Bakanlığın her karar ve uygulamasının altından gericilik çıkıyor.
652 sayılı kanun hükmünde kararname ile meslek okulları tek bir genel müdürlük altında birleştiriliyor. Anayasal olarak meslek okulu olan imam hatipler ise bu genel müdürlüğe bağlanmıyor. Aynı Bakanlık 1 Mayıs 2014 günü yayımladığı bir genelgeyle, mesleki-teknik alanda faaliyet gösteren okulların, “Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi” ile “Çok Programlı Anadolu Lisesi” adı altında toplanacağını duyuruyor. Ayrıca, çok programlı Anadolu liseleri bünyesinde, Anadolu meslek programı, Anadolu teknik programı, Anadolu lisesi ve/ ya da Anadolu imam hatip lisesi açılacağını belirtiyor.
Ortaöğretim genel müdürlüğüne bağlı olan Anadolu liseleri ile din öğretimi genel müdürlüğüne bağlı olan imam hatip liselerinin çok programlı Anadolu liseleri bünyesinde olunca mesleki teknik eğitim genel müdürlüğüne bağlı olması gibi garip bir uygulama ortaya çıkıyor. Bütün yolların imam hatibe çıkması için, böylesi garipliğin önemi olmuyor.
Biliyorsunuz, adında Anadolu sıfatı bulunan okullar öğrencilerini sınav sonuçlarına göre alıyor. Geçen öğretim yılı başında genel liseler kapatılmıştı. Yukarıda değinilen genelgeyle mesleki ve teknik liseler Anadolu lisesi türüne dönüştürülüyor. Bakanlığın bu kararıyla yalnız imam hatip liseleri ile açık lise sınavsız öğrenci alacak! Bakanlık böylece, zorunlu eğitim sürecinde, sınavı kazanamayan öğrenciye imam hatip ya da açık lise seçeneğini bırakmış oluyor. Açık liseden üniversiteye geçiş neredeyse imkansız olduğundan, sınav kazanamayan çocuklara, gidebilecekleri tek okul kalıyor: imam hatipler!
Yine bilindiği gibi sınavlarda genellikle nitelikli özel okullarda okuyan ve özel hocalardan ders alan varsıl aile çocukları daha başarılı oluyor. Dolayısıyla Bakanlık, imam hatipleri yoksulların kaderi haline getirmiş bulunuyor.
1 Mayıs genelgesine göre ayrıca, valilikler, mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarını “karma” ve “yalnızca kız öğrencilerin öğrenim görebileceği” okullar olarak düzenleyebilecek! Ancak, yalnız kız öğrencilerinin okuyacağı liselere, "… kız lisesi” denmeyecek!
Bakanlık “karma eğitimi”, bazı bölgelerde kız çocuklarının okullaşmasındaki engellerden biri olarak görüyor! Oysa Bakanlık da biliyor ki, bazı bölgelerde kız çocuklarının okullaşmasının önündeki engel, karma eğitim değil, o bölgelerdeki kimi ailelerin kız çocuklarının okumasını istememeleridir! Çünkü o aileler için kız çocuk, “çocuk” değildir. “Kaç çocuğun var?” sorusuna o aileler genelde erkek çocuk sayısıyla yanıt verirler. Yanıt sonrasında, “Kaçı kız” derseniz, örneğin 2-3 de kız var derler. Çünkü o ailelerde kız, hem ailenin emek gücü hem de ailenin geleceğidir! O aileler genelde çocuklarını çocuk yaşta ve bir bedel karşılığında yaşlı başlı insanlara ve bazen de, ikinci, üçüncü, dördüncü eş olarak verirler. Okuyan kız, doğal olarak kolay kolay bu tongaya düşmediğinden kızlarını her türlü öğrenmeden uzak tutmaya çalışırlar.
Bu arada binlerce kişi okulunun imam hatibe dönüştürülmesine itiraz ediyor; Bakanlık aldırmıyor ve bildiğini okuyor! Milyonlarca Alevi zorunlu olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersini almamak için çırpınıyor. Yerel mahkemeler dava açan Alevilerin lehine karar veriyor. Bakanlık bana mısın demiyor; bu dersi Alevilere dayatmaya devam ediyor! Milyonlarca yurttaş genel liselerin kapatılmamasını istiyor: Bakanlık aldırmayıp bu liseleri kapatıyor; çocuklara imam hatip seçeneğini neredeyse zorla dayatıyor. Konu “karma eğitime” bağlanınca, bakanlık balıklama atlıyor! Çünkü Bakanlığın son yıllarda aldığı karar ve uygulamalar, “karma eğitime” bazı ailelerin değil, esasında bakanlığın karşı olduğunu gösteriyor!
Gelişmiş ülkelerde, devlet çocuklara göz-kulak oluyor. İstismara uğrayan çocuğu aileden uzaklaştırıp koruma altına alıyor. Türkiye’de ise AKP iktidarında, çocuk istismarının artması yanında, kayıp çocuk sayısı da artıyor, cinsel suçlar da, kadın cinayetleri de. Bizim Bakanlık bu konularda eğitsel açıdan önlemler alacağına, çocuğun özellikle kız çocukların özgürleşmemesi, kendilerini geliştirmemeleri ve aileye ya da kocaya bağımlı olmalarını sağlayacak önlemler peşinde koşuyor. Kızların ve gençlerin normal eğitim görüp özgürleşmesi yerine imam hatipleri ve açık liseyi zorunlu eğitim içine alıyor, ortaöğretim yönetmeliğini değiştirip o çağdaki öğrencilerin evlenmesine izin veriyor!
Bakanlık, esas işinin bazı kesimlerin toplumun bağnaz isteklerine prim vermek değil, onlara eğitim yoluyla bağnazlıklarını aşma yolunda yardım etmek olduğunu yadsıyor.
Bakanlık, liseye geçişte yeni düzenlemeler getirirken bile, daha çok öğrencinin imam hatibe geçmesini sağlayacak karmaşık düzenlemeleri yeğliyor!
Bakanlık, her adımıyla gericiliğin pekişmesine çalışıyor.
Rıfat Okçabol/ SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder