31 Mayıs 2024 Cuma

Cumhuriyet KÖŞEBAŞI (31 Mayıs 2024)

 

AKP kendi teklifini nasıl geri çekti (Barış Pehlivan)

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda yapılacak bir değişiklik çok tartışıldı. Buna göre emekli askerlere konuşma yasağı getirilecek ve hapis cezası istenecekti. Duymuşsunuzdur; beklenmedik bir gelişme oldu ve ilgili düzenleme oybirliğiyle kanun teklifinden çıkarıldı. İşte bu geri adımın nasıl atıldığını merak ederken çarpıcı bir bilgi duydum.  

Buna göre bazı emekli askerler, AKP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile iletişime geçti. Keza kendisi de eski asker olan Çelebi, bu tartışmalı teklifin ilk imza sahiplerinden biriydi.

Duydum ki Çelebi, ilgili konuşma yasağına karşı çıkan eski komutanlarını sosyal medyada hedef gösterse de kaygılarını dikkate aldı. Ve AKP’nin kendi teklifindeki tartışmalı ikinci maddenin kanunlaşmasını engellemede rol oynadı.

SİLİNEN ŞÜPHELİ FOTOĞRAFLAR

Tetikçi Eray Özyağcı’nın Sinan Ateş’i öldürdükten hemen sonra Bolu’ya kaçırıldığını biliyoruz. Halk TV’de “Kayda Geçsin” programına katılan Ayşe Ateş, tetikçinin MHP Bolu milletvekili olan İsmail Akgül’ün babasının evinde saklandığını öne sürdü. Baba Mehmet Akgül’ün Bolu’nun Karacaağaç Yaylası’ndaki evinde arama yapıldığını da açıkladı.

Merak bu ya...

Acaba, o yaylaya Olcay Kılavuz ve Ahmet Yiğit Yıldırım da sık uğrar mıydı? Hatta orada çekilen fotoğrafları yakın zamanda sosyal medyadan silindi mi?

ÖZLEM KUMRULAR’IN ARDINDAN

Ölüm haberini aldığımdan beri Behçet Necatigil’in şiirindeki “bitmeyen işler yüzünden” dizesi geliyor aklıma...

Gazeteciliğe başladığım Kaçak Yayın dergisinin heyecan veren yazarıydı. Sonra hep hayranlıkla izlediğim arkadaşım oldu. Ortak dostlarla evinde yemek yiyecektik geçen sene. “Bir türlü eve gelemediğim için olmadı” diyordu. Maalesef hepimizin “bitmeyen işleri” vardı, seçim sonrasına ertelemiştik. Buluşacakken ağır yaralandığı o kaza gerçekleşti.

Ve şimdi neşesine özlem duyacağımız kadar uzaklarda. Ortak kitaba imza attığı Metin Uca gibi gitti yanımızdan.

Profesördü. Milyon dolarlar değerinde yat sahibi olan rektörlerden dert yanıyordu. Onların laik akademisyen kadınlara yaptığı eziyeti anlatırdı. “Birileri bu akademik magandalara engel olsun” derdi. Yaşarken ona hak ettiği değeri verebildiğimizden şüpheliyim, heyhat!

Özlemle hatırlayacağım...

                                                    /././

Einstein imam hatipte okusaydı (Özdemir İnce)

AKP aklı, bütün başarılı öğrencileri imam hatip okulları adlı medreselerinde toplamak için türlü desiselere başvuruyor. Böylece dindar ve kindar bilim insanı, felsefeci, yazar ve sanatçıları yaratarak tek eksilerini (!) kapatacaklar! Değil günümüzün en başarılı çocuklarını, Thales, Pisagor, Arşimet, Newton, Kopernik, Galileo, Darwin, Einstein, Stephen Hawking; Biruni, Cezeri, Harezmi, İbni Haldun, İbni Sina, Ali Kuşçu, Farabi, Cahit Arf, Hulusi Behçet, Aziz Sancar vb. gibi geçmişin ve günümüzün dâhilerini bile AKP’nin imam hatiplerine doldursanız sonunda ancak dinbaz, kötü siyasetçi ve haramzade müteahhit yetiştirebilirsiniz. Çünkü günümüzün sünnetçi Gazalileri tarafından akılları ve imgelem güçleri sünnet edilir. Akıl ile inanç, çiftleşmezler.

Bilimin kaynağında kör inanç ve vahiy yoktur, akıl vardır. Bilim ve sanatın Tanrı ve dinle doğrudan, dolaylı-dolaysız bir ilişki ve sorunu yoktur ama din adamıyla (ruhbanla) ve dinbazla sorunu vardır. Tanrı ve din “insan” değildir ama rahip, haham, imam ve dinbaz “insan”dır. Hadi meslekleridir diye rahip, haham ve imamı idare edelim ama dinbaz  neyin nesi, kimin fesi oluyor? Dinbaz, dinin yozlaşmış, kokuşmuş materyalist ürünüdür. İnsanları uyutmak için imam hatip okulları açar, çiftlik ve inek banklar kurar. Tanrı ve din, bilimsel akıldan gocunmaz ama dinbaz, engizisyon mahkemeleri kurup bilim insanlarını ateşlikte yakar, zulmeder; (İskenderiyeli Hypatia, Sokrates, Pisagor, Galileo, Kopernik, Newton, Darwin, Lavoisier, Bruno, Bacon vb.) Hallac-ı Mansur gibi derisini yüzer, türlü çeşitli zulümler eder. (İbni Sina, Suhreverdi, El Kindi, Farabi vb.)

Bilimlerin (science) tamamı laik temellere dayanır. Vahiy kaynaklı bilim yoktur. Bilim:

1) Deney yaparak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgi.

2) Yöntemle elde edilen ve uygulamayla doğrulanan, her zaman ve her yerde geçerlik ve kesinlik nitelikleri taşıyan yöntemli ve dizgesel bilgi.

3) Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkarak belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci.

Teoloji ve ilahiyatın anlamı “Tanrı bilim” ya da “din bilim” değil, “Tanrı bilgisi”dir, “din bilgisi”dir. Türkçeye yanlış tercüme edilmiştir. Bilim, ilahiyatı kapsamadığı gibi ilahiyat da bilimi kapsamaz. Yerçekimini ya da izafiyet teorisini ilahiyat ile açıklayamazsınız. Örneğin Tanrı’nın varlığı konusunda deneye dayalı bilgi edinemezsiniz.

Dünyanın her ülkesinde bir mesleğe kaynaklık eden üniversiteler vardır. Örneğin Paris’in Ulm Sokağı’ndaki Yüksek Öğretmen Okulu (Ecole Normale Superieure) çok önemlidir. Her dalda dünyaca ünlü bilimciler, filozof ve yazarlar (Samuel Beckett, Louis Althusser, Jacques Derrida, Paul Selan) hocalık yaparlar. Dünya çapında yüzlerce mezunu (Fransa Cumhurbaşkanı Georges Pompidou, Jean Paul Sartre, Paul Nizan, Simon de Beauvoir...) arasında sadece bir Türk var: Matematikçi Cahit Arf.

Cumhuriyetin en önemli iki eylemimden ilki laiklik, ikincisi Tevhidi Tedrisat Kanunu’dur. Bu yasanın din görevlisi eğitimini düzenleyen 4. maddesi medreselerin kapatılmasına karşılık imamlık ve hatiplik gibi dini hizmetlerin görülebilmesi için ayrı okullar açılmasını öngörüyordu. 1924 yılında “İmam Hatip Mektepleri” adı altında 29 okul açıldı.

Uygar ülkelerde yüz yıldır imam hatip benzeri okul yok. Din öğrenimi için bireyin reşit (18 yaşına girmiş) olmasını öngören devletler bu okulları kapattı ve yüksek teoloji öğrenimi için sivil lise öğrenimini zorunlu gördü.

Türkiye’de imam hatip ortaokulu var mı diye araştırma yaparken “Didim Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu” diye bir okulla karşılaştım. Muğla Bodrum Şehit Türkmen Tekin Anadolu İmam Hatip Lisesi bile var. Bu ne soytarılık! Bu gidişle Robert imam hatip koleji bile açar bu adamlar. Zarf değiştirmekte pek mahirdirler. Açarlar dedim ya, mezunlarını çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında kilit noktalara getirmek için Kartal İmam Hatip Lisesi’ni açmışlar. Mahdum Bilal Erdoğan ve tayfası bu okul mezunu.

(Cumhuriyet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder