Vilnius NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi (DOSYA)

 


İsveç için önce "Hayır", sonra "Evet" diyen Erdoğan: "İlkeli duruş sergiledik" (Evrensel)

İsveç’in NATO üyeliğine önce karşı çıkıp ardından yeşil ışık yakan Erdoğan, "Bu konudaki ilkeli duruşumuz başından beri bellidir. Politikamızı burada da devam ettirdik" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi dönüşü uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İsveç’in NATO üyeliğine defalarca karşı çıkan ancak çeşitli görüşmeler ve pazarlıkların ardından somut kazanım elde etmeden onay veren Erdoğan, "ilkeli duruş sergilediklerini" iddia etti. Erdoğan, “Bu konudaki ilkeli duruşumuz başından beri bellidir. Politikamızı burada da devam ettirdik. İsveç'in katılım protokollerini onaylayacak merci Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Şu an işleyen bir süreç vardır. Meclisimiz atılan adımları takip edecek, ülkemizin çıkarları doğrultusunda en doğru kararı verecektir" dedi.


AB ÜYELİĞİ ŞARTIYLA İLGİLİ DE KONUŞTU

“Avrupa Birliği üyelik sürecimizin yeniden canlandırılması noktasında olumlu bir kanaat hakim" iddiasını öne süren Erdoğan, bu konuda da "Türk ekonomisine çarpan etki yapacak Gümrük Birliğinin güncellenmesi müzakerelerini de hızlandıracağız. Vize serbestisinde de mesafe alacağımıza inanıyorum. Türkiye'nin savunma kabiliyetini güçlendirecek projelerle ilgili süreçler de ivme kazanacaktır. Muhataplarımızla olan görüşmelerimizde kendilerine İletişim Başkanlığımızın hazırladığı dört vizyon eseri takdim ettim. İnsani Yardımda Türkiye Modeli, Türkiye'nin NATO'ya Katkıları, Türkiye'nin Terörizmle Mücadelesi ve Lider Diplomasi başlıklı bu eserlerle tarihe not düştük" ifadelerini kullandı.

"BİDEN BİZİM LEHİMİZE BİR TUTUMDA"

Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşme ile F-16 tedarik ve modernizasyonuyla ilgili soruya da  “F-16’ların satışıyla ilgili Biden ve yönetimi aslında ülkemiz lehine bir tutum sergiliyor. Şu anda gerek kendisi gerek Dışişleri Bakanı ‘Biz bu işin üzerindeyiz, takipçisiyiz’ dediler. Tabii bizden de Dışişleri Bakanımız Hakan Bey, aynı şekilde İbrahim Bey her ikisi de muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu sürecin, hatta Yaşar Paşamız da muhatabıyla görüşmek suretiyle, bu sürecin lehe dönüştürülmesini inşallah temin edecekler” dedi.

"EKONOMİK PROGRAMDAN TAVİZ YOK" DEDİ

Erdoğan gazetecilerin ekonomik gidişata dair sorularını da yanıtlarken "Ekonomi programımızı, belirlediğimiz hedeflerimiz doğrultusunda tavizsiz uygulayacağız. Uluslararası rezerv birikimini artırmak için rasyonel politikaları hayata geçiriyor, uluslararası yatırımları ülkeye çekmek için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. 

                                                         /././

NATO Zirvesi gösterdi ki, Erdoğan’ın Biden’dan daha çok teşekkür almaya ihtiyacı olacak! (İhsan Çaralan-Evrensel)

NATO’nun, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta toplanan ve 2 gün süren zirvesi çarşamba günü sona erdi.

Ukrayna’da, Rusya ve Batılı emperyalistler arasında bir savaşın sürdüğü koşullarda sıcak savaş alanına en yakın noktada toplanan zirve, bırakalım savaşın seyrini, seçilen mekan itibariyle bile, tabiri caizse katılımcıların kamuflaj elbiseleri ile katıldıkları bir zirve oldu.

Elbette ki bu zirve Rusya’nın burnunun ucunda yapılması gibi sembolik özelliğinin ötesinde NATO tarihi açısından önemliydi. Çünkü Vilnius, Türkiye’nin İsveç’in NATO’ya katılmasının önündeki en büyük engel olan “vetosu”nu kaldırdığı zirve oldu. Türkiye’nin geri adımı ile Baltık Denizi tamamen bir “NATO gölü”ne dönüşmüş oldu. Bu yüzden de Türkiye’nin adının en çok geçtiği zirve olmasına karşın zirvenin gerçek galibi ABD Başkanı Biden ve elbette AB, dolayısıyla da Batılı emperyalistler oldu.

Türkiye’nin öne sürdüğü “İsveç’in terör örgütleri karşısında Türkiye’nin istekleri” konusunda, her anlama gelecek kimi sözlü vaatler ötesinde somut bir adım atılmazken “AB’ye girişin önünün açılması”, “AB içinde vize serbestisi” gibi konular ise “NATO ile ne ilgisi var” denilerek gündeme bile alınmadı.

Çünkü böylece Batılı emperyalistler, Moldovya ve Bosna Hersek gibi birkaç küçük ülke dışında Portekiz’den Ukrayna sınırına kadar Avrupa’yı en büyük savaş örgütleri olan NATO’nun çatısı altında Rusya ve Çin’e karşı birleştirmiş oldu!

YANDAŞLARIN TEK DOĞRU HABERİ: BIDEN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR ETTİ!

Erdoğan U ya da V dönüşleriyle herkesi şaşırtsa da bazı erken ötenler hariç yandaş medya erbabı hiç yanılmamakta. Çünkü bunların olup biteni değerlendirerek oluşturdukları bir öngörüleri yoktur. Tersine onlar için dün ne derlerse desinler; bugün Erdoğan ne diyorsa gerçek odur, ondan ibarettir! Aslında zirveden hangi karar çıkarsa çıksın yandaş medya için “Erdoğan’ın zaferi” olacaktı! Öyle de oldu.

Nitekim böyle durumlarda en ideolojik yandaş gazete olan Türkiye, çarşamba günü daha zirve bitmeden Erdoğan’ın İsveç “veto”sunu kaldıracağını açıklamasının hemen arkasından kararı manşetinden duyurdu. “İstediğimizi Aldık Vizeyi Verdik” manşetiyle çıkan Türkiye gazetesi, manşetinin altını “Masanın kazananı Türkiye. Savunma yaptırımlarının kalkmasından AB üyeliği ve vize serbestisine kadar bütün taleplerimiz karşılanınca İsveç’in yolunu açtık” diye doldururken manşetini yandan da “Biden Erdoğan’a teşekkür etti?” diye desteklemişti! Ki, diğer yandaş gazete ve TV’ler de Türkiye ile benzer manşet ve haberlerle çıktılar.

Bütün bu hamasetle şişirilen laf kalabalığı içinde tek doğru olan “Biden Erdoğan’a teşekkür etti” haberiydi! Ki bu, aslında masa başında düzülüp konuşulmuş, “Erdoğan’ın zaferi” diye ilan edilen sözde haberlerin tümünü yalanlıyordu!

Burada basitçe soralım: İki kişi arasındaki ilişkide kim kime teşekkür eder; taviz alan taviz verene mi yoksa taviz veren taviz alana mı?

Bu sorunu karşılığı her dilde taviz alan taviz verene. “Zahmet ettiniz, fedakarlık ettiniz teşekkür ederim” der. Taviz veren muhatabının teşekkürüne en fazla “Bir şey değil” der!

Kısacası Biden Erdoğan’dan bir şey aldığı için ona teşekkür etmektedir. Hele de teşekkür eden Biden’sa teşekkürle ne verildiği üstünde daha çok düşünmek gerekmektedir.

Erdoğan da yaptığı basın toplantısında birilerine teşekkür etti: Kendirine iyi ev sahipliği yapan Stoltenberg ve Litvanyalı yetkililere!

EROĞAN’DAN BİR BÜYÜK ‘U+V’ DÖNÜŞÜ!

İsveç’in NATO’ya üyeliğinin gündeme gelmesinden beri Erdoğan İsveç’in üyeliğine itiraz ediyordu. “Ben bu görevde kaldığım sürece” diye başlayan koşullar öne sürerek İsveç’in bu koşulları yerine getirmesini istiyor, aksi halde “veto”yu kaldırmayacağını çok sert sözlerle ifade ediyordu. Erdoğan İsveç’i teröristlere, İslam düşmanlarına yardım ve yataklık etmek, FETÖ ve PKK’ye destek vermekle suçluyor, birtakım listeler vererek “Bu teröristlerin teslim edilmesini” istemekle de kalmıyor, İsveç’in yasaları ve anayasasını değiştirmeyi gerektirecek istekler öne sürüyordu. Bu yüzden de gelişmeleri yorumlayan ciddi yorumcular, Erdoğan’ın İsveç’e “veto”yu en azından şimdilik kaldırmayacağını söylüyorlardı. Elbette ki Sisi, BAE, Suudi Arabistan, Brunson vakaları da “Ben bu görevde oldukça” güvencesine bağlandığı halde söylenilenin tam tersi yapılmıştı. Ama “İsveç vetosu” daha sürdürülebilirdi.

Ama Vilnius’a gitmek için Esenboğa Havalimanına gelen Erdoğan, burada yaptığı basın toplatısında İsveç’e değil ABD ve AB’ye mesaj verdi. Özetle; “Siz bizim AB’ye girmemizin önünü açın, vize serbestisini sağlayın biz de İsveç’in önün açalım” diyerek herkesi şaşırttı! Ama bu açıklamayı yaptığı aynı gün Vilnius’ta Stoltenberg, Erdoğan’ın İsveç vetosunu kaldırdığını, anlaşmanın TBMM’ye sevk edileceğini açıkladı.

Erdoğan’ın bu dönüşüne “U dönüşü” demek yetmezdi. Bu sefer dönüş “U dönüşüne eklenmiş bir V (U’dan da sert bir dönüş) dönüşü”ydü!

Erdoğan’ın AB’ye girmesiyle ilgili talebi karşısında ise Almanya başbakanından Lüksemburg başbakanına AB ülkelerinin yetkilileri, NATO ve AB’nin ayrı mekanizmalar olduğunu, dolayısıyla NATO’da AB ile ilgili bir karar alınamayacağını belirttiler.

Sadece Biden ve Stoltenberg Türkiye’nin AB’ye girmesine destekten söz ederken İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, AB içinde Türkiye’nin taleplerine destek veren bir çizgi izleyeceğini belirtti.

Biden Türkiye’nin ABD’den F-16 vb. konularındaki taleplerini “Türkiye ile birlikte çalışacağız” biçimindeki ABD’nin bir tür “komisyona havale” anlamına gelen klişe formülasyonuyla yanıtladı!

RUSYA ERDOĞAN’I ‘ANLAYIŞLA' KARŞILIYOR AMA…

Tabii söz konusu olan NATO zirvesi olunca “Rusya tepkisi olamadan olmaz” görünse de bu köşede Rusya’nın tepkisine özel bir yer açmayacağız. Ama Rusya, haberi olmadan Türkiye’nin Azov Taburunun 5 komutanını Ukrayna’ya göndermesinden, Erdoğan’ın zirvede “Ukrayna’nın NATO üyeliğini hak ettiği”ni söylemesi, İsveç’in “veto”sunu kaldırması gibi son haftalardaki Türkiye’nin girişimlerinden çok rahatsız olsa da bunları “Anlayışla karşılayacak” kadar zordadır. Öte yandan Batılı finans merkezlerinin kesenin ağzını açmak için Şimşek’in ekonominin başına getirilmiş olmasını yeterli bulmadıklarını gören Erdoğan; NATO’cuların en NATO’cusu olmak, AB ile ilişkileri yeniden ve hızlı biçimde geliştirmek istemektedir.Kısacası Erdoğan, kimilerinin iddia ettiği gibi Kopenhag kriterlerine dönerek, demokratikleşme girişimleri yaparak, TMY ile yönetmekten vazgeçerek değil. Rusya gibi Batılıların da kendisini “anlayışla (sığınmacılar, ucuz emek ve özelleştirme…) karşılayacağı” koşulları zorlayarak!

Ancak tek adam ekonomik bakımdan öylesi biri mecraya sürüklenmiştir ki Erdoğan’ın Biden’dan daha çok “teşekkür alması” gerekecektir!

                                                             /././

Siyaset Bilimci Sezin Öney: İsveç itirazına ekonomik misillemeler gelebilirdi (Birkan Bulut-Evrensel)

Siyaset Bilimci Sezin Öney, “Türkiye, eğer ABD ile ciddi biçimde ters düşmek istemiyorsa, İsveç’e yeşil ışığı yakmak zorundaydı. Ekonomik misilleme gelebilirdi" dedi.


Erdoğan yönetiminin İsveç’in NATO üyeliğine yönelik süren itirazları bir anda bitiverdi. Böylece Sovyetler Birliği’ne karşı bir savaş ittifakı olarak 74 yıl önce kurulan NATO’nun bir kez daha genişlemesinin önünde engel kalmamış oldu. İsveç’in üyeliğine yeşil ışık yakan Erdoğan yönetimi, bu süreçte herhangi bir somut kazanım gösteremedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Önce AB’de önümüzü açın, biz de İsveç’in önünü açalım” şeklindeki cılız ifadeleri ise gerçekçi bulunmuyor.

"ABD YOĞUN BİR ŞEKİLDE BASTIRDI"

Erdoğan yönetiminin İsveç’in NATO üyeliğini kabul etmesini Siyaset Bilimci Sezin Öney gazetemize değerlendirdi. İsveç konusunda geri adımın, Türkiye’nin NATO ile pazarlığın en önemli oyuncusu ABD’nin yoğun biçimde bastırmasıyla geldiğini belirten Öney, “ABD, arka planda o kadar yoğun bir diplomasi trafiği yürüttü ki; Türkiye, eğer ABD ile ciddi biçimde ters düşmek istemiyorsa, İsveç’e yeşil ışığı yakmak zorundaydı. Türkiye’nin şu an ekonomik bakımdan elindeki kartlar o kadar zayıf ki, şu aşamada konuya yönelik tansiyonu yükseltmesi çok zordu. ABD ile ilişkilerin daha da zayıflamasının sonucunda, ekonomik misillemeler gelebilirdi. ABD’nin, Türkiye’ye şu dönemde yatırım yapan ve daha da fazla yapmayı düşünen Körfez ülkeleri ile de arası son derece iyi” dedi. Rusya cephesinde ise Putin’in elinin iktidarı boyunca hiç olmadığı kadar zayıf olduğunu ifade eden Öney, bu noktadan sonra, Türkiye’nin enerji konusundaki zayıflıklarının konu edilebileceğini dile getirdi.

Öney, “Biz daha çok, 180 derece dönüşler görüp; Batı ile ilişkilerin Rusya aleyhine veya tam tersi, lehine kullanıldığı günleri de görürüz. Mesele; Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabinesi, TBMM’de Ak Parti temsiliyeti ve ötesinde Cumhur İttifakı desteğine bağlı. Türkiye’nin geri kalan muhalefetine şu an ‘yok muamelesi’ yapılıyor: ve onlar da, bunu doğrularmışçasına hareket ediyorlar” dedi.

FATURAYI YİNE HALK ÖDEYECEK

Türkiye’nin, bir şey kazanacaksa bunu yazılı mutabakata bağlamak zorunda olduğunu belirten Öney, “İsveç; neredeyse T.C. vatandaşlarına karşı 4’te 1 oranına varan vize ret oranı konusunda hemen bir değişiklik yapıyor mu? Yazılı; tarihlerin olduğu bir mutabakat olmadığı sürece, boş sözlerle karşı karşıyayız. Ekonomik nedenlerle, Erdoğan hükümeti ‘Batı kartını’ kullanır; sonra, döner ‘Rusya kartını’ kullanır. Ceremesini de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çeker. Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakının insafına bırakılmış bir ülke ile karşı karşıyayız. Şu an için-muhalefet bir değişim yapmayı başarmazsa; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kaderi, Erdoğan’a kilitli” diye konuştu.

                                                          /././

İsveç’in NATO üyeliği: Türkiye ekim ayı sinyali verdi, Macaristan da sonbahara erteliyor (Birgün)

Macaristan, Türkiye'nin İsveç’in NATO’ya üyeliğini Ekim'den önce oylamayacağı sinyali vermesinin ardından parlamentoda yapılacak oylamayı sonbahara erteliyor. Macaristan'da İsveç ve Finlandiya'nın NATO katılım protokollerine onay süreci geçen Temmuz ayında başlatılmıştı.

Macaristan, İsveç’in NATO'ya katılımına dair parlamentoda yapılacak oylamayı sonbahara erteleyeceğinin sinyalini verdi.

DW’de yer alan habere göre, özel radyo kanalı InfoRadio'ya bir açıklama yapan Macaristan milletvekili Nemeth, oylamayla ilgili olarak "Eylül ayı ortasında çalışmaya başlayacağız" dedi.

Bu tarihten daha erken harekete geçmeye gerek olmadığını söyleyen Nemeth, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yaz tatiline girdiğine ve sonbaharda yeniden çalışmalarına başlayacağına dikkat çekti.

NATO'ya üye 31 ülkeden sadece Macaristan ve Türkiye İsveç'in üyeliğini parlamentolarında onaylamadı. Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó bu ayın başlarında yaptığı açıklamada Türkiye'nin İsveç konusundaki itirazını kaldırması halinde süreci geciktirmeyeceklerini ifade etmişti.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11-12 Temmuz’da Litvanya’da gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Türkiye’nin itirazının kaldırılacağını söylemişti.

ERDOĞAN EKİM'E İŞARET ETMİŞTİ

İsveç'in NATO'ya katılım protokolünü onaylayacak yerin TBMM olduğunu vurgulayan Erdoğan, onayın Ekim ayına yetişip yetişmeyeceğiyle ilgili bir soruya "Şimdi bizim iki aylık bir meclis tatili var. Tabii Ekim ayında bu tatilden çıkma durumu söz konusu değil. Zira birçok uluslararası sözleşmeler var birçok görüşülmesi gereken yasa önerileri var. Tabii bunların önem sırasına göre bu attığımız adım da burada yerini alacak. Ama mümkün olduğu kadar kısa zamanda bu işi bitirmek hedefimiz" demişti.

MACARİSTAN’DA ONAY SÜRECİ TEMMUZ AYINDA BAŞLAMIŞTI

Macaristan parlamentosunda İsveç ve Finlandiya'nın NATO katılım protokollerine onay süreci geçen Temmuz ayında başlatılmıştı. Finlandiya, Macar ve Türk parlamentolarından onay gelmesinin ardından Nisan ayı başında 31'inci üye olarak NATO'ya katılmıştı.

                                                            /././

Putin: Ukrayna'nın NATO'ya olası üyeliği güvenliğini artırmayacağından eminim (soL)

Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna’nın NATO’ya olası üyeliğinin Rusya’nın güvenliği açısından tehdit yaratacağını söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın olası NATO üyeliğinin Rusya’nın güvenliği açısından tehdit yaratacağını söyleyerek, “Bunun Ukrayna'nın güvenliğini artırmayacağından ve genel olarak dünyayı çok daha savunmasız hale getireceğinden ve uluslararası arenada ek gerginliğe yol açacağından eminim” dedi.

Putin, Rus devlet kanalı Rossiya 24’e yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın olası NATO üyeliği ve 17 Temmuz’da sona erecek tahıl anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ukrayna'nın olası NATO üyeliği

Ukrayna’nın NATO’ya olası üyeliğinin Rusya’nın güvenliği açısından tehdit yaratacağını söyleyen Putin, “Aslında, özel askeri operasyonun nedenlerinden biri de Ukrayna'nın NATO'ya katılma tehdididir” ifadesini kullandı.

NATO üyeliğinin Ukrayna’nın güvenliğine katkı sağlamayacağı düşüncesini paylaşan Putin, “Bunun Ukrayna'nın güvenliğini artırmayacağından ve genel olarak dünyayı çok daha savunmasız hale getireceğinden ve uluslararası arenada ek gerginliğe yol açacağından eminim. Bu nedenle, bunda iyi bir şey görmüyorum” diye konuştu.

Putin, Ukrayna’nın kendi güvenliğini sağlama alma hakkına sahip olduğunu belirterek, “Tek bir sınırlama var. Bir ülkenin güvenliği sağlanırken başka bir ülkenin güvenliği tehlikeye atılmamalıdır. Dolayısıyla şu anda hem NATO'nun hem de G7'nin ilan ettiklerinde bizim için olağan dışı bir şey yok ve bu tür konuların istişare edilmesine de karşı değiliz. Ancak bir kez daha tekrar ediyorum, zorunlu bir koşul olarak Rusya’nın güvenliğinin sağlanması şartıyla” değerlendirmesinde bulundu.

Tahıl anlaşması

Ukrayna tahılının ihracatının sağlanmasına yönelik imzalanan tahıl anlaşmasındaki şartların uygulanmadığına işaret eden Putin, “Birleşmiş Milletler ile yapılan bu anlaşmada Rus çıkarlarının dikkate alınması gereken noktaları vardı. Lojistik, sigorta, ürünlerimizin ödemesiyle ilgili nakit akışı ve diğer birçok nokta. Bunu vurgulamak istiyorum, hiçbir şey yapılmadı. Bu tamamen tek taraflı bir oyun. Ama yetti artık” dedi.

Putin, söz konusu duruma rağmen anlaşmayı kendi iradeleriyle defalarca uzattıklarını ifade etti.

Rusya’nın anlaşmadaki katılımını sonlandırabileceğini kaydeden Putin, “Eğer herkes bize verilen tüm sözlerin yerine getirileceğini yineliyorsa, bırakın bu vaatleri yerine getirsinler. Biz de bu anlaşmaya hemen katılacağız. Önce uzatma, sonra vaatleri yerine getirme seçeneği artık Rusya'ya uygun değil. Önce taahhütlerin yerine getirilmesi öncelikli olsun, ardından da bizim katılımımız gelir” ifadelerini kullandı.

Putin, Birleşmiş Milletler'in Rusya'ya gönderdiği bildirilen mektubu henüz görmediğini, anlaşmanın sona ermesine hala birkaç gün kaldığını ve ne yapacaklarını düşüneceklerini söyledi.

(derleyen: mstfkrc)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

T-24 "Köşebaşı +Gündem" -20 Haziran 2025-

  Belediyelerin öğrenci yurdu açma yetkisi kaldırıldı! Meclis’te kabul edilen yasa ile belediyelerin öğrenci yurdu açma yetkisi kaldırıldı. ...