19 Ekim 2023 Perşembe

Yılanların Öcü romanının sinema hikayesi - Tahir ŞİLKAN / EVRENSEL

 

Tahir Şilkan, Fakir Baykurt'un Yılanların Öcü romanının sinemaya uyarlanma sürecinde yaşananları yazdı.

Fakir Baykurt’un 1958 yılında, Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Roman Armağanı’nı kazanan ilk romanı Yılanların Öcü iki kez sinemaya uyarlanır. Yılanların Öcü’nün ilk sinema uyarlaması SANSÜR nedeniyle uzun bir sürece yayılır. Nusret İkbal’in sahibi olduğu BE-YA film şirketi adına Yönetmen Metin Erksan tarafından sinemaya uyarlanan Yılanların Öcü filmi, aylarca Sansür Kurulunda incelenir. Sansür Kurulu filmden bazı sahnelerin çıkarılmasını, bazı sahnelerin de değiştirilmesini ister. Sansür Kurulunun yapılmasını istediği değişikliklerin çokluğu nedeniyle Yön dergisi “Sansür film çeviriyor!” diye yazacaktır.

SANSÜR KURULU FİLM ÇEVİRİYOR

Gerçekten de Sansür Kurulunun filmde değiştirilmesini istediği konuşma ve sahnelere bakınca, Yön dergisinin yazdıklarının hiç de abartma olmadığı anlaşılıyor. Sansürün isteklerinin bazılarını görünce, bu daha iyi anlaşılacaktır:

*Irazca’nın söylediği “Yılanlar kadar olamadınız. Yılan yılanken öcünü bırakmazken, insan öcünü yerde bırakmaz. Elinden gelen, gelmeyeni yapar. Biz de yaparız.”* Muhtarın Haceli’ye söylediği “Padişah cellatları” ibaresinden “Padişah” sözünün,* Kerpiç kırımına giderken Haceli’nin söylediği “Askeriyenin gece talimi gibi” sözünün,* Filmde tekrarlanan “köylü milleti” ibaresinden “millet” kelimesinin, halkımız arasında bir ayrım varmış izlenimi uyandırdığından, çıkarılması,* Beline taş atılmak suretiyle çocuğu düşürülmüş Haçça’nın tedavisi için getirilmiş sağlık memurunun kendisine sorulan sorular karşısında verdiği yanıtlar tarafsız olarak ve her vatandaş gibi böyle durumlarda kanun yoluna baş vurma hakkına sahip olduğu fikrini telkin etmesi gerekirken, bunu yapmadığından, bu sahnedeki yanıtın buna göre değiştirilmesi, olmadığı takdirde sahnenin çıkarılması,*Irazca, oğlu ve gelininin yapılanları şikayet etmek için yola çıktıkları sahnenin, filmin son sahnesi olmaması; şikayet üzerine savcının bir müzekkere ile Haceli ve muhtarı suçlu bularak celbettirmesi, savcının Irazca ve Kara Bayram’ın haklarını kendi kendilerine almaya kalkışmalarını suç sayıp haklarında kanuni takibat yapacağını açıklaması, Haceli ve muhtarın suçlarından dolayı haklarında takibat yaptığını gösteren konuşma ve sahnelerin filme eklenmesi...

                                                           ***

Sansür Kurulu, senarist ve yönetmenliğe soyunuyor ve görüldüğü gibi filmin finalini yeniden yazıyor. Bir kısmını aktardığım Sansür Kurulu raporunun sonuç bölümünde şu karara varıldığı belirtilir: “Yukarıda belirtilen bazı hususlar senaryoda mevcut olmakla beraber bunların filme aktarılması halinde, aile kutsiyetini sarsıcı ve cemiyet nizamını bozabilecek, suça tahrik ve teşvik edecek, dini akidelerimizi rencide eyleyecek sahnelerin var olduğu görüldüğünden, gerekli değişikliklerin yapılması, yine izah edildiği üzere filme bazı sahnelerin ilave edilmesinden sonra filmin tekrar görülmesinden sonra filmin uygun görüldüğüne oy birliğiyle karar verilmiştir.”

                                                           ***

Yılanların Öcü filminin sansüre takılması haftalarca, aylarca sürer. İçişleri bakanının Sansür Kurulu ile birlikte filmi izlemesinden de sonuç çıkmaz. Bakan, “Sansür kurulu karar versin” diyerek inisiyatif almaktan çekinir. Gazetelerde, Mecliste tartışmalar devam eder.

Fakir Baykurt, filmden sözcük çıkarılmasına razı olmadığını söylerken, bir yandan da Filmin Yapımcısı Nusret İkbal’in Metin Erksan’ı ikna ederek ödün verilmesine yol açacağından kuşkulanmaktadır. Bu kaygısını öğrenen Yapımcı Nusret İkbal, Baykurt’u rahatlatır, “Ödün söz konusu olamaz! Yılanların Öcü’nün özgünlüğünü bozacak çıkarmalara yönelmeyiz, korkma!” der.

CEMAL GÜRSEL FİLMİ İZLİYOR

Fakir Baykurt, anılarında, bir gün ilköğretim müfettişi olarak çalıştığı milli eğitim müdürlüğündeki görevinde iken “Ne var ne yok” diye telefon ettiği Mustafa Ekmekçi’nin, “Lan oğlum nerdesin?” diye bağırdığını ve “Lan oğlum, seni Köşk’ten arıyorlar! Vakit yitirme, hemen git!” dediğini yazıyor. Kendisinin de “Dur bakalım adı güzel Mustafa, hemen öyle Köşk’e gidilir mi? Ne istiyorlar!” demesi üzerine, Mustafa Ekmekçi’nin, “Deliye bak! Lan oğlum haberin yok mu? Ankara kaynıyor. Cemal Gürsel Paşa filmi istiyor! Şirkete telefon edildi, film bulundu ama sen bulunamadın! Cemal Gürsel Paşa filmle birlikte seni de istiyor!” demiştir.

                                                       ***                                                  

Mustafa Ekmekçi aracılığıyla Köşk’e telefon edip, kendisiyle birlikte filmin yapımcısı ve yönetmeninin de gelip gelemeyeceği sorulur, Köşk’ten onların da gelebileceği, bu akşam saat 8’de Köşk’te olmaları gerektiği bildirilir. Köşkte sinema filminin gösterileceği bir göstergeç olduğunu öğrenmişlerdir. Akşam yemeğini peynir ekmek ve birer gazozla geçiştirip Köşk’e tam zamanında giderler.

Kendilerini karşılayan yaver, “Paşa Hazretleri bu akşam filmi izlemek istiyorlar. Çok iyi gürültü kopardınız haa!” der. Fakir Baykurt’un yanıtı şöyle olur: “Cumhurbaşkanı gün görmüş insan, yan tutmadan görüşünü söyler sanırım!”

                                                    ***

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel salona girince Fakir Baykurt’u yanına çağırır. Saygıyla elini sıkıp çekilen Fakir Baykurt, anılarında Paşa’nın önüne küçük bir sehpa, sehpanın üstüne de iki bardak, bardaklardan birine su, diğerine rakı konulduğunu ve Cemal Gürsel’in bir işaretiyle filmin gösteriminin başladığını anlatır. Cemal Gürsel’in, yanında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Nasır Zeytinoğlu ve Senatör Osman Köksal’la birlikte filmi sonuna kadar izlediğini, filmin gösterimi bittiğinde Paşa’nın yeniden kendisini çağırdığını söyler.

Kafasında olumlu-olumsuz tedirgin düşüncelerle Cemal Gürsel’in yanına gittiğinde, elini uzattığını, elini alıp sıktığını ancak Paşa’nın elini bırakmayıp; “Teşekkür ederim, vatana hizmet ettiniz Baykurt! Kalpten tebrik ederim; beğendim. Güzel olmuş. Daha önce romanı Senatör Sami Küçük’e incelettim. Geniş açıklamalarını dinledim. Olanları da biliyorum. Çalışmalarınızı sürdürün...” dediğini anlatır.

CEMAL GÜRSEL’İN TARİHE GEÇEN DEĞERLENDİRMESİ

Cemal Gürsel, sonra salona geçildiğinde Fakir Baykurt’u yanına oturtarak sohbet eder. Bu sohbet sırasında Cemal Gürsel’in söylediği sözler Cumhurbaşkanının ülkede yaşanan gelişmeleri çok iyi izlediğini gözler önüne serer. “Bu yapıt için çok tartışma oldu. Zararlıdır, yararlıdır, çok konuşuldu. Ama ben zararlı bir şey görmedim. Gerçeğin bize kapalı yönlerini yansıtıyor. Köylerimiz gerçekten böyledir. Hatta siz biraz cilalamışsınız. Filmde kimse yamalı, yırtık değil. Artistler gürbüz, şişman, besili besili kimseler. Gerçek sizin gösterdiğinizden daha acıdır. Evet acıdır. Ama ne yapalım ki böyledir. Bir milletin yirmi milyonu bu durumda kalamaz. Yirmi milyonu sefillik içinde olunca öbürlerinin mutluluğundan söz edilemez. Kanımca bu gerçekten kaçınmak değil, tam tersine üstüne varmak gerekir. Gerçeği olduğu gibi görmek, sonra da düzeltmek gerekir. Bizde özellikle köy konusunda aydınlar bağnazdır. Yurt gerçekleri söylendiği zaman bağırır çağırırlar. Bunları dinleyip gerçeği göstermekten geri kalırsak, köy alemi kabuğuna çekilir, sefillik ve cahillik içinde kurur. Dertlerin çözümü bulunamaz. Çözümün ilk adımı gerçeğin gösterilmesidir. Bu yüzden hizmetiniz büyüktür. Millet bu filmi görmelidir...”

                                                    ***

Cemal Gürsel’in sözlerinin gazetelerde çıkmasından sonra Sansür Kurulu bu kez susar. Son Havadis, Tercüman, Yeni İstanbul gazetelerinde “Yılanlar Çankaya’da”, “Yılanlar tırmanıyor” haber ve karikatürleri yayımlanırken, Arif Nihat Asya, “Yılanlar kendilerine Şahmaran arıyor” diye yazar. Fakir Baykurt, bu söz üzerine, “Bir şairin böyle düşüneceğini sanmazdım. Ama şair var, şair var” diyerek düşüncesini ortaya koyar.

Yılanların Öcü filmi için yapılan afişte Cemal Gürsel’in “Bu filmi çekmekle vatana hizmet ettiniz!” sözü yazılıdır. Sonunda, sansür yenilir. Yılanların Öcü, Ankara’da beş, tüm yurtta iki yüz sinemada gösterime girer. Birçok sinemada olaylar çıkar. Ama Yılanların Öcü filmine ilgi büyük olur.

Tahir ŞİLKAN / EVRENSEL     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder