Kitabın adı; “Amerika’nın Tek Kutup Fantezisi: İktidar Çılgınlıkları”
(Follies of Power: America’s Unipolar Fantasy.)
Türkçe tercümesi -henüz- yok.
Cambridge Üniversitesi’nce 2009’da yayımlanmış kitap, Amerikan yönetiminin Soğuk Savaş bitiminden sonra yoğunlaşan “tek kutup” ihtirasını dengelemesi gerektiği tezine dayanıyor.
Amerika’nın Ortadoğu ülkelerine dönük tutumunun da analiz edildiği kitapta Türkiye’nin savunma harcamalarındaki artışı yansıtan bir de grafik yer alıyor.
Buraya kadar pek ilginç değil; farkındayım.
(Follies of Power: America’s Unipolar Fantasy.)
Türkçe tercümesi -henüz- yok.
Cambridge Üniversitesi’nce 2009’da yayımlanmış kitap, Amerikan yönetiminin Soğuk Savaş bitiminden sonra yoğunlaşan “tek kutup” ihtirasını dengelemesi gerektiği tezine dayanıyor.
Amerika’nın Ortadoğu ülkelerine dönük tutumunun da analiz edildiği kitapta Türkiye’nin savunma harcamalarındaki artışı yansıtan bir de grafik yer alıyor.
Buraya kadar pek ilginç değil; farkındayım.
***
Sürpriz, kitabın yazarı dış politika ve NATO uzmanı Prof. David Calleo’nun ithaf yazısında saklı.
Prof. Calleo’nun katkıları için teşekkür sunduğu uzmanların arasında “NecmeddinBilal Erdoğan”ın da adı geçiyor.
Evet evet; vakıf malı olan Okçular Tekkesi, TÜRGEV’in tekkesine dönüşmesi gecikince, “Ya siz bu kanunu çok ciddiye alıyorsunuz” dediği iddia edilen Harvard Kamu Yönetimi çıkışlı Bilal Erdoğan’ın.
(İlgilisi belki hatırlar. Bilal Erdoğan, Harvard’daki öğreniminin ardından, doktoraya başlamıştı. Washington’daki John Hopkins Üniversitesi’nin İtalya’daki Bologna Kampusu’ndaki doktoranın tamamlanıp tamamlanmadığı bilgimiz dışında.)
Bilal Erdoğan’ın, tek kutup ihtirasının dengelenmesi gereğini anlatan akademik bir yayına yaptığı “katkı”, bu katkının teşekkürle taçlandırılması, artık kötünün kötüsü bir şakaya dönüşmüştür.
Vaktiyle Abant Toplantıları’na da katılmış ve “Türk dostu” olarak bilinen Prof. Calleo, olup bitenlerden haberdar mıdır acaba...
Beş yıl önce teşekkür ederek literatüre geçirdiği Bilal Erdoğan’ın “tekke pazarlığı”yla farklı bir literatüre geçtiğini duymuş mudur?
Okçular Tekkesi’nin, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden TÜRGEV’e devrine uzanan bürokratik aşamaların kurgusunu; ama asıl bu kurguda, Türkiye’deki “tek kutup”un nasıl ince ince, nasıl hegemonik bir güçle örülüp hazırlandığını fark etmiş midir? Bilinmez.
Bilinmesi gerekense, o “teşekkür”ün artık hükümsüz kaldığıdır.
Prof. Calleo’nun katkıları için teşekkür sunduğu uzmanların arasında “NecmeddinBilal Erdoğan”ın da adı geçiyor.
Evet evet; vakıf malı olan Okçular Tekkesi, TÜRGEV’in tekkesine dönüşmesi gecikince, “Ya siz bu kanunu çok ciddiye alıyorsunuz” dediği iddia edilen Harvard Kamu Yönetimi çıkışlı Bilal Erdoğan’ın.
(İlgilisi belki hatırlar. Bilal Erdoğan, Harvard’daki öğreniminin ardından, doktoraya başlamıştı. Washington’daki John Hopkins Üniversitesi’nin İtalya’daki Bologna Kampusu’ndaki doktoranın tamamlanıp tamamlanmadığı bilgimiz dışında.)
Bilal Erdoğan’ın, tek kutup ihtirasının dengelenmesi gereğini anlatan akademik bir yayına yaptığı “katkı”, bu katkının teşekkürle taçlandırılması, artık kötünün kötüsü bir şakaya dönüşmüştür.
Vaktiyle Abant Toplantıları’na da katılmış ve “Türk dostu” olarak bilinen Prof. Calleo, olup bitenlerden haberdar mıdır acaba...
Beş yıl önce teşekkür ederek literatüre geçirdiği Bilal Erdoğan’ın “tekke pazarlığı”yla farklı bir literatüre geçtiğini duymuş mudur?
Okçular Tekkesi’nin, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden TÜRGEV’e devrine uzanan bürokratik aşamaların kurgusunu; ama asıl bu kurguda, Türkiye’deki “tek kutup”un nasıl ince ince, nasıl hegemonik bir güçle örülüp hazırlandığını fark etmiş midir? Bilinmez.
Bilinmesi gerekense, o “teşekkür”ün artık hükümsüz kaldığıdır.
KUTU/ HALKBANK AÇIKLAMASI
Halkbank, 28 Şubat 2014’te bu köşede “Kim Bu Tunç Ağabey” başlığıyla yayımlanan yazıma noter kanalıyla “Tekzip” gönderdi.
“Banka ve yöneticileri hakkında itibar ve prestij düşürücü haksız bir tasarrufta”bulunduğum belirtilen metni özetleyerek aktarıyorum:
-Bankamızın adı geçen firmadan hiçbir zaman 137 milyon dolar alacağı olmadığı gibi, anılan firmaya yapılan icra takibinde 137 milyon dolar alacak bildirilmmemiş, ayrıca ayına gyarimenkulün kredi kullanımında teminat gösterilmesi de söz konusu olmamıştır.
-Haberde teminat olarak verildiği belirtilen gayrimenkulün tapu kaydı incelendiğinde de görülecceği üzere, hiçbir zaman banka lehine ipotek edilmediği ve kredinin anılan gayrimenkul teminat alınarak kullandırıldığı iddiasının doğru olmadığı ve tamamının müflis firmaya ait olmayıp yüzlerce hissedarı bulunduğu da görülecektir.
-Banka, haberde adı geçen gayrimenkule maliki olmadığı için satamayacağı gibi gayrımenkulü aldığı söylenen firmanın bankayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
-Banka alacağını hukuki çerçevede diğer 56 adet alacaklı ile birlikte iflas masasına kaydettirmiş ve sonrasındaki bütün işlemleri de mevzuata, bankacılık ilke ve teamüllerine uygun olarak gerçekleştirmiştir.
-Konu daha öncede (yazım hatasını düzeltmedim) adli ve idari mercilere yapılan şikâyetler çerçevesinde incelenmiş olup herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmamıştır.
ÇİĞDEM TOKER
Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder