Utanç sürüyor: ‘Büyük İnsanlık’ kitabında Nâzım’ın dizelerine YKY engeli (Burcu Günüşen - soL/Özel)
Türkiye’de işçilerin yaşam koşullarını anlatan “Büyük İnsanlık” kitabına Nâzım Hikmet’in şiirinin girmesi Yapı Kredi Yayınları tarafından telif gerekçesiyle engellendi.Komünist şair Nâzım Hikmet’in eserlerinin telif hakkının Koç Holding’e ait Yapı Kredi Yayınları’nın (YKY) elinde olması utancı sürüyor.
Türkiye’de farklı sektörlerden işçilerin yaşam koşullarını belgesel niteliğinde bir tanıklıkla anlatan “Büyük İnsanlık - Türkiye'nin gerçek sahiplerinin, işçilerin hikayesi” kitabına Nâzım Hikmet’in dizeleri YKY’nin izin vermemesi nedeniyle giremedi.
Gazeteci-yazar Gülşen İşeri’nin “Büyük İnsanlık” adlı kitabı İnkılap Kitabevi tarafından bu ay yayımlandı. İşeri, kitabında okuru maden işçileri, tersane işçileri, inşaat işçileri, mevsimlik işçiler, geri dönüşüm işçileri ve kot taşlama işçileriyle yapılan söyleşilerle işçilerin hikayelerine doğru yolculuğa çıkarıyor. Gürcan Öztürk’ün fotoğraflarını çektiği "Büyük İnsanlık”ta, Zonguldak kömür madeninden Tuzla tersanesine, Ordu’daki fındık tarlalarından Diyarbakır sokaklarına, geri dönüşümden inşaata işçilerin yaşamından fotoğraflar da yer alıyor. 2018'den beri süren bir emeğin ürünü olan kitabın bir belgesel filme dönüşmesi içinse çalışmalar devam ediyor.
İşeri kitabın ismini Zülfü Livaneli’nin önerisiyle, Nâzım Hikmet’in “Büyük İnsanlık” şiiirinden aldığını belirtti. Ancak o şiirden tek bir dizeyi bile kullanmasına YKY tarafından izin verilmedi.
YKY ile yazışmalarında telifsiz tek bir dizenin bile kullanılmasına izin verilmeyeceğinin söylendiğini aktaran İşeri, buna tepki olarak da telif ödemeyi reddederek şiire kitabında yer veremediğini anlattı.
'Nâzım Hikmet'in 'Büyük İnsanlık' şiirini işçilerle ilgili bir kitaba koymak istiyorum, YKY 'hayır' diyor!'
Zamanında Nâzım’ı “vatan haini” ilan eden zihniyetin şimdi ondan para kazandığını belirten İşeri YKY ile yaptığı yazışmaları şöyle anlattı:
“İsmi Zülfü Livaneli önerdi. Büyük İnsanlık Nâzım Hikmet’in şiiri, Livaneli bestelemişti. Ben YKY’den izin istedim, onlar da ‘telife tabidir, telif ödememiz gerekiyor' dediler şiirin tamamı için.
'Bir dörtlüğü kullanacağım için ödemeyeceğim’ dedim. Onlar da hiçbir şekilde tek satırını bile kullanamayacağımı söylediler.
Mesele burada şu: Bu maddi değil manevi bir şey. Çünkü işçilerle ilgili bir kitaba Nâzım Hikmet’in işçilerle ilgili yazdığı şiiri koymak kadar anlamlı bir şey yok benim için. Çünkü kitap onun ‘Büyük İnsanlık’ adlı şiirinin adını taşıyor. Dolayısıyla da bunu kabul etmiyorum.
Zamanında vatan haini ilan eden zihniyet bugün ondan para kazanıyor. Şiiri kitaba koyamadım. Çok yazık, çok üzücü. Nâzım Hikmet yaşamış olsaydı böyle olmazdı, böyle davranmazdı. Çünkü ben toplumsal gerçekliği anlattığım bir kitap yazıyorum, bir saha çalışması yapıyorum, Nâzım Hikmet’in ‘Büyük insanlık’ şiirini işçilerle ilgili bir kitaba koymak istiyorum, 'hayır' diyor. Ki Yapı Kredi diyor bunu! Çok yazık. Yani Yapı Kredi’ye yazık demiyorum. Bu zihniyetin ondan para kazanıp bu sistemin, nasıl diyeyim o çarkların içinde olmayan bir adamın adına karar vermeleri beni üzüyor. O yüzden reddettim telif ödemeyi, 3 kuruş 5 kuruş hiç fark etmez.”
Kitaba giremeyen şiir
Kitaba giremeyen Nâzım'ın "Büyük İnsanlık" şiiri:
BÜYÜK İNSANLIK
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
tirende üçüncü mevki
şosede yayan
büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir
kırkında ölür
büyük insanlık.
Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
pirinç de öyle
şeker de öyle
kumaş da öyle
kitap da öyle
büyük insanlıktan başka herkese yeter.
Büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener
penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
umutsuz yaşanmıyor.
'Bu kitap, artık uğruna ölmesinler diye hazırlandı'
İşeri'nin "Büyük İnsanlık" kitabının arka kapak yazısından:
"Bugün kaç işçi öldü dünyada?
Peki ya Türkiye’de?
Onlar bazıları için sadece günlük, aylık ve yıllık olarak ortalamaları alınan birer sayı. Oysa onların birer hayatları vardı, sevdikleri, geride bıraktıkları, uğruna öldükleri. Ve yazık ki uğruna ölmeye devam edecekleri…
Bu kitap, artık uğruna ölmesinler diye hazırlandı. İş ve işçi güvenliği sağlansın, 3 kuruş için hayatlar harcanmasın diye çıkıldı yola. Kimi zaman Zonguldak oldu yolun sonu, kimi zaman Diyarbakır, kimi zaman Ordu. Hikâye her yerde aynıydı. Bir işçi, bir mecburiyet, bir ölüm…
Kimi ailesine bakmak için yerin dibine inmek, kimi metrelerce yükseklere çıkmak, kimi zehir solumak zorunda. Yerler farklı olsa da her biri ölümün kıyısında. Ve sordu bir işçi daha, 'Ölüm hep bana mı düşer usta?'
Büyük İnsanlık, zincirlerinden başka kaybedecekleri hiçbir şey olmayanların hikâyesi…"
Günümüz Türkiyesi'nden Büyük İnsanlık manzaraları, kitapta Gürcan Öztürk'ün fotoğraflarıyla yer alıyor:
YKY daha önce de Nâzım'ı sansürlemişti
Nâzım Hikmet'in "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim" adlı eserinin Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından piyasaya sunulan içeriğinde bir dizi sansür olduğu ortaya çıkmıştı. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, sansür konusunda yapılan çalışmayı ortaya koyarken, YKY'yi sorgulamıştı.(https://youtu.be/_YkMyl4RUB4)
Opel Nâzım'ın dizelerini bozarak reklam sloganı yapmıştı
Öte yandan Nâzım'ın telif haklarını Koç Holding'e bağlı bir yayınevinin elinde bulundurmasına karşı mücadele sürerken çokuluslu bir sermaye grubunun da komünist şairin dizelerini bozarak reklam sloganı yapmasına tepkiler halen hafızalarda.
2016 yılında Hürriyet gazetesinde çıkan Opel reklamında Nâzım Hikmet'in "Güzel günler göreceğiz çocuklar" dizeleri bozularak "Dizel günler göreceğiz" şeklinde kullanılmıştı. Dönemin Komünist Parti Merkez Komitesi sözkonusu reklama ve YKY'ye sert tepki göstermişti: "Gerçek ortada: Komünist şairimizin mirası banka hesaplarında, kasalarda saklanamaz. Bu miras komünistlerin akıl ve emeği ile kalıcı kılınacaktır."
/././
Komünist Parti'den Nâzım'lı 'Opel' reklamına sert tepki: O reklamlar derhal kaldırılacak!(soL)
Opel'in Hürriyet gazetesinde yer alan "dizel günler göreceğiz" şeklindeki reklamına Komünist Parti'den sert tepki geldi. Komünist Parti açıklamasında "Çok kesin olarak uyarıyoruz. O reklamlar derhal kaldırılacak. Şairden, varlığını, emeğini, aklını ve yaşamını adadığı işçi sınıfından ve dünya halklarından, tüm varlığı ile parçası olduğu komünist hareketten özür dilenecek…Hürriyet gazetesinin manşet sayfasında yer alan Opel reklamında, Nâzım Hikmet'in "güzel günler göreceğiz" dizeleri "dizel günler göreceğiz" şeklinde değiştirilerek kullanıldı.
Komünist Parti'den reklama sert tepki gelirken "Nâzım'ın mirası bankada saklanmaz" denildi.
Açıklama şöyle:
NÂZIM'IN MİRASI BANKADA SAKLANMAZ
Opel'in komünist şairin dizelerini bozarak yaptığı reklam derhal kaldırılacak. Ve sermaye memurları bu terbiyesizlik için özür dileyecek.
Nâzım Hikmet'in şiirlerinin Türkiye'nin ve dünyanın emekçilerine ait olduğunu, bunun dışında hiçbir miras hakkının tanınamayacağını onyıllardır söylüyoruz.
Yapı Kredi Yayınları'nın "telif hakkını" elinde tutmasının kabul edilebilir olmadığını söyledik. 2002 yılında şairin şiirlerinden oluşan bir derlemeyi Türkiye Komünist Partisi olarak bastık. Sermayenin haddini bilmezliğini, kendisini Nâzım'ın maddi ve manevi mirasçıları arasında görenlerin aymazlığının kabul edilemez olduğunu anlattık. Nâzım’ın politik ve sanatsal mirasının tarihe kazınmış sahibi ve koruyucusu olarak komünistlerin, bu çelişkiye boyun eğmeyeceğini bildirdik.
Şimdi, bir emperyalist sermaye grubu şairin belki de en çok bilinen ve şüphesiz en umutlu, en güzel dizesini reklam malzemesi haline getiriyor.
Bunu yaparken, işçi sınıfı ve dünyanın emekçi halklarına ait olan bu dizeyi çalarken, bir de örseliyor, bozuyor, kırıp, parçalıyor.
"Dizel günler göreceğiz" pisliğini ortaya saçan herkese gününü göstermek ülkemizin işçi sınıfı partisi olarak boynumuzun borcudur.
Bununla yetinmek de doğru olmaz, Nâzım'ın eserlerini bir mülkiyet hukuku konusu yapan zihniyetle bir kez daha hesaplaşılmalıdır. Şairlerin, yazarların eserleri yağmalanırken, telif hukuku sorununu, yazın emeğinin karşılığını alabilmesi sorununu, Nâzım'ın mirasyedilerinin mülkiyet sorunu ile karıştıranlar tekrar sorguya alınmalıdır.
Ve mutlaka sorulmalıdır: Neredeyse okullarında şiir dinletisi yapan çocukların bile kendisinden izin almasını bekleyen telif (!) sahibi sermaye borazanı kuruluş, Opel'in bu zevzekliğine, bu haddini bilmez sermaye yağmacılığına yazılı bir izinle onay vermiş midir? Nâzım'ın şiir mirasını peşkeş çekip para talep etmiş midir?
Aksi durumda şiirlerinin her kullanılışında avukatlarını ortaya salanlar "böylece şairin reklam ajanslarına satılacak bir meta haline gelmesine kapı açılır" diye düşünerek sevinmiş midir?
YKY'den "adım atmasını" beklemiyoruz. "Opel'e biz satmadık, dava açıp para isteyeceğiz" diyecek olurlarsa bunu sadece alçaklığın boyutlanması olarak görürüz.
Gerçek ortada: Komünist şairimizin mirası banka hesaplarında, kasalarda saklanamaz. Bu miras komünistlerin akıl ve emeği ile kalıcı kılınacaktır.
Çok kesin olarak uyarıyoruz.
O reklamlar derhal kaldırılacak. Şairden, varlığını, emeğini, aklını ve yaşamını adadığı işçi sınıfından ve dünya halklarından, tüm varlığı ile parçası olduğu komünist hareketten özür dilenecek.
Komünist Parti
Merkez Komite
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder