Tarikat liderinin ardından yas tutuyorlar: Menzil'i yakından tanıyalım...
Menzil’in lideri Abdülbaki Erol'un ölümü sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan taziye mesajı yayımladı, THY uçak seferberliğine başladı, resmi çakarlı araçlar cenazeye tahsis edildi. Peki, nedir bu Menzil?
Türkiye'yi saran karanlık ağın en önemli parçalarından biri Menzil tarikatı.
Dün lideri Abdülbaki Erol ölünce AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan anında taziye mesajı yayımladı, "Ömrünü ilim ve irfan yolunda İslam'a hizmete adamış, ülkemizin manevi rehberlerinden Seyyid Abdulbaki Elhüseyni Hocaefendi'ye Allah'tan rahmet niyaz ediyor, ailesine, sevenlerine ve tüm talebelerine başsağlığı diliyorum. Rabbim mekanını cennet eylesin" ifadesini kullandı.
THY, bir tarikat liderinin cenazesi için adeta seferberlik ilan etti, yetmedi çakarlı araçlar cenaze için tahsis edildi.
Devlet lideri muamelesiyle uğurlanmak istenen bir tarikat lideri cenazesi...
Türkiye'de cumhuriyetin düzen ve gerici cemaatler eliyle nasıl yok edildiğinin göstergelerinden biri olan bu ölüm sonrası Menzil'i bir kez daha soL okurlarına hatırlatmak istiyoruz...
Yıkımın özeti: Sağlık Bakanlığı tarikata emanet...
Menzil tarikatı Türkiye'de birçok kamu kurumunun içinde önemli yer tutuyor ama bunlardan biri var ki, özel olarak öne çıkmış durumda: Sağlık Bakanlığı!
Halkın sağlığının bir tarikata teslimi, ülkenin içinde bulunduğu duruma ilişkin çarpıcı bir fotoğraf sunuyor.
Gülen Cemaati'nin tasfiyesi sonrası her alanda gündem olan ve boşluğu doldurduğu söylenen Menzilcilerin Sağlık Bakanlığını "fethi", eski AKP'li vekil tarafından, üstelik 15 Temmuz sonrası açıkça itiraf edilmişti.
AKP'li eski vekil ve Akşam gazetesi yazarı Hüseyin Besli, o dönem kaleme aldığı yazısında şunları söylüyordu:
"Eğer, FETÖ’nün bugünkü güce erişmesinde ticaretle hemhal oluşunu, kontrolsüz para kazanmasını önemsiyorsak… Bugün aynı yöntemleri kullanan yapıların (tarikat/vakıf) gelecekte aynı sonuca varmalarının kaçınılmaz olacağını söylemek için kâhin olmak gerekmez. Dolayısıyla, misal olarak, ismini palazlandığı şehirden, Adıyaman/Menzil’den alan bir yapının özellikle bir bakanlığımızda neredeyse bütün pozisyonları kendi mensuplarıyla doldurmasına dikkat çekmek istedim…"
Bu eski AKP'li vekilin 15 Temmuz sonrası içine düştüğü bir hezeyan da değil üstelik, gazeteci Saygı Öztürk, 2019 yılında görüştüğü Menzil şeyhinin “sağlık bakanı, enerji bakanı" için “Onlar bizim çocuklarımız” dediğini aktarıyor örneğin.
"On bakanın evimize geldiği günler oldu. Enerji eski Bakanı Taner Yıldız da, Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ da bizim evimizde büyüdüler" sözleri de yine Menzil şeyhlerinin cümlesi.
İhaleler onlara
AKP iktidarı döneminde aynı zamanda büyük bir sermaye gücü haline de gelen tarikatlar, ihale süreçlerinden büyük çıkar sağlıyor. Bu süreç Menzil tarikatı için de geçerli.
Özellikle bakanlıklar üzerinden kurdukları bağlar cemaate ihale yağmasına neden olurken, gündeme gelen haberlerden sadece bazı bölümleri paylaşalım:
- Sağlık Bakanlığı’nın bir ihaleyi daha Menzil Cemaati’ne yakın şirkete verdiği ortaya çıktı. İstanbul'daki yedi kamu hastanesinin Covid-19 PCR testi işini Menzil Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen Techno Health Laboratuar Şirketi’ne devreden Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Laboratuvarı’nın test ihalesini de bu şirkete verdi.Kızılay'ın 120 milyon avroluk ihalesi Menzil Tarikatı’na yakınlığıyla bilinen Ferhat Danışman’ın şirketi Techno Health'e verildi.
- Depremlerden sonra deposundaki çadırları sattığı ortaya çıkan Kızılay'ın, Menzil tarikatından yardım kolisi satın aldığı öne sürüldü. İddiaya göre alım ihalesiz yapıldı.
- Menzil Cemaati’nin ticari faaliyet yürüttüğü şirketlerinden biri de Nakış Toptan Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi. Bu şirket aracılığı ile cemaatin 9 Aralık 216 tarihinde İBB iştiraki İSPARK’a 84 bin 807 TL bedelle kalıp sabun sattığı açığa çıktı. Aynı şirket 19 Temmuz 2013 tarihinde de yine İSPARK’a 130 bin 542 TL bedelle "ramazan erzağı" sattı.
- 24 Haziran seçimlerinin hemen öncesinde gazetelere ilan vererek AKP'yi ve Erdoğan'ı desteklediğini duyuran Menzil tarikatına bağlı derneklerden Beşir Derneği'ne "izinsiz yardım toplama hakkı" tanındı. Derneğin mal varlığı 6 yılda 20 kat arttı.
- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Menzilci Başdanışmanı Eyyup Yıldız’a MHP’li il ve ilçe belediyelerinden ihaleler yağdığı ortaya çıktı. Kamu İhale Bülteni’nde yer alan bilgilere göre, Yıldız’ın sahibi olduğu Yıldızlar Tanıtım Organizasyon Limited Şirketi, 2011 yılından bu yana 40 ayrı ihale aldı. Bu ihalelerin toplam bedeli ise 16 milyon 593 bin TL’yi buluyor.
Orduda da Menzil
Sağlık Bakanlığı ve Enerji Bakanlığı'nda güçlenen, Türkiye'nin önemli üniversitelerinden YTÜ'ye rektör ataması yaptıran, ihalelerle güçlenen Menzil'in el attığı yerlerden birisi de ordu.
Menzil'in ordu bağına ilişkin çarpıcı bir haber 15 Temmuz sonrası gündeme gelmişti.
Odatv'den Müyesser Yıldız'ın haberinin ilgili bölümü şöyleydi:
...İl Jandarma Alay Komutanlığı Harekat Merkezi'nde Uzman Jandarma olarak görev yapan bir asker tanık olarak dinlenir. Darbe gecesi yaşadıklarını, gördüklerini, duyduklarını anlatır. İfadesinin ardından bir avukat, bazı sanıklar hakkında sorular yöneltir. Tanık, sanıklardan birisi hakkında anlattığı hususları idari tahkikat aşamasında verdiği beyanda da anlattığını belirttikten sonra, “Ancak ifadeyi alan binbaşı 'Bunları yazmayalım' demişti. Sanık İ.... ile ilgili olarak hususlarda da bana bir şey sorulmadığı için anlatmamıştım” der.
Avukat, tanığa son olarak herhangi bir cemaate üye olup, olmadığını sorar. Tanık, mahkeme tutanaklarına da geçen şu cevabı verir:
“Evet, Menzil tarikatına tabiyim.”
Peki, bu itiraf sonrası bir işlem yapıldı mı, hayır! Menzil deyince bir kez daha akan sular durdu.
Sonrasında operasyondaki askerleri çevresine toplayan bir askerin Menzil cemaatinin ilahisi olan “Benim Gavsım Kasrevidir” ilahisini söylediği görüntüler paylaştı, onlar için her şey normalleşmişti artık.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan da, Gülen Cemaati'nin ardından orduda Menzil tarikatının örgütlendiği iddialarını köşesine taşımış, buna ek olarak Menzilcilerin solcuları ve kendileri dışındakileri yıldırmak için "Gülencilere benzer adımlar attığını" aktarmıştı:
"Menzilci öğrenciler 2018 yılının aralık ayında kendilerinden olmayan birinin telefonuna porno yükledi mi? Böylece sol görüşlü bir aileye sahip o öğrencinin okuldan ayrılması sağlandı mı?
Menzilci olmayan öğrencileri yıldırmak için tıpkı FETÖ’nün yaptığı gibi akademide şok mangaları kuruldu mu? Bu şok mangalarından birinin adı Akıncılar mı?
JSGA’daki caminin imamı camiye gitmeyen öğrencilerin listesini okul komutanına hiç verdi mi? O listedeki öğrencilerin disiplin puanları düşürüldü mü?"
CHP'li vekil Murat Bakan askeriyede tarikatlar savaşı yaşandığını belirttiği bir açıklamasında, jandarmanın siyah rengi seçmesini Menzilcilere bağlamış, kıyafetlerin rengine kadar Menzilcilerin duruma hakim olduğu iddiaları gündeme gelmişti.
Depremzede çocuklar Menzil Cemaati'ne teslim
Adıyaman’ın Kahta ilçesinde Menzil Cemaati'nin merkezi olan Menzil Köyü bulunuyor.
Bu köy deprem sonrası anne ve babasını yitiren çocukların alınıp getirildiği yer olarak gündeme gelmişti.
Köyde yüzlerce depremzede çocuk olduğu iddiaları gündeme gelmiş, olaya ilişkin suç duyurusunda bulunulmuştu ancak şu ana kadar hiçbir işlem yapılmadı.
Kızılay'ı da Menzil'e verdiler
Depremde çadır satan Kızılay'ın istifa eden başkanı Kerem Kınık yerine bu kurumun başına yine deprem döneminde Kızılay'a satışlar yapan Menzil tarikatına yakın bir isim getirildi.
Kızılay Başkanlığı koltuğuna oturan cemaate yakın Fatma Meriç Yılmaz, Türkiye Kızılay Derneği'nin Olağanüstü Genel Kurulu'nda tek aday olarak göreve getirildi.
Erdoğan'dan 'devlet üstün hizmet madalyası'
Menzil Cemaati'ne bağlı olan Beşir Derneği'nin Genel Başkanı Fatih Sarıyar, geçtiğimiz aylarda düzenlenen törenin ardından Beşir Derneği'ne "Devlet Üstün Fedakârlık Madalyası" verildiğini açıklamıştı.
24 Haziran seçimlerinin hemen öncesinde gazetelere ilan vererek AKP'yi ve Erdoğan'ı desteklediğini duyuran Menzil tarikatına bağlı derneklerden Beşir Derneği'ne "izinsiz yardım toplama hakkı" tanınmıştı. Dernek o zamandan bu zamana "büyüme" rekoru kırarken, AKP'nin en önemli "yardım" aparatlarından biri haline gelmişti.
/././
Menzil Cemaati iki çocuğun ölümünün üzerini 'kan parası' ile kapatmış
Menzil Cemaati'nin çiftliğinde 2 ve 3 yaşındaki iki çocuğun yem karma makinesine kapılarak yaşamını yitirdiği olayın üzerinin kapatıldığı öne sürüldü.
Kaçak Kuran kursunda ‘okuyan’ 12 yaşındaki Abdülbaki Dakak'ın kursun yakınlarındaki ahırda şüpheli şekilde yaşamını yitirmesi konuşulmaya devam edilirken; Menzil’e dair yeni bir iddia daha gündeme geldi.
Cemaatin çiftliğinde iki çocuğun yaşamını yitirdiği feci olayın üzerinin kan parası ödenerek kapatıldığı öne sürüldü.
BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre; cemaatin çiftlikte kaçak olarak çalıştırdığı Suriyeli bir ailenin iki küçük çocuğu 21 Aralık 2018’de traktöre bağlı yem karma makinesine kapıldı. 2 yaşındaki Selin ve 3 yaşındaki Mehmed isimli kardeşler olay yerinde feci şekilde hayatını kaybetti.
O dönem bu faciayı haberleştirerek abonelerine servis eden Anadolu Ajansı ise çiftliğin Menzil Cemaati’ne ait olduğunu belirtmedi.
Uyarı levhası yoktu
Çocukların ölümünün ardından şüpheliler hakkında “Taksirle iki kişinin ölümüne neden olma” suçundan Konya Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Olayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda, traktör ile yem karma makinasına bağlandığı yerde yaklaşmayı önleyici herhangi bir korumalığın bulunmadığı, çevrede herhangi bir uyarı ikaz levha ve işaretlerinin bulunmadığı belirtildi.
'Taksitle' ödediler
Mahkeme çiftliğin resmi sahibi olan Menzil mensubu Rayhan Tülek ile onun işlerini yürüten Mehmet Değiş ve Semerkand Vakfı’nın Konya Şubesi’nin müdürü de olan Bekir Başpınar’ı toplamda 60 bin 700 TL adli para cezasına çarptırdı. Üç kişiye “Taksirle iki kişinin ölümüne neden olma” suçundan verilen para cezası 20 ile 24 taksitlere bölündü.
'Ödemelerimizi yaptık, olay kapatıldı'
Yargılama sürecinde ifadelerine başvurulan baba Hasan Ramazan ve anne Döne Abid, maddi ve manevi olarak zararlarının karşılandıklarını ileri sürerek şüphelilerden şikayetçi olmadı.
Tali kusurlu bulunan anne ve babaya ise “Çocuklarını kaybetmeleri ve olay sebebiyle derin üzüntü yaşamaları” nedeniyle herhangi bir ceza verilmedi.
Menzil’in Konya sorumlularından olduğu belirtilen, Semerkand Vakfı’nın Konya Şubesi’nin de müdürü olan ve iki çocuğun yaşamını yitirdiği facia nedeniyle yargılanan Bekir Başpınar, “Bu konuyla ilgili bir şey kalmadı. Dava açıldı, ödemelerimizi yaptık, olay kapatıldı. Süreç bitti, bu konuyla ilgili bilgi vermiyoruz” dedi.
Çiftliğin bulunduğu köy ile çevresindeki köylerde yaşayan yurttaşlar ise cemaati defalarca jandarmaya şikayet ettiklerini ancak bir önlem alınmadığını ifade etti.(20/06/2023)
/././
Dağ başını 'Menzil' almış: Menzil Tarikatı yurt görünümlü kale inşa ediyor (SERHAT YILMAZ-SOL)
Ordu'nun Gülyalı ilçesindeki Kestane Köyü'nde yapımı yaklaşık 5 yıldır süren yurt inşaatını gazeteci Mustafa Hoş gündeme getirdi.
Köyün ormanlık alanındaki kayanın üzerine yapılan binanın otel olduğu söylense de, yerel gazeteciler ve bölgede yaşayanlar tarafından inşaatın Menzil yurdu olarak yapıldığı biliniyor.
Ayrıca inşaatın başlangıcında otel olarak ruhsatın alınmadığı, kırsal alan ya da köylerde yapı ruhsatı gerektirmeyen bir yer olarak alındığı belirtiliyor.
İmar affına kadar inşaat kaçak yapıldı
2018 yılındaki imar affı ile yasal statüsünü kazanan inşaatın, imar affına kadar kaçak olarak yapıldığı da ortaya çıktı. Bir çok kez inşaatı duran bina, imar affı ile birlikte yeniden hız kazandı.
AKP-Menzil işbirliği: Birileri göz yumdu
Yurt binasının köyün yamacına yapılmasının imara da aykırı olduğunu söyleyen Ordu Çevre Derneği Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, binanın birilerinin göz yummadan yapılamayacağını ifade etti. Gönül, ''Bir dönem önce Gülyalı Belediyesi AKP'de idi. Hangi tarihte yapılmışsa birileri göz yummuş. Böyle devasa bir bina orada birileri göz yummadan yapılamaz.
İmara da aykırı bir durum oradaki. Böyle büyük bir binanın olması, projede var mı, planlamasında var mı bunu da bilemiyoruz. Birisinin göz yumduğu belli'' diye konuştu.
Otel olması mümkün değil
Binanın otel olduğu iddialarını da yalanlayan Gönül, ''Binanın yapılması yeni bir olay değil. 5-6 yıldır bu binanın çalışmaları sürüyor. Gündeme çok gelmedi. Gözlerden uzak bir yer orası. Bir süredir bu bina aynı durumda, tamamladılar mı bilmiyorum. Oranın otel olması mümkün değil. Çünkü tek girişi olan bir yer. Çevresinde hiçbir şey yok, ormanlık alan. Bir kayanın üzerinde yapılmış, oradaki ağaçların kesilmeden binanın yapılması mümkün değil'' ifadelerini kullandı.
Köyler, Menzil'in kaleleri
Memleketin çeşitli noktalarındaki köyleri kendilerine kale haline getiren tarikatların, Ordu'da yaptığı yurt inşaatı ile kendisine yeni bir kale mi yaptırdığı sorusunu akıllara getiriyor. Yurdun yapıldığı köy de muhafazakar insanların yaşadığı bir yer olarak biliniyor.
Adıyaman'ın Kahta ilçesindeki Menzil Köyü, Menzil Tarikatı'nın kalesi olarak biliniyor. İktidar-tarikat ilişkilerinde AKP'nin Menzil Köyü'ne yönelik hizmetleri de hız kesmeden devam ediyor. Adıyaman- Diyarbakır yoluna bütçe olmadığı için yapılamayan otoban, Menzil Köyü'ne yapılmıştı. Ayrıca kamu görevlilerinin Menzil Köyü'nde tarikat için gönüllü çalıştıkları da gündeme gelmişti.
Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde bulunan Buhara Köyü'de Menzil Tarikatı liderlerinin yaşadığı yer olarak biliniyor. Geçtiğimiz yıl Milli Eğitim Bakanlığı, 3 köydeki 60 öğrenciyi, Buhara köyünde açılan yeni ilköğretim okuluna gitmeye zorladığı da gündeme gelmişti.
Menzil ve Buhara Köylerindeki AKP hizmetleri düşünüldüğünde Ordu'daki Kestane Köyü'nde yapılan Menzil kalesinin de aynı amaca hizmet ettiği, köyde ve bölgede tarikatı var etme amacı güttüğü söylenebilir.(31/07/2020)
/././
Menzil tarikatı şeyhi iki Bakan için 'onlar bizim çocuklarımız' dedi
'Menzil-Bir Tarikatın İki Yüzü' adlı kitabın yazarı Saygı Öztürk, 'Menzil'in Ankara'daki temsilcisi aynı zamanda Diyanet İşleri'nin kadrolu bir imamı' dedi. Öztürk, Menzil şeyhinin, sağlık ve enerji bakanları için 'onlar bizim çocuklarımız' dediğini açıkladı.
"Menzil'in Ankara'daki temsilcisi aynı zamanda Diyanet İşleri'nin kadrolu bir imamı" diyen Öztürk, tarikat şeyhinin iki bakan için "onlar bizim çocuklarımız" dediğini aktardı.
Sözcü'den Özlem Gürses'in sorularını yanıtlayan Öztürk, şöyle konuştu:
Sanırım bir eski bakan yardımcı olmuş…
Şöyle; eski, saygın bir bakanla bir gün sohbet ediyorduk, “Ben Menzile gitmek istiyorum” dedim. Anlattım kitap konusunu… “Görüşebilecek misin ki, bugüne kadar kimse görüşmemiş” dedi. “Valla bir deneyeceğim” dedim. “Bak sana telefon numarasını vereyim, bir dene” dedi. Şeyh Saki Erol'u değişik günlerde ve saatlerde aradım. Fakat cevap vermedi. Son çare ve son umut olarak bir mesaj geçtim “Ben Saygı Öztürk, Menzil'le ilgili bir kitap yazmak istiyorum, sizinle de görüşmek istiyorum…” Yarım saat sonra bana şu cevap geldi “Hay hay Saygı Bey, memnuniyetle.” İnanamadım ! Herhalde dedim o eski Bakan bana gerçek olmayan bir cep numarası verdi, bunlar da beni işletiyor. Bir kaç gün sonra “Saygı Bey, ne zaman geleceksiniz ? Sizi havalimanından alalım” dediler.
– Ama siz uçakla değil, özellikle otobüsle, hem de tövbe almaya giden esrarkeşlerin, alkoliklerin, hatta müptelaların bulunduğu otobüsle gittiniz ! Kitapta inanılmaz detaylar var bu yolculukla ilgili…
Gazetecilik merakım yüzünden. Çünkü çok enteresan bir olay bu. O da şöyle mümkün oldu, Menzil'in Ankara'daki temsilcisini buldum.
– O kadar kolay mı bulmak?
Çok kolay tabi. Niye biliyor musun? Çünkü Menzil'in Ankara'daki temsilcisi aynı zamanda Diyanet İşleri'nin kadrolu bir imamı!
– Gerçekten mi ?
Nasıl olur diyorsun ? Ama öyle. Neyse, sonuçta o temsilci bana şunu söyledi: “Sakın Saygı Bey, bunu yapmayın, çünkü o otobüsün içerisinde her türlü adam var, yol da uzun, dayanamazsınız.” Ben yine de o yolculuğun bir bölümünü karayolu ile yaptım, tesislerine gittim, kadınları girişi ayrı, erkekler girişi ayrı. Onların benzinliklerinden benzin aldıkları zaman daha hayırlı yolculuk yapacaklarına, yemeklerini yerlerse şifa bulacaklarına inanıyorlar. Neyse, böylece Menzil'e vardık. İlk dikkatimi çeken, adı köy ama son derece modern binaların yapıldığı bir yer. Külliyeler, cami, etraf son derece düzgün.
ŞEYHİN ATTIĞI İPİ TUTAN TÖVBE EDİYOR
– Bu hizmet lafı çok aşina hepimize… FETÖ de kendini uzun yıllar “Hizmet hareketi” olarak tanıtmıştı.
Hizmet dediği orada her türlü görevi gönüllü olarak yapması. Bu Menzil Köyü'nde de Hizmet Pastanesi, Hizmet Çayevi, Hizmet Kitapevi, Hizmet Lokantası, hep böyle… Adı Hizmet olan her türlü işyeri, her türlü bina Şeyh ailesine ait.
Köye Türkiye'nin 4 bir yanından insanlar geliyor, en az geldiği gün bile 40 otobüs var. Biz de o kalabalığın içine girdik camiye. Camide en çok merak ettiğim konulardan biri tövbe almak, ip atmak gibi konular…
İp atarak tövbe ediliyormuş, okudum…
Şöyle, Şeyh ip atıyor, siz bir kenarından tutuyorsunuz, tövbe alıyorsunuz. “Yarabbim ben bugüne kadar çok günahlar işledim, inşallah bundan sonra günah işlemeyeceğim” diyorsunuz… Şeyhe bağlılığınızı açıklıyorsunuz. O andan itibaren siz Sofi oluyorsunuz, yani cemaat mensubu.
ŞEYH, KAPI ARKASINDAN TÖVBE ETTİRİYOR
– Kadınlar nasıl katılıyor bu törene?
Kadınların yeri ayrı, Şeyhin yetki verdiği, halife olarak gösterdiği kadınlar var. O yetkilendirdiği kişiler bunu yapabiliyor. Bazen de şeyh kendisi gidiyor ama bir kapının ya da bir paravanın arkasında oluyor.
– Peki köyde kadınlarla erkeklerin bir arada olduğu hiç bir mekan yok mu?
Hayır, yok. Kendi özel evleri dışında hiç beraber değiller.
ŞEYH BANA “BAKANLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZDIR” DEDİ…
– FETÖ bitti, şimdi Menzil devleti ele geçiriyor iddiası var.Öyle mi gerçekten ?
Bana göre devlet içerisinde önemli bir güç. Bunu bizzat kendileri açıklıyorlar zaten. Ben soruyorum “sağlık bakanı, enerji bakanı…” “Onlar bizim çocuklarımız” diyor Şeyh. “dün de evimizde 10 tane bakanın olduğu günler vardı.” Açık açık anlatıyor.(03/12/2019)
(soL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder