6 Mayıs 2013 Pazartesi

Ucubeler ve Doludizgin 2013 - OrhanBursalı / Cumhuriyet

Yine yazıyorum: İnşaatla bir ülkenin kalkındığı, çağdaş” ülkelerin refah düzeyine ulaştığı görülmemiştir! İstanbul’da dünyanın hiçbir medeni ülkesinde asla göremeyeceğiniz, içlerine beşer-onar bin kişiyi tıktığınız piramidyal vb. ucubelerle medeni yaşamlar değil, aslında sufli ve kriminal yaşamlara zemin hazırlıyorsunuz. Muazzam boyutlu, bugüne kadar bina literatüründe konut olarak adına eşine benzerine rastlanmamış o ucubeleri, sadece insanlara büyük bir hakaret olarak görüyorum...
İstanbul bir rezil kente dönüşüyor. Trafiği zaten rezil, neredeyse 20 yıldır bu kenti yöneten RTE ve türevi kişiler ulaşımı daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Metrobüs olayı da İstanbul trafiğine dönüştü... Tek çare olan, bütün kaynakların toplu ulaşıma ayrılması gerçeğini kimse anlamıyor.Özelleştirmelerle ulaşımı asla çözemezsiniz! Sadece, bu milletin malını mülkünü satarak bol keseden yapacağınız süfli harcamalara dönüştürebilirsiniz...
RTE - Binali Yıldırım ikilisi, İstanbul’un canına okuyacak yeni projelere imza atıyorlar. Kentin kuzeyine kurulacak havaalanı ihalesini yaptılar... En az 658 bin ağacın kesileceği, bütün yaşam alanlarının yok edileceği projeyi, yine kuzeydeki yeni kentlerin kuruluşu izleyecek... Tabii ki kanal da var işin içinde... THY yönetimi ve iktidar, Atatürk Havalimanı adından da böylece kurtulmayı planladı…
İktidar, 400 milyar dolara yakın dış borcu, ülkenin sanayi kalkınmasında değil; taşa toprağa, ranta, binaya, yola yatırıp heba ediyor... Bu projelerin ülkenin dış borçlarını azaltacak veya ödeyecek bir artı gelir, bir rant, bir sanayi üretimi gerçekleştiremeyeceği açık... Tam bir müflis tüccar gibi yönetiliyor ülke... Normal olarak bir işadamı borç aldığında bunu öyle bir yatırıma dönüştürmeyi planlar ki, 3-5 mislini geri kazandırsın ve zenginlik yaratsın…Oysa hiç öyle değil,, İstanbul bir AVM çöplüğüne de dönüştü. Birçoğu yakın zamanda kapılarına kilit vurur... Üreten değil tüketen bir toplumun simgeleridir bu kadar AVM... Üretemediğimiz için dışarıdan mal, hammadde, makine techizat vb. ithalatı durmadan artıyor. Sattığımız bir malda ithalat oranı 60-72 arası ve bu oran düşmüyor, yükseliyor...
Bir okur, (Selçuk Kınıklı) bir makaleme yeni bir hesap gönderdi. Türkiyenin adam başına düşen milli geliri, 414 milyar $ olan dış borç yükümlülüğü dikkate alınırsa, 10 bin $ değil, 4400 dolardır, diyor. Çünkü GSMHler borçları dikkate almıyor! Borçlarınızı da GSMHnin içine kattığınız için rakam yükseliyor. Bu paraları ödeyemediğiniz ve krize düştüğümüz zamanlarda, bu ülke çok sık olarak 3-5 bin dolarlara gerilemiştir! Kaldı ki 4 yıldır 10 bin dolara kazık atılmıştır..
İsim İsim Tespit Ettik
Arkadaşlar, sevgili okurlar, ne diyor büyük lider bir bakın ve nasıl da yurttaşların isim isim fişlendiği bir otoriter diktatörlük altında yaşadığımızı anlayın. Yeniden okudum okudum hâlâ doğruluğuna inanamıyorum:
Türkiye genelinde akil insanlar heyetlerine karşı yapılan eylemlerin tamamının fotoğrafları, görüntüleri elimizde… İsimlerine varıncaya kadar hepsi tespitimizde 4980 kişi...
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz düşünün artık. Olacak şey değil. Tam bir polis devleti! Bizzat kaç kişi bu toplantılara katılıyor, kim protesto ediyor, kim soru soruyor... hepsi bu ülkenin tek adamının cebinde... Bunları açıklıyor...
Beyefendi Taksimi yasaklayacaklarını açıkça belli ediyor...
Bütün ülkede kent merkezlerini yasaklayacak...
Protesto yok.. Görüntü yok.. Haber yok… Halk görmeyecek, bilmeyecek...
Gazetecilik yok...
Birileri dün inadına gazetecilik diye komik bir başlık atmış. Söz başbakan olursa gazeteyi bile kapatırım diyen... üstelik bir kulübü yöneticilik yaptığı yıllar boyunca dünyanın en borçlu kulübüne dönüştüren bir patronun gazetesi...
***
Sahi CHP’yi bölebilecekler mi, ya İmralı sürecine katılırsın ya da seni haberlerimle, saygın yazarlarımla bölerim, parça parça ederim talimatı patrondan mı iktidardan mı, nereden acaba...
CHP içinde sol kanat varmış, bunlar ilerici imişler... ulusalcı gericilere karşı savaşıyorlarmış. Solcu bir patron-yanlısı istifa etmiş, kıyamet kopartıyorlar... azı yazdırıyorlar, iyi güzel de tam AKP veya BDP’de çözüme büyük katkısağlayabilecek görüşleriyle başka yerlerde psikolojisini neden bozup duruyor, anlamakta zorluk çekiyorsunuz...
Ne dedik başından beri: 2013 yılı dananın kuyruğunun kopacağı yıldır...
2013’te doludizgin koşuyor ülke...

Orhan Bursalı / 6 Mayıs 2013 - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder