26 Aralık 2016 Pazartesi

İkili karşıtlıklar - TAYFUN ATAY


Hatırlayın, Kuzey Irak’ta ABD tugayı tarafından askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde devletçe ve milletçe gösterilen büyük tepki ve infiali…
Bir de bakın şimdi El Bab’da iki askerimizin IŞİD tarafından diri diri yakıldığına ilişkin iddialar karşısındaki atalete… Haber, bilgi ve istihbaratı bastırma ameliyesine… Ve bırakın güçlü bir tepki ya da infiali, adeta paralize olmuşluk haline. 

***
Gözünüzün önüne getirin Beşiktaş’ta ve Kayseri’de TAK terörü sonrası can veren onlarca polis ve asker için HDP’den, EMEP’e, hatta CHP’ye kadar, parti bürolarıyla temsilcilerine yönelik saldırı, ateşe verme ve lince kadar varan sivil tepkisel hareketlilikleri…
Bir de arayın bakalım, bulabilecek misiniz El Bab’da IŞİD terörüne kurban giden askerlerimizin acısıyla meydanlarda herhangi bir gösteri yapıp öfke ve hiddet kusan, hançeresini yırtarcasına teröre lânet yağdıran benzeri sivil grupları, “tosuncuk”ları!..
(Sadece IŞİD’in iki askeri yakarak öldürdüğü iddialarına karşı protesto gösterisi yapıp “Ölüme karşı yaşam, savaşa karşı barış” pankartı açanlar, polisin engellemesi ve gözaltılarla karşı karşıya kaldılar!) 

***
Göz gezdirin dünkü gazetede Dışişleri Bakanı’nın Antalya’da bir açılışta eğitimin öneminden dem vururken sarf ettiği “Daha fazla imam hatip ortaokulu açacağız, daha fazla imam hatip lisesi de açacağız” sözlerine…
Bir de kaydırın gözünüzü gazetenin yan sayfasında yer alan, yine Antalya’da ele geçirilen 9 kilo esrarla ilgili haberin devamına:
“Uyuşturucuya el koyan polis ekipleri, sürücü C.L’yi gözaltına aldı. C.L’nin Hisarçandır Mahallesi’ndeki bir caminin imamı olduğu, 2 ay önce atandığı belirlendi.”
 
***
Unutmayın gazeteci Hüsnü Mahalli’nin 2011 yılında bir sağlık sorunu yaşadığında bizzat dönemin Başbakan’ının talimatıyla ABD’de tedavi ettirilme önerisine varıncaya kadar özen ve ihtimama mazhar olduğunu…
Ama şimdi günde 11 ilaç, 3 de serum kullandığı halde iktidara yönelik eleştirileri hakaret sayılarak suçlanıp tutukluluğunun devamında ısrar edildiğini... 

***
Daha dün gibi aklınızdadır uçak düşürme hadisesi sonrası Rusya’ya, Ruslara ve Rus Devlet Başkanı’na yönelik sert, şedit, hakaretamiz ve düşmanca resmî retorik…
Şimdi de hüzünlü bir gülümsemeyle takip ediyorsunuzdur devletin tüm kademelerince seferber edilmiş kardeş ülke Rusya, dost Rus halkı ve çok kıymetli başkan Putin retoriğini. 

***
Ve en son olarak, dün gözünüze çarpmıştır DiHaber editörü Ömer Çelik’in gece Diyarbakır’daki evini basan polislerce “Siz Ermeni p.çsiniz” diye küfredilip annesinin ve eşinin önünde darp edilip, sonra da kelepçelenip Emniyet’e götürüldüğü haberi…
Ve bir anda dönmüşsünüzdür çok değil bir yıl öncesine; İstanbul’da IŞİD’e yönelik operasyonda gözaltına alınanların sakin sakin, yanlarında kadınları da onlara eşlik eder şekilde ve kelepçesiz karakola götürülme görüntülerine!.. 

***
Yukarıda alelacele sıralananlar, hâlihazırda önümüzde mevcut gelişmelerden kotarıldı.
Ama elbette fazlasıyla işlenmiş beylik örnekler de var: Pensilvanya’ya methiyeler düzülen günlerden şimdi lânetler yağdırılan günlere çıkılmış olması gibi…
Suriye iç savaşında “Esed”i devirme hedefiyle Selefiliğe göz kırpılan “stratejik derinlik”lerden şimdi “Esad”ı ve “seküler Suriye”yi tanıyan stratejik “genişlik”lere varılması gibi…
Yıllarca AB’ye üyeliğini “Müslümanca” allayıp pullayıp öne çıkartmışken şimdi “Bizi Müslümanız diye almıyorlar, almayacaklar” demek gibi… 

 
Hasılıkelam, şu “Yeni Türkiye”yi anlama ve açıklama yolunda önerilebilecek çok uygun ve hoş bir şifredir “ikilikarşıtlıklar”!..

Tayfun Atay
Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder