8 Ekim 2016 Cumartesi

Sünni - Şii savaşlarının ipleri...- ŞÜKRAN SONER

Aradan yıllar geçince, Irak ve İran halklarından kayıtlara geçirilme, anımsanmaya gerek görülmeyen yüz binlerin ölümüne, çok ağır yaralı, mal kaybına da yol açan bedelleri insanlık gündemi, belleğinden bile silinmiş gibi geliyor. Sahi bu büyük ülkeler arası Sünni-Şii mezhep çatışmasında başrol, suçlunun ABD olduğu hâlâ söylense de, ipleri ellerinde tutanların sahneledikleri oyunların ayrıntıları, daha doğrusu asıl gerçeklerini merak eden bile yok...

Çok yakın tarihli, ABD’nin 11 Eylül’ü travmalı, terör örgütleri ile yatağında savaşmak gerekçeli işgal projeleri kapsamında, Irak işgalinde yine Sünni-Şii güç dengeleri odaklı hesapları hangi boyutları ile anımsıyoruz? Yayımlanmış resmi raporlar, uzman görüşlerinden belleklere kazılanlara göre, dünya kamuoylarına dönük kampanyalarda Saddam dikkatörlüğünün nükleer tehdidi, diktatörlüğüne son verme gerekçeleri ön plandaydı. Sonrasında itiraf edilenlere göre nükleer tehdit savları gerçek çıkmamış, yanlış bilgilendirmeler için güya bir tür özür dilenmişti.. Saddam’ın Suudilere savaş ilanı önce, işgal girişimi öne çıkamadan ana gerekçeler arasında yer almıştı..

Ancak ABD’de siyaseten Bush projesinden vazgeçilip, Obama projesine geçiş süreci ile, Irak işgalindeki askeri gücün geri çekilmesinin ana gerekçesi, ABD’ye asker cenazesi “tabut” göndermeme stratejisine oturtulmuştu. Asıl uzmanlık, düşünce kuruluşları raporlarında Irak içi dengelerde, en çok petrol üretim kaynakları üzerinden, Irak halkının kuzeyde Kürtler, orta ve güneyde Sünni-Şii Araplar üçlü parçalanmış dengelere oturtulmasının başarılamadığı itirafları yer almış, giderek büyüyen iç savaş ırklar-mezhepler çatışmalarında ortaya çıkan kaosun, sonu alınamayan rafineri yangınlarının ürünü, kanlı petrolün önlenemez yükselişi ile zengin kuzey dünyasını da kasıp kavuran büyük ekonomik krizle, kaostan çıkılamaması kitlelerin, dünya kamuoyunun dikkatini çekemeyen ana nedeni oluşturmuştu.

***
Yükselişi önlenemeyen Çin ekonomisinin dünya üzerindeki etkileri, petrolün yükselişi ile Rusya ve İran’ın öngörülemeyen ölçeklerde toparlanıp dünya güç dengelerinde yer değiştirmeleri.. Demokrasi ithali projelerinin İslam dünyası, Ortadoğu odaklı fiyasko sonuçları.. Sahi zengin kuzey dünyasının ötekileri arasında da filizlenen, Rusya’nın savaştığı Çeçenler başta, ABD siyasetlerinin de katkıları ile Afganistan- Pakistan, en çok Ortadoğu Sünni İslam ülkelerinden beslenen, en kanlı radikal Sünni İslamcı terör örgütlerinin yaratıcılığında şampiyonluk hangi ellerde?

Arap baharları fiyaskolarının hemen ardından, paramparça, yangın yerlerine dönüşen ülkelerin tümünün iç savaş bataklıkları, kaoslarında öncelik mezhepçilik savaşlarında. Kuşkusuz aşiretler, ırklar üzerinden de korkunç bir kaosun sarmalı kanser hücreleri kadar hızlı yükseldi durdu. Birçok Afrika ülkesi şimdilik zengin kuzey dünyasına yakıp yıkmada etkisiz kaldıkları için fazlaca önemsenmiyor. Libya’ya bile kolayca toparlanamayacak, devlet olamayacak, dolayısıyla da büyük tehdit sayılamayacak gözüyle bakılıyor. Ama Irak’tan sonra en ağırı Suriye yangını, IŞİD’in simgesel görünen tehdidi oluşturmasıyla, doğrusu daha çarpıcısı göçlerin zengin kuzey dünyası halklarını, ekonomilerini sallamasıyla en çok Sünni-Şii mezhep çatışmaları dengelerinin bozulması, ırkçılık çelişkileri üzerinden de ipleri ellerinde tuttuklarına inananların, ortaya çıkan sonuçlarla başları fazlasıyla belaya girmiş gözüküyor..

Hâlâ iç savaşlar kaosunda kaç Sünni Şii, Arap-Kürt.. öldüğü çok da umurları değil..
İplerin kontrolünün ellerinden kayması, aralarındaki çıkar dengelerinin bozulması, dünya çapında ekonomilerle at başı, insanlığın tepetaklak oluşu ile rejimlerin de sallanması artık kaygı verici, korkutucu boyutlara varmış bulunuyor.. Son günlerin gelişmelerinin haberlerinde pek çoğu gerçek bilgiye dayalı satır aralarının insana akıldışı gelmesi bundan.. Bağdat yönetimi, daha bir yumuşak çıkışla ABD yönetimi de, Türkiye’yi Irak’ta işgalci ilan ederken Barzani yönetimi sahip çıkıyor. Türkiye, Erdoğan liderliği yönetimi onların bilgisi, onayı kapsamında ne zamandır oralarda olduğunu, geri dönmeyeceğini söylüyor. Bölgeye yönelik ABDRusya bir uzlaşık bir çatışır rollerde, İran- Rusya-Türkiye konumları her gün değişken.. ABD’nin İslam dünyası içindeki derin Sünni ittifakı stratejik ortaklığından köklü dönüş mü var?..
 Şükran Soner  CUMHURİYET

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder