6 Mart 2024 Çarşamba

Erdoğan’ın emekli maaşındaki ‘nerden nereye’ çıkışı - Bülent Falakaoğlu / Evrensel

 

                                                                                                                               Fotoğraf: Pexels

Kabine toplantısı sonrası emeklilerin ‘beklediği’ müjde gelmedi. İktidar mahfillerinden ‘kulis’ diye sızdırılanlar boş çıktı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısı sonrası bir kez daha ‘Zam yok’ dedi. Bir şey vermediği gibi üzerine istek yaptı: Bize dua edin, destek olun!

İstekte bulunmakla da yetinmedi, ‘nerden nereye…’ nidalarıyla da bugüne kadar bolca verdiklerini iddia etti; dipten aldık yukarılara taşıdık demeye getirdi.

Sahi emekliler nereden nereye geldi?

                                                   ***

İktidarları döneminde maaşların hangi seviyeye çıktığını, Cumhurbaşkanı paylaştı…

En düşük emekli maaşını 66 liradan, 10 bin liraya…

Asgari ücreti 184 liradan, 17 bin liraya…

Engelli maaşını 25 liradan yaklaşık 4 bin liraya…

22 yılda (2002-2024) doğal olarak maaşlar artmış, sayılar büyümüş.

Peki iyi bir seviyeye gelmiş mi?

                                                   ***

Önce Cumhurbaşkanının verilerine bakalım; ardından da 22 yıl boyunca emeklilerin nereden nereye geldiğine…

2002 yılında en düşük işçi emekli aylığı 257 liraydı. Yani Cumhurbaşkanının ‘184 liraydı’ dediği asgari ücretin yüzde 40 fazlası.

Şimdi asgari ücretin ne kadarı?

Asgari ücret 17 bin TL, en düşük emekli maaşı 10 bin TL olduğuna göre… Emekli aylığı asgari ücretin yüzde 42’si kadar (7 bin TL) düşük.

Yüzde 40 fazladan yüzde 42 azına (Yani yüzde 58’ine) gerilemiş. 

Eğer azalmayıp asgari ücret karşısında değerini korusaydı en düşük emekli aylığı 10 bin TL değil 23 bin 800 lira olacaktı.

Maharete’ bak!

Emeklinin 13 bin 800 lirasını gasbet, eline 10 bin lira ver; sonra da deki, ‘Biz her zaman emekliye refahtan pay verdik.

                                                       ***

Şimdi bu yazıyı dikkatli okuyan ya da Cumhurbaşkanını dikkatli dinleyen birinin aklına şu soru geliyordur: “İyi de sen, Cumhurbaşkanının ‘66 liraydı’ dediği en düşük emekli aylığını 257 lira olarak hesapladın, o bahsettiğin ‘maharet’ reiste değil de sende mi yoksa?”   

Cumhurbaşkanının verdiği 66 lira dönemin BAĞ-KUR tarım emeklilerinin aylığı…

Tarım emeklisinin sayısı çok düşük.

Asıl işçi emeklilerin (SSK) durumuna bakmak gerekir.

Çünkü…

11 milyona yakın işçi emeklisi yerine sayısı birkaç yüz bini geçmeyen tarım emeklisinden bahsetmek, gerçeği gizlemekten başka bir işe yaramaz!

YILDAN YILA KAR GİBİ ERİTİLDİLER

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verilerini bir kenara bırakıp emeklilerin yıllara göre durumuna bakalım.

Emekliler AKP’li yılarda eriye eriye bugüne geldiler.

2016 yılına kadar her bir emekli ortalama olarak asgari ücretin yüzde 20 daha üzerinde maaş aldı. Sonraki yıllarda ise asgari ücretin altına, dibe doğru geriledi!

                                                     ***

Erime süreci AKP öncesinde başladı, AKP’li yıllarda hızlandı.

2000 yılı öncesi aylık bağlama oranları yüksekti. (Bir sigortalının aylık ortalama kazancının ne kadarının emekli aylığı olarak ödeneceği, aylık bağlama oranını gösterir).

Bu oran 2000 öncesinde 9 bin iş günü için yüzde 76 idi.

7 bin 200 gün için yüzde 69…

5 bin gün için yüzde 60… 

Sonra Bakan Yaşar Okuyan döneminde yasa değişti. Aylık bağlama oranı düşürüldü.

9 bin iş günü için yüzde 65’e… 5 bin gün için ise yüzde 43’e düşürüldü.

                                                     ***

AKP tuz biber ekti!

Emekli aylıkları 2006’da kabul edilen ve 2008’de önemli değişiklikler yapılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki düzenlemeler ile adeta dibe vurdu!

25 yıl çalışan ve 9 bin gün prim ödeyenlerin aylık bağlama oranı yüzde 50’ye, 7 bin 200 gün prim ödeyenlerin aylık bağlama oranı ise yüzde 40’a düşürüldü.

5 bin iş günü için aylık bağlama oranı ise çok daha vahim; sadece yüzde 28

                                                      ***

Bir de…

Sigortalının geçmişte ödediği primlerin bugünkü değerini bulma yöntemi de emekli aleyhine değiştirildi.  

Tüketici enflasyonu artı büyüme hesaba katılıyordu.

Diyelim enflasyon yüzde 40… Milli gelir büyümesi yüzde 6… İkisinin toplamı yüzde 46 hesaba katılıyordu.

AKP yaptığı değişiklikle büyüme oranının yüzde 30’unun dikkate alınmasını kararlaştırdı.

Örneğimizdeki büyüme oranı hesaplamada 6 yerine artık yüzde 1.8 olarak dikkat alınıyor.  

 Hem aylık bağlama oranı hem de güncelleme katsayısı düşürülünce emekli aylıklarındaki düşüş de vahim oldu.

Dramatik sonuçlar ortaya çıktı; gün sayısı aynı olan iki emekliden 2000 yılı öncesinde  emekli olan daha yüksek maaş alır hale geldi.

                                                    ***

Aslında durum yukarıda bahsettiğimiz erimeden daha kötü.

En düşük emekli maaşı 10 bin TL değil. Gerçek kök maaşlar çok düşük.

Hâlâ 6 bin lira ila 9 bin 700 lira arasında kök maaşı olan milyonlarca emekli var. Bunların emekli aylıkları Hazine tarafından yapılan ek ödeme ile 10 bin liraya tamamlanıyor.

Kök maaşı 6 bin lira olan emekli için Hazine 4 bin lira ödeyip 10 bin liraya tamamlıyor ama kök aylık değişmiyor.

Zam kök aylıklara yapıldığı için de ortaya bir garabet çıkıyor. Milyonlarca emekli sıfır veya yapılandan daha düşük zam alıyor.

Örneğin temmuz 2023’te emeklilere yüzde 25 zam yapıldı. Ama yapılan yüzde 25 artışa rağmen kök aylığı hâlâ 7 bin 500 TL’ye ulaşamayan milyonlarca emekli sıfır zam aldı.

Aynı sorun bu yılın temmuz ayındaki zam döneminde de yaşanacak! Şayet en düşük emekli maaş sınırını artıracak bir yasa hazırlanmazsa, milyonlarca emekli sıfır zam gerçeği ile karşılaşacak.

MİLLİ GELİRDEN KIRINTI

Hükümet tamamlama ödemesini emekliyi ‘ihya’ etme olarak pazarlasa da emeklinin durumu perişan!

Bir zamanlar maaşı 1500 TL iken emekli 500 liraya kiralık ev bulabiliyordu. Şimdi 10 bin liraya büyük kentlerde ev bulabilmesi imkansız!

Buna rağmen…

Kara emekli tablosunun müsebbipleri şöylesi cümleler kuruyorlar: “Milletimizin refah seviyesini katlayarak yükseltmiş bir hükümet olarak çalışanlarımızın sıkıntılarına gözlerimizi kapamamız mümkün mü?”Evet mümkün, hem de yıllardır.

Emeklilerin milli gelirden aldıkları paya bakınca gerçeği görmek pekala mümkün!

                                                      ***

2008 yılında emekli aylıklarının milli gelire oranı yaklaşık yüzde 6 idi.

Bu da şöyle bir bölüşüme yol açıyordu:

Varsayalım ki 2008’de 1000 liralık bir mili gelir (GSYH) vardı; nüfus da 100 kişiydi.

O dönem 1000 liralık gelirin 60 lirası (yüzde 6) emeklilere ayrılıyordu.

Emeklilerin nüfusa oranı o dönem yüzde 12 idi. Yani emeklilere ayrılan 60 lirayı 12 kişi (100 kişilik nüfusun yüzde 12’si) bölüşüyordu. Emekli başına 5 lira düşüyordu.  

Şimdi emekli aylıklarının milli gelire oranı yüzde 4.5!

Yani 1000 liralık bir milli gelir varsa bunun artık 45 lirası emekliye ayrılıyor, 2008’deki gibi 60 lirası değil.

Bu arada da emeklilerin nüfusa oranı ise yüzde 16’ya çıkmış durumda. Yani 45 lirayı 16 kişi bölüşüyor. Kişi başına da sadece 3 lira bile düşmüyor; oysa 2008’de 5 lira düşüyordu.

Sonuç: Erdoğan’ın iddia ettiği gibi emekli refahı artmamış. Aksine emekli aylıkları düşmüş, emekli yoksulluğu artmış.

YENİ PROGRAM TABLOYU DAHA DA KARARTACAK

Bu kara tablonun oluşturduğu öfke, seçim döneminde dikkate alınır diye bir beklenti oluşmuş durumda. 

Emekliler kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanından seyyanen artış bekliyordu.

Beklentinin yanı sıra…

Emeklilere her bayram için 10 bin lira ikramiye verilecek’, ‘İki bayram için toplam 20 bin TL ödenecek’ şayiaları dolaşıyordu.  

“Bütün itirazlara rağmen Meclisten daha yeni 3 bin lira bayram ikramiyesi veren hükümet mi 10 bin lira verecek” kuşkusuna düşmeden milyonlar umutlandı.

Erdoğan meydanlarda ‘Kaynak yok’ diye bas bas bağırmışken, bayram ikramiyesinin 10 bine çıkarılacağına inanıldı!

Ama görüldü ki…

Hükümetin ikramiyeleri 10 bin lira yapıp, iki bayram için 16 milyon emekliye ayıracak 300 milyar TL’si yokmuş.

Mega projeler yapmış 5 müteahhide ödeyecek 150 milyar lirası var ama…

Yokluk değil tercih yani!

                                                      ***

AKP’nin açık tercihine rağmen 31 Mart’ta seçimlerin olması maaş ve ikramiye ‘artış’ beklentisini artırdı.

Öte yandan…

65 yaş üstünün AKP’nin seçmen tabanında önemli bir yer tutması nedeniyle AKP’lilerin de oy kaybedeceği endişesinin çoğaldığı da kamuoyuna yansıdı.

Özellikle büyükşehirlerde, ekonomik problemlerin etkisiyle bu seçmen uzaklaşmaya başladı. Bu kitle bize oy vermek istemiyor.

En düşük emekli aylığının 10 bin liraya çıkarılması, cumhuriyetin 100'üncü yılı sebebiyle emeklilere verilen 5 bin lira ikramiye, yine bayramlarda ödenen ikramiyenin 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılması yeterli değil.

Farkındalar ama uygulanan ekonomik programa bağlı kalınmasından yanalar. Belki bir parmak bal çalarlar ama o da programdan vazgeçmeden.

Neydi uygulamadaki program tezi? 

Enflasyonu düşürmek için ücretleri ve maaşları baskıla! Gerçek bu, 2024’ü emekli yılı ilan etme hikaye!

                                                    ***

Araştırmalara göre hükümet emeklilerin, yüzde 33 ile 39’u arasında değişen oranından oy alıyor. En fazla 5 milyonundan.

Bu da demektir ki… Beş AKP seçmeninden biri emekli.

Az değil ama hepsini kaybetmeyeceğini düşünen AKP zam konusunda temkinli! Reis, “Elbette yaşanan sıkıntıların farkındayız. Geçtiğimiz günlerde emekli maaşlarına şu kadar zam yapacağız diyen muhalefetin nasıl boş konuştuğunu örnekleriyle anlattım” diyerek itidale çağırıyor.

Emeklilerin seçim beklentisi boşuna!

Bugüne kadarki gidişat emeklilere düşenin ne olacağını gösterdi. Vakit kaderi ele alıp terse çevirmenin vakti değil mi sizce de, ey milyonlarca emekli!

Bülent Falakaoğlu / Evrensel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder