28 Aralık 2013 Cumartesi

2. Dalga’dan Büyük Bir Rant Öyküsü - ÇİĞDEM TOKER

İkinci soruşturma dalgasında, mal varlıklarına tedbir konulan işadamlarının büyük bölümü, kamuoyunun yakından bildiği isimler. Bu isimler arasında, bir dönemTelekom özelleştirilmesinde tartışmaların odağına yerleşen Abdullah Tivnikli’nin yanı sıra ortağı Mustafa Latif Topbaş da yer alıyor.

Her iki ismin de adı daha yakın zamanda birlikte ortak oldukları Akabe İnşaatdolayısıyla TBMM gündemine geldi.2. dalga kapsamında olduğu konuşulan ve içinde; Halkbank’ın, 5 milyon metrekarelik arsanın ihalesiz satışı, muvazaalı şirket operasyonları olan büyük ve karmaşık bir hikâyeyi anlatma zamanı: Başlangıcı 15 yıl öncesine giden bir rant öyküsü bu:
● Meksan Makina adlı şirket, 1998’de Halkbank’tan 5.8 milyon dolar kredi kullanıyor.Karşılığında İstanbul-Pendik’te 5 milyon metrekarelik bir arazi teminat olarak alınıyor.●Geri ödemelerinde sorun çıkması üzerine, banka krediyi yasal takibe alıyor. Meksan, Temmuz 2009’da mahkeme kararıyla iflas ediyor.
●Halkbank, icra takibinde 137 milyon TL olarak hesapladığı alacağını, iflas masasına 50 milyon TL olarak bildiriyor. Böylece Meksan’ın Halkbank’a borcu 86 milyon TL düşürülüyor.
Halkbank 110 milyon TL’den vazgeçti
●2011’e gelindiğinde ilginç bir gelişme oluyor. Halkbank, icra takibinde 137 milyon dolar bildirdiği alacağını Akabe A.Ş. adlı şirkete 15 milyon dolara temlik ediyor.●Normal koşullarda, kamu bankalarının, “kalitesiz alacaklarını”, BDDK’ce belirlenmiş Varlık Yönetim Şirketleri’nden birine devretmesi gerekiyor. AncakAkabe, 2001 krizi sonrasında geliştirilen bu düzenleme kapsamındaki şirketlerden biri değilBöylece bir kamu bankası olan Halkbank, 137 milyon TL’lik alacağını, o günün kurlarıyla 27 milyon TL’ye devrederken 110 milyon TL’den vazgeçiyor.
● Akabe de Meksan’ın ödeyemediği kredi borcunu 13 yıl sonra “elverişli koşullarda”devralmış oluyor. Ortaklar: Mustafa Latif Topbaş, Mahmut Muhammet Topbaş ve Abdullah Tivnikli.● Bu devirden 7 ay sonra Meksan’ın iflas masası toplanıyor.
Üç günlük şirkete göz göre göre...
Şimdi başa dönerek Halkbank’ın teminat olarak aldığı o çok kıymetli arazinin başına gelenlere bakalım:
● 20 Haziran 2012’de Meksan’ın 1998’de aldığı krediye teminat olarak gösterdiği 5 milyon metrekarelik arazinin 120 milyon TL’den az olmamak üzere “pazarlıkusulüyle” satışına karar veriliyor.
Meksan alacaklılarından Av. Ufuk Erdoğan Sabuncuoğlu“Pazarlık yanlış. İhale açmanız gerekir” dese de itirazı kabul görmüyor.● 120 milyon TL’den satışa çıkarılan bu arazinin değerine Kadıköy 3. İcra ve İflas Müdürü’nün görevlendirdiği bilirkişi itiraz ederek, arazinin değerini 198.6 milyon TL olarak takdir ediyor.

●Ancak iki itiraz da sonuç vermiyor. Ve 30 Kasım 2012’de pazarlık usulü satışa çıkarılan arazi, tek alıcı olarak katılan Güven Enerji’ye 120 milyon TL’ye satılıyor.
Şimdi sıkı durun:
1. Güven Enerji bu satıştan sadece üç gün önce el değiştirmiş bir şirket...
2. Arazi satışına katılmak için gerekli olan 40 milyon teminatı da Al Baraka’dan sağlamış.3. Güven Enerji’nin şirket adresi; Eksim Holding ile aynı.4. Eksim Holding’in büyük ortağı ise Abdullah Tivnikli.
Darbe mi dediniz?Toparlayacak olursak:Bir kamu bankasının batık alacağını değerinin çok altına devralan da, o alacağı ipotekli çok kıymetli gayrimenkulü satışa çıkaran da, satışa çıkan araziyi alan da aynı kişiler...
Buraya kadar yazdıklarımın bir kısmı, CHP milletvekilleri Oktay Ekşi ile o dönem KİT Komisyonu üyesi olan Aykut Erdoğdu tarafından TBMM gündemine taşındı.
Bu rant öyküsüne rağmen, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını hâlâ “darbe” diye niteleyen, Halkbank’ı da küresel güçlerin yıkmak istediğine inananlar şüphesiz olacaktır. Yine de bu dosyanın tamamının belgeli olduğunu not düşelim. O çok sevdikleri deyimle, “tüyü bitmemiş yetim hakkı” adına.

ÇİĞDEM TOKER
Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder