En büyük gazeteci! (Nazım Alpman-Birgün)
Hıfzı Topuz’un İZTV’de belgeselini çektim, İMC Tv’de, ArtıTv’de programlar yaptım, hakkında pek çok yazı yazdım. Hepsi ayrı bir keyifti benim için… Ama bu yazı öncekilerden farklı:
-Hıfzı Ağabeyi kaybettik!
26 Eylül 2023 Salı sabahı saat: 09.00’da hayata veda ederek gitti. Böylesi durumlarda -nedense- sevenleri ölüm nedenini merak ederler. Hıfzı Topuz’un ölüm nedeni Covit-19 değil! Bunu eşi Ayşe Topuz’a doktorları söylemiş.
Çok yakınında olanlar biliyoruz esas nedenini. 14 ve 28 Mayıs Seçimlerinden sonra Hıfzı Topuz’u hayata bağlayan “umutları” da sönümlenmeye başlamıştı. Yerli televizyon kanallarını izlemeyi bıraktı. Sadece yabancı kanalları izliyordu.
Hıfzı Ağabeyin en büyük arzularından biri kendisiyle yaşıt olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.Yaşını görebilmekti. 25 Ocak 1923 doğumlu olan Topuz Cumhuriyet’in ilanından 10 ay önce dünyaya gelmişti. Mustafa Kemal Atatürk’ü birkaç kez gören şanslı kuşaktandı. Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerden biri olarak son derece parlak bir öğrencilik dönemi yaşadı. Galatasaray Lisesini ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Daha sonra Fransa’ya gitti. Strazburg Üniversitesi’nde gazetecilik alanında doktora yaptı. Türkiye’nin ilk doktoralı gazetecisi olma şerefi onundur. Ama bu “çok önemli” değildir çünkü:
-Hıfzı Topuz Fransa’nın da ilk doktor ünvanlı gazetecisidir!..
Onun hayatı hep “ilk”ler üzerinden ilerledi. Hıfzı Topuz, 1952’de İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurucuları arasında yer aldı ve başkanlık görevinde de bulundu.
Bu dönemin perde arkasını kendisi gibi doktoralı gazeteci olan Atilla Özsever’e şöyle anlatmıştı:
-Sendikanın kuruluş sürecinde, iktidardaki Demokrat Parti (DP) kendi bilgi ve denetimi çerçevesinde bir sendikanın kurulmasını istiyordu. Bu amaçla zamanın İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, bizleri vilayete davet etti. Vali Gökay dedi ki; basınla ilgili yasa çıktı, demokrasinin gereği olarak artık siz de bir sendika kurun. Bize de bilgi verin ama sakın komünistlik yapmayın!”
1960 sonrası Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ismini alacak olan İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın tüzüğünü üç kişi hazırlamıştı: Hıfzı Topuz, İhsan Ada ve Burhan Arpad… Bu üç kişi de Marksist kökenliydi. (Bu bilgiler de Özsever’in.)
Hıfzı Ağabey Paris’te yüksek lisans ve doktora yaptığı yıllarda Unesco’ya girmişti. Özgür Haber Dolaşım Şefi olarak Uluslararası gazetecilik örgütleri arasında mesleki işbirliği, basın ahlakı, gazetecilik eğitimi ve gazetecilerin korunması projelerini yönetmişti. Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de eğitim seminerleri düzenlemişti. Kara Afrika’da kırsal basın projesini oluşturmuştu. Afrikalılar onun bu hizmetlerini unutmadılar. 23 Kasım 2013’te Kongo Demokratik Cumhuriyeti Lubumbashi Üniversitesi “Fahri Doktora” unvanı verdiler.
Hıfzı Ağabey’in meslek kariyeri bir gazeteci için olabilecek en heyecanlı çalışmalarla doludur. Onun özellikle Afrika yılları sinema filmi olacak kadar renklidir. “Elveda Afrika Hoşça kal Paris” adlı kitabı ile birlikte “Kara Afrika” ve “Büyülü Afrika” kitapları birbirinden renkli anılarla doludur.
Hıfzı Topuz, gazetecilik ve iletişim alanındaki çabalarının yanı sıra yazdığı kitaplarla da genç kuşaklara Cumhuriyet tarihini öğretmeye çalışan eserler verdi. Büyük çoğunluğu Remzi Kitabevinden çıkan 51 kitabı bulunuyor.
Hıfzı Topuz uzun yaşamın sırrını da yine Atilla Özsever’e açıklamıştı:
“Daima gençlerle birlikte olup onlarla arkadaşlık yapmak, onların görüşlerine önem vermek, sevgi ve aşkın kıymetini bilmek, sürekli üretmek, etkin bir çaba içinde bulunmak ve entelektüel kapasiteyi geliştirmek, okumak!”
Hıfzı Topuz gerek yaşamıyla, gerekse yaptıkları ve yazdıklarıyla mesleğimizin zirvelerinde dimdik durdu. Hepimize örnek oldu. Bu özellikleriyle de yaşamaya devam edecek. Hem mesleki kıdemi hem de manevi yeri ise hiç değişmeyecek:
-En büyük gazeteci!
/././
Gazetemizin yazarı ‘100 yıllık çınar’ Hıfzı Topuz hayatını kaybetti: Asırlık bilgeye veda (Cumhuriyet)
Türk basınının duayenlerinden, gazeteci ve yazar Hıfzı Topuz, dün İstanbul’da yaşamını yitirdi. Topuz’un ölüm haberini Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) duyurdu.
TGC yayımladığı mesajda, “Uzun yıllar gazeteci ve yazar olarak başarıyla çalışan en kıdemli üyelerimizden önceki Onur Kurulu Başkanımız Sevgili Hıfzı Topuz’u kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne ve basın emekçilerinin örgütlenmesine büyük destek veren Hıfzı Topuz’u hiç unutmayacağız” ifadelerini kullandı. Topuz, gazetemizde ilk olarak 13 Ekim 1962’de, “Dış Meleseler” başlığı altında yazmaya başladı. “Globalleşme Çağında İletişim Sorunu” başlıklı yazı dizisiyle 2006 yılında gazetemize katkı veren Topuz, 14 Temmuz 2019’dan, sağlık nedenlerinden dolayı ara verdiği 17 Ekim 2021’e dek Cumhuriyet gazetesinin “Olaylar ve Görüşler” sayfasındaki “Ayda Bir” başlıklı köşesinde gündemle ilgili yazılarla birlikte anılarını kaleme almıştı. Nâzım Hikmet’i ve dostlarını yakından tanımış olan Hıfzı Topuz, bir de usta şairi anlatan “Hava Kurşun Gibi Ağır” adlı kitap yazdı. Topuz, bu romanda şairin bir yandan uğradığı haksızlıkları, çektiği acıları, yurt özlemini, halkına olan sevgisini, bir yandan da tutkularını, aşklarını, mutluluklarını kaleme aldı.
GAZETECELİKTE TARİH YAZDI
1923 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1947-58 yılları arasında Akşam gazetesinde muhabir, istihbarat şefi, yazıişleri müdürü ve genel yayın müdürü olarak çalıştı, İstanbul Gazeteciler Sendikası başkanlığını yaptı. Strasbourg Üniversitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans (1957-59) ve yine Strasbourg Hukuk Fakültesi’nde gazetecilik doktorası yaptı (1960). Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde, iletişim sektöründe özgür haber dolaşımı şefi olarak çalıştı (1959-1983). Uluslararası gazeteci örgütleri arasında işbirliği, basın ahlakı ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti; Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Kara Afrika’da kırsal basın projesini oluşturdu. Anadolu, İstanbul ve Galatasaray Üniversitesi iletişim fakültelerinde basın, radyo ve TV tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi. TRT’de Genel müdür yardımcısı olarak çalıştı (1974-75). 1993’te BRT İstanbul Radyo ve Televizyon Genel Yayın Koordinatörlüğü yaptı. 1986’da İletişim Araştırmaları Derneği’ni (İLAD) kurdu. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İletişim Komitesi Başkanlığı’nda bulundu. 1997’de İzmir’de Birinci Ulusal Kültür Kongresi’ni, 1998’de de İstanbul’da Kültür Politikaları Sempozyumu’nu düzenledi. Cumhuriyet, Vatan ve Milliyet gazeteleri ile çeşitli dergilerde diziler ve inceleme yazıları yazdı. Anadolu, Galatasaray ve İstanbul üniversitelerinin iletişim fakültelerinde basın, radyo-televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi.
Hıfzı Topuz (sağ başta), Nâzım Hikmet ve arkadaşlarıyla bir arada...Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu başkanlığını yaptı. TGC Balotaj Kurulu’nda çalıştı. Sürekli Basın Kartı taşıyordu. 1998 yılında TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’nü, 1998 yılında Sertel Gazetecilik Vakfı Demokrasi Ödülü’nü, 2003’te TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü, 2007’de “Başın Öne Eğilmesin” adlı romanıyla Orhan Kemal Roman Ödülü’nü, 2017’de Atatürkçü Düşünce Derneği Beşiktaş Şubesi’nin verdiği Aydınlanma Ödülü’nü, 2020 yılında Nâzım Hikmet Dostluk Ödülü’nü, 2021 yılında ÇGD Orhan Koloğlu İnceleme-Araştırma Ödülü’nü aldı. İngilizce ve Fransızca biliyordu. Evli ve bir çocuk sahibiydi. Çeşitli konularda 50’den fazla kitap yayımladı.
‘HEPİMİZİN DÜŞÜNCE ARKADAŞIYDI’
Adnan Özyalçıner de Topuz’un ardından gazetemize şu açıklamalarda bulundu: “Hıfzı Topuz, basınımızın, gazeteciliğin duayenlerinden birisiydi. Hepimizin arkadaşı, dostuydu. Hepimizin düşünce arkadaşıydı. Sürekli olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün serbest kalması, yayılması, güçlenmesi, yasaklara uğramaması için mücadele etti yaşamı boyunca. Çok iyi bir edebiyatçıydı. Çok güzel romanlar, kitaplar yazdı. Türk diline ve Türk edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Hıfzı Topuz bence, hem gazeteci hem edebiyatçı hem yazar hem de aydın olarak hepimizin başının tacıdır. Üzüntümüz çok büyük. Ama yaptıklarıyla da hepimizi gönendirmiştir, sevindirmiştir. Kitaplarıyla da sevindirmeye, aydınlatmaya devam edecektir.”
Hıfzı Topuz (sağda), Yaşar Kemal (solda) ile İsrail’de. (1958)‘USTAMIZ ARAMIZDAN AYRILDI’
Topuz’un ölüm haberi, kültür sanat dünyasını derinden üzdü. Gazetemizin yazarı Prof. Dr. Emre Kongar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Sevgili dostum, değerli gazeteci ve yazar Hıfzı Topuz da aramızdan ayrıldı. Yüz yıllık bir çınardı, Cumhuriyet çınarı! Çok üzgünüm, çok. Yeri doldurulamayacak bir değerdi” ifadelerini kullandı. Sanatçılar da sosyal medyadan şu paylaşımları yaptı:
- Sunay Akın: Hıfzı Topuz ustamız ayrıldı aramızdan… Birbirinden güzel kitapları için sonsuz saygı, sevgi ve minnet duygusuyla…
- Nebil Özgentürk: Bilge insan Hıfzı Topuz’u kaybettik... Bilgeydi, 100 yaşındaydı evet ama daha Galatasaray Lisesi’nde başladı araştırmacılığı, gazeteciliği, aktivistliği, edebiyatçılığı, Unesco-B.M. uzmanlığı tarihçiliği ve tanıklıkları. Hıfzı Abi’ye başvururduk. Güller içinde uyusun...
- Kerem Görsev: Hıfzı Topuz vefat etmiş. Kitaplarını bir çırpıda okurdum , o dönemin hayallerine dalardım. Esentepe Gazeteciler Sitesi Yazarlar Sokaktaki evi çocukluğumun geçtiği yerlerdi Allah rahmet eylesin çok üzüldüm. Değerli bir insanı kaybetti ülkemiz.
- Rutkay Aziz: “Hıfzı Topuz, Nâzım Hikmet’in çok yakın dostuydu. Nâzım Kültür Sanat Vakfı’nın kurucularındandı. Aydınlanmanın en önde gelen hocasıydı. Yazarlığı ve devrimciliği ile öncü bir insandı. Onunla birlikte olmaktan hep gurur duydum. Işıklar içinde uyusun.”
1923 yılında İstanbul'da doğdu. 1942 yılında Galatasaray Lisesi'nden, 1948 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Strasbourg Üniversitesi'nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans (1957-59) ve yine Strasbourg Üniversitesi'nde gazetecilik alanında doktorasını yaptı (1960). 1947-58 yıllarında Akşam gazetesinde önce istihbarat şefi, sonra yazı işleri müdürü olarak çalıştı. İstanbul Gazeteciler Sendikası'nın kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığını yaptı. 1959 yılından 1983 yılına kadar Paris'te UNESCO Genel Merkezi'nde özgür haber dolaşımı şefi olarak çalıştı. Uluslararası gazetecilik örgütleri arasında mesleksel işbirliği, basın ahlakı, gazetecilik eğitimi ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti. Afrika ülkelerinde, Hindistan'da, Filipinler'de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Kara Afrika'da kırsal basın projesini oluşturdu. 1962 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin, o zamanki adıyla Basın-Yayın Yüksek Okulu'nun kuruluşu için, Paris'te Unesco’nun merkezinde ilk projeleri hazırladı. 1974-75 yılları arasında TRT'de radyolardan sorumlu genel müdür yardımcılığı yaptı. 1986'da halen başkanlığını sürdürdüğü İletişim Araştırmaları Derneği'ni (İLAD) kurdu. Vatan, Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleriyle çeşitli dergilerde diziler ve inceleme yazıları yazdı. Anadolu, Galatasaray ve İstanbul üniversitesi iletişim fakültelerinde basın, radyo-televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi.
26 Eylül 2023'te İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 100 yaşında hayatını kaybetti.
Ödülleri
- 1998 Sertel Demokrasi Ödülü.
- 2003 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü
- 2004 Lions Kulüpleri Federasyonu Atatürk Barış Ödülü
- 2005 Osmangazi Üniversitesi Onursal Doktora Ödülü
- 2007 36. Orhan Kemal Roman Armağanı
- 2009 Çağdaş Gazeteciler Derneği Onur Ödülü
- 2012 Yılı Balçova Belediyesi ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Aydınlanma Onur Ödülü
Eserleri
İnceleme - Araştırma
- Fransa'da Gazetecilerin Statüsü ve Asgari Ücret, 1954 (Gazeteciler Sendikası)
- Information Internationale dans la Presse Turque, 1961
- Basın Sözlüğü, 1968 (Gazeteciler Cemiyeti)
- Kara Afrika, 1971 (Milliyet)
- 100 Soruda Basın Tarihi, 1973 (Gerçek)
- Seçim Savaşları, 1977 (Milliyet)
- Uluslararası İletişim, 1984 (Anadolu Üniversitesi)
- İletişimde Karikatür ve Toplum, 1986 (Anadolu Üniversitesi)
- Lumumba, 1987 (Yön)
- Kara Afrika'da İletişim, 1987 (Yön)
- Basında Tekelleşmeler, 1989 (Tüses-İlad)
- Yarının Radyo TV Düzeni, 1990 (Tüses-İlad)
- Türkiye'de Seçim Kampanyaları, 1991 (Tüses-İlad)
- Siyasal Reklamcılık 1991 (Cem)
- Kara Afrika Sanatı, 1992 (Ant)
- Hoşgörü, 1995 (Unesco)
- Başlangıcından Bugüne Kadar Dünya Karikatürü, 1997 (İnkılap)
- Dünyada ve Türkiye'de Kültür Politikaları, 2001 (Doğan)
- Türk Basın Tarihi, 2003 (Remzi)
- Büyülü Afrika, 2018 (Remzi)
Anı
- Konuklar Geçiyor, 1975 (Çağdaş)
- Paris'li Yıllar, 1994 (Bilgi)
- Eski Dostlar, 2000 (Remzi)
- Elveda Afrika, Hoşça Kal Paris, 2005 (Remzi), ISBN 975-14-1023-1
- Fikret Mualla, 2005 (Everest)
- Başın Öne Eğilmesin, Eylül 2006 (Remzi), ISBN 978-975-14-1150-1
- Paris 68, Bir Devrim Denemesi, 2008 (Agora)
- Nişantaşı Anıları, 2009 (Heyamola)
- Bana Atatürk'ü Anlattılar, 2010 (Remzi)
- Gülümseyen Anılar, 2010 (Remzi)
- Ardından Yıllar Geçti (Söyleşi), 2013 (Remzi)
- Paris'te Bir Türk Ressamı, Fikret Mualla 2014 (Remzi)
- Atatürk Sesleniyor, 2016 (Remzi)
- Bir Zamanlar Nişantaşı'nda, 2017 (Remzi)
- Anı ve Mektuplarla Melih Cevdet Anday, 2019 (Remzi)
Roman
- Meyyale, 1998 (Remzi)
- Taif'te Ölüm, 1999 (Remzi)
- Paris'te Son Osmanlılar, 1999 (Remzi)
- Hatice Sultan, 2000 (Remzi)
- Gazi ve Fikriye, 2001 (Remzi)
- Milli Mücadelede Çamlıca'nın Üç Gülü, Kasım 2002 (Remzi), ISBN 975-14-0894-6
- Devrim Yılları, 2004 (Remzi)
- Tavcan, 2005 (Remzi)
- Özgürlüğe Kurşun, 2007 (Remzi)
- Kara Çığlık (2008 - Afrika Barış ve Dostluk Ödülü) (Remzi)
- Abdülmecit; İmparatorluk Çökerken Sarayda 22 Yıl, 2009 (Remzi)
- Hava Kurşun Gibi Ağır; Nazım Romanı, 2011 (Remzi)
- Elbet Sabah Olacaktır, Tevfik Fikret Romanı, 2012 (Remzi)
- Vatanı Sattık Bir Pula; Namık Kemal Romanı, 2013 (Remzi)
- Çılgın ve Özgür; Neyzen Tevfik'in Romanı, 2014 (Remzi)
- Şanlı Kanlı Yıllar, 2017 (Remzi)
- Nevbahar, 2018 (Remzi)
- Paris Sürgünü, 2019 (Remzi)
Öykü
- Gizli Aşklar, 2015 (Remzi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder