İtalyan donanmasına ait 3 denizaltı, 2 devriye gemisi ve 2 fırkateyn Aliağa'ya demirledi. Asbest ve tehlikeli madde barındıran deniz araçlarının envanter raporları kamuoyuyla paylaşılmıyor.
Asbest başta olmak üzere pek çok tehlikeli madde bulundurması nedeniyle diğer ülkelerin söküm için onay vermediği deniz araçları, İzmir Aliağa'daki gemi söküm tersanesine geldi.
Gemi sökümünde Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in ardından dördüncü sırada bulunan Aliağa'daki tersane ilkel söküm yöntemleriyle çevreye verdiği zarar, kapasite yetersizliği ve ağır çalışma koşullarıyla biliniyor.
Tehlikeli madde envanter raporları paylaşılmıyor
Tersanede bulunan Ege Çelik Endüstrisi Şirketi, İtalyan donanmasına ait denizaltı ve fırkateynler için dokuz ay önce düzenlenen ihaleyle 1,7 milyon avroluk teklifle söküm işlerini aldı. Buna göre 3 denizaltı, 2 eski askeri devriye gemisi Bersaglire ve Artigliere ile 2 fırkateynin söküm işlemi Aliağa'da gerçekleşecek.
Ancak deniz araçlarının tehlikeli madde envanter raporları (IHM) kamuoyuyla paylaşılmıyor.
'IHM raporlarındaki bilgiler doğru ve güvenilir değil'
Gemilerin çevreye etkilerini Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Dr. Enver Yaser Küçükgül'e sorduk. Türkiye'de 50 yıldır bu işin vahşice yapılmaya devam ettiğini hatırlatan Küçükgül, "Dünyanın en tehlikeli atıkları Türkiye'de parçalanıyor" diyor.
Tehlikeli madde envanter raporlarına (IHM) da değinen Enver Yaser Küçükgül, raporların yayınlanmadığını söylerken yayınlansa bile güvenilir olmadığının da altını çiziyor:
"IHM raporlarındaki bilgiler doğru ve güvenilir değil. Paylaşılsa ne olacak ki? Şirketler 'Avrupalılar bize sertifika verdi' diyor. Tabii verecek, pisliklerini parçalamamız için bu sertifikaları veriyorlar."
'Atıklar paketlenip gömülüyor'
Ortaya çıkan tehlikeli atıkları sorduğumuz Küçükgül, söz konusu atıkların asbestten ibaret olmadığını söyleyerek, bunların çoğunlukla paketlenip gömüldüğünü belirtiyor. "Dünyada asbest ya da asbestli malzeme ile örneğin yine çok tehlikeli olan radyoaktif malzemeyi arıtacak makineler yok" diyen Küçükgül şunları söylüyor:
"AB Atık İhracat İstatistikleri'ne bakınca 40 milyon tona yakın atık almışız. Bu tablonun sorumlusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü. Avrupalıların sertifikalarını almasak bu gemiler Bangladeş, Pakistan ve Hindistan'a gidecek. Bu gemilerin karasularımıza girişini kabul etmek, ülkeyi ihanet demek."
Patronlardan 'insan sağlığına uygun' açıklaması
Greenpeace İtalya, gemilerin çevresel etki değerlendirme yapılmadan söküleceğini, söküm yapılacak tersanenin Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uymadığı aktardı.
Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği (GEMİSANDER) Başkanı Kamil Önal ise tartışmalar üzerine bir basın açıklaması yaptı. Yapılan haberlerin "habercilik ettiğine uymadığını" öne süren Önal, "Tesislerimiz, uygulamalarımız, çalışma alanlarımız, yasal ve çevresel süreçlere ait her türlü envanterimiz kamuoyuna, ilgili sivil toplum kuruluşlarına ve özellikle basın mensuplarımıza her zaman açıktır" dedi.
Tesislerde başta asbest olmak üzere her türlü atık süreçlerinde ilgili yasal mevzuatlara uyulduğunu iddia eden Kamil Önal, "Ülkemiz ekonomisine büyük katkısı olan sektörümüzün yan sanayisi ile birlikte binlerce insanı istihdam ettiği unutulmamalıdır" diye konuştu.
Şirketten de konuyla ilgili açıklama geldi. Gerçekİzmir'in haberine göre, Ege Çelik'in proje koordinatörü Kemal Can Gür, tehlikeli atık envanter raporlarını bakanlığa teslim ettiklerini söyledi.
Greenpeace İtalya'nın raporlarının yanlış olduğu iddiasında bulunan Gür, "Bu gemilerin ikizleri NATO kuvvetlerinde İtalya'da faaliyet göstermekte. Asbesti 2000'lerden sonra NATO kuvvetindeysen temizlemekle yükümlüsün. Üretildiğinde varsa bile temizlemekle mükellefsin. 'Tehlikeli atık yok' demek yanlış olur. Her türlü atık yeri gemide haritalarla gösterilir. Doğru yere gider, doğru şekilde bertaraf edersiniz. Motat sistemi ile Çevre Bakanlığı atıklarımızı sürekli takip ediyor" dedi.
Ege Çelik, 2016 yılında da tehlikeli atık madde barındırdığı gerekçesiyle hiçbir ülkede sökümü yapılmayan doğalgaz gemisi ETHAN'ın sökümünü yapmıştı.İşçiler anlatmıştı: 'Binlerce tonluk kimyasal çıkar 500 kilo yazılır'
Patronlar "doğru yerden atık bertaraf ederseniz her şey yoluna girer" dese de daha önce soL'a konuşan gemi söküm işçisi patronların üstünü örttüğü gerçekleri anlatmıştı. İşçi, "Binlerce tonluk kimyasal çıkar 500 kilo yazılır. İşçiler karanlık basana kadar çalıştırılır. Avrupa'da bir gemi 2 yılda sökülürken, Türkiye'de bu süre 3-4 aya indirilir." diyerek durumu özetlemişti.
İtalyan denizaltılarının hikayesi
Carlo Fecia di Cossato, Leonardo da Vinci ve Guglielmo Marconi adını taşıyan denizaltılar, 2000’lerin başında hizmetten çıkarıldı. Hepsi Sauro sınıfı olan denizaltılardan İtalyan Donanması için toplam 8 adet inşa edildi. Gemilerden 4 hâlâ aktif olarak görevde.
1976 yapımı Leonardo da Vinci denizaltısı İtalyan Donanması’nda resmi olarak hizmete 6 Kasım 1982’de girdi. Eylül 1940'tan Mayıs 1943'e kadar İkinci Dünya Savaş'ında kullanıldı. 1943'te battı. Daha sonra müzede kullanılmak istense de 2023’te hurda parçalama şirketine satıldı.
Carlo Fecia di Cossato denizaltısı 5 Kasım 1979 - 30 Nisan 2002 tarihleri arasında donanmaya hizmet verdi. Sonra bir süre Cenova’da Galata Deniz Müzesi'nde sergilendi. 2023'te hurda olarak satıldı.
Guglielmo Marconi de 6 Kasım 1982 - 30 Haziran 2010 tarihleri arasında İtalyan Donanması’nda görev yaptı. La Spezia Deniz Üssü’nde uzun süredir bekleyen gemi, 2023’te hurdaya ayrıldı.
Carlo Fecia di Cossato denizaltısıAslı İnanmışık / soL-Özel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder