31 Ocak 2017 Salı

Dünya susmadı, Türkiye suspus - CUMHURİYET

Hükümet İslamofobi eleştirilerini unuttu, Trump’ın yedi ülke vatandaşlarına yasak kararına bir tepki gösteremedi. Yıldırım konuya ilişkin sorulara Meksika’yla yanıt verdi. Dünyada ise Trump karşıtı gösteriler vardı. 


ABD Başkanı Donald Trump’ın; İran, Irak, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen vatandaşlarının ülkesine girişini yasaklayan kararnamesine karşı Ankara sessizliği tercih etti. Washington- Ankara ilişkilerinde yeni başkan Donald Trump ile yeni bir sayfa açmayı umut eden Ankara, yıllardır İslamofobi’ye karşı dile getirdiği söylemlerini son bir haftada unuttu. Ankara, Müslümanlara karşı açık bir ayrımcılığı simgeleyen bu kararı kınamadı. Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yazılı açıklama yapmazken, ABD nezdinde girişim yapılıp yapılmadığı konusunda da bilgi paylaşılmadı. Trump’ın yedi ülkenin vatandaşlarına yönelik yaklaşımı sadece Başbakan Binali Yıldırım’a İngiliz meslektaşı ile basın toplantısında bir İngiliz gazeteci tarafından soruldu.
Ancak Yıldırım dini temeldeki bu ayrımcılık yerine Trump’un Meksika sınırına inşa edeceği duvar için tepki gösterdi. Yıldırım, “Uzun vadede onun sebeplerini ortadan kaldırmamız, bölgesel kalkınma farklılıklarının ortadan kalkması lazım. Bölgesel anlaşmazlıkların çözümü için Birleşmiş Milletler şemsiyesinde daha fazla gayret göstermemiz lazım. Yani siz duvar örersiniz, duvar çözüm olmaz, birikir, birikir o duvarlar da yıkılır. Berlin Duvarı da yıllarca durdu durdu bir gün yerle bir oldu. Niye? Çünkü değişimin önünde durulamaz. Değişimi yakalamak lazım. Bölgesel sorunları halının altına süpürmekle sorunları çözemeyiz. Sorunların üzerine gitmemiz lazım, büyümeden çözmemiz lazım. Dolayısıyla Amerika’nın yeni yönetiminin kararlarının içeriğini çok bilmiyoruz. Kulaktan duyma laflarla bunu değerlendirmek erken bir değerlendirme olur ama asıl çözüm, sorunların esasına inip sorunu ortaya çıkaran kaynakları ortadan kaldırmaktır” dedi.

‘Yeni bir bilince yol açabilir’
Vatikan Eski Büyükelçisi Prof. Dr. Kenan Gürsoy ise çok sayıda ülkenin hâlâ tepki göstermemesini “Galiba bekliyorlar. Ankara da... Bir geri adım bekliyorlar; çabuk karar vermek, çabuk reaksiyon göstermek istemiyorlar. Bunun yüksek bir kararlılıkla tatbik edilip edilmeyeceği konusunda bir belirsizlik var. Mahkemenin aldığı karar da ortada. Ama ‘bekliyorlar’ demek iyi niyetli bir yorum. Kötü niyetli yorum ise bazı Batılı kurumlar bir şekilde ‘hemfikir’ olabilirler. Ben iyi niyetimi muhafaza edeceğim, en azından ABD’nin ve Batı’nın içinde bir uyanışa vesile olması açısından da iyi bir hareket başlayabilir” sözleriyle değerlendirdi. Gürsoy, durumun yeni bir bilince de yol açabileceğini belirterek “Hiç alışık olmadığımız bir tavırla karşı karşıyayız. Dünyanın içinden geçmekte olduğu birtakım problemlere ABD’nin bir tavrı olarak görülüyor. Fakat bir memnun edici tarafı var. Bizzat Amerikan halkı tarafından bunun yanlış bir şey olduğu ifade ediliyor. Bu yeni bir Batılı bilince Batılı bakışa olumlu anlamda sebebiyet verir diye ümit ediyorum” dedi.

 Bakan Bozdağ'ın Trump'ın yasak kararına yasak yorumu: ABD'nin takdiridir
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ABD Başkanı Donald Trump’ın; İran, Irak, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan kararnamesine ‘onların takdiri” dedi. Adalet Bakanı Bozdağ, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Fethullah Gülen’in iadesi için son durumun sorulması üzerine Bozdağ, Trump’un göreve gelmesi üzerine yeni bazı bilgiler, belgeler ve delilleri ABD Adalet Bakanlığı’na gönderdiklerini belirterek, “Başkan Trump’ın bu konuda söylediklerine baktığınızda olumlu bir gelişme olabileceğine dair kanaatimiz güçlendi. Biz gerekirse ABD’ye bir kez daha gidip yeni Adalet Bakanı’na da Türkiye’nin bu konudaki beklentilerini ve hassasiyetlerini iletmek için bir fırsat buluruz diye düşünüyorum, gidebiliriz” diye konuştu. Gülen’in iadesini istediklerini bir kez daha anımsatan Bozdağ, “İnfaz edilsin” dedi. ABD Başkanı Donald Trump’ın; İran, Irak, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan kararnamesine karşı Bozdağ; onların takdiri olacağını belirttti. Bozdağ, Adil Öksüz’ün nerede olduğunun sorulması üzerine de “Bu adamı hep beraber arıyoruz” yanıtını verdi.

DÜNYAYI ÇİLEDEN ÇIKARDI
ABD Başkanı Donald Trump’ın mültecilerle 7 Müslüman ülkenin vatandaşlarına getirdiği seyahat yasağı yalnızca ülke çapında protestolara değil, Washington’ın Batılı müttefikleri de başta olmak üzere uluslararası arenada sert eleştirilere ve hatta misillemelere hedef oluyor. Yasak kapsamına alınan Irak’ta meclisin, “ABD’ye misliyle muamele edilmesi” yönündeki yasa tasarısını onaylaması dün gündemde geniş yankı buldu.

Bağdat’tan misilleme çıkışı
Buna göre Irak meclisi, uluslararası örgütler ve ABD yönetimi ile görüşerek kararın gözden geçirilmesini isteyecek. Seyahat yasağı kaldırılmazsa, Bağdat’ın da ABD vatandaşlarına yasak getirmesini talep edecek. Uluslararası örgütler de Trump’ın cuma günü imzaladığı kararname ile İran, Irak, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen vatandaşlarının 90 günlüğüne ve mültecilerin 120 günlüğüne ABD’ye girişini askıya almasına tepkili.

BM: İnsan haklarına aykırı
Addis Ababa’da Afrika Zirvesi’nin açılışında konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile” sınırların kapatılmasını eleştirdi. “Uyruğa dayalı ayrımcılık insan hakları yasalarına aykırıdır” diye tweet atan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, yasak için “kötü niyetli ve yasadışı” dedi.

İİT’den tepki
Yasak kapsamındaki ülkeler dahil 56 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), “Bu tür ayrıştırıcı ve ayrımcı adımlar, sadece aşırılıkçıların radikal söylemlerine hizmet eder ve terör yanlılarını özendirir” uyarısında bulundu.

‘AB’ye 3. tehdit Trump’
Avrupa Birliği’nin (AB) Brexit müzakerecisi Guy Verhofstadt ise “Trump, radikal İslam ve Rusya’nın ardından AB’ye yönelik üçüncü tehdit” çıkışı yaptı. Birlik, çifte vatandaşlarının “hiçbir ayrımcılığa uğramamasını” sağlama sözü verdi.

1 milyonu aşkın imza
Britanya hükümeti de vatandaşlarını koruyacağını duyururken Trump’ın bu yaz Londra’ya yapmayı planladığı resmi ziyaretin iptaline ilişkin imza kampanyasına destek çığ gibi büyüyor. Kampanya, İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’in desteklemesinin ardından bir saatte yüz bin imzaya ulaşarak parlamentoda tartışılmaya hak kazandı. Dün akşam saatlerinde katılımcıların sayısı 1 milyon 300 bini aşmıştı. Ancak başbakanlık yetkilileri, daveti geri çekmeyi düşünmediklerini açıkladı. Trump’a eleştirilerini dün de yineleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Terörle mücadele, belli köken ya da inançlardan insanlardan genel olarak şüphelenmeyi asla haklı kılmaz” diye konuştu. Kendilerinin de çifte vatandaşlarını korumak için ellerinden geleni yapacaklarını ekledi.

‘Acınası cahil insan’
İtalya Dışişleri Bakanı Angelino Alfano ise “Avrupa başkalarının tercihleri hakkında yorum yapacak bir pozisyonda değil. Yoksa bizim de duvarlar diktiğimizi unutmak mı istiyoruz?” diyerek mülteci krizine işaret etti. Endonezya, Hollanda, İsviçre ve İsveç hükümetleri de Washington’ı eleştirirken İsveç kraliyet ailesinden de sert bir tepki geldi. Prenses Madeleine’in İngiliz-ABD’li eşi işadamı Chris O’Neill, Instagram hesabından ellerini yüzüne kapatıp ağlayan Özgürlük Heykeli fotoğrafı paylaşarak Trump’a “Acınacak cahil bir insansınız” diye seslendi.

Avustralya’dan destek
Trump’ın yasak kararı ile birlikte pek çok trajik insan öyküsü de gözler önüne seriliyor. Kara listeye alınan ülkelerin vatandaşı olup, muhalif görüşleri nedeniyle kendi ülkelerinde hayati tehlikesi bulunanların durumu bilinmezliğini koruyor. Yasakla birlikte pek çok kişinin sevdiklerinden, ailelerinden, işlerinden kopmak durumunda kalacağına dikkat çekiliyor. Bu trajik hikâyelerden birinin kahramanı da hukuk mezunu genç Suriyeli Adel.. Eşi New York’ta yaşıyor. Ülkesindeki savaşla birlikte Lübnan’a geçen, uzun başvuru süreçlerinin ardından ABD’nin vize başvurusunu kabul etmesiyle sevince boğulan Adel, Trump’ın yasak kararı ile birlikte yıkılmış durumda. Babası ABD’li, annesi Suriyeli olan eşi Lamia ile buluşma hayalleri yarım kalmış halde. Adel yaşadıklarını “kâbus” olarak tanımlıyor, yeni bir yaşam, sevdiğiyle kavuşma hayalinin nasıl bir anda yıkıldığını anlatırken yine de bir yolunu bulup ne pahasına olursa olsun ABD’ye gideceğini söylüyor.

PARÇALANAN HAYALLER, BÖLÜNEN AİLELER..
Trump’ın yasak kararı ile birlikte pek çok trajik insan öyküsü de gözler önüne seriliyor. Kara listeye alınan ülkelerin vatandaşı olup, muhalif görüşleri nedeniyle kendi ülkelerinde hayati tehlikesi bulunanların durumu bilinmezliğini koruyor. Yasakla birlikte pek çok kişinin sevdiklerinden, ailelerinden, işlerinden kopmak durumunda kalacağına dikkat çekiliyor. Bu trajik hikâyelerden birinin kahramanı da hukuk mezunu genç Suriyeli Adel.. Eşi New York’ta yaşıyor. Ülkesindeki savaşla birlikte Lübnan’a geçen, uzun başvuru süreçlerinin ardından ABD’nin vize başvurusunu kabul etmesiyle sevince boğulan Adel, Trump’ın yasak kararı ile birlikte yıkılmış durumda. Babası ABD’li, annesi Suriyeli olan eşi Lamia ile buluşma hayalleri yarım kalmış halde. Adel yaşadıklarını “kâbus” olarak tanımlıyor, yeni bir yaşam, sevdiğiyle kavuşma hayalinin nasıl bir anda yıkıldığını anlatırken yine de bir yolunu bulup ne pahasına olursa olsun ABD’ye gideceğini söylüyor.

ŞİRKETLERDEN SIĞINMACI SEFERBERLİĞİ
Özel sektör, Trump’ın iltica ve seyahat yasağından etkilenenlere yardım için harekete geçti.

Starbucks’tan 10 bin iş
Seattle’dan dünyaya yayılan kahve zinciri Starbucks’ın yöneticisi Howard Schulz, gelecek 5 yıl içinde 10 bin sığınmacıya iş sağlayacaklarını duyurdu. Çalışanlarına hitaben yazdığı mektupta, “Size bugün derin bir endişe, buruk bir kalp ve azimli bir vaatle yazıyorum. Eşi benzeri görülmemiş bir zamanda yaşıyoruz. Ülkemizin vicdanının, Amerikan Rüyası’nın sorgulandığına tanık oluyoruz” ifadelerini kullanan Schulz, faaliyet gösterdikleri 75 ülkede savaş, zulüm ve ayrımcılıktan kaçan insanları işe alacaklarını, özellikle Amerikan ordusuna çevirmen ve destek personeli olarak hizmet vermiş olanları tercih edeceklerini belirtti.

Airbnb’den ev
Evini kiralamak isteyenleri ve gezginleri sanal ortamda buluşturan Airbnb sitesinin yöneticisi Brian Chesky, “Mültecilere ve ABD’ye alınmayan herkese” ücretsiz konaklama sağlayacaklarını duyurdu. Twitter hesabından “Açık kapılar ABD’yi birleştirir, kapatmaksa böler” mesajını paylaşan Chesky, Trump’ın getirdiği yasaktan etkilenen ve kalacak yeri olmayan kişilerin kendileriyle iletişime geçmesini istedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder