17 Ekim 2023 Salı

Koruma altındaki Karacasöğüt Koyu'na inşaat girişimi: Belediye ruhsat verdi, kolluk izledi + Karacasöğüt Limanı 1. derece arkeolojik sit alanı tescil edildi + Yazlık Saray koyu kapattı: Yatlar için yeni liman yapılacak

Koruma altındaki Karacasöğüt Koyu'na inşaat girişimi: Belediye ruhsat verdi, kolluk izledi (soL)

MUÇEV, arkeolojik sit alanı ilan edilen Karacasöğüt Koyu’da Marmaris Belediyesi'nin verdiği ruhsata dayanarak inşaat çalışmasına başladı. Bölge halkı karara tepkili.

Bürokratların şirketi MUÇEV, bir bölümü 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen Muğla Marmaris'teki Karacasöğüt Koyu'nda inşaat faaliyeti yürütmek için hazırlıklara başladı.

İş makinelerini durdurmaya çalışan Marmaris Kent Konseyi üyeleri, bölgeye 3 TIR dolusu inşaat malzemesi getirildiğini duyurdu.

Koruma Bölge Kurulu kararıyla görevlendirilen Jandarma ve Sahil Güvenlik ekipleriyse yaşananlara seyirci kaldı. Taşeron firma itirazlara karşı Marmaris Belediyesi'nin verdiği ruhsatı göstererek, arkeolojik alanı dikkate alan yeni bir proje çizimi yapıldığını söyledi. 

Mahkeme sürecinin devam ettiğini hatırlatan Marmaris Kent Konseyi, Marmaris Belediyesi'ne seslendiği açıklamasında ''Geçmişte davacısı olduğu bir projeye belediyenin ruhsat vermiş olması da ayrıca canımızı acıttı'' ifadelerine yer verdi.

Değişikliğe gidilen plan için yeniden ÇED sürecinin işletilmesi gerektiğini belirten Konsey, emsal olarak marina büyütme projesi için açılan iptal davasını gösterdi:  ''MUÇEV Marina büyütme projesi için ÇED olumlu kararı verilmiş ve bu kararın iptali için dava açmıştık. Dava devam ederken koy içerisinde yer alan tarihi eserler nedeniyle Anıtlar Kurulu proje alanının bir bölümünü de kapsayacak şekilde koyu 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil etti. İlan edilen alanda inşai faaliyet yapılamayacağı bildirilmişti.'' (16/10/2023)

                                                                      /././

Karacasöğüt Limanı 1. derece arkeolojik sit alanı tescil edildi (soL) 

1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen Karacasöğüt Limanı'nında bölgenin dalışa da yasaklanması bekleniyor.

15 Haziran itibariyle Muğla Gökova Körfezinde bulunan Marmaris Karacasöğüt Limanı'nın büyük bölümü Muğla Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edildi. 

Daha önce yapılan su altı arkeoloji dalışları sonucunda önemli arkeolojik kalıntılara rastlanması nedeniyle bölgenin dalışlara yasaklanması ve arkeolojik sit alanı ilan edilmesi gerektiği belirtilmesine ve bu yöndeki mevcut girişimlere ve tüm itirazlara rağmen bakanlık tarafından tescil süreci beklenmeden seçimlerin hemen öncesine rastlayan bir tarihte ÇED olumlu kararı verilmişti. Seçim öncesi yangından mal kaçırır gibi alınan karar seçim sonuçlarıyla birlikte daha bir korunaklı hale gelse de kurulun aldığı bu kararın ardından bölgenin dalışa da yasaklanması bekleniyor.

Kararla birlikte seçim öncesi apar topar alınan ÇED olumlu kararının meşruiyeti de iyiden iyiye sorgulanır hale gelmekle birlikte sürece müdahil olan yerel inisiyatifler ve çevre örgütleri konunun üzerine gitmeye hazırlanıyor. 

ÇED süreçleri tabiat ve kültür varlıklarını korumaktan çok sermayenin insafına terk ediyor. ÇED raporlarında verilen taahhütler iyimser bir çerçeve sunsa da pratikte bu taahhütler işletmelerin doğasına aykırı ve tüm süreçler bu taahhütler üzerinden yürüyor. Üstelik yeterli personel istihdam edilmemesi nedeniyle kurumların denetim mekanizması neredeyse yok denecek kadar kısıtlı. 

Ne olmuştu?

Hali hazırda MUÇEV tarafından işletilen Marmaris Karaca Mahallesi, Söğüt mevkiinde gerçekleştirilmesi planlanan 187 tekne-yat yanaşma yeri kapasiteli ‘‘Yat Yanaşma Yeri Kapasite Artırımı” projesiyle ilgili olarak Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 09 Eylül 2020 tarihinde "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı verilmişti. Bu karara karşı Marmaris Belediyesi tarafından 22 Ekim 2020 tarihinde Muğla İdare Mahkemesi'ne kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talepli dava açılmış, bu kapsamda 28 Mayıs 2021 tarihinde Karacasöğüt iskelesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştı. Marmaris Belediyesi dava dilekçesinde 60 yat bağlama kapasitesine sahip olan iskelenin 187 yat kapasitesine çıkarılmasının ÇED sürecine tabi yat limanları kapsamında incelenmesi gerektiğini belirtmiş, bilirkişi raporu da belediyenin iddialarını teyit eder nitelikte olmuştu. 

Çevre Şehircilik Bakanlığı ile davaya müdahil olan MUÇEV ise dava süreci devam ederken Marmaris Belediyesi'ne inşaat ruhsatı için başvurmuş, Belediye de "evrakların tam olduğu" gerekçesiyle söz konusu ruhsatı verdiğini açıklamıştı. Dava süreci sonunda "ÇED gerekli değildir" kararı iptal edilince ruhsat da yine belediye tarafından iptal edilmişti.

Karacasöğüt’de yaşayan yurttaşlarla Marmaris kent konseyi çevre grubu ve Muğla Çevre Platformu'nun (MUÇEP) takipçisi oldukları konuya dair 30 Mart 2023’te İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı yapılacağı duyurulmuştu. 

25 Nisan 2023 tarihinde gerçekleştirilen İDK toplantısında ise ÇED Raporu'na ilişkin alanın arkeolojik tescil sürecinde olduğu, marina kapasite artışının uygun olmadığı yönündeki itirazlara rağmen ÇED süreci ÇED olumlu kararı verilerek sonlandırılmış, söz konusu karara karşı da çevre örgütleri, vatandaşlar ve Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal davası açılmıştı. 

İnceleme ve değerlendirmeyi yapan işletmeci şirket

İDK toplantısının ilginç olan yanı ise MUÇEV’in, Valilik ve Çevre Şehircilik Bakanlığı temsilcileri ile yönetilen bir şirket olması. Dolayısıyla inceleme ve değerlendirmeyi yapan da işletmeci şirketin kendisi. Türkiye Çevre Koruma Vakfı ile Muğla Valiliği’ne bağlı Muğla’ya Hizmet Vakfı ortaklığında kurulan MUÇEV’e daha önce de sahiller, plajlar, ormanlık alanlar ihalesiz olarak verilmiş, hatta Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından MUÇEV’e devredilen alanlarla ilgili en az 20 dava açılmış, bu konudaki hukuksuzluklar Sayıştay raporlarına yansımıştı. 

Yine aynı alanın yanında Global Marin Sportif Denizcilik Turizm Ve Ticaret Anonim Şirketi adına bir başka proje girişimi daha olmuştu. Söz konusu bölgede yaklaşık 11 dönüm büyüklüğündeki 380 parsel üzerinde global sailing Academy adıyla yelken okulu, 1,5 dönüm büyüklüğündeki 373 parsel üzerinde ise global sailing resort adıyla konaklama faaliyeti yürüten şirketinde kapasite artırımı doğrultusunda başvuru yaptığı haberleri basına yansımıştı.

09 Temmuz 2019 tarihinde geçici ruhsat ile girişilen ve göz yumulan hukuksuz yapılaşma sırasında yelken okulu olarak bildirimde bulunduğu halde yat çekek yeri ve restaurant konaklama hizmeti veren bu işletme, kapasite artışı talebiyle ÇED sürecine başvurmuş ancak önüne 1. derece doğal SİT engeli çıkmıştı. 2016 yılında bölgeye yönelik sit alanı değişikliği önerileri kapsamında bölge "nitelikli doğal koruma alanı" statüsüne düşürülmüş, bu statü bilimsel bir raporla da desteklenmişti. Ancak Global Marin bakanlığa açtığı davayla bilimsel raporla da desteklenen bu statüyü de değiştirmeyi başardı. 

28 Eylül 2022’de Bakanlık sitesinde bu değişim şu şekilde duyurulmuştu:

"1 No.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109/2 Maddesine göre Muğla İli, Marmaris İlçesi, Karaca Mahallesi, Okluk Mevkii-1 Doğal Sit Alanının, Muğla 3. İdare Mahkemesinin E.2020/27-K.2021/897 sayılı kararı doğrultusunda revize tescil işlemi, Bakanlık Makamının 08/09/2022 tarihli ve 4518568 sayılı Olur’u ile 'Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” ve Doğal Sit- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak onaylanmış olup 18/09/2022 tarih ve 31957 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ilan edilmiştir."

Bu değişikliğe paralel olarak şirket tarafından 31 Mart 2021 tarihinde yeni bir ÇED süreci başlatılmış, 03 Şubat 2023 tarihinde ise "ÇED gerekli değildir" kararı verilmişti.

Adrese özel sit değişikliği çevreye duyarlı vatandaşlar tarafından hukuksal bir zemine taşınarak yürütmenin durdurulası ve kararın iptali istenmişti. Hukuki süreç ise halen devam ediyor. 

Yelken okulundan yat yanaşma iskelesine: Kaçak yapılaşmanın ÇED süreci ile aklanması

Proje alanı olan Muğla İli, Marmaris İlçesi, Karaca Mahallesi, Kaleönü Mevkii’nde, Global Marin Sportif Denizcilik Turizm Ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından “Yat Yanaşma İskelesi ve Turizm Konaklama Tesisi projesi” olarak planlanan ÇED alanı içerisindeki güneşlenme ve sportif amaçlı iskeleler için 630 m2 beyanlı yapı kayıt belgesi başvurusu yapılmış. Yapılan başvuruya istinaden de 26 Eylül 2018 tarihli Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmiş. Proje ile 870 m2’ye çıkartılan iskelede 48 adet tekneye (tekne boyu 24 m'ye kadar) hizmet verilmesi planlanıyor. ÇED olumlu kararı sonrası imar planı teklif çalışmaları yapılacağı, plan teklifi ile birlikte onaya sunulacağı belirtilen proje tanıtım dosyasındaki tesisin kapasitesini belirten bölümde ise yapılan hesap kitabın boyutu daha iyi anlaşılabiliyor. 

Proje alanının henüz 1.Derece Doğal sit alanı olduğu bir dönemde bile 3 bin 567 m2'lik kaçak yapı alanına göz yumulmuş.

Proje başvurusunda tekne kapasitesini 30’dan 48’e çıkarmayı hedefleyen firmaya verilen izinlerde ise iskelenin sadece yelken okulu faaliyeti kapsamında kullanılabileceği belirtilmiş.

Normal şartlarda kadastral yolu olmayan her hangi bir taşınmaza mümkün değil yapı izni vermeyen bir mevzuat bile konu sermaye ve serbest girişim olunca devlet bürokrasisi elinde adeta izin belgesi olabiliyor. 
Gelinen noktada, ticari işletmelerin doğal ve arkeolojik sit alanlarında yapılaşma ve tahribatının önünü açan izin süreçleri halk ve STK’lar tarafından sorgulansa da bürokrasideki keyfilik ve yasa tanımazlık çivisi çıkmış bu düzenin normali olmaya devam ediyor.

Acil tedbirler alınması gerekiyor

MUÇEV ve Global Sailing tarafından yapılmak istenen kapasite artırımlı marina projelerine ilişkin fiili ve keyfi idari uygulamalar karşısında kurulun aldığı bu kararın bir etkisi olacak mı sorusu gündeme geliyor.

Sezonun henüz başladığı şu günlerde koyda tespit yapılan alanlarda atılacak çapaların deniz dibi tarihi eserlere zarar verme tehlikesi nedeniyle buna dönük acil tedbirlerin yanı sıra dalış yasağı ile ilgili de ivedi bir karar alınması gerekiyor. 

Doğal ve arkeolojik sit değerlerinin zarar görmesinden endişe eden halk ve sivil toplum örgütleri, tescil kararının bir an önce kamuya açıklanmasını ve talep edilen kapasite artırımları ile ilgili süreçlerin de durdurulması ve iptal edilmesini istiyor.(05/07/2023)

                                                                         /././

Yazlık Saray koyu kapattı: Yatlar için yeni liman yapılacak(Yusuf Yavuz-soL)

Yazlık Saray'ın olduğu bölgede yatlara iskele bulmak 'sorun' oldu: Reis koylara el koydu, millet iskeleye yanaşıp denize giremiyor.

Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Okluk Koyu'nda inşa edilen Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayının bulunduğu bölgeyi yatlar kullanamayınca, koya yakın bölgede bulunan Karacasöğüt iskelesine talep de arttı. Ancak 60 yat bağlama kapasitesine sahip olan bu iskele de taleplere yetersiz kalınca MUÇEV kapasite artışına gitmek istedi. MUÇEV’in yanı sıra aynı koyda bulunan özel işletmeye ait bir başka yat iskelesi için de kapasite artışı isteniyor. Bölgedeki çevre örgütleri ve vatandaşlar antik bir liman olan ve sualtı arkeolojisi açısından önemli kalıntıları barındıran koydaki doğal ve kültürel mirasın daha fazla zarar görmemesi için kapasite artışı projelerinin geri çekilmesini talep ediyor. MUÇEV’in yat limanına dönüştürmek istediği kapasite artışı projesiyle ilgili ÇED sürecinde 25 Nisan’da Ankara’da gerçekleştirilecek İDK toplantısına katılma kararı alan çevre örgütleri, taleplerini ve itirazların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na da iletecek.

Marmaris’e bağlı Karacasöğüt Mahalesi'nde MUÇEV’in işlettiği 100 yat kapasiteli iskelenin 187 yat kapasitesine çıkarılmak istenmesi için hazırlanan proje daha önce yargı tarafından iptal edilmişti. İskele projesi için Eylül 2020’de verilen "ÇED Gerekli Değildir" kararına karşı Marmaris Belediyesi iptal davası açmış, davayı göre Muğla İdare Mahkemesi, alanda yapılan bilirkişi incelemesinin ardından projenin ÇED sürecine tabi olan yat limanları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmederek kararı iptal etmişti. Ardından da proje için verilen ruhsat iptal edilmişti.

ÇED süreci yeniden başlatıldı

Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 30 Mart’ta yayınladığı duyuruda, Karacasöğüt’teki projenin daha da büyütülerek yat limanı kapsamına alındığı ortaya çıktı. Bakanlıktan yapılan duyuruda, “MUÇEV Turizm Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılması planlanan Yat Limanı, Yat ve Tekne Bağlama İskelesi Kapasite artırımı projesi” ile ilgili inceleme ve değerlendirme süreci başladığı belirtilerek 25 Nisan 2023 tarihinde İDK (İnceleme Değerlendirme Komisyonu) toplantısı yapılacağı kaydedildi. Karacasöğüt ve Marmaris’te yaşayan vatandaşlar ve çevre örgütlerinin temsilcileri Ankara’da gerçekleştirilecek olan projeyle ilgili İKD toplantısına katılarak konuyla ilgili çekinceleri ve itirazlarını aktaracak.

İmar affından yararlanıldı

Karacasöğüt’te bulunan ve 1. Derece arkeolojik sit alanı ile 1. Derece doğal sit alanı içerisinde kaçak olarak yapıldığı öne sürülen ikinci bir iskelenin de imar affından yararlandırıldığı kaydedildi. Global Marin adlı özel şirket tarafından kullanılan iskelenin bulunduğu alanda yapılan çalışmalarda, söz konusu iskelenin bulunduğu alanda sualtı arkeolojisi açısından önemli kalıntılar olduğu ortaya çıktı. Alandaki kültür varlıklarının tescil edilerek koruma altına alınması için ilgili kurumlara yapılan başvuruların sonucu beklenirken koydaki doğal ve kültürel varlıkları tehdit edecek daha büyük bir yapılaşmaya gidilecek olması yöre halkının tepkisini çekiyor.

SİT alanının statüsü değiştirildi

Karacasöğüt’teki koyda geçici ruhsat ile yat çekek yeri ve restoran hizmeti veren firma, 2016 yılında yapılaşmaya engel olan alanın sit statüsünün değiştirilmesi talebiyle girişimde bulundu. ‘Bilimsel’ raporlar ile de desteklenen hukuki girişimin ardından Eylül 2022’de firmanın talebi yerine getirildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 28 Eylül 2022 tarihinde yaptığı duyuruda, söz konusu alanın 1. Derece doğal sit statüsünün Muğla 3.  İdare Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda revize edilerek tescil işlemi yapıldığını kaydetti. Bakanlık oluruyla 1. Derece doğal sit alanının bir kısmının, düşük yoğunluklu yapılaşmaya izin verilebilen ‘Nitelikli Doğal Koruma Alanı’, bir kısmının ise Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’  olarak onaylandığı belirtilen duyuruda, söz konusu değişiklikle ilgili kararın 19 Eylül 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak ilan edildiği kaydedildi.

İkinci iskeleye de 'ÇED Gerekli Değildir' kararı verildi

Sit değişikliği talebiyle ilgili yargı süreci devam ederken söz konusu firma 31 Mart 2021’de projeyle ilgili yeni bir ÇED süreci başlatırken, yargı kararının ardından 3 Şubat 2023 tarihinde ise projeyle ilgili "ÇED Gerekli Değildir" kararı verildi.

Vatandaşlar iptal davası açtı

Sürecin hukuksuz olduğunu savunan bölgede yaşayan vatandaşlar, “adrese teslim sit değişikliği” olarak yorumladıkları kararın iptali için dava açtı. Konuyla ilgili yargı süreci devam ederken korunan alandaki kaçak yapılaşmanın ÇED süreci ile aklanmaya çalışıldığını savunan STK’ların verdiği bilgiye göre söz konusu proje kapsamında Global Marin Sportif Denizcilik Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından Yat Yanaşma İskelesi ve Turizm Konaklama Tesisi yapılması planlanıyor. ÇED alanı içerisinde bulunan 630 metrekarelik alanda güneşlenme ve sportif amaçlı kullanılan iskeleler için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 26 Eylül 2018 tarihinde yapı kayıt belgesi verildi. Yeni proje ile mevcutta kullanılan iskele alanının, 48 yata hizmet verecek şekilde 870 metrekareye çıkartılması planlanıyor.

Korunan alanlarda yapılaşmanın önü açılıyor

Alanın koruma statüsünün 1. derece doğal sit alanı olduğu dönemde 5567 metrekarelik alanda kaçak yapılaşmaya göz yumulduğuna dikkati çeken bölgedeki STK temsilcileri, “ÇED kararının alınmasından sonra imar planı teklif çalışmaları gerçekleştirilecek olup, imar plan teklifi onaya sunulacağı belirtilen başvuruda 30 tekne kapasitesini 48’e çıkarmayı hedefleyen firmaya verilen izinlerde sadece yelken okulu olarak iskelenin kullanılabileceği belirtilmekte. Gelinen noktada ticari işletmenin doğal ve arkeolojik sit alanında yapılaşmasının önünü açan izin süreçlerinin halk ve STK’lar tarafından sorgulaması devam etmektedir.” diyor.

Antik liman olan koy dalışa kapatılmalı

Bölge halkı ve çevre örgütleri, yapılmak istenen iskele ve marina projelerinin Karacasöğüt’ü bitireceğini savunuyor. Bu girişimleri hukuki yollarla engelleme kararı alan çevre örgütleri, koydaki kültür varlıklarının tescil edilerek koruma altına alınması gerektiğini kaydediyor. Sezon başlamadan önce koyda tespiti yapılan sualtı arkeolojisi açısından önemi olan tarihi kalıntıların olduğu bölgenin dalışa kapatılması gerektiğini belirten çevre örgütleri, ayrıca yatlardan atılacak çapaların da kalıntılara zarar verebileceğine dikkati çekiyor. Bir yandan MUÇEV, diğer yandan ise özel bir firmanın kapasite artışına gitmesiyle korunan alan statüsündeki Karacasöğüt’teki koy olağanüstü bir ziyaretçi baskısıyla karşı karşıya kalacak. Yeni oluşturulacak ticari alanlar ile antik liman olarak bilinen koy ve çevresindeki doğal ve kültürel mirasın daha fazla zarar görmesini istemeyen çevre örgütleri, marina ve yat iskelesiyle ilgili kapasite artırımı süreçlerinin durdurulmasını talep ediyor.

Eski cumhurbaşkanı danışmanı da tepki gösterdi

Özal döneminde Okluk Koyundaki Cumhurbaşkanlığı yazlık konutunun yapılmasına öncülük eden ancak bu mütevazı konutun yıkılarak devasa bir alanda yazlık saray inşa edilmesine sert eleştirilerde bulunan Özal’ın çevre ve turizm konularındaki danışmanlarından gazeteci Can Pulak da Karacasöğüt’teki koyun korunmasını talep ediyor. Pulak, koydaki iskelelerin yat limanına dönüşmesiyle ilgili ÇED süreçleri başladığı dönemde kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer vermişti:

“MUÇEV skandalı yetmiyormuş gibi, şimdi bir de Türkiye’nin en modern, en disiplinli ve donanımlı Global Sailing yelken okulu da, karşı kıyı iskele talebinde bulunmuş. Global Sailing keşke sadece yelken okulu olarak kalabilse, MUÇEV gibi marinacılığa soyunmasa, alanını daha da büyütüp yeni sorunlara yol açmasa, daha iyi olur gibime geliyor. Çünkü Global Sailing gerçekten Türkiye’nin iftihar edeceği ve örneğine Avrupa’da da kolay rastlanmayacak bir yelken okulumuz. O nedenle önüne tekne bağlama, bu yolla para kazanma, yunus rehabilitasyon hikayesine sığınma işlerinden vazgeçmeli. Büyümeye çalıştıkça, o güzelim okula da zarar verebilirler.

Karacasöğüt’ün o muhteşem koyunu koruyalım. Ayrıca koyu yeni baştan disipline edelim. Mevcut 40-50 teknelik bağlama yerini büyütmeyelim. Onun dışında özel teknelerin ağaçlara bağlanmasına, koyun ortasına demirleyip trafiği engellemesine mani olalım. Bu arada balıkçılarımızı da düşünelim, onların kayıklarının bağlanabileceği 10 teknelik bir yeri planlayalım. Gerisine dokunmayalım. Bu düzenlemeyi Muğla Büyükşehir Belediyesi mi, Marmaris Belediyesi mi yapmalı ve gelirini köy muhtarlığına mı bırakmalı? Bir şeyler yapmak lazım, hem de zaman kaybetmeden.”

MUÇEV’in projesi yaklaşık 43 metrekarelik alanı alanı kapsayacak

MUÇEV’in koydaki iskeleyi yat limanına dönüştürecek projesi, 4.880,75 metrekare iskele alanı, 38.013,11 metrekare de denizalanı olmak üzere 42.893,86 metrekarelik alanı kapsayacak. Proje kapsamında 426 metrekarelik mevcut yüzer iskeleye yapılacak ilavelerle 1329 metrekareye çıkarılacak. Mevcut durumda 100 yat ve tekneye hizmet veren iskelenin 187 yat için hizmet verecek hale getirilmesi planlanıyor.

'Cumhurbaşkanı ve misafirleri burada tatil yapacaklar'

Bölgedeki gelişmeleri yakından izleyen Can Pulak, Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayının inşa edildiği günlerde Okluk Koyunun teknelere kapatılacağı konusunda uyarılarda bulunmuş, bölgede alınan güvenlik önlemlerine dikkat çekmişti:

“Gökova’da halk arasında İngiliz Limanı diye bilinen koy, halka ve turizme kapatıldı. Okluk’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi yüzünden hem turizme büyük zarar verildi, hem de deniz tutkunlarına ve yat sahiplerine inanılmaz zorluklar çıkarıldı. Karacasöğüt köyü, Buzağıotu Mahallesi ve Mal Deresi sakinleri bir yıldan fazladır ki, Cumhurbaşkanına yapılan yazlık yüzünden mağdur oldular, çile çektiler. Yolları ve ormanları perişan edildi. Marmaris’e ulaşım, çocukların okula gidiş-gelişi ve çiftçilerin ürünlerini ilçe pazarına götürmesi hayli zahmetli hale getirildi. Yolların gereksiz büyütülmesine, kuru derelerin ıslahına, yapılan binalara ve sahil düzenlemesine çok büyük paralar döküldü. Ne o, Cumhurbaşkanı ve misafirleri burada tatil yapacaklar.” (08/04/2023)

                               Okluk Koyunda inşa edilen Cumhurbaşkanlığı yazlık sarayı uydu görünümü

İki ayrı yat limanı yapılmak istenen Söğüt iskelesi






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder