Rejimin tahkimatı sürecine şimdilik yerel seçim molası veren iktidarın 31 Mart sonrası ajandasının ilk sırasında kısa süre önce rafa kalkan Anayasa var. Bu hamle ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir kez daha aday olma yolu açılırken partiler arasında yeniden dizilişin de düzenlenmesi hedefleniyor.
Yerel seçime sayılı günler kala siyasetin ateşi hala istenilen noktada değil. Özellikle de iktidar cenahında. 10 ay önce tarihi bir seçim kazanmış halleri yok. AKP neredeyse hiçbir ilde -Erdoğan’ın katıldığı mitingler dışında- heyecan yaratamıyor. Durumu korumaya yönelik bir çaba içerisindeler. Bahçeli neredeyse sahaya bile çıkmadı. MHP yaşanacak yenilginin ortağı olmayacak pozisyona çekilmiş gibi. Cumhur İttifakı içinde en çok tartışılan partinin Yeniden Refah olması iktidar blokunun içinde bulunduğu durumu gösteriyor.
Muhalefet ve iktidarıyla statükoyu korumaya çalıştığı bir seçim süreci yaşanıyor. Partiler bugünden başlayarak yığınağı 31 Mart sonrasına yapmak için sözleşmiş gibi. Her şeye rağmen siyasi partiler ve liderler içinde 31 Mart sonrasına en hazırlık yapanın AKP ve Erdoğan olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü onlar için kazanılacak ya da kaybedilecek bir kentten çok daha önemli bir mesele var ki o da rejimin devam ettirilmesi.
ERDOĞAN’IN MECBURİYETİ
Ekonomik kriz ve yerel seçim gündemi içinde geçen hafta çok konuşulmayan bir olay yaşandı. AYM, Cumhurbaşkanlığı teşkilatı hakkında Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin çok sayıda hükmünün iptal edilmesine ilişkin gerekçeli kararı yayımladı. Birkaç köşe yazısı ve haber dışında çok konuşulmadı. Özetle AYM bir kez daha Cumhurbaşkanına “kanunla yapacağın işleri kararnameyle yapma” demiş oldu ve de ekledi “Anayasayı delme kanunu değiştir”. Önemli bir gelişme. Bir yanıyla iktidar içinde çatışmanın varlığı bir kez daha hatırlanırken diğer yanıyla da orta ve uzun vadeli planın parçası olarak görülebilir.
Aylardır devam eden yargı krizine baktığımızda iktidar cenahı tarafında tüm yolların yeni bir anayasaya çıktığınızı görürüz. Bu kararın da iktidar cenahında sistemin tıkandığına işaretle yeni bir anayasaya altlık olarak değerlendirileceğine şüphe yok.
Yeni anayasa tartışması seçim sonuçlarınsan bağımsız Erdoğan için bir tercihten öte zorunluluk. Bu yüzden seçim sonucu ne olursa olsun anayasa tartışması gündeme getirilecek. Seçimler sadece zamanlamasını o da belli oranda etkileyecektir.
Erdoğan anayasa tartışmalarından birkaç önemli sonuç bekliyor. Birincisi rejimi krize sokan en önemli nedenlerden biri Erdoğan olmadan nasıl yürüyeceğine dair belirsizlik. Bu belirsizlik ancak Erdoğan’ın bir kez daha aday olması önündeki engellerin kaldırılmasıyla aşılabilir. Böylece kriz kaynaklarından en azından biri egale edilmiş olacak.
İkincisi ise bu tartışmayla aynı zamanda siyasi partilerin yeniden tasnif edilmesinde önemli bir işlev göreceği düşünülüyor. Rejimin varlığını büyük ölçüde benimsemiş görünen muhalefet partilerinin neredeyse tamamının “masaya otururuz” dediğini de hatırlamakta fayda var.
Bir de tüm bunlara anayasa tartışmasının örteceği Türkiye’nin asıl sorunları eklenince mesele daha da iyi anlaşılmış olur.
AKP MECLİS’İ AŞAR
Erdoğan’ın yeni anayasa teklifini referanduma götürmesi için 360 milletvekilinin desteğine ihtiyacı var. Bu rakamla Meclis aynı zamanda erken seçim kararı da alabiliyor. Şu anda AKP-MHP blokunun bu rakama ulaşması zor gözüküyor. HÜDA-PAR, DSP, YRP destek verse bile 35 vekile daha ihtiyacı var.
Ama Meclis’te yaşanan kafa karışıklığı, DEVA, Gelecek ve İYİP gibi partilerin varlığı düşünüldüğünde olanaksız olduğu söylenemez. Kısa süre içinde iş partilerin taleplerinin ne kadarının karşılanıp karşılanamayacağına kadar ilerleyebilir. O saatten sonra süreç Erdoğan’ın marifetine kalmış olacak ki çok mahir olduğunu söylemeye gerek yok.
Muhalefet gündemi soğutacak, krizi konuşturmayacak ve Erdoğan’a alan açacak böyle bir sürece neden evet desin sorusu çok haklı kuşkusuz. Ama hep birlikte yaşadıklarımızı düşündüğümüzde bu olmaz diyecek bir şey kalmadığını da hatırlamakta fayda var.
Erdoğan için esas mesele halkı ikna etmekte. Burada çok büyük bir barikat orta yerde duruyor. Meclis ne derse desin halkın yol vermesi çok olası değil. Ama zamana yayma, süründürme ve bıktırma Erdoğan’ın en iyi yaptığı şey. Şimdiden mevziiyi sağlam tutmakta fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder