| |||
Tophane’de 1946’da yıkılan ‘İmalat-ı Harbiye Usta Mektebi’ binasının ihya edilmek istendiği arsada geçen yazdan beri İstanbul Arkeoloji Müzesi tarafından sürdürülen kazı, çökme tehlikesine karşı güçlendirme yapılması için durduruldu. Topçu Kışlası benzeri tartışmalı ihya projesi tamamlandığında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin (MSGSÜ) kullanımına sunulacak ve içinde Mimar Sinan’ın eserlerinin maketleri sergilenecekti. İnşaatın yapılıp yapılmayacağının kesinleşmesi için kazının sonlanması ve Koruma Kurulu’nun kararı bekleniyordu. Henüz yaklaşık üçte biri kazılabilen araziden 6-7. yüzyıl Erken Bizans’tan kalma bir hamama ait olduğu düşünülen beyaz mermer döşeli bir havuz, hamamı ısıtmak için kullanılan ‘külhan’ ve atıksu kanalları bulundu. Yapının duvarlarından birinin içine gömülü vaziyette 4-5. yüzyıldan kalma mermer bir Bizans lahti de bulunmuştu.
‘Kazılacak bir şey yok’
İstanbul Arkeoloji Müzesi, çökme tehlikesi olduğu anlaşılan arazide kazıya devam etmek için koruma kurulundan güçlendirme onayı beklerken MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız, kazının bittiği yönünde bilgilendirdiğini öne sürdü.
Karayağız, “Bana söylenen arkeolojik kazı tamamlandı. Çalışmalar durunca ‘Ne oldu’ diye sordum, ‘Kazılacak bir yer yok, arkeoloji bilimi açısından heyecansız bir kazı yaptık, lahit dışında hiçbir şey çıkmadı’ dedi arkeologlar. Bir yaygara gürültü koptu, ‘Rektör nereden biliyor, kendi alanı dışında konuşuyor’ dediler. Kilise de yok konak saray da bilmemne de yok, hiçbir şey yok. Evet bir tane lahit çıktı. O lahit memleketin her tarafında dağ başlarında da var. Arkeologlar şimdi kendilerini sorgulasınlar” dedi.
Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nden (IFEA) Arkeolog Aksel Tibet ise sahanın kazılmayan üçte ikilik bölümünde yapının devamına ait duvar ve tonozların görüldüğünü belirterek buraya inşaat yapılmasının uluslararası koruma anlaşmalarının ihlali olacağını söyledi.
Tibet, “Yarımada dışında bilinen az sayıdaki Bizans kalıntılarından biri söz konusu. Kazılmayan bölümde toprak üstünde görebildiğimiz duvar ve tonozlar büyük olasılıkla hamamın dahil olduğu bir yapı kompleksine, manastır, büyük konut ya da köşke işaret ediyor. Bu kalıntılar üzerinde inşaat çalışmasına girişilmesi Türkiye ’nin imzaladığı bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olur. Bunun üniversite eliyle yapılması da tam bir rezalet olur’’ diye konuştu.
İnşaata okuldan da tepki var. MSGSÜ Öğretim Üyesi, Şehir Planlama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülşah Özaydın bölgenin arkeolojik alan olduğunu belirterek “2009 tarihli Beyoğlu Kentsel SİT Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nda bölge, arkeolojik park içinde yer alıyor. Arkeolojik bir alanda böyle bir yapının yükselmesi ve bunun imar planına işlenmesi yanlıştır” dedi. MSGSÜ Sanat Tarihi Kulübü öğrencileri de bir basın açıklaması yayımlayarak alanın arkeo-park olarak kullanılmasını talep etti.
‘Erken Bizans yapısı’
MSGSÜ Öğretim Görevlisi Aykut Köksal “Tophane’deki kazılarda, Erken Bizans dönemine tarihlenen ve önemli bir kompleksin parçası olan bir su yapısı ortaya çıkarılmıştır. Hiç kuşkusuz, kazıların devamı halinde, bu yapının ait olduğu komplekse ilişkin de bulgular elde edilecektir. Bu alanın, koruma planında da tanımlandığı gibi ‘arkeolojik park’ olarak korunup düzenlenmesi gerekir” dedi.
‘Kazılacak bir şey yok’
İstanbul Arkeoloji Müzesi, çökme tehlikesi olduğu anlaşılan arazide kazıya devam etmek için koruma kurulundan güçlendirme onayı beklerken MSGSÜ Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız, kazının bittiği yönünde bilgilendirdiğini öne sürdü.
Karayağız, “Bana söylenen arkeolojik kazı tamamlandı. Çalışmalar durunca ‘Ne oldu’ diye sordum, ‘Kazılacak bir yer yok, arkeoloji bilimi açısından heyecansız bir kazı yaptık, lahit dışında hiçbir şey çıkmadı’ dedi arkeologlar. Bir yaygara gürültü koptu, ‘Rektör nereden biliyor, kendi alanı dışında konuşuyor’ dediler. Kilise de yok konak saray da bilmemne de yok, hiçbir şey yok. Evet bir tane lahit çıktı. O lahit memleketin her tarafında dağ başlarında da var. Arkeologlar şimdi kendilerini sorgulasınlar” dedi.
Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nden (IFEA) Arkeolog Aksel Tibet ise sahanın kazılmayan üçte ikilik bölümünde yapının devamına ait duvar ve tonozların görüldüğünü belirterek buraya inşaat yapılmasının uluslararası koruma anlaşmalarının ihlali olacağını söyledi.
Tibet, “Yarımada dışında bilinen az sayıdaki Bizans kalıntılarından biri söz konusu. Kazılmayan bölümde toprak üstünde görebildiğimiz duvar ve tonozlar büyük olasılıkla hamamın dahil olduğu bir yapı kompleksine, manastır, büyük konut ya da köşke işaret ediyor. Bu kalıntılar üzerinde inşaat çalışmasına girişilmesi Türkiye ’nin imzaladığı bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olur. Bunun üniversite eliyle yapılması da tam bir rezalet olur’’ diye konuştu.
İnşaata okuldan da tepki var. MSGSÜ Öğretim Üyesi, Şehir Planlama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülşah Özaydın bölgenin arkeolojik alan olduğunu belirterek “2009 tarihli Beyoğlu Kentsel SİT Alanı Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nda bölge, arkeolojik park içinde yer alıyor. Arkeolojik bir alanda böyle bir yapının yükselmesi ve bunun imar planına işlenmesi yanlıştır” dedi. MSGSÜ Sanat Tarihi Kulübü öğrencileri de bir basın açıklaması yayımlayarak alanın arkeo-park olarak kullanılmasını talep etti.
‘Erken Bizans yapısı’
MSGSÜ Öğretim Görevlisi Aykut Köksal “Tophane’deki kazılarda, Erken Bizans dönemine tarihlenen ve önemli bir kompleksin parçası olan bir su yapısı ortaya çıkarılmıştır. Hiç kuşkusuz, kazıların devamı halinde, bu yapının ait olduğu komplekse ilişkin de bulgular elde edilecektir. Bu alanın, koruma planında da tanımlandığı gibi ‘arkeolojik park’ olarak korunup düzenlenmesi gerekir” dedi.
Arkeo-park olması için imza kampanyası başlatıldı
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi change.org üzerinden bir imza kampanyası başlatarak İmalat-ı Harbiye Mektebi projesinden vazgeçilmesini ve alanın bir arkeolojik park olarak düzenlenmesini talep etti. Dernek, arazinin tarihi yarımada dışında arkeolojik kalıntıların bulunduğu, arkeoloji biliminin yöntemleri ile araştırma yapılabilecek az sayıda yerden biri olduğunu belirterek buradan çıkan bilginin toplumsallaştırılması gerektiğini belirtti. Açıklamada alanın merkezi konumu, çevresinde üniversite ve park gibi ilişkilenebileceği birimlerin bulunması da arkeo-park kullanımını destekleyen avantajlar olarak değerlendirildi.
Kazıdan önce ihale verildi
Tophane’deki Silah Fabrikaları kompleksinin parçası olan İmalat-ı Harbiye Usta Mektebi ihyası, aynı Topçu Kışlası gibi elde yapıya dair yeterince belge bulunmadığı için eleştiriliyor. Bina yolun genişletilmesi sırasında yıkıldığı ve taban alanının bir kısmı bugünkü Meclis-i Mebusan Caddesi üzerinde kaldığı için aynı boyutlarda inşa edilmesi de imkânsız.
MSGSÜ Rektörü Karayağız, kazı sonuçlandıktan sonra koruma kurulundan inşaata onay çıksa bile son sözün üniversitede olacağını söylemiş, kalıntıların üniversite bünyesinde 5 kişiden oluşan özel bir bilim kurulu tarafından değerlendirileceğini belirtmişti. İstanbul İl Özel İdaresi’nce yürütülen projenin ihalesinin kazı sonuçlanmadan aylar önce Reskon İnşaat firmasına 13.700.000 karşılığında verilmesi de eleştirilmişti. 2010’da yenileme kuruluna sunulan projenin mimarı Halil Onur, aynı zamanda Topçu Kışlası projesinin de mimarı ve İstanbul SİT alanları alan yönetimi başkanı.
Kazıdan önce ihale verildi
Tophane’deki Silah Fabrikaları kompleksinin parçası olan İmalat-ı Harbiye Usta Mektebi ihyası, aynı Topçu Kışlası gibi elde yapıya dair yeterince belge bulunmadığı için eleştiriliyor. Bina yolun genişletilmesi sırasında yıkıldığı ve taban alanının bir kısmı bugünkü Meclis-i Mebusan Caddesi üzerinde kaldığı için aynı boyutlarda inşa edilmesi de imkânsız.
MSGSÜ Rektörü Karayağız, kazı sonuçlandıktan sonra koruma kurulundan inşaata onay çıksa bile son sözün üniversitede olacağını söylemiş, kalıntıların üniversite bünyesinde 5 kişiden oluşan özel bir bilim kurulu tarafından değerlendirileceğini belirtmişti. İstanbul İl Özel İdaresi’nce yürütülen projenin ihalesinin kazı sonuçlanmadan aylar önce Reskon İnşaat firmasına 13.700.000 karşılığında verilmesi de eleştirilmişti. 2010’da yenileme kuruluna sunulan projenin mimarı Halil Onur, aynı zamanda Topçu Kışlası projesinin de mimarı ve İstanbul SİT alanları alan yönetimi başkanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder