Ben edepsizim çünkü benim Fethullah Gülen’le çekilmiş hiçbir fotoğrafım yok. Pensilvanya’ya da gitmedim. Gülen ekibinin yaptığı hiçbir toplantıya davet edilmedim, ancak kozmik oda sözünü duyduğumda biraz araştırdım, meğer kozmik oda herhangi bir düşman saldırısı olduğunda topyekûn savunmanın nasıl yapılacağını, kimlere başvurulacağını saklayan bir odaymış, yani devletin gizli kutusu, bu kutuyu da ben açtırmadım.
Ama edepsizim, enflasyonun yüzde 25 olduğu bir zamanda 50 liralık emekli maaş zammı alıp, benimle ve milyonlarca emekliyle alay edildiğini düşünüp, en ağır küfürleri savunduğum için edepsizim; yüzlerce öğrenci bir protesto yürüyüşüne katıldılar diye gaddarca hapse tıkıldığında yüreğim daraldığı, çaresizlik içinde “Tanrım bu çocukların tüm gelecekleriyle oynuyorlar” diye uykudan uyandığım için ben edepsizim!
Silopi’de keskin nişancı kurşunuyla öldürülen Taybet Ana’nın çocukları sokağa çıkamadıkları için, ölü annelerini köpek parçalamasın diye, bir hafta boyunca pencerelerinde nöbet beklediklerini duyduğumda hüngür hüngür ağladığım için ben edepsizim!
Gene keskin nişancı tarafından vurulan 10 yaşındaki bir çocuğun, sokağa çıkma yasağı olduğu için derin dondurucuda bekletildiğini ve tüm ailenin dolabın çevresinde en acı ağıtları yaktığını bildiğim için, bunu ne yüreğim ne aklım almadığı için ben acayip edepsizim!
Doğayı yok etmeye planlanmış rant şirketlerinin Caretta’ların yumurtalarını bıraktığı toprağı bir tarla gibi sürüp tüm yumurtaları kırdığında, insanın “ben en üstünüm, canımın istediğine istediğimi yaparım!” demesinden utandığım için ben edepsizim.
Bir seçim çalışması için gittiğim, çocukluğumun sihirli kenti Antep’te Tayyip Erdoğan’ın mitingdeki kadınlara bizzat yuhalattığı Berkin Elvan’ın annesinin yüzüne ben nasıl bakarım diye kendi kendime hesap sorduğum için ben edepsizim!
Can oğul Ali İsmail Korkmaz için gazetemde ağıt yazdığım için ben edepsizim!
KHK’den, yaşamlarının en verimli çağında, mesleklerinden men edilen, gelecekleri karartılan hocaların, doktorların, ambulans şoförlerinin, hemşirelerin, öğretim görevlilerinin yeni bir yaşam kurmak için nasıl uğraştıklarını, başlarını nasıl dik tuttuklarını bildiğim için, onların yanında olduğum için ben edepsizim!
FETÖ davasında sadece daha az faiz ödemek için karı-koca maaşlarını Bank Asya’ya yatıran memurların, FETÖ’cü diye damgalanarak nasıl ortada bırakıldıklarını, ama Fethullah Gülen’in ellerini öpenlerin, ayaklarına kapananların nasıl sefa sürdüklerini bildiğim için, buna karşı olduğum için ben edepsizim!
Dünya’nın her yerinde dolaşırken, ağzım bir karış açık opera binalarına özendiğim için, sokak festivallerindeki en uç oyunları izleyip “neden biz de yok?” diye kendi kendime hayıflandığım için ben edepsizim!
Hele de Peru’nun Machu Picchu’sunda, bu tarihi alanın her gün en az dört bin kişi tarafından gezildiğini öğrendiğimde, bu rakamı acayip kıskandığım, kendi ülkemin ören yerlerinin neden öyle bakımsız, neden öyle tanıtımsız bırakıldığını düşündüğüm, üzüldüğüm, hatta ağladığım için ben edepsizim!
Bin yıllık kutsal bir ağaç olan zeytin ağaçlarının her türlü estetikten uzak, kötü binalar için kesildiğini gördüğümde, zeytin ağaçlarının inlemelerine dayanamadığım için, edepsizim!
İmam hatiplere gitmek zorunda bırakılan yoksul halk çocuklarının dört işlemi yapamadıklarını, Türkçe yazamadıklarını duyduğumda canım sıkıldığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin dibine dinamit döşemeye çalışan emperyalist güçlerin, topyekûn cahil bırakılan bu kalabalık nüfusu gördüklerinde ellerini nasıl keyifle ovuşturduklarını bildiğim için ben edepsizim!
Hiçbir dostumun, hiçbir arkadaşımın Müslümanların kutsal topraklarında, Kâbe’de sadece erkeklerin alındığı bir otelde Viagra’dan ölmeyeceğini bildiğim için ben edepsizim!
Vallahi de billahi de ülkemizin din bilginlerinden birinin (!) bu nedenden oralarda öldüğünü duyduk, gördük, bir de adam acayip katılımlı bir cenazeyle gömüldü. Ben edepsizim bu ülkede, üstlerinde deri giysiler, elleri kırbaçlı erkeklerin başı bağlı bir kadını taciz edeceğine inanmadığım için edepsizim!
İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Nepal’e kara yoluyla gittiğimde, Pakistan’da karanlık, kadınsız “köy” yerinde Mustafa Kemal Atatürk’e bir genç kadın olarak teşekkür ettiğim için ben edepsizim!
Annemin, babamın ve o kuşağın bu ülke için yaptıkları fedakârlıkları unutmadığım, onların karşısında saygıyla eğildiğim için ben edepsizim!
İnsanlar arasında dayanışmaya, sevgiye, aşka, merhamete inandığım için en çok edepsizim! Dans etmeyi sevdiğim için de ben edepsizim!
Eh, bu edepsizi yola getirmek gerek, bu nedenle 1yıl 6 ay hapis cezası aldım. Çok sevdiğim bir dostumun söylediği “anacığım, geldin yetmiş yaşına bir dur” sözünü kulak arkası ettiğim için ben gerçekten edepsizim!
Dünyanın bütün edepsizleri, birleşin!
Işıl Özgentürk / CUMHURİYET
Ama edepsizim, enflasyonun yüzde 25 olduğu bir zamanda 50 liralık emekli maaş zammı alıp, benimle ve milyonlarca emekliyle alay edildiğini düşünüp, en ağır küfürleri savunduğum için edepsizim; yüzlerce öğrenci bir protesto yürüyüşüne katıldılar diye gaddarca hapse tıkıldığında yüreğim daraldığı, çaresizlik içinde “Tanrım bu çocukların tüm gelecekleriyle oynuyorlar” diye uykudan uyandığım için ben edepsizim!
Silopi’de keskin nişancı kurşunuyla öldürülen Taybet Ana’nın çocukları sokağa çıkamadıkları için, ölü annelerini köpek parçalamasın diye, bir hafta boyunca pencerelerinde nöbet beklediklerini duyduğumda hüngür hüngür ağladığım için ben edepsizim!
Gene keskin nişancı tarafından vurulan 10 yaşındaki bir çocuğun, sokağa çıkma yasağı olduğu için derin dondurucuda bekletildiğini ve tüm ailenin dolabın çevresinde en acı ağıtları yaktığını bildiğim için, bunu ne yüreğim ne aklım almadığı için ben acayip edepsizim!
Doğayı yok etmeye planlanmış rant şirketlerinin Caretta’ların yumurtalarını bıraktığı toprağı bir tarla gibi sürüp tüm yumurtaları kırdığında, insanın “ben en üstünüm, canımın istediğine istediğimi yaparım!” demesinden utandığım için ben edepsizim.
Bir seçim çalışması için gittiğim, çocukluğumun sihirli kenti Antep’te Tayyip Erdoğan’ın mitingdeki kadınlara bizzat yuhalattığı Berkin Elvan’ın annesinin yüzüne ben nasıl bakarım diye kendi kendime hesap sorduğum için ben edepsizim!
Can oğul Ali İsmail Korkmaz için gazetemde ağıt yazdığım için ben edepsizim!
KHK’den, yaşamlarının en verimli çağında, mesleklerinden men edilen, gelecekleri karartılan hocaların, doktorların, ambulans şoförlerinin, hemşirelerin, öğretim görevlilerinin yeni bir yaşam kurmak için nasıl uğraştıklarını, başlarını nasıl dik tuttuklarını bildiğim için, onların yanında olduğum için ben edepsizim!
FETÖ davasında sadece daha az faiz ödemek için karı-koca maaşlarını Bank Asya’ya yatıran memurların, FETÖ’cü diye damgalanarak nasıl ortada bırakıldıklarını, ama Fethullah Gülen’in ellerini öpenlerin, ayaklarına kapananların nasıl sefa sürdüklerini bildiğim için, buna karşı olduğum için ben edepsizim!
Dünya’nın her yerinde dolaşırken, ağzım bir karış açık opera binalarına özendiğim için, sokak festivallerindeki en uç oyunları izleyip “neden biz de yok?” diye kendi kendime hayıflandığım için ben edepsizim!
Hele de Peru’nun Machu Picchu’sunda, bu tarihi alanın her gün en az dört bin kişi tarafından gezildiğini öğrendiğimde, bu rakamı acayip kıskandığım, kendi ülkemin ören yerlerinin neden öyle bakımsız, neden öyle tanıtımsız bırakıldığını düşündüğüm, üzüldüğüm, hatta ağladığım için ben edepsizim!
Bin yıllık kutsal bir ağaç olan zeytin ağaçlarının her türlü estetikten uzak, kötü binalar için kesildiğini gördüğümde, zeytin ağaçlarının inlemelerine dayanamadığım için, edepsizim!
İmam hatiplere gitmek zorunda bırakılan yoksul halk çocuklarının dört işlemi yapamadıklarını, Türkçe yazamadıklarını duyduğumda canım sıkıldığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin dibine dinamit döşemeye çalışan emperyalist güçlerin, topyekûn cahil bırakılan bu kalabalık nüfusu gördüklerinde ellerini nasıl keyifle ovuşturduklarını bildiğim için ben edepsizim!
Hiçbir dostumun, hiçbir arkadaşımın Müslümanların kutsal topraklarında, Kâbe’de sadece erkeklerin alındığı bir otelde Viagra’dan ölmeyeceğini bildiğim için ben edepsizim!
Vallahi de billahi de ülkemizin din bilginlerinden birinin (!) bu nedenden oralarda öldüğünü duyduk, gördük, bir de adam acayip katılımlı bir cenazeyle gömüldü. Ben edepsizim bu ülkede, üstlerinde deri giysiler, elleri kırbaçlı erkeklerin başı bağlı bir kadını taciz edeceğine inanmadığım için edepsizim!
İran, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Nepal’e kara yoluyla gittiğimde, Pakistan’da karanlık, kadınsız “köy” yerinde Mustafa Kemal Atatürk’e bir genç kadın olarak teşekkür ettiğim için ben edepsizim!
Annemin, babamın ve o kuşağın bu ülke için yaptıkları fedakârlıkları unutmadığım, onların karşısında saygıyla eğildiğim için ben edepsizim!
İnsanlar arasında dayanışmaya, sevgiye, aşka, merhamete inandığım için en çok edepsizim! Dans etmeyi sevdiğim için de ben edepsizim!
Eh, bu edepsizi yola getirmek gerek, bu nedenle 1yıl 6 ay hapis cezası aldım. Çok sevdiğim bir dostumun söylediği “anacığım, geldin yetmiş yaşına bir dur” sözünü kulak arkası ettiğim için ben gerçekten edepsizim!
Dünyanın bütün edepsizleri, birleşin!
Işıl Özgentürk / CUMHURİYET