AKP'yi yolsuzlukla, padişahlıkla suçlayan bir siyasi geçmişi olan Süleyman Soylu, Tansu Çiller'in gözdeliğinden Erdoğancılığa terfi ettiği bir süreç yaşıyor. "Zıkkımın kökünü göstereceğiz" dediği hükümetin kabinesinde yer alan Süleyman Soylu'nun her iki bakanlığı da ülkede kritik uğrakların yaşandığı dönemlere denk geliyor: 12 Eylül referandumu ve 15 Temmuz sonrası...
“Başbakan kendisini padişah olarak görmek istiyor”, “At üzerinde duramayan ülkeyi de yönetemez”, “Bu hükümete zıkkımın kökünü göstereceğiz”... Demokrat Partili olduğu dönemde AKP’ye ve Tayyip Erdoğan’a karşı bu sözleriyle hatırlanan Süleyman Soylu dün İçişleri Bakanlığı’na terfi ettirildi.
12 Eylül referandumu sürecinde AKP’ye geçişiyle birlikte Erdoğan’a itaatkarlığını sunan, karşılığında milletvekilliği ve kabineden yer verilerek ödüllendirilen Soylu, tipik bir merkez sağ karakteri olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle çığırtkan, içi boş açıklamalarıyla sığ ve şişirilmiş bir profil olduğu anlaşılan Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’na varan siyasi serüvenine, sağ ideolojinin kirli ilişkilerini özetlemesi açısından göz atmakta fayda var.
MERKEZ SAĞ VE SERMAYE İLİŞKİSİ
Süleyman Soylu’nun merkez sağla yolunun nasıl kesiştiğine ilişkin bir inceleme yapıldığında elbette sermaye ilişkileri karşımıza çıkıyor. 1990’lı yıllarda İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda varlık gösteren Soylu, 1995 yılında kendi şirketini kuruyor. Aynı yıllarda Doğru Yol Partisi’nin Gaziosmanpaşa ilçe başkanı olan Soylu, 4 yıl sonra İstanbul İl Başkanlığı görevine getiriliyor.
O yıllarda Tansu Çiller’in gözdesi olarak anılan Soylu, 2002’de milletvekili adaylığını ilan ediyor. Ancak AKP’nin yükselişe geçtiği dönemde DYP’den elbette milletvekili seçilemeyen Soylu, partinin ANAP’la birleşerek Demokrat Parti ismini almasıyla yeni görevine hazırlanmaya başlıyor. 2007 seçimleri sonrası Mehmet Ağar’ın istifasıyla Demokrat Parti genel başkanlığına getiriliyor.
Genel başkanlığı görevinde 2009 yerel seçimleri için “Yüzde 5,4'ün altında kalırsak çekilirim" şeklinde ilk popülist çıkışını yapıyor Soylu. Seçimlerde yüzde 4’ün altında oy alınca “Ben bildiğiniz siyasetçilerden değilim” diyerek istifa edeceğini duyuruyor. Ancak bu kararından bir süre sonra vazgeçiyor ve parti kongresinde aday olacağını duyuruyor. Ancak kendi talebiyle yapılan kongreye aday olmaktan da son anda vazgeçiyor, Hüseyin Cindoruk genel başkanlığa getiriliyor. Soylu bu dönemde AKP’yle yakınlaşmaya başlıyor.
12 EYLÜL REFERANDUMU VE BAKANLIK
Seçim döneminde TÜİK’e “Tayyibi üzmeyen istatistikler kurumu”, AKP hükümetine “yolsuzluk çukurunun içinde”, Erdoğan’a “rantın babasını getirdi” diyen Soylu her ne oluyorsa 12 Eylül referandumunda “evet” kampanyası için çalışmalar yürütüyor. Soylu, il il gezerek yürüttüğü “evet” kampanyası nedeniyle DP’den ihraç edilirken AKP’nin de gözüne girmeyi başarıyor. 2012’de düzenlenen resmi törenle AKP’ye katılıyor, MKYK’da göreve getiriliyor.
AKP’de Ar-Ge'den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevi yürütürken 2015’te Trabzon’dan milletvekili seçiliyor. Daha sonra da kabinede yer verilerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oluyor. Böylece 12 Eylül referandumunda üstlendiği pozisyondan "kazançlı" olarak çıkıyor.
DİSK GENEL KURULU’NDA PROTESTO
Soylu, bakan olduğu dönem ilk protestoyla DİSK Genel Kurulu’nda karşılaşıyor. Kurula katılan Soylu, “Hırsız, Katil Erdoğan” sloganları ve ıslıklar eşliğinde salondan çıkmak zorunda kalıyor, yaptığı ilk açıklama ise “Şahsıma söylense elbette ki ben bunu kabul ederim ama ülkemizin cumhurbaşkanına, 'katil ve hırsız' diye slogan atılmasını benim kabul etmem mümkün değildir" oluyor.
15 TEMMUZ VE BAKANLIK
“Padişah olmak istiyor” diye eleştirdiği Erdoğan’ı “Türkiye'nin ilelebet ebedi başkanı” diye öven Soylu, AKP’li olduğu dönemde de çelişen açıklamalar yaptı. 2013’te Ergenekon davasını “Türkiye hukuka dayalı fabrika ayarlarına dönüyor” diye savunan Soylu, darbe girişimi sonrası davaya “kumpas” nitelemesi yapan AKP’liler arasında...
En son 15 Temmuz darbe girişimi gecesi TRT Genel Müdürlüğü önüne verdiği fotoğrafla “Sokağa çıkan tek bakan” olarak duyurulan ve böylece bir kez daha Erdoğan’ın gözüne giren Soylu şimdilerde İçişleri Bakanı yapılarak yine karşılığını almış görünüyor.
Aziz Nesin'in bilinen "Zübük" karakteri de bir kez daha akıllara geliyor.
SOL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder