Maltepe Belediyesi'nin büyüme çağındaki çocuklara destek olmak için 7 ilkokulda başlattığı 'gıda desteği' okul müdürlerinin engellemesine takıldı. Okul müdürlerinin "Bunlar zehirli" iddiasıyla gıda paketlerini toplattığını kaydeden Maltepe Belediye Başkanı Kılıç, durumun belediyeye değil, çocuklara yapılmış bir kötülük olduğuna vurgu yaptı. Kılıç, çocukların gıdasız bırakılmaması için yetkililere seslenerek, "Bırakın, vazifemizi yapalım" çağrısı yaptı.
İstanbul Maltepe Belediyesi'nin büyüme çağındaki çocuklara destek olmak için ilçedeki 7 ilkokulda pilot uygulama olarak başlattığı "ücretsiz yemek" desteğinin okul müdürleri tarafından engellendiği ortaya çıktı.
Milyonlarca çocuğun kronik yetersiz beslenme ile karşı karşıya kaldığı Türkiye’de ağırlaşan ekonomik koşullar nedeniyle okullarda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından bir öğün ücretsiz yemek verilmesi beklenirken, anaokullarındaki ücretsiz yemek uygulaması dahi, depremden etkilenen kentler hariç kaldırıldı.
CHP'li Maltepe Belediyesi ise büyüme çağındaki çocuklara destek olmak için ilçedeki 7 ilkokulda pilot çalışma başlattı. Bu çalışma kapsamında, 1000 öğrenciye gıda desteği sunuluyor. Gıda mühendisleri tarafından dikkatle hazırlanan gıda paketleri sabahları okul önlerinde öğrencilere teslim ediliyor.
Ancak son günlerde, okul müdürlerinin "Bunlar zehirli' diyerek paketleri çocukların ellerinden aldıkları ortaya çıktı.
BAŞKAN KILIÇ: BİZE DEĞİL, ÇOCUKLARA KÖTÜLÜK
Söz konusu duruma tepki gösteren Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ise engellemeye, "Bize değil, çocuklara kötülük" sözleriyle tepki gösterdi.
"Maltepe Belediyesi olarak biz çocuklarımıza destek olduğumuzda bizi engellemeye çalışmaları bize değil, çocuklarımıza yapılmış büyük bir kötülüktür" diyen Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, yetkililere şöyle seslendi:
"Bu yapılan, çocuklarımıza reva mıdır? Bırakın, vazifemizi yapalım. Hatta Hatta çocuklarımızın aç kalmaması için hemen bir araya gelelim, dayanışma içinde olalım. Bu çağrımın vicdan sahibi yetkililere ulaşacağını temenni ediyorum."
/././
AKP adayına MEB’den ihale(Mustafa BİLDİRCİN)
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir yıl boyunca kullanacağı kiralık araçlar için 55 milyon 208 bin TL ödediği ortaya çıktı. İhalenin ise AKP’den milletvekili aday adayı olan Mehmet Kaya’nın şirketine verildiği belirtildi.
Ülkede okulöncesi eğitimden yükseköğretime kadar eğitimin hemen her kademesinde ödenek yetersizliği nedeniyle sorunlar çözülemezken MEB, fahiş bir harcamaya imza attı. Kamunun araç kiralamalarına sınırlama getiren Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin etkisizliğini ortaya koyan MEB’in araç kiralama ihalesi kapsamında yaptığı harcama, 55 milyon TL’yi geçti. Kiralanan araçların 1 Ocak 2024-31 Aralık 2024 döneminde kullanılacağı bildirildi.
MEB Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 3 Kasım’da, “Araç Kiralama” ihalesi düzenledi. Kamu ihalelerinde, “İstenmeyeni eleme aracı” olarak kullanıldığı gerekçesiyle eleştirilen pazarlık yöntemiyle düzenlenen ihaleye iki şirket teklif sundu.
55,2 MİLYON TL’YE İMZA
İhaleye verilen en yüksek teklifin 63 milyon 641 bin TL, en düşük teklifin ise 55 milyon 208 bin TL olduğu bildirildi. Teklifleri inceleyen ihale komisyonu, ihaledeki en düşük teklifin sahibi Kayatur Filo Kiralama Anonim Şirketi ile anlaşmaya onay verdi. MEB ile şirket arasında 20 Kasım’da 55 milyon 208 bin 428 TL’lik sözleşme imzalandı.
AKP’DEN ADAY ADAYI
MEB’in 55,2 milyon TL’lik araç kiraladığı şirketin AKP ile yakınlığı ise dikkati çekti. Kayatur Filo Kiralama’nın başındaki Mehmet Kaya’nın, aynı zamanda Kaya Seyahat Firması’nın da sahibi olduğu öğrenildi. Kaya Seyahat isimli şirket ile çok sayıda kamu ihalesi alan Mehmet Kaya’nın, 24 Haziran 2018 seçimlerinde, “Ülkemize hizmet etmek istiyorum” diyerek AKP'den Ankara milletvekili aday adayı olduğu bildirildi.
∗∗∗
ÖĞRETMEN GEÇİNEMİYOR
MEB’in fahiş araç kiralama harcaması akıllara, Türkiye'deki öğretmenlerin içinde bulunduğu geçim sıkıntısını getirdi. Eğitim sendikalarının 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle binlerce öğretmen ile gerçekleştirdiği anket çalışmaları da öğretmenlerin içinde bulunduğu olumsuz tabloyu gözler önüne serdi.
Eğitim-İş Sendikası’nın, 4 bin 516 öğretmenin katılımı ile gerçekleştirdiği, “Öğretmenlerin Ekonomik, Mesleki Ve Sosyal Durumlarına İlişkin Öğretmen Görüşleri” araştırmasında öne çıkan bazı çarpıcı sonuçlar şöyle sıralandı:
• Yüzde 94,6’su, aldıkları maaşın yeterli olmadığını, yüzde 91’i aldığı maaş ile geçinemediğini söylüyor,
• Yüzde 66’sı, borçları nedeniyle mesleki motivasyonunun düştüğünü ifade ediyor,
• Yüzde 84'ü, maaşların yetersiz olması nedeniyle çocuklarının ihtiyacını karşılayamıyor.
/././
İstanbul Finans Merkezi, BDDK üyelerine ‘‘hayat zor’’ tazminatı ile yeniden gündeme geldi. Doç. Dr. Özdurak, “İlk on finans merkezi arasına girmek ile İslami finans merkezi olmak birbirine tezat” dedi.
İstanbul’u finansal bir merkez haline getirme hayaliyle başlanan ancak inşaat projesinden ibaret kalan İstanbul Finans Merkezi, bu kez ‘hayat zor tazminatı’ ile gündeme geldi. Torba teklifte yer alan madde, İstanbul Finans Merkezi projesinin en başından öncelikle inşaatının yapılıp sonrasında üzerine bir strateji kılıfının dikilmeye çalışıldığını bir kez daha gösterdi.
‘ÖZEL’ SINIF YARATILACAK
86 maddelik torba teklife, komisyondaki görüşmeler sırasında eklenen önerge tartışma konusu oldu. BDDK’de görev yapan başkan ve üyeleri, başkan yardımcıları, başkan müşaviri, daire başkanı, uzman ve ünvanlı meslek personeline her ay ek tazminat ödenmesi öngörüldü. Önergede, ek tazminatın her ay 60 bin gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmeyeceği belirtildi. Buna göre, memur maaş katsayısı dikkate alındığında, 2023 yılı için 35 bin lira, 2024 yılında da 45 bin liraya kadar ek tazminat ödenmesi gündeme gelecek.
ERDOĞAN’A GENİŞ YETKİ
Kanuna eklenen madde de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da geniş yetkiler öngörüldü. Madde ile Erdoğan’a "Ek tazminatın tutarını belirleme, gerektiğinde unvan ve görev yerine göre gösterge rakamını farklılaştırma ve ödeme usul ve esaslarını tespit etme yetkisi" veriliyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’nin katılım finans ve finteks sektörünün merkezlerinden biri olmaya aday olduğunu kaydetti. İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’nda konuşan Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi ile ilgili şunları söyledi: “Ülkeler arasında altın borsası ve uluslararası yatırım fonu gibi helal ve yenilikçi ürün alternatiflerinin geliştirilmesini teşvik ettik. Finans alanında maalesef henüz arzu ettiğimiz tabloyu yakalayamadık. Oysa küresel finansın ağırlık merkezi Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaktadır. Stratejik önemi yüksek bu merkezden teşkilatımızın ve siz dostlarımızın da faydalanmasını arzu ediyoruz.”
TEZAT BEKLENTİ
Ancak merkeze ilişkin beklentiler tezatlık oluşturuyor. Doç. Dr. Caner Özdurak, finans merkezi olmak ile İslami finans merkezi olmak arasındaki tezatlığı şöyle açıkladı:
“Öncelikle ilk on finans merkezi arasına girmek ile İslami finans merkezi olmak, denildiğinde bir terslik oluyor. Bunun için iki endekse bakılabilir. Bunlardan biri 100’den fazla faktör göz önünde bulundurulan Küresel Finans Merkezleri Endeksi (GFCI). Diğeri de Reuters İslami Finans Endeksi. GFCI’nin hesaplanmasında kullanılan faktörler arasında finansal piyasalar, finansal kurumlar, finansal altyapı, finansal hizmetler, finansal hukuk ve düzenlemeler, finansal eğitim ve araştırma, finansal teknoloji, finansal rekabet, finansal erişilebilirlik yer alıyor. Reuters İslami Finans Endeksi de Reuters tarafından oluşturulan ve İslami finans sektörünü temsil eden bir endeks. Endeksi oluşturan finansal araçlar, şeriat hükümlerine uygun olarak faaliyet gösteren İslami finans kurumlarında işlem görmek. Reuters İslami Finans Endeksi’nin performansı, genel olarak İslami finans sektörünün performansını yansıtıyor. Bu iki endekste üst sıralarda yer alan ülkelerin birbiriyle uyumlu olmadığı ortada. Yeni hedef bu endekste ilk ona girmek olarak açıklanmıştı ki bu endekste dikkate alınan faktörlerle katılım (İslami) finans arasında uyuşmazlıklar söz konusu. Neredeyse 20 yıllık maziye sahip projenin altı dolu bir makro strateji üzerinde gelişmediği için dönem dönem, farklı kamu yöneticilerinden farklı hedef ve hikâyelerle anlatılıyor.”
Eylül ayında açıklanan GFCI’ya göre İstanbul, küresel finans merkezileri listesinde 20 sıra birden düşerek 121 merkez arasında 110’uncu sıraya geriledi. 110’uncu sıradaki İstanbul’un puanı 603. Mart ayında ise İstanbul 601 puan ile 90’ıncı sıradaydı. İstanbul’un puanı çok az artmasına rağmen diğer şehirlerdeki ilerlemeden dolayı sıralamada oldukça geriledi.
/././
İstanbul’da adım başı üniversite(Mustafa Kömüş)YÖK’ün verilerine göre eksi netle girilen üniversitelerin birçoğunun bulunduğu İstanbul’da 57 üniversite bulunuyor. 700 bini aşkın öğrencinin bulunduğu kentte 39 ilçe yer alırken vakıf üniversitesi sayısı ise 47.
Her ile üniversite politikasıyla akademinin içini boşaltan AKP İstanbul’u ise adeta ‘üniversite şehri’ haline getirdi. Kentteki vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı devlet üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısının iki katına çıktı. Buna karşın akademisyen sayısı ise neredeyse eşit.
İstanbul’da tam 57 üniversite bulunuyor. Bu üniversitelerin 47’si vakıf 10 tanesi ise devlet üniversitesi. Eksi netle girilen vakıf üniversitelerinin birçoğu da İstanbul’da bulunuyor.
YÖK verilerine göre vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı tam 509 bin 497.
Devlet üniversitelerinde ise uzaktan ve açıköğretimde okuyanları dışarıda 241 bin öğrenci kayıtlı. Vakıf üniversitelerindeki öğrenci sayısı devlet üniversitesindekilerin iki katından daha fazla. Buna karşın akademisyen sayısı ise neredeyse eşit. İstanbul’daki vakıf üniversitelerinde 20 bin 672, devlet üniversitelerinde 19 bin 855 akademisyen bulunuyor. Diğer bir deyişle akademisyen başına devlet üniversitelerinde 12,1 vakıf üniversitelerinde 24,6 öğrenci düşüyor. Bu da vakıf üniversitelerindeki akademisyenlerin daha fazla iş yüküyle uğraşmasına neden oluyor.
ANGARYA, EŞİTSİZLİK
Vakıf üniversitelerindeki akademisyenlerin en büyük şikayetlerinden biri eşit ücret hakkının uygulanmaması. YÖK’ün bu konuda kararı olmasına rağmen vakıf üniversitelerinin çoğu hâlâ akademisyenlere bu hakkı tanımıyor. Bunun yanında esas görevleri bilim üretmek olan akademisyenler herhangi bir yerde çalışıyor gibi mesai zorunluluğuna tabi tutuluyor. Özellikle kayıt dönemlerinde akademisyenlerin tanıtım masalarında çalışmaya zorlanması en çok karşılaşılan sorunlardan.
PARALAR REKLAMA
YÖK’ün en son 2021 yılı için açıkladığı rapor da vakıf içinde bulunduğu durumu ortaya koymuştu. Buna göre proje için kaynak ayırmayan, akademisyenleri yoksulluğa mahkum eden üniversiteler reklam için ise oldukça cömert davranmıştı. Örneğin Türkçeden eksi 7,5 net yapan kişinin edebiyat bölümüne yerleştiği Haliç Üniversitesi 2021’de Ar-Ge’ye 76 bin lira, reklam ve tanıtıma ise 1 milyon 59 bin TL harcamıştı. Yine geçen günlerde AKP’li Selman Öğüt’ün rektör atanmasıyla gündeme gelen Esenyurt Üniversitesi ise Ar-Ge’ye 294 bin lira, reklam ve tanıtıma ise 1 milyon 517 bin lira ayırmıştı.
∗∗∗
VAKIFTA İKİ KAT FAZLA
• Üniversite sayısı
Vakıf: 47
Devlet: 10
• Öğrenci sayısı (bin)
Vakıf: 509,4
Devlet: 240,9
• Akademisyen sayısı (bin)
Vakıf: 20,6
Devlet: 19,8
• Akademisyen başına düşen öğrenci sayısı
Vakıf: 24,6
Devlet: 12,1
/././
Erdoğan'ı Katar’da Başbakan Yardımcısı karşıladı(Birgün)AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Stratejik Komite’nin 9’uncu toplantısı'na katılmak üzere Katar'a geldi. Erdoğan’ı Hamad Uluslararası Havalimanı'nda Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye, Türkiye'nin Doha Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ve diğer ilgililer karşıladı.
Türkiye-Katar ilişkilerinin tüm yönleriyle gözden geçirileceği Yüksek Stratejik Komite 9. Toplantısı'nda iki ülke arasındaki iş birliğinin muhtelif alanlarda daha da derinleştirilmesi imkânları ele alınacak. Stratejik ortak Katar ile yapılacak görüşmelerde, ikili münasebetlerin yanı sıra Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan İsrail saldırıları başta olmak üzere bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunulması öngörülüyor. Konsey toplantısı vesilesiyle ikili ilişkilerin ahdi zeminine önemli katkılar sağlayacak muhtelif anlaşma ve mutabakat metinlerinin imzalanması da planlanıyor.
ERDOĞAN KÖRFEZ İŞBİRLİĞİ ZİRVESİNE KATILACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Al Sani'nin dönem başkanı olduğu Körfez İş Birliği Konseyi 44. Zirvesi'ne de resmi ziyaret kapsamında iştirak edecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat da eşlik ediyor.
/././
Türkiye ve Katar arasında çeşitli alanlarda 12 işbirliği anlaşması ile Yüksek Stratejik Komite’nin 9’uncu toplantısına ilişkin ortak bildiri imzalandı.
Türkiye ve Katar arasında çeşitli alanlarda 12 iş birliği anlaşması ile Yüksek Stratejik Komite’nin 9’uncu toplantısına ilişkin ortak bildiri imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’a düzenlediği resmi ziyaret kapsamında Katar ve Türkiye arasında çeşitli alanlarda çok sayıda anlaşma imzalandı. Katar’ın başkenti Doha’daki Lusail Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani arasındaki görüşmenin ardından iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Al Thani huzurunda 12 iş birliği anlaşması ile Yüksek Stratejik Komite 9. Toplantısı Ortak Bildirisi imzalandı. "Türkiye Cumhuriyeti ve Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısına İlişkin Ortak Bildiri", Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Thani tarafından imzalandı.
İmzalanan anlaşmalar şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Katar Dışişleri Bakanlığı Arasında Karşılıklı Çıkar Sağlayan Konular Hakkında Siyasi İstişareler Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı"na Dışişleri Bakanı Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Al Thani imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Katar Kültür Bakanlığı Arasında Kültürel Alanda İş Birliği Mutabakat Zaptı’nın Uygulanmasına Yönelik Üçüncü Yürütme Programı 2024-2025", Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Kültür Bakanı Abdurrahman bin Hamed Al Thani tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Katar Devleti Çalışma Bakanlığı Arasında Çalışma Alanında İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı"nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Çalışma Bakanı Ali Bin Semih Al Marri imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Katar Devleti Hayır İşleri Düzenleme Kurumu arasında İnsani Yardım ve Hayır İşleri Alanında İş Birliği Hususunda Mutabakat Zaptı", Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Meryem Binti Ali Bin Nasır el-Misned tarafından imza altına alındı.
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile Katar Devleti’ndeki Lusail Üniversitesi Arasında Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezleri Kurulmasına İlişkin İş Birliği Protokolü"nü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lusail Üniversitesi Rektörü Ali Bin Fetais Al Mari imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Çerçeve Anlaşması"na Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Bilimsel İş Birliği İçin Mutabakat Zaptı" ile "Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Stratejik İş Birliği Anlaşması", Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar Vakfı Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Şeyha Hind bint Hamad Al Thani tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı arasında Bilgi ve İletişim Alanında İş Birliği Mutabakat Zaptı"na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed bin Ali Al Mannai imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Katar Devleti Maliye Bakanlığı Arasında Ortak İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı"nı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed Al Kuwari imzaladı.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Yatırımın Teşviki Alanında İş Birliğine Dair Mutabakat Zaptı", Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani tarafından imza altına alındı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Mutabakat Zaptı"na ise Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri imza attı.
/././
164 bin hektarlık alanda kentsel dönüşüm var(Birgün)
İBB İmar Daire Başkanlığı’ndan BirGün’e yapılan açıklamada da şu veriler paylaşıldı: “İstanbul’un her iki yakasında yer alan 15 ilçede toplam 164 bin 58 hektar alanı kapsayan 21 proje alanında kentsel dönüşüm proje çalışmalarımız devam ediyor.
Bu projelerle, dönüşüm süreçlerini gerçekleştirerek yurttaşlarımızın güvenle barınabilecekleri yaşam alanlarını üreteceğiz. Bilindiği gibi Hızlı Tarama ile Bina inceleme yöntemi ile riski bina bazında tespit ediyoruz. Bu hizmete İstanbullular binatespiti.ibb.istanbul adresinden dijital ortamda başvurabilecekleri gibi elden İBB Hizmet binalarına ulaştıracakları dilekçelerle de başvurabiliyorlar. Şimdiye kadar 110 bin kadar binayı ziyaret ettik, 160 bin kadar başvuru aldık ve 35 bin binada tarama yaptık. İncelemeler sonucunda (çoğunluğu 99 öncesi binalar) binaların yarısının D ve E sınıfı olduğu, yani riskli ve yüksek riskli olduğu tespit edildi.
318 binada ise deprem güvenliğinin hemen hiç olmadığını tespit ettik, bu binaların tahliye ve yıkım işlemleri sürüyor. Şimdiye kadar 132 binada resmi işlemler başlatılarak yıkım sürecine girdi, yıkılanlarla 398 konut tahliye edilmiş oldu. 132 binanın süreci tamamlandığında bin 400 konut tahliye edilmiş olacak. 2’nci etapta yer alan bin 238 bina içinse meclis kararımızı aldık, saha çalışmalarını yapmaktayız.”
∗∗∗
BUGÜNE KADAR TOPLAM 30 BİN BAŞVURU YAPILDI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştirakleri olan KİPTAŞ, İstanbul İmar A.Ş. ve BİMTAŞ’ın paydaş olduğu ‘İstanbul Yenileniyor’ platformuna yapılan başvuruyla binalar hızlı tarama testinden geçiriliyor. İstanbul Yenileniyor ile olası riskli yapınızın yenilenme süreci sırasıyla başvuru, teklif ve uzlaşma olarak 3 aşamada gerçekleştiriliyor. 1 Aralık’ta hazırlanan verilerde şu bilgiler yer aldı:
1. aşama: İstanbul Yenileniyor’a bugüne kadar toplam 30 bin 435 adet başvuru yapıldı. Bu başvurular; 39 ilçe 641 mahalleden yapıldı. Başvurular; 20 bin 967 parsel, 41 bin353 yapı ve 454 bin 021 bağımsız birimde 1 milyon 657 bin 768 kişiyi kapsadı
2. aşama: 39 farklı ilçeden 72 bin 279 bağımsız birimde yaklaşık 269 bin 648 kişiyi kapsayan toplam 3 bin 132 adet ön teklif talebi alındı.
3. aşama: 33 farklı ilçeden 20.717 bağımsız birimde 78.376 kişiyi kapsayan toplam 691 adet uzlaşma talebi alındı. Toplam başvuruların %68’i tek yapılardan geldi. Bu da 20 bin696 başvuru anlamına geliyor. Tek yapı başvuruları; 308 bin734 bağımsız birimde yaklaşık 1 milyon 127 bin 282 kişiyi kapsıyor.
∗∗∗
İKTİDARIN AFET YÖNETİMİ YOK
Deprem bir kez daha ülke gerçeklerini hatırlattı. Kentsel dönüşüm yasalarıyla deprem gerçeğini fırsata çeviren AKP iktidarı ise sermayenin çıkarlarına uygun rant politikalarıyla halkın sorunlarını kapsamaktan çok uzak. Neo-liberal belediyecilik anlayışının hâkim kılındığı yerel siyaset düzeninde demokratik yönetim şekilleri ortadan kaldırılırken halkın yönetime katılması da engelleniyor. 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere ilişkin ise afet yönetimine dair hiçbir program ortaya koyulmuyor. İttifak tartışmaları ve kişiler üzerinden yürüyen adaylık ilanları arasında halk, deprem gibi bir afet karşısında yalnız bırakılıyor. Yerel yönetim anlayışları partilerin ya da kişilerin çıkar çatışması içerisinde yürümeye devam ediyor.
∗∗∗
DAYANIKLILIK TESTLERİNİN SONUÇLARINI GİZLEMİŞLER
Bursa’da meydana gelen depremin ardından okulların depreme dayanıklılığı yeniden gündeme geldi. Sözcü’de yer alan habere göre, Eğitim İş Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy, Bursa’da 150 okula yapılan deprem dayanıklılık test sonuçları kamuoyundan gizlendiğini söyleyerek özetle şu ifadeler, kullandı: “Depremin okul saatinde gerçekleşmesi nedeniyle ailelerin telaşla okullara koşuşturması kent genelinde bir kaosa neden olmuştur. Bu telaş, okulların deprem dayanıklılığı konusundaki kaygılarının açık göstergesidir. Bursa Valiliği 2015 yılından bu yana süren okulların deprem dayanıklılığı tartışmalarında gerekli açıklamaları yapmaktan kaçınarak bugün yaşanan kaygıların zeminini oluşturmuştur. 2015 yılında Bursa’da 150 okula yapılan deprem dayanıklılık test sonuçları kamuoyundan gizlenmiş, bu okulların 13’ü 2017 yılında, 24’ü 2020, 12’si 2023 yılında yıkım kararı nedeniyle tahliye edilmiş, bir kısmına güçlendirme yapılmış ancak gerekli müdahalenin yapılmasını bekleyen henüz kaç okulumuzun var olduğu sorusuna açıklama getirilmemiştir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder