15 Haziran 2014 Pazar

Davutoğlu’nun Düş Politikası!-CAN DÜNDAR

İçinde bulunduğumuz durum şöyle de özetlenebilir; kılavuzu Davutoğlu olanın başı dertten kurtulmaz. Daha bakanlık koltuğuna oturmadan, Başbakanlık danışmanlığı yaptığı dönemlerde de dış politikanın belirleyicilerinden olan Davutoğlu’nun başlıca hedefi, kendince geçmiş 100 yıllık parantezi kapatmak ve son 100 yılın daha gerisindeki düşlere dayalı yeni bir dönem başlatmaktı. Bu zaman dilimine başta Mustafa Kemal Atatürk dönemi olmak üzere, İkinci Meşrutiyet’ten sıcak ve Soğuk Savaş dönemlerinin politikalarına kadar her şey giriyor.Gidiş gösteriyor ki, o parantez Davutoğlu’nun üzerine kapanacak. Zira,baş kılavuzluğunu kendisinin üstlendiği tüm temel dış politika konularında batağa saplandık. Davutoğlu’nun konuşmalarında da yazılarında da sık kullandığı iki söz var; aktif ve atak...
Ona göre tüm bölge politikalarını geçmişteki temkinli dönemlerin aksine daha atak belirlemek gerekiyor.
Kendileri bunca ataklığın başına kocaman bir “B” harfi eklediler.
Bataklıkta ataklığın neler getirdiğini birazcık yaşam deneyimi olanlar bilir...

***
Güncel ve acil durum, elbette Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı terör örgütünün elinde bulunan tüm rehinelerin sağlıklı bir şekilde kurtarılmasıdır. Bunun için Türkiye toplam gücünü kullanmalı, sorunu en kısa sürede çözmelidir.
Ne var ki, hükümet hâlâ bu havada değil. Böyle bir ortamda bile iki ana hedefi var; birincisi muhalefete saldırmak, ikincisi bu krizin parti lehine kullanılmasının zeminini oluşturmak.
Her iki politika da yabancısı olduğumuz konu değil; bir AKP klasiği.
AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları, rehineler konusunda içinde bulunduğumuz çaresizliği şöyle tarif ettiler:Sabırla çözülecek!
İç, dış hiçbir konuda sabrı selameti bilmeyen AKP, terör örgütüne karşı sabredecek!Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, “Irak’ta kaos var gibi yansıtılıyor” değerlendirmesi ise bu gidişle önümüzdeki günlerde yaşayacaklarımızın habercisi. Davutoğlu’na sormak gerekir:
Musul’da yönetimin tam olarak kimin elinde olduğu belli değil, çevrede büyük bir iç göç hareketi var. Bölgeyle ilgili tüm dış güçler olağanüstü hal ilan edip önlem almış. Türkiye’nin konsolosluğu basılıp 49 kişi rehin alınmış. Bu kaos değilse, kaos nedir?
***
Bir başka pencereden bakınca Davutoğlu’nun ne söylemek istediği açık; IŞİD ve benzeri örgütler AKP için zaman zaman ittifak kurulabilecek, militanlarına gerekli eğitimi vermek için yardım edilebilecek doğal müttefikler.Ortadoğu’da bölgenin doğal gidişinin parçası olan böylesi örgütlerle al takke ver külah ilişkiye giren iktidar, Batı’yla diyalog ararken de onlara demokrasi dersi vermeyi ihmal etmiyor.
Mısır politikasında yaşanan hüsran... Suriye’de Esad’a, “günlerin sayılı” diye başlayıp yıllara yayılan kriz... Irak’ta Kuzey’le petrolden inşaata ballı işler yapmak sevdasıyla Bağdat’ı devre dışı bırakma densizliği...
Geldiğimiz nokta ortada...
Bütün bunlardan sonra Davutoğlu “daha atak” ne yapabiliriz araştıradursun, biz böyle durumlarda akla gelen bir fıkrayı paylaşalım...
Keçi ile kartal uçağa binmiş. Havalandıktan hemen sonra kartal hostes düğmesine basmış. Hostes gelince, “hiiç, iş olsun diye bastım” deyip gülmüş. Benzerini keçi de yapmış, aynı yanıtı vermiş. Oyun ikisinin de hoşuna gitmiş. Fıkra bu ya, bir süre sonra pilot, ikisini de dışarı atın demiş.
Kapıda kartal keçiye sormuş:
- Sen uçmasını biliyor musun? Bilmiyorum, karşılığını alınca çıkışmış:
- Madem uçmasını bilmiyorsun, havada bu oyunu niye oynadın?  

CAN DÜNDAR
Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder