğu, dayanışma içinde olduğu bir toplum idealidir de bizde de bu idealin sadece küflü bir kısmı kalmış dolabın en alt gözünde.

***

Hayatı sevme isteği, geçici ve kıymetli olduğumuzun farkına varma ihtiyacından da kaynaklanır. Her bir nefes alışımızın ve anımızın değerini bilmek, zamanı daha iyi değerlendirmek ve yaşamı dolu dolu yaşamak önemlidir. Hayatın kaçınılmaz döngüsüne rağmen, her birimizin varoluşu anlam taşır ve bu anlamı keşfetmek için yaşamaya devam etmek önemlidir.

İyi de giderek daha da zorda oynadığımız bu bir seferlik -bir ömürlük- hayat oyununda boşa geçmiş zamana ömür denebilir mi?

Yeni gerçeklik döneminde artık yalanın doğru, pirenin berder, dedelerin torun, Hans, Toni, Coni ve Herkel’in çok tuhaf niyetleri olduğu bir yerdeyiz. Sanki dükkânda camı çerçeveyi indiren kendisi değilmiş gibi kafeslediği halkı, “Biz batırdık, biz toparlarız” gibisinden akla, mantığa, bilime uzak bir mantıkla daha ne kadar avutabilecekler, hep birlikte göreceğiz. Her şey iyiydi de Kanal İstanbul’a başlarlar şimdi, o kötü oldu… Yeni fobi yükleniyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder