3 Ekim 2016 Pazartesi

Baskı altında başarı...- ERDAL ATABEK

Türkiye’de laiklik neden tehdit altındadır? 
Neden ülkemizde eğitim kolayca dinsel alana kaymaktadır? 
Neden toplumumuz özgürlüklerden kolayca vazgeçmektedir? 
Bu hakları kolayca kazanmış olmasından mı? 
Bu haklar için mücadele etmemiş olmasından mı? 
Büyük ölçüde “evet”
Büyük olasılıkla nedeni bu olmuştur. 
Belki de asıl bilmemiz gereken budur.
***
Gerçek başarı, baskı altında kazanılan başarıdır. 
Çünkü kolay elde edilen başarı kolayca kaybedilir. 
Kişi örneğinde de toplum ölçeğinde de görülen budur. 
Bir futbol maçında da, girilen bir sınavda da, bir özgürlük arayışında da bu ilkenin doğru olduğu görülür. 

Batı uygarlığı “laiklik” ilkesine yüzyıllar süren din savaşları sonrasında ulaşmıştır. 
Eğitimde laik nitelik bilimlerin önyargıdan kurtuluşu ile kazanılmıştır. 
Özgürlük, uğrunda can vermeyi göze alanların hakkı olmuştur. 
Atatürk Türkiyesi bu hakları Mustafa Kemal’in ve arkadaşlarının çabası ile kazanmış, toplumsal mücadelesi sonradan gelmiştir. 
Toplum bu nedenledir ki, uğrunda mücadele etmediği hakların tehdit altına girmesine karşı yeterince tepki göstermemiştir. 
Oysa, hiçbir baskı başarıya engel olamaz. 
Tam tersine, baskılar başarı için daha güçlü irade yaratır. 
Baskı altında başarıya nasıl ulaşılır?
***
Baskı altında başarının ilk koşulu “dayanıklılık”tır. 
Kişi olsun, toplum olsun, baskıya karşı “dayanıklı” olmalıdır. 
Bu da, baskı öncesinde böyle bir zorlanmaya hazırlıklı olmayı gerektirir. 
Hazırlık, önce zihinsel, sonra da sosyal ve fiziksel olmalıdır. 
“Zorlanacağımı biliyorum. Çoğalıyorum. Güçleniyorum”
Hazırlığın kuralı budur. 
Bilinç, güç birliği, gücün artırılması. 
Kişi ölçeğinde de budur, toplum ölçeğinde de bu. 
Baskı altında ikinci adım, “baskıya direnme”dir. 
Direnme, kabul etmeme, razı olmama, alışmama ile gerçekleşir. 
Zihinsel direnme, sosyal direnme, fiziksel direnme. 
Kabul etmeyeceksin. 
Razı olmayacaksın. 
Alışmayacaksın. 
Asla. Hiçbir koşulda. Hiçbir zaman.
Gevşemeyeceksin. Yayılmayacaksın. Yorulmayacaksın. 
Üçüncü adım; ilkelerini unutmamaktır. 
Ne için, neler için mücadele ettiğini bilmek. Bunları hiç unutmamak. 
Mücadele ilkeleri senin savaşının anayasasıdır. 
Bunu bilmemek, bunu unutmak, bunu özümsememek başarısızlığın eşiğidir. 
Baskı altında başarı için artık hazırsın. 
Şimdi;
***
Şimdi karşı saldırıya geçeceksin. 
Şimdi sana gereken, güçleri birleştirmendir. 
Kişisel ölçekte bu güçler; aklın, iraden, cesaretindir. 
Aklını kullanacaksın, mücadeleyi sürdürme iradeni kullanacaksın, kazanmaya cesaret edeceksin. 
Unutma: kazanmak, kazanmaya cesaret edenlerin hakkıdır. 
Zaman baskısı, beklentiler baskısı, kazanamama korkusu engellerindir. 
Bu baskılara aklınla, iradenle, cesaretinle karşı duracaksın. 
Toplum ölçeğinde ise baskı altında başarının anahtarı; evrensel uygarlığın Aydınlanma kültürü olan idealindir. 
Özgür insan aklı, özgür insan iradesi, uygarca paylaşılan yaşam. 
Dayanıklılığın, direngenliğin paylaşılmış güç birliğiyle kazanılmıştır. 
Gücün, yüzyıllarca sınanmış uygarlığın kazandığı güçtür. 
Şimdi sen toplumunla bu gücün kazanması için savaşacaksın. 
İşte, kazanmayı böyle hak edeceksin. 
Gerçek başarı, baskı altında kazanılan başarıdır. 
Şimdi ve bu koşullarda kazanırsan gerçekte kazanmış olacaksın. 
Şimdiye kadar hazır bulduğun kazanımlarla yaşadın. 
Onları neden böyle kolayca kaybettiğini de pek anlayamadın. 
Oysa hazır bulmuştun onları. 
Sen almamıştın, sana verilmişti. 
Şimdi de eğer farkına varırsan, uğrunda mücadele edebilirsen, gerçekte senin hakların olacak ve hiç kimse onları geri almaya cesaret edemeyecek. 
Şimdi, senin sınavın bu. 
Ya baskı altında başarıp kazanacaksın. 
Ya da sızıldanıp duracaksın. 
Kimsenin de umuru olmayacak. 
Kavşaktasın. Karar vereceksin...

Erdal Atabek
CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder