TARİHTE BUGÜN (15 HAZİRAN)

     


     OLAYLAR:

  • MÖ 763 - Asurlular bir Güneş tutulmasını kayıtlarına geçirdiler. Bu özel gün, daha sonra Mezopotamya tarihinin zaman dizininin oluşturulmasında bir referans noktası olarak kullanıldı.
  • 1215 - İngiltere Kralı JohnMagna Carta sözleşmesini mühürledi.
  • 1381 - İngiliz tarihinin ilk büyük köylü ayaklanması, lideri Wat Tyler'in ölümüyle son buldu.
  • 1667 - Kayıtlara geçmiş ilk kan nakli Fransa Kralı XIV. Louis'nin de özel doktoru olan Jean-Baptiste Denys tarafından gerçekleştirildi. Dr. Denys, bir koyunun kanını 15 yaşında bir çocuğa nakletmiş ve çocuk yaşamıştı.
  • 1752 - Benjamin Franklinuçurtma deneyi ile yıldırımın elektrik akımı olduğunu ispatladı.
  • 1826 - Sultan II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı kaldırıldı, yerine “Asakir-i Mansure-i Muhammediye” adıyla yeni bir askeri teşkilat kuruldu. Bu olay Osmanlı tarihinde Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) olarak “resmi” tarihe geçti. Buna karşın, yeniçerilerin isyanının bastırılması ve ardından Bektaşi dergahlarıyla Alevi toplumuna yönelik saldırılar sonucu binlerce insanın öldürülmesinden dolayı da “vaka-i şerriye” olarak ta anıldı.
  • 1844 - Charles Goodyearkauçuğun güçlendirilmesi işleminde kullanılan ve vulkanizasyon adı verilen bir yöntemin patentini aldı.
  • 1865 - Yoksullar ve yetimlerin yatılı eğitimi için Darüşşafaka kuruldu.
  • 1888 - II. Wilhelm, Almanya İmparatoru oldu.
  • 1896 - Japonya'da meydana gelen bir tsunami, 22.000'den fazla kişinin ölümüne yol açarak Japon tarihine en ölümcül tsunami olarak geçti.
  • 1903 - 11 dakikalık ilk Western filmi olan Great Train Robbery gösterime girdi.
  • 1911 - Sonradan IBM adını alacak olan "Computing Tabulating Recording Corporation" adlı şirket kuruldu.
  • 1920 - Almanya ile Danimarka arasında yapılan yeni bir sınır anlaşmasıyla kuzey Schleswig Danimarka'ya verildi.
  • 1920 - Yozgat'ta Çapanoğu Ayaklanması başladı.
  • 1920 - 15. Kolordu Komutanlığı, "Doğu Cephesi Komutanlığı" olarak adlandırıldı. Cephenin komutanlığına Kazım Karabekir Paşa getirildi.
  • 1923 - Nezihe Muhiddin'in öncülüğünde Darülfünun Konferans Salonu'nda gerçekleşen toplantı sonucu Kadınlar Halk Fırkası'nın kurulması kararlaştırıldı. Fırka, yeni Türkiye'deki ilk siyasal parti girişimidir. Fakat parti kuruluşu için izin verilmediğinden, Türk Kadınlar Birliği adında bir derneğe dönüşmüştür.
  • 1927 - Türkiye'nin ilk modern akıl ve ruh hastalıkları hastanesi olan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi açıldı.
  • 1930 - Türkiye'nin ilk dış kredisi olan 10 milyon dolar, Amerikan Yardım Bankası'ndan alındı.
  • 1936 - 1931'den beri Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği'ni yapmakta olan Recep Peker, Mustafa Kemal Atatürk tarafından görevinden alındı. Genel Sekreterlik görevi, Başvekil İsmet İnönü'ye verildi.
  • 1938 - Medeni Kanun'daki evlenme yaşı; kadınlar için 15, erkekler için 17 olarak düzenlendi.
  • 1942 - Atatürk'ün Şişli'de oturduğu ev müze oldu.
  • 1944- Alman Kassel gemisinin Boğazlardan geçişine izin verilmedi.
  • 1947- Mustafa Barzani ve 500 peşmergesi SSCB sınırlarına ulaştı. 1946’da Mahabad Kürt Cumhuriyetini kuranlar arasında yer alan Mustafa Barzani ve Barzaniler kendi adlarına çeşitli ülkelerle ilişki geliştirmelerini istemeyen Irak yönetimi tarafından saldırı, baskı ve katliamlarla karşılaştılar. Bu nedenle 500 peşmergesi ile birlikte yeniden toparlanmak amacıyla kendilerine destek sözü veren Rusya’ya doğru harekete geçtiler.
  • 1950 - Batı AlmanyaAvrupa Konseyi'ne katılma kararı aldı.
  • 1954 - UEFA (Union des Associations Européennes de Football) kuruldu.
  • 1956 - Akis dergisi toplatıldı.
  • 1958- Gazete fiyatları 15 kuruştan 25 kuruşa çıktı.
  • 1968- Fransa’da polisten kaçarken Seine nehrinde boğulan 17 yaşındaki G.Tautin’in cenazesine 5 bin kişi katıldı.
  • 1969 - Georges PompidouFransa Cumhurbaşkanı seçildi.
  • 1970 - İşçiler, İzmit Gebze'den İstanbul'a doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş sırasında geçilen yerlerdeki işçiler de yürüyüşe katıldı. 15-16 Haziran işçi direnişi olarak adlandırılan bu olaylar, 16 Haziran'da 5 kişinin ölmesi ve İstanbul ve Kocaeli'de sıkıyönetim ilan edilmesi ile sona erdi.
  • 1970- Sendikalar Kanunu’nda yapılan değişiklikleri protesto etmek için İstanbul’da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) çağrısı üzerine 70 bin işçi direnişe geçti. İşçiler Kartal’da Ankara Asfaltı’nı kapattı; Haymak Fabrikası işgal edildi. Bakırköy’de Londra Asfaltı’nı kapattı. Levent bölgesindeki fabrikalardan çıkan işçiler Şişli, Taksim yönünde; Türk Kablo Fabrikası işçileri ise İzmit’e doğru yürüdü. DİSK’in örgütlü olduğu işyerlerinde sabah “Anayasa Direniş Komiteleri” oluşturuldu, eylem tarzı belirlendi, dövizler hazırlandı. Hemen tüm işyerlerinde aynı eylem tarzı ağır bastı: “Çalışmayalım, yürüyüşe geçelim”. İlk hareket Ford/ Otosan’dan geldi. Yürümeye başlayan Otosan işçilerini Singer, DMO, Simko, Bürosan, Aksan,Esar ve Türkeli izledi. Otosan ve diğer işyerleri topluca Maltepe Tekel’e gitti. Buradan Gebze’ye hareket eden kafileler saat 17:30 da Pendik’te birleşti. Avrupa Yakası’nda Derby işçileri Bakırköy’e, Profilo ve Grundig işçileri Gümüşsuyu’na, Rabak işçileri de Şişli’ye yürüdü. Eyüp civarında Gıslavet, Sungurlar, Demir-Döküm ve Elektro-Metal işçileri yürüdü. Sungurlar ve Demir-Döküm işçilerinden gözaltına alınanlar, Eyüp Karakolu kuşatılarak serbest bıraktırıldı.İşyerlerindeki “Direniş Komiteleri” adına Cumhurbaşkanı, Başbakan, Çalışma Bakanı ve Senatörlere 10 bine yakın telgraf çekildi. İki gün süren olaylar sonucunda Yaşar Yıldırım, Mustafa Bayram ve Mehmet Gıdak adlı işçilerle Yusuf kahraman adlı toplum polisi ve olayları izleyen Abdurrahman Bozkurt adlı bir esnaf öldü, 200’e yakın kişi yaralandı, yüzlerce işçi gözaltına alındı.
  • 1972- Sofya uçağının kaçırılması olayında ilişkileri olduğu iddiasıyla Emil Galip Sandalcı ve İlhan Kalaylıoğlu tutuklandı.
  • 1972- Kızılordu Fraksiyonu’nun (RAF) liderlerinden Ulrike Meinhof Hannover’de bir apartmanda yakalandı.
  • 1973 - Yünsa Yünlü Sanayi Anonim Şirketi kuruldu.
  • 1975 - Soyuz 19Baykonur Uzay Üssü'nden havalandı.
  • 1977- Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyesi Doçent Doktor Orhan Yavuz, kimliği meçhul kişilerce kaçırıldı ve boğazı kesilerek öldürülmüş bir halde bulundu. Yavuz’un 6 ay önce bir arkadaşına gönderdiği mektupta “Her an öldürülebilirim” dediği açıklandı.
  • 1977 - İspanya'da 41 yıl sonra ilk seçimler yapıldı.
  • 1978- Hacı Ali Demirel hemoroit olduğu gerekçesiyle vergi ertelemesi istedi. Bu isteği Ankara Defterdarlığı tarafından reddedildi.
  • 1978 - İstanbul Tarabya'da bir belediye otobüsü denize uçtu; 35 yolcudan 4'ü kurtulabildi.
  • 1978 - Ürdün Kralı Hüseyin, Amerikalı Lisa Halaby ile evlendi. Lisa Halaby, adını Nur olarak değiştirdi.
  • 1980- Saruhanlı’nın Çakmaklı köyünde CHP’li 2 TEKEL işçisi Ülkü Yolu Derneği üyesi A.Çelikoğlu tarafından yaylım ateşiyle öldürüldü.
  • 1981 - Mehmet Ali Ağca'yı hapisten kaçıran Bünyamin Yılmaz, 18 yıl hapse mahkûm oldu.
  • 1983- Anayasa Komisyonu Başkanı Profesör Orhan Aldıkaçtı Danışma Meclisi üyeliğinden istifa etti.
  • 1985 - Hollandalı ressam Rembrandt'ın Danaë adlı tablosu, daha sonra akli dengesinin bozuk olduğuna hükmedilen bir adam tarafından saldırıya uğradı. Tuvalin üzerine sülfürik asit döken saldırgan, ayrıca tabloyu iki yerinden bıçakladı.
  • 1988- Türkiye Gübre Sanayi A.Ş.’nde çalışan 7 bin işçinin Türkiye genelinde başlattığı pasif direnişler sürüyor. Gemlik Gübre Sanayii Fabrikası’nda gündüz vardiyasından çıkan 350 işçinin servislere binmeyip Bursa’ya doğru yürüyüşüne jandarma 1 km. sonra engel oldu.
  • 1990 - İstanbul'un ilk tüp bebeği doğdu.
  • 1991- Anavatan Partisi 3. Olağan Kongresi yapıldı. Genel başkanlığa Mesut Yılmaz seçildi. Başbakan Yıldırım Akbulut, siyaset tarihimizde başbakanken genel başkanlığı kaybeden ilk politikacı oldu.
  • 1994 - İsrail ve Vatikan tam diplomatik ilişki anlaşmasına vardı.
  • 1994 - İş adamı Vehbi Koç'a İsviçre'de, Birleşmiş Milletler Nüfus Faaliyetleri Ödülü verildi.
  • 1995- İstanbul’da “Suriçi” olarak adlandırılan tarihi yarımadanın 1 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “SİT alanı” ilan edilmesine Mimarlar Odası “40 yıl geciken ve bekletilen doğru karar” derken, Büyükşehir Belediyesi ”Kararı onaylamıyoruz” dedi.
  • 1995 - Sabahat Karataş ve 3 kişinin yargısız infazı iddiasıyla yargılanan 19 polisin duruşmasında Kadıköy Adliyesi dışında toplanan gruptan 200 kişi gözaltına alındı.
  • 1995 - Türkiye Yazarlar Sendikası, Özgür Gündem Yazı İşleri Müdürlüğü’nden dolayı TMY’nın 8.maddesinden toplam 14 yıl 10 ay hapis ve 1 milyar 509 milyon TL para cezasına çarptırılan Işık Yurtçu ile 20 ay hapse mahkum edilen Eşber Yağmurdereli’yi “onur üyeliğine” seçti.
  • 1999 - 1999- İstanbul’da Birleşik Taşımacılık Sendikası üyelerinin TCDD’ye bağlı Yakacık Hastanesi’nin özelleştirilmesine karşı eyleminde 50 kişi gözaltına alındı.
  • 2000- 26 Eylül 1999’da Ulucanlar Cezaevi’ne düzenlenen operasyonda öldürülen 10 tutuklu ve hükümlüden bazılarının “işkence ve öldürme amaçlı saldırı” sonucu hayatını kaybettiği bilirkişi raporuyla belgelendi. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun,aralarında İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Dalı Anabilim Dalı Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın da bulunduğu çeşitli fakültelerden 4 Adli Tıp uzmanına hazırlattığı raporda, “işkence ve öldürme amaçlı fiiller” tespiti yapıldı.
  • 2001- AİHM Türkiye’yi, Lice’de 1993’de ev ve işyerleri yakılan 246 kişiye 2.5 milyon Sterlin tazminat ödemeye mahkum etti. 
  • 2002 - "2002 MN" adı verilen bir asteroid, Dünya'nın 121.000 km yakınından geçti. Bu uzaklık, Dünya ile Ay arasındaki mesafenin üçte biri kadardır.
  • 2003- İstanbul Kadın Platformu üyeleri, sevdiği erkekle birlikte olduğu için Mardin’de sokak ortasında taşlanarak öldürülen Şemse Allak için Beyoğlu’nda gösteri yaptı.
  • 2005 - “Yeşil Sermaye” olarak adlandırılan, yaklaşık 400 şirketle halktan kayıt dışı para toplayan 78 İslami holdingin faaliyetlerini araştırmak için kurulan TBMM Komisyonu’nun AKP’li başkanı, holding yöneticilerinin büyük çoğunluğunun ”piyasada bulunmadığını” söyledi.
  • 2006- Şubat’ta Mersin’de düzenlenen AKP İl Kongresi öncesinde Başbakan Erdoğan’a “Çiftçinin hali ne olacak, 2 senedir anamız ağlıyor” deyince “Lan artistlik yapma, ananı da al git” cevabını alan Mustafa Kemal Öncel açılan hakaret davasının ilk duruşmasında beraat etti.
  • 2009- Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri üyeleri, çocuk tacizinden yargılanan Hüseyin Üzmez’i protesto eden üyelerinin yargılanmasına karşı gösteri yaptı.
  • 2011 - Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, %50 başarısının yalnızca AKP’ye ait olmadığını söyleyerek: “Başbakan Erdoğan’ın ustalık döneminin ilk iki sınavını yeni kabinede ve Yüksek Askeri Şura atamalarında test edeceğiz” dedi.
  • 2013- Taksim Dayanışması gece boyunca yaptığı toplantıların ardından sabah, talepler karşılanana kadar Gezi Parkı’nda direnişe devam edilmesi kararını Park’ta açıkladı. Saat 14:00’de Taksim Dayanışması “direnişin bayraksız-flamasız tek bir ortak çadırda sürdürülmesi” çağrısı yaptı. Taksim Dayanışma’nın “ortak çadır” çağrısına DİSK, KESK, TMMOB, TTB, HDK, BDP, CHP, EMEP, TKP, ÖDP, SYKP destek verdi. Taksim Dayanışması’nın “tek çadır” kararı üzerine çadırlar sökülmeye başlandı. 18:00 de DİSK Gezi Parkı içinde 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’ni anma etkinliği gerçekleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın Sincan mitingindeki tehditlerine 19:30 da Taksim Dayanışması adına Eyüp Muhcu cevap verdi: “Taleplerimizin arkasındayız”20:20’de polis uyarı yaptı ve 20:50’de tazyikli su ve gazla Meydan’a ve Park’a müdahaleye başladı. Polis 21:20’de Gezi Parkı’nı tümüyle kontrol altına aldı. Saat 21:00 den sonra başta İstanbul olmak üzere birçok ilde Gezi Parkı’nın boşaltılmasına karşı protestolar yapıldı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, Ethem Sarısülük’ün polis kurşunuyla hayatını kaybettiği yere “Değerli Türk Polisi Ankara Sizinle Gurur Duyuyor” yazılı pankart astırması tepkilere yol açtı.
  • 2015 - Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan ile ülkücü mafya lideri Sedat Peker, Ak trol Taha Ün ile Emine Erdoğan’ın özel kalem müdiresi Sema Silkin’in nikah töreninde hasbihal etti.
  • 2017 - Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'na yirmi beş yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verilmesiyle, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a kadar sürecek olan "Adalet Yürüyüşü" başladı.
  • 2018- ABD Başkanı Donald Trump, yaptığı yazılı açıklamada, “Çin’in fikri mülkiyet ve teknoloji hırsızlığının yanı sıra adaletsiz ticaret uygulamaları” nedeniyle teknoloji ağırlıklı bazı ürünlerine yüzde 25 vergi uygulanacağını bildirdi. 
  • 2018 - ABD hava kuvvetlerinin, Kunar eyaletine gerçekleştirilen hava saldırısında Pakistan’daki Taliban örgütünün lideri Molla Fazlullah’ı öldürdüğü açıklandı.




      DOĞUMLAR-ÖLÜMLER:
  • 1479 - Lisa del Giocondodoğdu. Floransalı Gherardini ailesinin bir üyesi (Leonardo da Vinci tarafından Mona Lisa adıyla tablosu yapılan) (ö. 1542)
  • 1594 - Nicolas Poussin, doğdu. Fransız ressam (ö. 1665)
  • 1785 - Jean-François Pilâtre de Rozier, ilk defa Manş denizini geçmeyi başaran havacı (d. 1754)
  • 1849 - James Knox Polk, Amerikalı siyasetçi ve ABD'nin 11. Başkanı (d. 1795)
  • 1876 - Hüseyin Avni Paşa ( d. 1819 - ö. 15 Haziran 1876), Osmanlı devlet adamı ve asker. Sultan Abdülaziz saltanatında 15 Şubat 1874 - 26 Nisan 1875 tarihleri arasında bir yıl iki ay dokuz gün süreyle sadrazamlık görevinde bulundu. Sultan Abdülaziz'e karşı yapılan darbe sonrası düzenlenen toplantı sırasında toplantıyı basan Kolağası Çerkes Hasan tarafından suikast sonucu öldürüldü.  Hüseyin Avni, 1819 yılında Isparta'nın  Gelendost İlçesinde doğdu. Babasının adı Eşekçi Ahmed idi. Öğrenimi için, babası tarafından İstanbul'a yollandı. Çorlulu Ali Paşa Medresesi'nde müderris olan dayısının yanına sığındı. Medresede Kur'an ve Arapça okudu. 1837 Temmuzunda nefer(er) olarak Harbiye'nin hazırlık sınıfına alındı. 8 ay sonra imtihanla onbaşı, 1839 Temmuzunda çavuş, sonra  başçavuş oldu. 1842'de Mekteb-i Fünun-i Harbiyye-i Şahane'yi bitirerek 21 yaşında mülazım  (teğmen) rütbesini aldı. 1849'da erkan-ı harb kolağası (kurmay kıdemli yüzbaşı) rütbesiyle 28 yaşında Harb Akademisi'nden çıktı. Hüseyin Avni, 1852 Haziranında binbaşı rütbesi ve "bey" unvanı alarak Harbiye'ye taktik öğretmeni tayin edildi. 12 Haziran 1853'te yarbay rütbesiyle Şumnu'ya, sonra Sofya 'ya gönderildi. Daha sonra Vidin'deki tümenin kurmay başkanlığına getirildi. Çatana zaferi üzerine Padişah Sultan Abdülmecid, Hüseyin Avni Bey'e altın kabzalı kılıç, albay rütbesi verdi. Sonra mirliva (general) olarak Kars'a, oradan Şumnu'ya gönderildi. 1858'de Mekteb-i Harbiye kumandanı, sonra mekatib-i askeriyye (askerî okullar) kumandanı oldu. Ocak 1868'de askeri şura reisi, Temmuz 1863'te müşir (mareşal) rütbesiyle Birinci Ordu Kumandanı oldu. Rumlar ayaklanınca, 7 Mart 1867'de Girit'e yollandı. 29 Kasım 1867'de Girit Eyalet Valisi oldu. 9 Şubat 1869'da Serasker olarak ilk defa imparatorluk hükûmetine   girdi. 15 Şubat 1874 - 26 Nisan 1875 tarihleri arasında sadrazam oldu.  30 Mayıs 1876 tarihinde yapılan ve Midhat Paşa'yla birlikte padişah Abdülaziz'in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan hükûmet darbesinin liderlerinden biriydi. Ancak 15 Haziran 1876 gecesi Mithat Paşa'nın Beyazıt'taki evinde bir hükûmet toplantısına katılırken devrik padişah Abdülaziz'in kayınbiraderi Çerkes Hasan'ın konağa yaptığı baskın sırasında Hariciye Nazırı Mehmed Raşid Paşa ile beraber Çerkes Hasan tarafından öldürüldü.
  • 1881 - Paul Cornu,doğdu. Fransız mühendis ve mucit (ö. 1944)
  • 1914 - Yuri Andropov, doğdu. Sovyet devlet adamı (ö. 1984)

  • 1919 - Muzaffer Tema, doğdu. Türk sinema sanatçısı (ö. 2011)
  • 1925 - Attilâ İlhan, doğdu. Türk şair ve yazar (ö. 2005)

  • 1929 - Fakir Baykurt, doğdu. Türk yazar (ö. 1999)
  • 1932 - Hüseyin Baradan, doğdu. Türk sinema oyuncusu (ö. 2004)
  • 1932 - Saltuk Kaplangı, doğdu. Türk tiyatro ve sinema oyuncusu (ö. 2010)

  • 1938 - Ernst Ludwig Kirchner, Alman dışavurumcu ressam ve grafiker (d. 1880)
  • 1943 - Johnny Hallyday, doğdu. Fransız rock müzik bestecisi, söz yazarı ve oyuncu (ö. 2017)
  • 1946 - Demis Roussos, doğdu. Yunan şarkıcı (ö. 2015)
  • 1953 - Xi Jinping, doğdu. Çinli siyasetçi
  • 1954 - James Belushi, doğdu. Amerikalı oyuncu
  • 1958 - Ege Aydan, doğdu. Türk yönetmen, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu
  • 1961 - Peyami Safa, Türk yazar ve gazeteci (d. 1899)
  • 1961 - Forest Whitaker, doğdu. Amerikalı oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi
  • 1962 - Alfred Denis Cortot, Fransız-İsviçreli piyanist ve orkestra şefi (d. 1877)
  • 1963 - Helen Hunt, doğdu. Amerikalı oyuncu
  • 1964 - Courteney Cox Arquette, doğdu. Amerikalı oyuncu
  • 1964 - Michael Laudrup, doğdu. Danimarkalı eski millî futbolcu ve teknik direktör

  • 1966 - İzzet Melih Devrim (d. 6 Haziran 1887Kudüs - 15 Haziran 1966, İstanbul), Türk şair, romancı ve oyun yazarı.Babası Girit-Kandiye'den mutasarrıf Mustafa Esat Bey'dir.  Galatasaray Lisesi'nden 1906 yılında mezun oldu. Paris'te hukuk eğitimini tamamladı. Yurda dönüşünde 1906-1925 yılları arasında Reji İdaresi'nde çalıştı. 1925-1940 yılları arasında, şirket ve banka yönetim kurullarında yer aldı. 1941'de Anadolu Ajansı Müdürlüğü'ne atandı ve 1948 yılında emekliye ayrıldı. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazarak, birçok çeviriye imzasını attı. Yazı hayatına küçük yaşta girdi. 1902 yılında "Çocuklara Mahsus Gazete" ve "Mecmua-i Edebiye'de şiirleri yayımlandı. 1909'da Edebiyat alanında Fecr-i Ati topluluğu içinde yer aldı. 1918 yılında Sermet adlı romanını Fransızcaya çevirdi. Romanın önsözünü Pierre Loti kaleme aldı. Modern Türk resminin en önemli isimlerinden  Fahrelnissa Zeid ile 1919'da evlendi. Bu evlilikten Ressam Nejat Devrim ve tiyatro sanatçısı Şirin Devrim dünyaya geldi. Tasvir-i EfkarVakit,Tan,Vatan  gazetelerinde fıkralar yazan Devrim, Fransız diline yaptığı hizmetler ve Henri Bataille  üzerine yaptığı incelemesi nedeniyle 1938'de Paris Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından, Edebiyat doktorluğu unvanı verildi. 1957 yılında Paris Yazarlar Birliği daimî üyeliğine seçildi. Yazarın Türk edebiyatının Batılılaşmasında büyük gayretleri olması edebiyatımızda Batılı türlerin önemsenmesi ve benimsenmesine önayak oldu. İzzet Melih Devrim, 15 Haziran 1966 yılında İstanbul’da Alzheimer hastalığından öldü. Kabri,  Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.
  • 1969 - Ice Cube, doğdu. Amerikalı şarkıcı ve oyuncu
  • 1969 - Oliver Kahn, doğdu. Alman kaleci
  • 1971 - Wendell Meredith Stanley, Amerikalı biyokimyager, virolog ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (d. 1904)
  • 1974 - Tevhidi Taberi ( d. 15 Haziran 1964 Babol),  doğdu. İranlı sanatçı, ressam. Paris’te yaşayan sanatçı hat sanatıresim ve tezhib sanatlarında uzmandır ve İran Hat DerneğiUNESCO’nun güzel sanatlar derneği, Fransa Sanat Ocağı, İran Kültür Bakanlığı'na bağlı güzel sanatlar merkezinin de üyesidir.Taberi, hat sanatına 1977 yılında on dört yaşındayken Mohammad Zaman Ferasat ve Mehdi Fallah aracılığıyla başladı. Daha sonra Tahran'da güzel sanatlar, hat sanatı ve İran geleneksel sanatında yüksek öğrenimine devam ederken, İran Hat sanatları Enstitüsü Derneği'ndeki Gholam Hossein Amirkhani ve Yadola Kabouli adlı ustalarla kendini geliştirdi. Bugün kendisi Nasta’lig  ve Shekasteh stillerinde uzman olmuştur. Uluslararası bir isim olan Towhidi Tabari 1986 yılından itibaren Amerika, Asya, Avrupa ve Iran’da 50 sahsi ,100 e yakın da ortak sergilere katılmıştır. Birçok uluslararasi festivalde ödüllendirilen sanatçının ödüllerinden birkaç örnek:
  • 1975 - Elizabeth Reaser, doğdu. Amerikalı sinema oyuncusu
  • 1981 - Cihat Bilgehan, Türk siyasetçi ve hukukçu (d. 1923)Hukukçu, savcı ve hâkim, devlet ve siyaset adamı, XII., XIII., XIV., XV. ve XVI. Dönem Balıkesir Milletvekili – 29. Hükümet Millî Eğitim, 30. Hükümet Devlet, 30. ve 41. Hükümet Maliye Bakanı  (D. 1923, Keskin / Kırıkkale – Ö. 15 Haziran 1981, Burhaniye / Balıkesir). Tam adı Nevzat Cihat Bilgehan’dır.  Baba adı Cemal, anne adı Hatice. 1933'te Mardin Gazi İlkokulunu, 1940 yılında Balıkesir Lisesini, 1944 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. 1947'de Tatvan Sulh Hakimliğine, 1949'da Salihli Ceza Mahkemesi Hakimliğine, 1952'de de Salihli Asliye Hukuk Hakimliğine tayin edildi. 1955 yılında hakimlikten istifa ederek Balıkesir'de avukat olarak çalışmaya başladı ve Demokrat Parti (DP) saflarında siyasi çalışmalara katıldı. Balıkesir'de yayımlanan bir gazetede siyasi yazılar yazdı. Bilgehen, 1961'de yapılan seçimlerde Yeni Türkiye Partisi (YTP) listesinden Balıkesir Milletvekili seçildi. Sonra Adalet Partisi (AP)’ne geçti ve 20.2.1965'te kurulan Suat Hayri Ürgüplü Koalisyon Hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığına getirildi. 27 Ekim 1965'te kurulan I. Süleyman Demirel Hükümetinde önce Devlet Bakanlığına (1965-66), sonra da Maliye Bakanlığına (1966-69) getirildi. V. Süleyman Demirel Hükümetinde 1977-78 yıllarında ikinci kez Maliye Bakanlığı yaptı. Aynı hükümette 14.10. 1977-28.10.1977 tarihleri arasında da Milli Savunma Bakanlığına vekalet etti. 1961'den 1980'e kadar aralıksız olarak Balıkesir Milletvekili olarak TBMM’deki görevini sürdürdü. 15 Haziran 1981, günü Burhaniye ‘de hayatını kaybetti. Evli, 4 çocuk babasıydı.
  • 1989 - Ray McAnally, İrlandalı aktör (d. 1926)
  • 1992 - Muhammed Salah, doğdu.  Mısırlı millî futbolcu
  • 1994 - Manos Hacidakis, Yunan besteci (d. 1925)
  • 1995 - John Vincent Atanasoff, bilgisayar devrini başlatan kişi (d. 1903)
  • 1996 - Ella Fitzgerald, Amerikalı şarkıcı (d. 1917)

  • 1999 - Tahir Kutsi Makal, Türk gazeteci ve yazar (d. 1937)Şair ve yazar (D. 9 Şubat 1937, Oğuz köyü / Acıpayam / Denizli - Ö. 15 Haziran 1999, İstanbul). Acıpayam Ortaokulu (1953), Denizli Lisesi (1956) ve İstanbul Özel Gazetecilik Enstitüsü (1959) mezunu. Gazetecilik hayatına girerek Denizli (1956), Tan ve Yeni Gazete (1958), Dünya (1959-62), Tasvir (1962-63), Ekspres, Son Havadis, Hergün, Ortadoğu, Güneş, Sabah vd. gazetelerde çalıştı. Denizcilik Bankası ile Printemps firmasında basın müşavirliği yaptı. MÜZİKSAN Vakfı (onbir yıl başkan), Türk Edebiyatı Vakfı (yedi yıl genel sekreter), Turizm Yazarları (ATURJET - 1973 yılında başkan), Kızılay ile Folklor Araştırma Kurumu vb. üyesiydi. İlk yazısı 1950 yılında Demokrat Denizli gazetesinde; diğer çalışmaları başta kendi yönettiği Tarla dergisi olmak üzere Varlık, Yücel, Nasır, Petek, Yelken, Maya, İnanç, Türk Yurdu, Millî Kültür, Türk Edebiyatı dergileri ile çeşitli gazetelerde yer aldı.   Ödülleri: 1963 yılında yılın gazetecisi seçildi ve ödül olarak yirmi bir Avrupa ülkesini gezdi. 1992 ve 1993 yılında Amerika’yı gezip gördü. 1961 yılından itibaren on yıl üst üste Gazeteciler Cemiyeti Ödülünü aldı. 1953 yılında Doğan Kardeş dergisinin şiir yarışmasında birinci olmuştu. 1956 yılında Nasır dergisi ödülünü, 1976 ve 1979 yılında Peyami Safa Roman Ödülünü, 1985 yılında Folklor Hizmet Ödülünü, 1987 yılında Karadon’la Kültür Bakanlığı Hikâye Ödülünü, 2003’te Egay-Der Türk Kültürüne Hizmet Ödülünü aldı. 1989 yılında halk edebiyatına katkılarından dolayı İnönü Üniversitesince kendisine fahrî doktor unvanı verildi. Vefatı: Cumhuriyet döneminin tanınmış şairlerinden Tahir Kutsi Makal, 15 Haziran 1999, İstanbul’da vefat etti. 2000 yılında adı Acıpayam’da bir caddeye adı verildi. Kardeşi Mithat Makal da 15 Haziran 2014’te vefat etti. KİTAPLARI: Şiir: Fakir İşi (1957), Babanız Yine Aşık Çocuklar (1987), Öpkü (1996). Röportaj: İçgöç (1964), Acı Yol (1964). Gezi: Köylü Gözüyle Avrupa (1965). Derleme-Deneme-İnceleme: Büyük Fatih (1967), Sahte Ozanlar (1969), Aşık Veysel (1969), Anadolu’da Türk Mührü (1971), Karacaoğlan (1973), Dadaloğlu (1974), Benim O Benim (1987), Halkbilim ve Edebiyat (1990), Aşık Hasan Dede (1995), Benim Gizli Yazılarım (1996). Roman: Meydan Dayağı (1976), Kamyon (1979). Hikâye: Delitay (1982), Karadon (1987).Antoloji: Türk Halk Şiiri (1975).
  • 2000 - Mina Urgan, Türk edebiyat kuramcısı (d. 1915) Yazar, çevirmen, filolog Mina Urgan 85 yaşında öldü. Urgan, 18 Nisan 1999 milletvekilliği seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nden milletvekili adayıydı. “Bir Dinozor’un Anıları” adlı özyaşamöyküsünün büyük satışlara ulaşması üzerine “acaba yanlış bir şey mi yaptım?” demişti.
  • 2003 - Hume Cronyn, Kanadalı aktör (d. 1911)
  • 2004 - Ahmet Piriştina, Türk siyasetçi (d. 1952)
  • 2005- Uğur Cankoçak (71) hayata veda etti. TİP’e kurulduğu yıl üye olan ve DİSK’e bağlı çeşitli sendikalarda yöneticilik yapan Cankoçak, M.Ali Aybar’la birlikte 1975’de Sosyalist Devrim Partisi’nin (SDP) kurucuları arasında yer aldı.
  • 2005 - Suzanne Flon, Fransız oyuncu (d. 1918)
  • 2013 - Peride Celal, Türk yazar (d. 1916)
  • 2016 - Hakkı Devrim, Türk gazeteci ve yayımcı (d. 1929)
  • 2017 - Aleksey Batalov, Sovyet-Rus film yönetmeni ve oyuncu (d. 1928)
  • 2019 - Wilhelm Holzbauer, Avusturyalı mimar ve akademisyen (d. 1930)
  • 2019 - Franco Zeffirelli, İtalyan yönetmen ve opera, film ve televizyon yapımcısı (d. 1923)
  • 2020 - Giulio Giorello, İtalyan filozof, matematikçi ve epistemolog (d. 1945)



Küba değişti, Amerika’mız değişiyor, ama imparatorluk değişmiyor - MİGUEL DÍAZ-CANEL BERMÚDEZ / SOL-Çeviri

 José Martí Küba Dostluk Derneği, Küba Devlet Başkanı Díaz-Canel'ın '9. Amerika Zirvesi’nden Dışlanan Küba Halkına İthafen' başlıklı konuşmasını Türkçe'ye çevirdi. soL okuyucularıyla paylaşıyoruz.



Amerika Birleşik Devletleri’nin ev sahipliğinde Los Angeles’ta 6-10 Haziran 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen 9. Amerika Zirvesi’ne Küba, Nikaragua ve Venezuela’nın katılması engellenmişti, bu durumun ardından Meksika Devlet Başkanı da toplantıya katılmayacağını açıklamıştı.

Küba Cumhuriyeti Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel Bermúdez geçtiğimiz günlerde ABD’nin bu tutumuna dair bir konuşma gerçekleştirdi.

Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel Bermúdez’in 8 Haziran 2022 Çarşamba günü yaptığı “9. Amerika Zirvesi’nden Dışlanan Küba Halkına İthafen” başlıklı konuşmasından satır başlarını sizlerle paylaşıyoruz:

Küba değişti, Amerika’mız değişiyor, ama imparatorluk değişmiyor

Yoldaşlar, değerli sivil toplum temsilcileri ve Küba ulusunun sivil aktörleri:

Yüzyıldan uzun bir süre önce söylenen bir sözle başlamama izin verin:

Güçlü bir ulus başka bir güçlü ulusla savaşa girmek istediğinde kendisine bağlı olan uluslardan bağlılık ve hizmet talep eder. Bir ulusun diğerine hükmetmek için yaptığı ilk şey, onu diğer uluslardan ayırmaktır.

Bu sözler 130 yıl önce José Martí tarafından, yeni gelişmekte olan Birleşik Devletlerin Bizim Amerika’mızın genç cumhuriyetleri için tasarladığı Finans Konferansı’na katıldıktan sonra söylenmiştir. Görünüşe bakılırsa Uruguay hükümeti tarafından 1887 yılından beri New York başkonsolosu olarak görevlendirilen Martí de Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı tarafından açıklanamayan gecikmeler ve yalan mazeretlerden ötürü dışlanmıştı.

José Martí: Dün köleleştirdikleri, bugün de eziyet ettikleri siyahların ve yok ettikleri Kızılderililerin aşağılık olduklarına inanıyorlar

Bu konferans başarısız olmuştu ve Kübalının da bu başarısızlığa kararlı bir şekilde katkıda bulunduğu doğrulanmış oldu, çünkü Martí daha sonra Bizim Amerika’mızın parasal birliği kabul etmesi halinde maruz kalacağı tehlikeler hakkında kendi vicdanının dikte ettiği derin ve yıkıcı bir analiz yazdı.

Samimi ve gayet açık bir ifadeyle Martí şu sözlerle Birleşik Devletlerin güneydeki komşularını anlamadaki yetersizliğini tanımladı, aynen aktarıyorum: Onlar Anglo-Sakson ırkının Latinlere göre kıyaslanamaz üstünlüğüne inanıyorlar. Onlar dün köleleştirdikleri, bugün de eziyet ettikleri siyahların ve yok ettikleri Kızılderililerin aşağılık olduklarına inanıyorlar. Onlar İspanyol Amerikalı ulusların esasen Kızılderililer ve siyahlardan oluştuğuna inanıyorlar. Birleşik Devletler İspanyol Amerikası hakkında daha fazla şey öğrenmek ve ona saygı duymaksızın İspanyol Amerika’yı kendisi için dürüst ve faydalı bir birliğe davet edebilir mi? İspanyol Amerika’nın Birleşik Devletler ile bu ekonomik ve siyasi birliğe girmesi uygun olur mu?

Marti tarafından sorulan bu soruların cevabı kendi içindedir. ABD’nin Amerika kıtasındaki uluslarımıza karşı politikasına dair metinlerin çok azı bundan daha öngörülüdür. Bu politika imparatorluğun aşırı hırsının ona boyun eğmeyen sesleri dinlemeyi reddederek zaman içinde donup kaldığı bir politikadır. Şüphesi olan varsa bu sözleri 9. Amerika Kıtası Zirvesi’ndeki dışlayıcı tutumun önüne koysun, mutlak doğruluğunu ispat edecektir.

                                                             …

'Birleşik Devletler artık Küba hükümetinin kim ve nasıl olduğunu belirlemekle tatmin olmuyor'

İş Küba’ya gelince bu dışlama sadece hükümete karşı değil, sivil toplum temsilcilerine ve sosyal aktörlere karşı da geçerli, buna gençlerimiz de dahil. Birleşik Devletler artık Küba hükümetinin kim ve nasıl olduğunu belirlemekle tatmin olmuyor, şimdi de sivil toplum temsilcilerinin kim olduğuna, kimin gerçekten sosyal aktör olup olmadığına karar vermeyi deniyor.

                                                          …

'Küba değişti, Bizim Amerika’mız değişiyor, ama imparatorluk değişmiyor'

Küba değişti, Bizim Amerika’mız değişiyor, ama imparatorluk değişmiyor.

Devrimci hükümet, 6-10 Haziran 2022’de düzenlenecek etkinliğin dışlayıcı ve ayrımcı niteliğine dair güçlü bir duruş sergiledi.

Çoğu bölge hükümetinde bu oportünist seçiciliğin sebep olduğu reddiyeyi, birçok hükümetin tutunduğu net ve sağlam duruşu ve bunun yanında dışlamayı reddetmek için etkinliğe katılmayanları gördük.

Müdahaleci politikalar ve bağımsız politikalar arasındaki karşılaşmaların aynı zamanda tarihsel öncülleri bulunmaktadır.

Fidel: Bu dışlama korkaklık, vasatlık ve siyasi zayıflık yansıtıyor

Birleşik Devletler hükümetinin bu zirvelerden ilkini düzenleyip Küba’yı dışladığı 1994 yılında Başkumandan Fidel Castro Ruz, emperyal kendini beğenmişliğin özünü tek bir cümleyle özetliyordu: Bu dışlama gerçekten de ne kadar korkaklık, vasatlık ve siyasi zayıflık yansıtıyor!

Zamanın ABD hükümeti, soğuk savaşın sözde sonunun coşkusunu yaşarken Amerika kıtasının uluslarını çoktan unutulmuş bir yeniden sömürgeleştirme projesi FTAA’ya (Amerika Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi) çekmek için bizim en değerli sembollerimizi kullanmaya çalıştı.

Ve Amerika Zirvesi’ni “Simon Bolivar’ın hayalleri gerçek oluyor” diyerek tanımlamaya cüret ettiler. Fidel, ilk defa genç ve hali hazırda etkileyici Bolivarcı siyasetçi Hugo Chavez’e rastladığı, Havana Üniversitesi’nin ana koridorlarında gerçekleşen tarihi buluşmada “Aynı zamanda Martí’nin de hayalleri gerçek oluyor demeyi unuttular o kadar diye cevap verdi.

'Bolivar ve Martí’nin hayalleri gerçek oluyordu'

Hemen hemen 11 yıl sonra, Mar del Plata’da, Halklar Zirvesi’ni Başkanlar Zirvesi’nden yücelten bir başka tarihsel olayda Hugo Chavez, o ünlü “FTAA’nın canı cehenneme” sözünü haykırarak Bizim Amerikamız’ı yeniden sömürgeleştirme projesinin ruhuna fatiha okumuştu. Bolivar ve Martí’nin hayalleri gerçek oluyordu.

Dışlananların listesi, doğru bildiğini söyleyen ve egemenlik haklarını kullanan Latin Amerika’ya karşı hazırlandı. Bu listenin başını Venezuela ve Nikaragualı liderler ve halkımızın gerçek temsilcisi olan sizlerle beraber çektiğimiz için onur duyuyoruz. Ayrımcılığı kesin ve cesur bir şekilde reddeden Karayipli liderler Andrés Manuel López Obrador, Lucho Arce, Xiomara Castro ve zirve esnasında kesinlikle aynı dayanışmayı gösterecek diğerleri sayesinde de aynı şekilde onur duyuyoruz.

                                                            …

'Sadece son 50 yıla bakarsak ABD kıtanın bilinen en kanlı, en baskıcı rejimidir'

Sözü geçen günlerde gerçekleşecek olan zirveyi tanıtırken Birleşik Devletler sözcülerinin en çok tekrarladığı başlıklardan birisi de aslında birbirinin zıttı kavramlar olmasına rağmen sanki ikisi aynı şeymiş gibi aldatıcı bir şekilde kapitalizmin özendirilmesiyle beraber aynı kefeye koydukları sözde demokrasi savunusuydu.

Birleşik Devletlerin geçmiş ve yakın tarihindeki ya da yarım kürede şu anda yaptıkları hiçbir şey ABD’nin bölgedeki dış politikasında demokrasi ya da insan haklarına saygının gerçek öncelikleri olduğu izlenimini yaratmıyor. Bu şekilde açıklama yaptıklarında sahtekarlık yapmış oluyorlar ve bunu da biliyorlar. Sadece son 50 yıla bakıldığında bile Birleşik Devletler ve suikast, kaybolma, katliam, işkence ve yargısız infazları en utanmaz şekilde gerçekleştiren, bu kıtanın bilinen en kanlı, en baskıcı rejimleri arasında herkesin diline düşmüş bir müdahillik ve göz yumma durumu söz konusudur. Halklarımızın hafızasının olmadığını varsaymak küçümsemedir ve bir hatadır. Daha önemlisi ise ABD hükümetinin daha kendi topraklarında ve kendi yurttaşları için demokrasiyi 'savunamıyor ve destekleyemiyorken, demokrasi hakkında konuşacak ahlaki otoritesi olmadığı gerçeğidir.

'Temel sağlık hizmetlerine ulaşma hakkını halkının elinden alan ABD'nin insan hakları savunuculuğu yapması zor bir şeydir'

ABD diplomatik sistemi son federal yasalarla birlikte seçimlerde adayların sınırsız bir şekilde fonlanmasına, siyasetçilerin satın alınmasına, yani liderlerin de satın alınmasına izin verirken demokratik prensipler için konuşmak dürüstçe bir şey değildir.

Bu ülkenin birçok eyaletinde özellikle sözde etnik azınlık denilen veya marjinal sayılan mahallelerde yaşayan düşük gelirli insanların oy verme hakkını ve imkanını kısıtlayan yasalarda artış varsa, bölgemizde demokrasi vaazları vermek samimi bir şey değildir.

Dünyanın en zengin ve güçlü ülkesinde temel sağlık hizmetlerine ulaşma hakkını garanti edemeyen; halka ayrım yapmaksızın savaş silahları satılmasının, bunun sonucu olarak içinde okula gitmenin kendileri için tehlikeli hale geldiği çocukların bulunduğu daha da çok masum insanın hayatını kaybetmesinin önlenmesi için siyasi ve yasal araçları olmayan, hatta bu araçları edinmeyi hiç denemeyen bir hükümet adına insan hakları savunuculuğu yapmak zor bir şeydir.

'Irkçılığın, hoşgörüsüzlük eğiliminin ve beyaz üstünlükçülüğünün artmasına izin veren ABD dürüst değil'

Hükümet ırkçılığın, hoşgörüsüzlük eğiliminin ve beyaz üstünlükçülüğünün, Afrika kökenlilere karşı polis ve adli istismarın artmasına izin verirken insan hakları hakkında vaaz vermek dürüst bir şey değildir.

Aynı şey çocukların ve gençlerin gözaltına alınma ve hapse atılma oranları kabul edilemez rakamlara ulaşmışken de geçerlidir.

                                                                …

ABD hükümeti bu içler acısı siciliyle zirveye davet edilecek ve çıkartılacak yarım küre ülkelerinin kriterinin demokrasi ve insan hakları standardı olduğunu iddia etmeye cüret ediyor.

                                                               ….

'ABD'nin bizim ve gerçeğin gücünü kısmaya gücü yok'

Birleşik Devletlerin Los Angeles’ta Küba’nın varlığından kaçınma yeteneği olsa da bizim ve gerçeğin sesini kısmaya gücü yok.

Halkımız bu sorunların farkında. Birçok halkın aksine iyi bilgilendiriliyorlar ve yarım kürenin yüzleştiği durumu anlıyorlar. Halkımız, ABD’nin hegemonya hırsının karşısında ülkenin dış politikasında yer alır ve ulusal egemenliğin ve ulusal bağımsızlığın garantörüdür. Ayrıca uluslararası dayanışma misyonuna ve bölgedeki son gelişmeler hakkında güncellenmiş bilgi alma konusunda tamamen hak edilmiş haklara sahiptir.

Halklar Zirvesi de 8, 9 ve 10 Haziran tarihlerinde Los Angeles’ta bir oturum gerçekleştirecek. Raporlar bu zirvenin bölgenin bütününün en acil endişelerinin yansıdığı geniş gündemlere sahip düşüncelerin karşı karşıya geleceği, toplum örgütlerinin, sendikaların, gençlik gruplarının, toplum derneklerinin ve genel olarak derin toplumsal duyarlılık sahibi insanların katılacağı gerçek bir tartışma forumu olacağına işaret ediyor. Orada gerçek bir siyasi etkinlik olacağına dair her türlü işaret var, ki bu sebepten ötürü biz de yüz yüze kayda değer bir katılım sağlayamıyor olmaktan ötürü pişmanlık duyuyoruz. Kübalıların katkılarının önemli olacağını ve sizlerin de foruma katılacak birbirinden farklı binlerce katılımcının sorunlarını ve yaklaşımlarını dinlemenin sizin için önemli olabileceğin biliyoruz.

'Böyle bir anda Martí’ye dönmek akıllıca olacaktır'

Latin Amerika ve Karayip halklarının buluştuğu böyle bir anda Martí’ye dönmek akıllıca olacaktır. Onun “Bizim Amerika’mız” başlıklı ebedi makalesi hayret verici doğruluktadır. Öncü, makalesinde her daim geçerli olacak öğretiler vermiştir. Martí şöyle demiştir:

Amerika’mızın acil görevi onu olduğu gibi göstermektir. Ruhen birleşmiş ve kararlı, geçmişin boğucu yükünün üstesinden hızlı gelmiş ve sadece eski efendilerimizin açtığı damardan akan, ya da harabelere karşı savaşan ellerin döktüğü verimli kanla kirlenmiştir. Onu tanımayan zorlu komşumuzun kibri, Bizim Amerika’mızın yüzleştiği en büyük tehlikedir. Ziyaret günü yaklaştığından ötürü komşusunun onu tanıması, hızlıca tanıması acildir ki komşu onu küçümseyemesin.

Çok teşekkürler.

Miguel Díaz-Canel Bermúdez

José Martí Küba Dostluk Derneği'nin internet sitesine bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.

Öne Çıkan Yayın

Yandaş şirketler zeytinlikleri istedi: İşte o skandal mektup! -Bahadır Özgür /halkTV-

Meclis’te görüşülen ve başta zeytinlikler olmak üzere koruma altındaki alanları, sulak bölgeleri madenciliğe açan torba yasanın arkasından, ...